Kürsü
Erhan Afyoncu: Kanuni Binali Yıldırım'ın durumuna benzer protokol sorununu kıdem ile çözmüştü
Erhan Afyoncu- Sabah
Büyük devletlerde protokol kuralları çok sıkı olur ve devletin azametini gösterir. Bir elçinin karşılanmasından tutun da devlet adamlarının padiÅŸahın huzurundaki durma yerlerine kadar birçok tören belirli kurallara baÄŸlanmıştır.
OSMANLI TÖREN KURALLARI
Osmanlı döneminde protokol düzeni, bütün törenler ve kabul merasimleri teÅŸrifatçı tarafından idare edilirdi. PadiÅŸahın huzurunda arza kimlerin ve nasıl girecekleri, Divan-ı hümayun günü sarayda kimlerin toplanacağı, divan üyelerinin oturma tertipleri, kimlerin üyelere ne ÅŸekilde hizmet edecekleri, toplantı sonrasında nasıl sofra kurulacağı ve nasıl yemek yenileceÄŸi gibi hususlar bütün teferruatıyla belliydi.
Veziriazam, vezirler, ulema, bürokratlar ve memurların mesai günlerinde nasıl giyinecekleri, tören günlerindeki kıyafetleri, padiÅŸah ve veziriazamların saraylarına gidiÅŸgeliÅŸleri, sefere nasıl çıkılacağı, sefer sırasında hangi devlet görevlisinin çadırının kimin yanında kurulacağı da teÅŸrifat defterleri ve kanunlarda kaydedilmiÅŸti.
Bayram, kandil törenleri, padiÅŸahların tahta çıkma merasimleri, padiÅŸahın Cuma Selamlığı, padiÅŸahların bayram alayları ve türbe ziyaretleri, mevlid-i ÅŸerif meclisi, sultanların nikâh akdi, elçilerin karşılanması, sadrazam ve padiÅŸah huzurlarına kabulleri de çok teferruatlı olarak planlanmıştı.
Surre-i hümayunun uÄŸurlanması, hacıların dönüÅŸ haberi alındığında yapılan iÅŸler, Hırka-i ÅŸerif ziyareti, Ramazan ayındaki iftar davetlerinin nasıl yapılacağı, yeniçerilere maaÅŸ (ulufe) dağıtımı merasimi, elçilerin mektup teslim töreni, donanmanın Ä°stanbul'dan çıkışında ve dönüÅŸünde düzenlenen merasim, padiÅŸah çocuklarının doÄŸumlarında, ilk derse baÅŸlamalarında, sünnetlerinde, evlenmelerinde; sultan, ÅŸehzade ve ileri gelen devlet adamlarının vefatlarında yapılacak iÅŸler hep belirli kaidelere göre yapılırdı.
Bütün protokol iÅŸleri ince ince bütün teferruatıyla kayıtlıydı. ÖrneÄŸin bir bayram töreni sırasında kimin padiÅŸahın ne tarafında kaçıncı olarak duracağı, bayramlaÅŸmanın nasıl yapılacağı, bu esnada verilecek hediyeler, askerlerin, ulemanın, bürokratların, memurların, saray görevlilerinin hangi sıra ve elbiseyle padiÅŸahın huzuruna çıkacağı, kimin padiÅŸahın elini, kimin eteÄŸini öpeceÄŸi, padiÅŸahın da bunlara ne ÅŸekilde mukabelede bulunacağı belli kurallara baÄŸlanmıştı.
PROTOKOL KRÄ°ZÄ°
Osmanlı döneminde protokolde veziriazam birinci, ÅŸeyhülislam ikinci sıradaydı. Törenlerde veziriazam, kazasker gibi görevliler etek öperken ÅŸeyhülislam ise padiÅŸahın önünde eÄŸilir ve elini öperdi. Åžeyhülislam padiÅŸah hocası ise protokolde veziriazamın önüne geçer ve birinci sırada olurdu.
16. yüzyıl Osmanlı bürokrasisine en büyük Osmanlı bürokratlarından biri olan ve 1534- 1557 yılları arasında 23 yıl niÅŸancılık yapan Celalzâde Mustafa Çelebi damga vurmuÅŸtu. Celalzâde, geliÅŸtirdiÄŸi usül ve esaslarla Osmanlı bürokrasisine yeni bir yön vermiÅŸti. Yanında yetiÅŸen birçok memur da Osmanlı bürokrasisinde önemli yerlere gelmiÅŸlerdi. Kanunî döneminde Celalzâde'nin de içinde bulunduÄŸu bir protokol meselesi yaÅŸandı. Ä°smail Hakkı Uzunçarşılı Tarihçi Gelibolulu Mustafa Âli'nin "Künhü'l-Ahbar" isimli eserinden naklen bu hadiseyi ÅŸöyle anlatır:
"Kanunî Sultan Süleyman zamanında Koca NiÅŸancı diye bilinen ve Osmanlı kanunlarının tertip ve tanziminde büyük himmet ve gayreti görülen Celalzâde Mustafa Çelebi, niÅŸancı bulunduÄŸu tarihte ikinci defterdarlığa tayin edilen Nevbaharzâde kanun ve nizam üzere protokolde niÅŸancıdan önce gelmesi icap ederken, daha önce kendisi Koca NiÅŸancı'nın karşısında divittarlık ettiÄŸi için eski efendisinin üst tarafında yer almak istemeyip: "Ben dün karşısında el kavuÅŸturup hizmet ettiÄŸim velinimetim olan Mustafa Çelebi'ye tekaddüm edemem, isterlerse azletsinler" demiÅŸ ve padiÅŸaha arzedilen bu mesele üzerine Sultan Süleyman memnun olarak bundan sonra Divan'da niÅŸancı ve defterdardan hangisi kıdemli ise onun protokolde diÄŸerinden önce gelmesini emreylediÄŸinden Koca NiÅŸancı protokolde defterdardan önceye konulmuÅŸ ve bu tarz kanun olmuÅŸtu."
Osmanlı bürokratları ve Kanunî Sultan Süleyman, devlet ricalinin kıdemini, hizmetlerini ve daha önce birbirlerinin emrinde olup-olmadıklarını dikkate alarak mevcut protokol kurallarını revize ederek teÅŸrifat meselesini çözmüÅŸlerdi.
***
Osmanlı Protokol Müdürü
Osmanlı döneminde protokol iÅŸlerini yapan kiÅŸiye teÅŸrifatçı (teÅŸrifatî) denirdi. BaÅŸlangıçta bu görevi bir hazine kâtibi yaparken, zamanla iÅŸlerin artmasına paralel olarak bir makam hâline gelmiÅŸtir. Ä°lk dönemlerde protokol düzeni ve törenlerle ilgili hususlarda en büyük altı bürokrattan biri olan niÅŸancı yetkiliydi. TeÅŸrifatçılığın bir makam olarak ortaya çıkmasıyla birlikte bu yetkiler teÅŸrifat kalemine geçmiÅŸtir. TeÅŸrifatçı, 18. yüzyıldan itibaren doÄŸrudan sadrazama baÄŸlı olarak görev yapan bir Bâbıali görevlisiydi. TeÅŸrifatçı, protokol düzenini kurup, törenlerin icrasını saÄŸlardı. Osmanlı protokol ve törenleriyle ilgili kanunlar ilk defa Fatih Sultan Mehmed'in kanunnamesinde yer almıştı. Daha sonra çıkarılan kanunlarla döneme ve yeni ihtiyaçlara göre yeni düzenlemeler yapılarak teÅŸrifat kuralları geliÅŸtirildi. TeÅŸrifatçının günlük törenlerle ilgili tuttuÄŸu defterler daha sonraki uygulamalar için kaynak olmuÅŸtur.
Tanzimat'tan sonra teÅŸrifatçılık devam ederken Hariciye Nezareti'nde hariciye teÅŸrifatçılığı kurulmuÅŸ, II. Abdülhamid döneminde ayrıca TeÅŸrîfât-ı Umûmiyye Nezâreti teÅŸkil edilmiÅŸti. II. MeÅŸrutiyet döneminde ise bütün teÅŸrifat kurumları "TeÅŸrifat-ı Umumiyye Dairesi" baÅŸlığı altında tek bir müessesenin çatısı altında toplanmıştır.
Henüz yorum yapılmamış.