Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak: Adayları belirleyenler, aday olanlar ve oy kullanacak olanlar, yeniden, bir daha ve tekrar tekrar düşünsünler

Abdurrahman Dilipak-Yeni Akit



Ä°mam-ı Azam’ın vefat sebebini biliyorsunuz. Daha önce yazdım. O annesi ile evlendirdiÄŸi Ä°mam-ı Caferi sadık’ın “Ä°mamet” ictihadına katılmadı ve Hilafeti savundu. Ama o zalim Halife tarafından iÅŸkence yoluyla ölümüne sebeb olundu. Bu olay Hicri 150’de gerçekleÅŸti. O zalim Halife Ebu Cafer el Mansur idi. Ä°mam-ı Azam rivayet edilir ki, zulüm altındayken vasiyet etti ve “Beni zalim sultanın gasbedip zulmünü ulaÅŸtırmadığı topraklara defnedin”.
 
O Halife ki, babasının içtihadına ve Halife’nin(!) emrine itiraz etti. Oysa o zat, iki talebesi birden kendine itiraz ettiÄŸinde, onlara “ben size böyle mi öÄŸrettim, edep ya hu” demedi. Musalla taşında meyyit olmalarını istemedi. O meseleyi kendine soranlara, bir de öÄŸrencileri ile görüÅŸmelerini söyledi.
 
Peygamberimizin Uhud savaşında, cephede, gençlerle ÅŸûrasını daha önce yazmıştım. O süreç vahiyle teyid edildi.
 
Daha önceki yazılarımda Halid b. Velid’in azledilmesi ile ilgili olayı da anlattım. Bu örnekleri hep aklımızda tutmak gerek. Nasıl din büyüklerimizi ilah ve rab edinmeyeceksek, siyasi ve askeri önderlerin de kutsallaÅŸtırılmaması gerekir. Göklerin hazinesinin anahtarı kimsenin elinde deÄŸil.
 
Biz “büyük evimiz” olan ÅŸehrimizin anahtarını kendilerine emanet edeceÄŸimiz birilerini arıyoruz.
 
Akil ve baliÄŸ olan insanların vekaletlerinin vasisi yoktur ve olamaz. Akil ve baliÄŸ olmayanların da “rey”i yoktur.
 
Sonuç ne olursa olsun, Allah’ın iradesi içindedir. Bu süreçte, sonuç ne olursa olsun, O’nun rızasına uygun davrananlar kurtuluÅŸa erenlerden, ötekiler ise, sonuç nasıl tecelli ederse etsin, kaybedenlerden olacaktır. Ve bu sonuç “mutlak” deÄŸildir. Çünkü icabında “Hak ÅŸerleri hayreyler”. Bu imtihanın ÅŸekli ve toplumun liyakatı ile ilgili bir konudur.
 
Bana kalırsa bu konuyu, adayları belirleyenler, aday olanlar ve oy kullanacak olanlar, yeniden, bir daha ve tekrar tekrar düÅŸünsünler.
 
Ä°nanmış insanlar esasen 5 yılda bir rey/tercihte bulunmazlar. Biz günde 24 saat ve yılda 365 gün, hak-batıl, doÄŸru-eÄŸri, helal-haram, sünnet-mekruh, güzel-çirkin bir tercihte bulunuruz. Asıl büyük seçim bu. Bu seçimi kaybetmiÅŸseniz gerisi ben ne yapayım!
 
Åžunu diyebiliyor musunuz: «Ä°ÅŸte bu, doÄŸrulara, doÄŸruluklarının fayda vereceÄŸi gündür. Onlar için, altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuÅŸ, onlar da Allah›tan. Ä°ÅŸte o büyük kurtuluÅŸ budur.” (Maide 119), (Fecr 27-30): “Ey huzura kavuÅŸmuÅŸ (Mutmain olmuÅŸ) insan! Sen O´ndan (Allah’tan razı) hoÅŸnut, O da senden hoÅŸnut (Razı) olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!”
 
Asıl büyük kazanç bu! Gerisi kıyl-u kal! Her olay karşısında sabreden, ÅŸükreden ve kötülükler karşısında direnenlerden olabilecek miyiz?
 
Ä°ntikam ve rakiplerine karşı öfke’yi tetikleyen, aklı zail eden “zafer sarhoÅŸluÄŸu”ndan ve “zalimlerle olayların dehÅŸeti karşısında acziyetin sebeb olduÄŸu sefaletten” Allah’a sığınırım! Sonuçta “Ne varlığa sevinirim, ne yokluÄŸa yerinirim / Bana seni gerek seni”. Havf ile reca arasında bir yerde durayım, umudum korkuma baskın çıksın, Merhametim öfkeme galib gelsin isterim.
 
Seçim! Rakipler arasındaki mücadele siyaset, iÅŸ dünyası, ideolojik ya da dini kullanan cemaat yapıları ne kadar acımasız olabiliyorlar!
 
Seçimlerde, aceba, “intihabı sani” yöntemi daha mı adil olur. Gerilim daha mı az olur. Siyaset bu kadar popülizme ve rekabete konu edilmese keÅŸke! Mesela ara seçime gerek kalmasa. Bir milletvekilinin ya da belediye baÅŸkanının üyeliÄŸi herhangi bir sebeble düÅŸerse bu seçiciler kurulu partilerin adaylarından birini seçse. Bizde seçimin maliyeti çok yüksek. Ekonomik, sosyal, psikolojik maliyeti yanında, doÄŸru adayın belirlenmesini engelleyen ve doÄŸru kiÅŸinin seçimini zorlaÅŸtıran bir süreç yaÅŸanıyor sanki.
 
Bir de ÅŸu yemin konusu. Belediyelerde baÅŸkanlar partileri kabul ederse, kutsal kitap üzerine ya da ÅŸeref ve namusu üzerine yemin etsinler ve bu yemin metni, kanuna aykırı olmayacak ÅŸekilde partiler tarafından ya da aday tarafından belirlensin. Mesela desin ki, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı, rüÅŸvet ve iltiması, torpili reddeden bir anlayışla, atamaları ehliyet ve liyakat esasına göre, marufu koruyarak ve münkeri reddederek, halka hizmeti, Hakka hizmet vesilesi bilen bir anlayışla, Kamu malını yetim malı kabul eden bir inançla görevimi yapacağıma dair, kutsal kitapta ve Resulullahın sözlerinde iadesini bulan bir anlayışla mukaddesatım, namusum ve ÅŸerefim üzerine Allaha söz veriyorum!
 
Åžu intihabı sani sistemi ile seçilen seçiciler kurulu, seçim bölgesinde üçte iki çoÄŸunlukla milletvekili ya da seçilen belediye baÅŸkanı ya da belediye meclisi üyesini görevden alabilmeli. Ä°çiÅŸleri bakanı belediye baÅŸkanını görevden alabiliyor. Bu kurul milletvekilini de, yeminine sadakat göstermediÄŸi yönünde bir yargı kararı ya da mesela ilçede belediye baÅŸkanının aldığı oydan bir fazla referandum talebi ile seçiciler kurulu nihai kararını verebilmeli. Åžu lanet olası, “Ä°çimizdeki beyinsizlerden, rüÅŸvetçilerden, torpilcilerden” bir kurtuluÅŸ yolu olmalı.
 
Yemin metnini, il ve ilçe seçim kurulları onaylayabilir ya da düzeltilmesini isteyebilir bu arada, itiraz mekanizması da yine aynı ÅŸekilde, YSK hiyerarÅŸisine tabi olur.
 
Evet, belediye baÅŸkanları ve belediye meclis üyeleri de yemin etsinler. Zorunlu olmasın, ama biz de bilelim, yemin eden kim, etmeyen kim ve bakalım neye, nasıl yemin ediyor.
 
Bu arada, her ne kadar siyaset “güven” deÄŸil, “denetim” müessesesi olsa da, güvenmek güzeldir, ama “kontrol etmek çok daha güzeldir”. “Bana güven” diyen’e güvenmeyin. “Beni gözet” diyen, “hata yaptığımda beni düzelt” diyene güvenin. Büyük Ä°skender bir müsteÅŸarını görevden almış. “Neden” diye sormuÅŸlar. “Bugüne kadar bana bir kez olsun itirazda bulunmadı” demiÅŸ. “Hatasız insan olmaz. Beni hatamı görüp, beni uyarmayan bir müsteÅŸarı ben ne yapayım. O bu iÅŸin ehli deÄŸil demektir. Ya da istiÅŸare etmeye deÄŸmez biridir. EÄŸer hatamı gördüÄŸü halde beni uyarmıyorsa, korkak ya da dost olmayan biridir. O zaman ben öyle müsteÅŸarın bana hayrı olmaz, ÅŸerrinden emin olmak istedim” demiÅŸ. Halıkın hatırı, Mahlukun hatırından yücedir.
 
RüÅŸvet ve iltimastan yakamızı kurtaramaz isek halimiz yaman!. Yaptıklarınız kovadaki su, rüÅŸvet ve iltimas, diÄŸer marazlar kova’daki deliktir. Kovada su bırakmaz tedbir almazsanız. Dikkat: Bir hırsız bir baÄŸdan bir bostan çalarmış. RüÅŸvet alan biri bir bostan karşılığında bir bağı satarmış. Allah’ın laneti, gazabı onların üzerine olsun!
 
Selâm ve dua ile..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.