Güncel
Hermann Hesse’nin en etkileyici vaizleri ağaçlarmış
İlk şiirini 25 yaşında yazan Hesse, 1904 yılında serbest yazarlığa başlayarak; roman, öykü ve denemeleriyle tüm dünyada milyonlarca okur kitlesine ulaşmayı başardı. Ezgi Aşık yazdı.
20. yüzyılın en önemli yazar ve ÅŸairleri arasında yer alan Hermann Hesse, 2 Temmuz 1877 yılında Almanya’da dünyaya geldi. Ä°lk ÅŸiirini 25 yaşında yazan Hesse, 1904 yılında serbest yazarlığa baÅŸlayarak; roman, öykü, deneme, ÅŸiir ve kültür alanındaki yazılarıyla tüm dünyada milyonlarca okur kitlesine ulaÅŸmayı baÅŸardı. Eserlerinde ise insanın kendisi olma, kendini tanıtma ve bireyin toplumdaki rolünü ele alan konular üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırmıştır.
Ä°nsanlık için gönüllü oldu
“Bozkırkurdu”, “Siddharta”, “Peter Camenzind”, “Demian”, “Narziss ve Goldmund”, “Çarklar Arasında” ve “Boncuk Oyunu” romanları yazarın en tanınan edebi eserleri arasında yer alır. Yapıtlarında, bireylerin öz benliÄŸine kavuÅŸmasını konu alır. Ayrıca, eserlerinde DoÄŸu kültüründen birçok özelliÄŸini iÅŸlemiÅŸtir. Birinci Dünya Savaşı baÅŸladığında Alman hükümetine savaÅŸmak için gönüllü olduÄŸunu bildiren Hesse, saÄŸlık sorunları nedeniyle savaÅŸa katılmamıştır. Ancak savaÅŸ tutsaklarının bakımı için hizmet vermeye baÅŸlamıştır. Yazar bu yüzden bir dönem Almanya tarafından sevilmemiÅŸtir.
Sizler için Hesse’nin kitabından aÄŸaçlara dair düÅŸüncelerini, onlara bakışını göstermek amacıyla bazı bölümler seçtik:
AÄŸaçlar
“AÄŸaçlar hep en etkileyici vaizler olmuÅŸtur benim için. Ormanlar ve korularda halklar ve aileler halinde yaÅŸayan aÄŸaçlara hayranım ben. Tek başına duran aÄŸaçlara daha da hayranım. Yalnız insanlar gibidir onlar. Åžu ya da bu zaaftan ötürü sıvışıp giden münzeviler gibi deÄŸil, yalnızlaÅŸmış büyük insanlar gibi, Beethoven ve Nietzsche gibidirler. Tepelerinde uÄŸuldar dünya, kökleri sonsuzluÄŸa uzanır ama sonsuzlukta kaybolup gitmez, var güçleriyle tek bir ÅŸey için onlara özgü büyüyüp serpilmek, varlıklarını ortaya koymak için çabalarlar. Hiçbir ÅŸey daha mükemmel deÄŸildir güzel, güçlü bir aÄŸaçtan.
Bir aÄŸaç kesildiÄŸinde ve çıplak, ölümcül yarasını güneÅŸe gösterdiÄŸinde, gövdesinden geriye kalan o ak kütüÄŸünden, o mezar taşından tüm tarihi okunabilir. YaÅŸ halkaları ve yumrularında birebir yazılıdır tüm mücadeleler, tüm acılar, tüm hastalıklar, tüm mutluluk ve serpiliÅŸler, kurak yıllar, bereketli yıllar, savuÅŸturulmuÅŸ saldırılar, atlatılmış fırtınalar.”
Kestane aÄŸaçları
“Bir süre yaÅŸadığımız her yer, ancak orayla vedalaÅŸtıktan epey sonra belleÄŸimizde biçim kazanır ve hiç deÄŸiÅŸmeyen bir imgeye dönüÅŸür. Orada bulunduÄŸumuz ve gözümüzün önünde olduÄŸu sürece, tesadüfi ya da kalıcı ÅŸeylere hemen hemen aynı önemi atfederiz, gereksiz ayrıntılar ancak çok sonra silinir gider. BelleÄŸimizde sadece hatırlamaya deÄŸer olanlar kalır; öyle olmasaydı, hayatımızın tek bir yılını bile korkmadan, gözümüz kararmadan bakamazdık!
Bir yerin biz de kalan imgesinde neler neler vardır; su, kaya, çatılar ve meydanlar ama benim için özellikle de aÄŸaçlar. Bizatihi güzel ve sevilesidir onlar kendini binalarda ifade eden insanın karşısına doÄŸanın masumiyetini koymakla kalmaz, toprağın türü, iklim ve hava, ayrıca insanın anlamı üzerinde de çok ÅŸey söylerler. Åžimdi yaÅŸadığım köyün daha sonra hafızamda nasıl yer edeceÄŸini bilmiyorum. Fakat hiçbir aÄŸacın, çalının yetiÅŸmediÄŸi bir ÅŸehri ya da doÄŸayı zihnimde tam olarak canlandıramadığım gibi o tür yerler ben de hep bir karaktersizlik izlenimi uyandırır.”
Hermann Hesse, AÄŸaçlar, Kolektif Kitap.
Ezgi Aşık
Henüz yorum yapılmamış.