Sosyal Medya

Kürsü

Özlem Albayrak: Başını açan kadınların sevinçle servis edilmesine tepki gösterenler, elbette hemen linç edildi

Özlem Albayrak- Yeni Şafak



10 yıl önceki fotoÄŸraflarla bugünküler arasındaki deÄŸiÅŸimlerin fotoÄŸraflandığı yeni yılın ilk sosyal medya akımı #10yearschallenge büyük tartışma yarattı. Zira, bu kapsamda 10 yıl önce başı örtülü olup sonradan başını açan bazı kadınların “özgürleÅŸme” diyerek paylaÅŸtıkları fotoÄŸraflar, BBC Türkçe’nin ilgisini çekti ve konuyla ilgili bir haber hazırlandı. Başını açan kadınların sevinçle servis edilmesine tepki gösterenler, elbette hemen linç edildi; açıldıklarını sosyal medyada duyuran kadınlar da cesaretlerinden dolayı alkışlandı.
 
Son yıllarda dini simge ya da deÄŸerlerin eskiden ifade ettikleri anlamları artık karşılamadığını zaten biliyorduk. GeçtiÄŸimiz yıl çokça ele aldığımız deizm, sekülarizm tartışmalarının çıkış nedeni de buydu zaten. Nitekim, başını açanların damga vurduÄŸu “10yearschallenge”dan önce “fallingstars” akımına kapılarak araçlarının kapılarında, evlerinin ortasında yere yatarak poz verenleri tartışmamızın üstünden çok geçmedi. Bir yargılama olarak deÄŸil ama bir sosyolojik tespit olarak benim de düÅŸüncem olması gerekenden çok hızlı sekülerleÅŸtiÄŸimiz yönünde; birer tuhaflığın ayaklı hali olarak hergün sokaklarda karşılaÅŸtığımız baÅŸörtülüler, benzer durumdaki erkekler de bunu doÄŸruluyor.
 
Öte yandan, bu durumu AK Parti’ye baÄŸlayıp “eskiden eleÅŸtirdiklerine dönüÅŸtüler, insanları dinden soÄŸuttular” gibi laflarla konuyu ideolojik baÄŸlamlara taşımayı, gerçeÄŸi görmeye tercih edenlerin oluÅŸturduÄŸu o sığ perspektife de saplanmayacağım.
 
Normalde örtülü olup sonradan başını açan birinin bununla iftihar etmek ve “özgürlük” laflarıyla sosyal medyaya düÅŸmek yerine sessiz sedasız hayatını deÄŸiÅŸtirmek isteyeceÄŸini düÅŸündüÄŸüm için, bu fotoÄŸrafların kurgu olabileceÄŸini zannetmekle birlikte, son yıllarda örtülü kadınlar arasında başını açma yönünde eÄŸilim olduÄŸunu da gözlemlemekteyim. Sosyal medyadaki o pozlar sahteyse bile, durumun sosyolojik olarak bir temeli var yani.
 
Elbette, kadınlar özgür, başını açmakta da, örtmekte de. Ä°nsanların kendisiyle ilgili aldığı kararları sorgulamaya hakkımız yok hiçbirimizin. Zaten BBC Türkçe’nin haberine tepki gösterenlerin meselesi de “bu kadınlar nasıl açılır?” kızgınlığı deÄŸildi. Mesele ÅŸuydu; bugün herkes başını açmakta da örtmekte de serbestken başını açanların haberini büyük puntolarla “ÖzgürleÅŸme” baÅŸlığı altında yayınlayanlar, başını açmanın serbest ama örtmenin yasak olduÄŸu dönemlerde kulağının üstüne yatıyor, onu da bırakın genç kızları üniversite hayatından, iÅŸ imkanlarından koparan yasağı destekliyordu.
 
Sadece medyada da deÄŸil; Türkiye’de ilerici, modern, Batılı olduÄŸunu düÅŸünen her vatandaÅŸta “başını açmak, bedenini açmak” özgürlükle iliÅŸkilendirildi onyıllar boyunca, ama kapanmak öyle deÄŸildi. Çünkü, baÅŸörtüsü Ä°slam dininin simgelerinden biri ve birincisi. BaÅŸörtüsü inanmanın sembolü. Dolayısıyla baÅŸörtüsünden kurtulmak, dinden de özgürleÅŸmek anlamına geldiÄŸi için bazı yayın organları bu “açılma” örnekleri karşısında sevincini saklayamıyor. Oysa bu tür modernleÅŸme anlayışının duvara tosladığı dersi, o modernleÅŸmenin anavatanı olan Batı’da, hele de 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, çoktan alınmış durumda. Her ne kadar son yıllarda ırkçılıklar yükseliyor gibi gözükse de, Batı’nın temel ve kitabi hedefi hala çeÅŸitlilik, çok parçalılık ve farklı olana saygı üzerinde yükselmekte. Åžahsi kanaatime gelince, ben başını açmanın insanı özgürleÅŸtirdiÄŸini filan düÅŸünmüyorum. Ama başını açmanın da, örtmenin de kiÅŸisel kararlar olduÄŸuna; açana da, örtene de saygı duyulması gerektiÄŸine inanıyorum. Kanunlarımız da bu yönde.
 
Bir dönem baÅŸörtüsünün siyasallaÅŸması çok tartışılırdı Türkiye’de; öyle ki baÅŸörtüsüne özgürlüÄŸün savunucularına vurulan sopa iÅŸlevi görürdü hatta. Oysa başını açanların hikayeleri üzerinden hem hükümetin “dindarlaÅŸma” projesinin baÅŸarısız olduÄŸunu ima etmek, hem de “hükümetin kayırmacılığından, haksız hukuksuz iÅŸlerinden dindarların bile sıtkı sıyrıldı, dinden uzaklaşıyorlar. BaÅŸörtüsünü atarak güçle, iktidarla aralarına mesafe koyuyorlar” mesajının satır aralarını doldurmaya çalışmak, tam da baÅŸörtüsünü siyasallaÅŸtırmaktır.
 
Ä°nsanın, “rahat bırakın baÅŸörtüsünü” diyesi geliyor.
 
Bendeniz, ErdoÄŸan “dindar nesiller istiyoruz” beyanında bulunurken de; bir partinin ya da liderin arzusu ya da uygulamalarıyla toplumun dindarlaÅŸacağını düÅŸünmediÄŸim gibi; ÅŸimdi de başını örtmekten vazgeçen kadınların çoÄŸalmasının, toplumun genel olarak sekülerleÅŸmesi ve dinin sembollere indirgenmeye baÅŸlanmasının; bu hükümetin söylemleri ya da icraatlarıyla ilgisi olduÄŸuna zerrece inanmıyorum.
 
Gündelik siyasetlerden daha büyük bir ÅŸey karşımızdaki. Bir parmak şıklatmayla ortadan kaybolacak ya da sihirli bir deÄŸnekle pıtırak gibi çoÄŸalacak bir durum da deÄŸil. Dolayısıyla kimse fazla sevinmese, kimse de fazla yerinmese iyi olur; zira toplumsal dönüÅŸümlerin neye yol açacağını önceden kestirebilmek hayli zordur...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.