Özel / Analiz Haber
Alev Alatlı: Diyalektik düşüncenin piri olarak tanınan Mevlâna, Hegel’in öncüsüdür
İslam dünyasında diyalektik düşüncenin piri olarak tanınan Mevlâna, Hegel’in öncüsüdür.
ALEV ALATLI / Ä°ZDÄ°HAM
Münazara ve Diyalektik
Klasik düÅŸüncede münazara, yani, “bir konu üzerinde belirli usul ve kurallara uyularak yapılan tartışma, kanıt ve örnek getirerek karşılıklı konuÅŸma” yani diyalektik’dir. Taraflar, argümanlar ve karşı-argümanlar ileri sürer, önerme(tez) ve karşı-önermeler(anti-tezler) savunurlar. Burada amaç, iki farklı görüÅŸten birisinin çürütülmesinden ziyade, farklı görüÅŸlerden oluÅŸacak sentez’de (bileÅŸim/terkip) odaklanan bir temrin (egzersiz/alıştırma) olup, diyaletik yöntemden beklenen bir anlaÅŸmazlığın dillendirilerek/üzerinde konuÅŸularak çözülmesidir.
Ünlü sorgulama seanslarında münazara yöntemini kullanan Sokrat, pek doÄŸru gibi duran önermelerin/tezlerin yerinde sorularla saçmalığa indirgenebildiÄŸini (reductio ad absurdum denilen olay) gösterir. Kelâm ilminin Ä°slam ilâhiyata iliÅŸkin ilkeleri saptamakta kullandığı yöntem de diyalektiktir.
Hegel ve Mevlâna
Hegel ile Mevlâna arasında beÅŸ yüz küsur yıl var. Hegel’in iki ciltlik Mantık kitabı (Logic)1812-1816 arasında yazılmış, Mesnevi 1256-1273. Divan-ı Kebir (Külliyat-ı Åžems) daha da eski, 1244; Hazretin Tebrizli derviÅŸ Åžems ile münazaralsından oluÅŸur. Ä°slam dünyasında diyalektik düÅŸüncenin piri olarak tanınan Mevlâna, Hegel’in öncüsüdür.
Nitekim, Hegel, ‘Phanomenologie des Geistes’ isimli eserine Mevlâna’dan alıntılar eklemiÅŸ, “mükemmel Celâttin Rumi” tanımıyla ululadığı düÅŸünürün Tevhid açıklamasının “en saf ve ulvi açıklama” olduÄŸunu teslim etmiÅŸtir.
Tevhid’in, Arapça vahdet ‘ten yani “bir olmak”tan geldiÄŸi düÅŸünüldüÄŸünde, tevhid ile sentez arasındaki anlam birliÄŸi netleÅŸse gerek…
Mevlâna’nın kabaca çevirdiÄŸim ÅŸu dizelerini mütalaa edin: “maden iken öldüm, bitki oldum/ bitki iken öldüm, hayvana dönüÅŸtüm/ hayvan olarak öldüm, Ä°nsan oldum./ÖldüÄŸümde yok olmayacağıma göre, neden korkayım?/ Ä°nsan gibi ölünce, melek olacağım/ Ve meleklikten vazgeçtip/hiç bir aklın ermediÄŸi o ÅŸey olacağım/ …Hiç ÅŸüphesiz biz O’nunuz ve O’na döneriz.” Mevlâna’nın gözlemi böyleyken, Hegel, “çiçek, meyvanın ortaya çıkmasına yol açar, ama meyvenin ortaya çıkması için de, çiçeÄŸin ortadan kalkması gereklidir; demek ki üremenin gerçeÄŸi, hem çiçek hem meyva olmaktır,” demektedir, “Ölüm, hem yokoluÅŸu, hem yeniden doÄŸuÅŸu saÄŸlayan koÅŸuldur.”
Hegel, bu düÅŸüncesini toplumsal alana “köle ile efendi arasındaki karşıtlık” örneÄŸini vererek taşır. Tarafların her ikisi de ölüm kalım savaşı vermektedirler, ancak bu savaÅŸ sembiyotik yani her ikisini de besleyen bir savaÅŸtır. Köle savaşı kaybeden taraftır.
Efendiye hizmet etmeye mahkûm olur, ancak onu esareten kurtaran da bu mahkûmiyet sürecidir; zira, çiçeÄŸin meyvaya dönüÅŸtüÄŸü gibi kölelik de azadlığa bükülür. Dahası bu süreçte, bilinçlenecek, dünyaya iliÅŸkin gerçek bilgiye kavuÅŸacaktır. Hegel’in gerçek bilgi dediÄŸi “’ben’in ‘biz;’ ‘biz’in de ‘ben’ olduÄŸu” ruhani (tinsel) bir dünyanın bilgisidir ki, bunun telmihi de Ruh (Tin) dediÄŸi varlıktan baÅŸka birÅŸey deÄŸildir.
Yeri gelmiÅŸken; aÅŸağıda okuyucu yorumlarında konuyu irdeleyen Gökhan Koçak’ın yaklaşımı doÄŸru yoldadır, kulak vermek gerekir.
Hegel, Marx ve Engels
Hegel’in düÅŸünceleri alıp, tarihi, tabiatı ve toplumsal deÄŸiÅŸimi çözümlemekte kullandıkları felsefi bir araca dönüÅŸtüren iki müridinden birisi Karl Marx, diÄŸeri Frederick Engels. Marx-Engels ikilisi, diyalektiÄŸin “hareket ve deÄŸiÅŸim, karşıt güçlerden doÄŸar” ÅŸeklindeki önermesini ters yüz ederek kullanırlar. Hegel’in köle kavramı “proleter”e dönüÅŸürken; “düÅŸünce”nin “madde”den önce geldiÄŸini, “gerçeÄŸin” düÅŸüncenin dışa vurumundan ibaret olduÄŸunu savunan üstada karşı, maddenin düÅŸünceden önce geldiÄŸini; düÅŸünceleri ÅŸekillendirenin maddesel dünya ve deneyimlerimiz olduÄŸunu iddia ederler. Engels, Marx’ın ricası üzerine (1858) Hegel’in “diyalektiÄŸin üç yasası”nı “vasat zekâların anlayabileceÄŸi ÅŸekilde iki-üç sayfada” özetler. Hegel’in tıpkı basımı olmamakla birlikte, Engels’in özeti ÅŸöyle birÅŸeydir:
DiyalektiÄŸin Üç Yasası
(1) Dünyada herÅŸey, karşıt güçlerin/karşıt tarafların bileÅŸiminden oluÅŸur. (Karşıtların BirliÄŸi) Hegel’de “karşıtlık” çatışma anlamında deÄŸil, positif proton/negatif elektron; açlık/tokluk; kadın/erkek gibi “bütünün bileÅŸenleri” anlamında kullanılırken, Marx-Engels ikilisinde anlam deÄŸiÅŸtirir.
(2) DeÄŸiÅŸimin yön deÄŸiÅŸtirdiÄŸi bir nokta vardır ve o noktada bir deÄŸiÅŸim baÅŸka bir deÄŸiÅŸime yenik düÅŸer; niceliksel deÄŸiÅŸim, niteliksel deÄŸiÅŸime dönüÅŸür. Engels, niceliksel deÄŸiÅŸimi gittikçe kuvvetlenen güç olarak düÅŸünür; bu güç duruma egemen olduÄŸunda niteliksel deÄŸiÅŸim gerçekleÅŸir.
Ä°nsan yaÅŸamı ve tarih bu yasaya uygun olarak geliÅŸir. AÅŸağıda, uzayın ilk on milyar yılının bir dizi diyalektik safha olarak anlatımını göreceksiniz. Hegel’in burada bir “sıçrama”dan bahsettiÄŸine mim koyun. ÖrneÄŸin, üstada göre yavaÅŸ yavaÅŸ ölünmez; ölüm, bir noktada canlılık durumunun kesintiye uÄŸraması, ve deÄŸiÅŸme uÄŸramasıdır.
Suyun DiyalektiÄŸi – (Michio Kaku’nun Hyperspace isimli kitabından) “Bir buz parçasını sobanın üzerinde ısıtırsak, önce erir ve suya dönüÅŸür; yani, bir dönüÅŸüm safhasından (ya da dönüm noktasından) geçer. Åžimdi suyu kaynayıncaya kadar ısıtalım. BaÅŸka bir dönüÅŸüm safhasından geçer ve buhar olur. Buharı çok yüksek ateÅŸte ısıtmaya devam edelim. Su molekülleri ergeç parçalanacaklardır.
Moleküllerin enerjisi, molekülleri baÄŸlayan enerjiden daha güçlü olduÄŸunda, su molekülleri temel bileÅŸenleri olan hidrojen ve oksijene ayrılırlar.
Isıyı 3,000 derecenin üstüne çıkaralım, hidrojen ve oksijen atomları parçalanıncaya kadar arttırmayı sürdürelim. Elektronlar çekirdekten uzaklaÅŸacaklar, iyonize bir gaz olan plazmaya dönüÅŸecekler. (Bu safhaya “maddenin dördüncü hali” denir; diÄŸerleri gaz, sıvı ve katı halleri) Plazma, bizim bu dünyada rastladığımız bir oluÅŸum deÄŸildir, ancak güneÅŸe her baktığımızda görürüz.
Hatta, maddenin evrende en sık rastlanılan halidir.
Åžimdi de plazmayı 1 milyar derecenin üstünde ısıtalım: hidrojen ve oksijenin çekirdekleri parçalansın; bu defa elimizde tekil nötron ve protonlardan oluÅŸan bir tür “gaz” olacaktır ki, bu gaz, nötron yıldızlarının içlerine benzer. Bu gazı 10 triyon derecede ısıtırsak, nötron ve proton dediÄŸimiz atom-altı parçacıklar quark dediÄŸimiz baÄŸlantısız zerreciklere dönüÅŸürler.
Böylece quark ve lepton’lardan oluÅŸan bir gaz meydana gelir. Bu gaz 1 katrilyon derece ısıtılırsa, elektromanyetik kuvvet ile zayıf birleÅŸecektir. Bu gaz akıl almaz bir derece olan 10 üssü 32’ye çıkarılırsa, evren, bir düdüklü tencere gibi patlamaya hazır hale gelecek, zaman-mekan dengeleri altüst olabilecek; uzaydan bir parça kopabilecek hatta mutfağınızda bir solucan deliÄŸi (wormhole*) oluÅŸabilecektir. Böyle bir durumda mutfaktan ayrılmanız tavsiye edilir.”
*wormwhole, “uzaydaki kestirme yol” anlamında, maddenin bir ucundan diÄŸerine anında geçebileceÄŸi bu tünelin uzayın kendi üzerine katlanmasıyla oluÅŸacağı hipotezi; solucan deliÄŸinin varlığı gözlemle sabitlenmiÅŸ deÄŸildir ama Einstein’in E=MC2’nin da atom bombası patlamadan doÄŸrulanmadığını unutmayalım.
(3) DeÄŸiÅŸim, iki boyutlu bir düzlemde iniÅŸi çıkışlı daireler halinde deÄŸil, aÅŸağıdan yukarı doÄŸru yükselen helezonlar (spiral) ÅŸeklinde geliÅŸir. Yukarı doÄŸru spiral hareket‘in telmihi, deÄŸiÅŸimin daha üstün, dilerseniz, daha geliÅŸmiÅŸ bir hale iÅŸaret etmesidir: Mevlâna’daki Tanrı’da erime, Hegel’deki ruhani dünyanın bilgisi, Marx-Engels’deki proleterya egemenliÄŸi gibi.
Engels, diyalektiÄŸin bu üçüncü yasasını “Ä°ptalin iptali” (“Negation of the negation”) olarak tanımlar. Åžöyle düÅŸünün: kelebeklerin, yumurtadan çıkmaları yumurtanın iptali anlamındadır.
Yumurtadan çıkan kelebek, bir dizi deÄŸiÅŸimden geçer, olgunlaşır, çiftleÅŸir, yumurtlar ve ölür ki, bu da kelebeÄŸin iptali, yani ilk yumurtanın iptalinin iptali demek olur.
Ä°ptalin iptaline bir örnek de matematikten: “a” bir cebirsel deÄŸer olsun. “a”yı iptal etmek için eksi kullanırız. “-a” eksi a, a’nın iptalidir. “Eksi a” (-a) iptal etmek için “eksi a” ile çarpmak gerekir (-a) x (-a). Bu da bize “a kare” yani +a kare verir. Yani, “a”nın iptalinin iptali (+’dan, -‘ye, -‘den tekrar +’ya dönmesi) hem “a”nın ilk halini yeniden yaÅŸatır, hem de “kare” olduÄŸu daha üst bir düzleme çıkarır. Bu üst-düzleme çıkarmak meselesi “deÄŸiÅŸimin aÅŸağıdan yukarı yükselen helezonlar (spiral) geliÅŸtiÄŸini” göstermekte kullanılır.
Henüz yorum yapılmamış.