Serhedi, Åžeyh Abdusselam Barzani’nin dönemin Kürt hareketleri ile de yakından iliÅŸki kurduÄŸunu ifade ederek, “Kürt Teali Cemiyeti, Hevi DerneÄŸi, Åžeyh Mahmud Berzenci, Åžeyh Abdulkadir Nehri, Simko Åžikaki ile iliÅŸki halindeydi. 1907 yılında Åžeyh Nur Muhammed Birifkani’nin evinde gerçekleÅŸtirilen toplantıda Kürt aÅŸiretlerin bir çoÄŸu ortak bir manifestoyu onaylıyor ve Kürtlerin insani, doÄŸal halklarını talep eden bu manifesto Osmanlı Devleti’ne sunuluyor.”
Sehedi sözkonusu manifestonun içeriÄŸine de deÄŸinerek, “O manifestoda Kürtçenin Kürd bölgelerinde resmi eÄŸitim dili olması, kaymakam ve bölge yöneticilerinin Kürtçeyi bilmesi, iktidarın ÅŸeriate göre davranması, Kürt bölgelerden alınan verginin yine bu bölgelerdeki hizmetler için kullanılması ÅŸartları yer alıyordu” dedi.
Åžeyh Abdusselam Barzani’nin tutuklanması
Osmanlı Devleti’nin Åžeyh Abdusselam Barzani’yi tutuklamak için birkaç defa Barzan bölgesine askeri harekat düzenlediÄŸini ancak her defasında baÅŸarısız olduÄŸunu vurgulayan Serhedi, “Bu nedenle Osmanlı barış yolunu denemek zorunda kaldı” diye konuÅŸtu.
Åžeyh Abdusselam Barzani ile Osmanlı Devleti arasında bir barış anlaÅŸması imzalandığını dile getiren Kürt tarihçi, anlaÅŸmada yer alan önemli ÅŸartları da ÅŸöyle anlattı:
“Önemli maddelerden biri karşılıklı esirlerin deÄŸiÅŸ tokuÅŸuydu. DiÄŸer bir madde Osmanlıların yakıp yıktıkları evlere karşı tazminat ödemesiydi. BaÅŸka bir madde de Kürdistan’daki Osmanlı askerlerinin sayısını azaltma konusundaydı.”
AnlaÅŸmadan sonra dönemin Musul Valisi Easd PaÅŸa ile Kürtlerin 1912’deki Balkan SavaÅŸları’na kadar iyi iliÅŸkiler içinde olduklarını dile getiren Serhedi, “Åžeyh Abdusselam Barzani Bab-ı Ali’ye gönderdiÄŸi mektupta Balkan SavaÅŸları’nda Osmanlıya destek amacıyla 12 bin Kürt askerin gönderilmesi teklifinde bulunuyor. Bu mehtup Osmanlı arÅŸivinde mevcuttur. Ancak Balkanlarla Kürdistan arasındaki uzak mesafeden dolayı Osmanlı sadece Åžeyh’e teÅŸekkür ediyor” dedi.
Åžimdi Türk tarihçiler Erhan Afyoncu ve Murat Bardakçı'nın konuya bakışını inceleyelim
Erhan Afyoncu: Abdüsselam, ÅŸeyhlik yerine siyasi lider gibi davranmaya baÅŸlayıp, bölgede gasp ve katl hadiselerine girince Osmanlı yönetiminin dikkatlerini üzerine çekti
Barzani" sıfatı, "Barzan köyünden olan", "Barzanlı" manasına gelir. Barzan aÅŸiretinin merkezi, Musul Sancağı'nın kuzeyinde, Hakkâri'nin ise güneyinde bulunan Zibar Kazası'ndaki Barzan köyü idi.
1878'de bölgedeki diÄŸer aÅŸiretlerle çatışmaya giren Muhammed Barzanî, yakalanarak Musul'da hapsedildi. AÅŸiret mensupları ve müritleri Musul'a gelerek, ÅŸeyhlerinin serbest bırakılmasını, eÄŸer bu olmazsa geri dönmeyeceklerini" söylediler. Barzanî ÅŸeyhleri kendilerini mehdi ilan ederek, müritleri nezdinde tesirlerini artırmaya çalışmışlardır. Barzanî bir süre sonra hapisten kaçtı.
Barzanîler bölgedeki diÄŸer ÅŸeyh aileleriyle mücadeleye giriÅŸtikleri için bölgenin asayiÅŸini birçok defa bozmuÅŸlardır. 1903'te Muhammed Barzanî'nin 500 kiÅŸilik bir mürid grubunu bölgenin eÅŸkiyalarından Fakih Abdurrahman ile Heriki aÅŸireti reisinin emrine vererek civardaki Seyid Taha Tekkesi'ne aid bazı köyleri talan ve yaÄŸma ettirmiÅŸ, mezalimden kurtulabilenler periÅŸan bir hâlde Midyat taraflarındaki köylere sığınmışlardı.
Barzanîler'in reisi Åžeyh Muhammed, 1903'te öldüÄŸünde beÅŸ oÄŸlu vardı: Abdüsselâm, Åžeyh Ahmed, Muhammed Sıddık, Muhammed Babu ve Mustafa Barzan. Abdüsselam babasından sonra ailenin başına geçti. Abdüsselam, ÅŸeyhlik yerine siyasi lider gibi davranmaya baÅŸlayıp, bölgede gasp ve katl hadiselerine girince Osmanlı yönetiminin dikkatlerini üzerine çekti. 1904'te takibat baÅŸlatıldı.
1909'da II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra MeÅŸrutiyet fikirleri imparatorluÄŸun birçok bölgesinde bağımsızlık ve özerklik hayalleri öne çıkmıştı. Abdüsselam da bunlardan biriydi. Bölgedeki aÅŸiret ve dini grupların liderlerini yanına çekmeye çalıştı. Ancak çoÄŸunu ikna edemedi. Yanına çektiÄŸi aÅŸiretlerle 1909'da isyan etti. Ä°lk isyanı Muhammed Fazıl PaÅŸa tarafından sert bir ÅŸekilde bastırıldı. Barzan köyü ele geçirildi. Abdüsselam kılık deÄŸiÅŸtirip Hakkâri daÄŸlarına kaçarak, kurtuldu..
Murat Bardakçı:Kürtçe'nin Resmi dil olmasını talep edince...
Abdüsselâm diÄŸer aÅŸiretlerin yanısıra siyasî alanda faaliyet gösteren Kürt cemiyetleri ve partileri ile temasa giriÅŸti ve 1907’de Bâbıâlî’den Kürtçe’nin bölgede resmî dil kabul edilmesi, mahallî idarecilerde Kürtçe bilme ÅŸartının aranması, mahkeme kararlarının ÅŸeriat hükümlerine göre verilmesi ve bölgeden toplanan vergilerin yine bölgeye harcanması taleplerinde bulundu.
Bu talepleri silâhlı hareketlerin de takip etmesi üzerine Bâbıâlî bölgeye Dağıstanlı Mehmed PaÅŸa’nın komutasında birlikler sevkedince Abdüsselâm hâkim olduÄŸu toprakları bir seneliÄŸine terketti. Barzan’a giren birlikler Abdüsselâm’ın ailesi ile beraber kardeÅŸi Mustafa’yı da tutuklayarak Musul’a götürdüler.
O sırada üç yaşında olan Mustafa, sonraki senelerde “Molla Mustafa Barzani” diye tanınacaktı...
‘UNUTTUK, BUNLARI DA ASIN!’
Musul’da 16. Kolordu Askerî Mahkemesi’nde yargılanan Åžeyh Abdüsselâm ile adamları 15 Kasım 1914’te idama mahkûm edildiler. Sultan ReÅŸad, Harbiye Nazırı Enver PaÅŸa’nın 24 Kasım’da tasdik için kendisine gönderdiÄŸi mahkeme kararını iki gün sonra, 26 Kasım 1914’te onayladı ve Åžeyh Abdüsselâm ile adamları Musul’da idam edildiler. Bu idamlardan sonra bir de tuhaflık yaÅŸandı: Harbiye Nezareti’nden Musul’a bir baÅŸka yazı gönderilerek “Daha önce yollanan idam kararına bazı isimlerin yazılmasının unutulduÄŸunun farkedildiÄŸi” söylendi, birkaç kiÅŸinin daha daraÄŸacına gönderilmesi talimatı verildi ve emir yerine getirildi...
SONUÇ
Irak siyasetinde önemli bir kırılma noktası teÅŸkil eden Barzani ailesi ile iliÅŸkilerimiz gelecek yüzyılda da deÄŸiÅŸmeyecek bazen çok yaklaÅŸacağız bazen de nefret düzeyinde bir diplomasi yürüteceÄŸiz birbirimize karşı.
Henüz yorum yapılmamış.