Kadın terörist her şeyi itiraf etti! 'Orada Allah adını anmak yasak'

Terör örgütü PKK'ya katıldıktan bir yıl sonra güvenlik güçlerine teslim olan kadın terörist R.K, "Örgütün genel olarak yaptığı ilk ÅŸey, katılanları dininden uzaklaÅŸtırmak olur." dedi.

Eylemlerinde cami ve ibadethaneleri hedef almaktan çekinmeyen eli kanlı terör örgütü PKK'nın dini nasıl istismar ettiÄŸi ve nasıl din düÅŸmanlığı yaptığı teslim olan teröristin açıklamalarına yansıdı.

Terör örgütüne katıldıktan bir yıl sonra piÅŸman olup güvenlik güçlerine teslim olan kadın terörist R.K, örgütün din düÅŸmanlığını, engelli bir örgüt üyesine yaptığı eziyeti, örgüt içi infazları ve yaÅŸadıklarını AA muhabirine anlattı.

"DaÄŸda kalmazsan ailene zarar veririz" tehdidi

Terörist R.K, köylere giderek propaganda yapan terör örgütü mensuplarının halkı tehdit ettiÄŸini, "öz yönetim kurulacak" ÅŸeklindeki propagandalar ile insanları aldattığını söyledi.

Teröristlerin, köylüleri tehdit etmelerinin yanı sıra çocuklarını da daÄŸa götürme baskısı yaptığını anlatan R.K, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Halkı zorladılar, sonra da küçük kardeÅŸimi götürme tehdidiyle, büyük kardeÅŸimi götürdüler. KardeÅŸim onlarla gitti. Aradan bir yıl geçtikten sonra tekrar köye geldiler. KardeÅŸimi görmek istediÄŸimi söyledim onlara, onlar da 'eÄŸer kardeÅŸini görmek istiyorsan gel bizimle, bir hafta kal, sonrasında evine geri dönersin' dediler. Onlara eve dönmek istediÄŸimi söylediÄŸimde ise bana 'gidemezsin, devlet seni öldürür, iÅŸkence yapar' dediler. Bir süre sonra onlara yine eve dönmek istediÄŸimi söyledim, bu sefer de ailemle tehdit edildim. 'Burada kalmazsan ailenden sevdiklerine zarar veririz' dediler. Örgüte katılımım bu ÅŸekilde oldu. Beni kandırdılar, kardeÅŸimi göstermediler."

"Çatışmalarda evlerine dönmek isteyenleri öne sürerler"

R.K, örgütte bulunduÄŸu süreçte yurt içinde yerleÅŸim yerlerinden uzaktaki daÄŸlık alanlarda bulunduÄŸunu belirterek, ana yolun geçtiÄŸi ve köylere yakın bölgelerde de bulunduÄŸunu dile getirdi.

Örgüt içerisinde sorumluların en iyi ÅŸekilde yaÅŸadığını ve herhangi bir iÅŸ yapmadığını anlatan R.K, ÅŸöyle devam etti:

"Örgüt yöneticileri çatışma ortamı olduÄŸunda tecrübesiz olanları, kararsız olup evlerine dönmek isteyenleri öne sürerler. Yönetimdeki kiÅŸiler daima sözünü geçirir ve emir verdiÄŸinde kayıtsız ÅŸartsız yapılması gerekir. Örgüt içerisinde sözde 'kadın özgürdür, kendi kendini temsil edebilir' ÅŸeklinde kandırmaca söz konusu, bir gerçekliÄŸi yok. Kadınlara yönelik özgürlük adı altında laflar söylense de kadın örgüt içinde ezildiÄŸi kadar baÅŸka hiçbir yerde ezilemez. YaÅŸam koÅŸulları olsun, yapılan baskı ve hakaretler olsun, kadınlar hep bunlara maruz kalıyor."

Terör örgütünün sözde elebaÅŸlarının ÅŸüphelendikleri kiÅŸileri infaz ettiÄŸini aktaran R.K, bazılarının ise terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki kamplarına gönderilerek tutuklandığını belirtti.

Terörist R.K, örgütte silah taşımayı dahi bilmeyen 13-14 yaşında çocukların bulunduÄŸuna iÅŸaret ederek, "O çocukları orada tutabilmek için onlara 'sizi komutan yapacağız, sizden çok ÅŸey bekliyoruz' diyerek daha fazla ilgili gösteriyorlardı. Bir yıl kadar onları bu ÅŸekilde yanlarında tutuyor sonra da diÄŸerlerine gösterilen muameleyi gösteriyorlardı." dedi.

"Karın yaÄŸmurun altında sürekli dışarıda ve yerdeydik"

R.K, Avrupa'dan örgüte gelenlerin olduÄŸunu ve sürekli yönetimle görüÅŸtüÄŸünü ifade ederek, gizli yapılan bu görüÅŸmelerin alt kısımdakilere yansıtılmadığını aktardı.

Çok zor koÅŸullarda yaÅŸamlarını sürdürdüklerine de deÄŸinen R.K, ÅŸunları kaydetti:

"Karın yaÄŸmurun altında sürekli dışarıda ve yerdeydik. Ev ortamındaki yaÅŸam koÅŸullarıyla, daÄŸda dışarıda ve gizli yaÅŸama koÅŸulları arasında çok büyük farklılıklar var. Su gibi ıslanıyorduk, ateÅŸ yakamadığımız için öylece yatıyorduk. Kilometrelerce öteden erzak geliyordu, kilolarca ağırlığındaki erzakları tepeleri aÅŸarak taşımak zorundaydık. Üst düzey yöneticiler, eÄŸitimlere katılmazlar, yatarlar, hiçbir zaman nöbet tutmazlar, hiçbir zaman bir görevlendirmeye tabii tutulmazlar. Onlar sadece talimat verirler, diÄŸerleri de yapar. Tüm ihtiyaçları yanındakilerce karşılanır. EÅŸitlik, komünal yaÅŸam diyorlar ama bu söylemler gerçeÄŸi yansıtmıyor. Yönetimler her zaman üstte tutulur. Bir çatışma çıktığında yöneticiler yanlarındaki iyi eÄŸitilmiÅŸ örgüt mensuplarıyla hemen güvenli bölgelere gider, diÄŸerleri ölüme terk ediliyordu."

"Örgütte Allah'ın adını bile anmak yasak"

Örgüte katılanlara söylenen ilk sözlerin dinle alakalı olduÄŸuna dikkati çeken R.K, kendilerine sürekli "Müslümanlık bizim dinimiz deÄŸildir" denildiÄŸini, Hazreti Peygambere hakaret ve küfür edildiÄŸini söyledi.

R.K, şunları aktardı:

"Örgütte 'biz ZerdüÅŸt'üz, Kürtler ZerdüÅŸt'lükten geliyor' diyorlardı. Peygamberlere hakaret ve küfür edilirdi. Bu bazılarının zoruna giderdi. Örgütün genel olarak yaptığı ilk ÅŸey, katılanları dininden uzaklaÅŸtırmak olur. Hazreti Muhammed için çok ÅŸey söylenir. Örgütün üst düzey yöneticilerinden Hazreti Muhammed ile alakalı söylenen birçok hakaret duydum, söylenenleri kabul etmediÄŸim için bana 'çok dincisin' diyorlardı. Allah'a bile birçok hakaret ediliyor. Ä°badete dair hiçbir ÅŸey yoktur. Dine dair herhangi bir ÅŸeyin yapılması, Allah'ın adını bile anmak yasatır.ZerdüÅŸtlük dininden bahsediliyor ama ZerdüÅŸtlüÄŸe dair de herhangi bir ÅŸey yapılmıyordu. Oraya gittin mi dini imanı bırakmak zorundasın. Allah'ı ve Peygamberi hakaret içerikli isimlerle tanımlıyorlardı."

R.K, örgütte kadın için ÅŸartların çok zor olduÄŸunu vurgulayarak, bazen durmadan, dinlenmeden günlerce yol yürüdüklerini belirtti.

"DaÄŸa gidenlerin yüzde 90'ı kararsız"

Kadına özgü ihtiyaçların kolay kolay giderilmediÄŸinin altını çizen R.K, ÅŸunları anlattı:

"Çok ağır yaralı olmadıktan sonra herhangi bir durum, hastalık ya da rahatsızlık anında kimse umursamıyor, dinlenmeye izin verilmiyor. DaÄŸa gidenlerin yüzde 90'ı kararsız. KoÅŸullar zor olduÄŸu için kimse orada kalmak istemiyor. Gitmek isteyenlere hiçbir ÅŸekilde müsaade etmiyorlar. Gitmesine gizlice müsaade edilen insanların da ailesi tamamen örgütçüdür, örgüt için deÄŸerlidir. Onun dışında hiç kimseye müsaade etmezler. Kaçmaya çalışıp da yakalananları geri getirip, günlerce aç susuz tutuklu olarak bırakıyorlar. Yeni katılan kararsız biri, ajan denilerek infaz edilmiÅŸ. Örgüt kararsızları ortadan kaldırmak istediÄŸinde ajan diyerek infaz eder. O dönemde de yeni birini infaz etmiÅŸler. O da 'iliÅŸki içinde bulunmuÅŸ' denilerek infaz edilmiÅŸ. Bu kiÅŸiler de hiçbir zaman ailelerine teslim edilmiyor, orada bir yere öylece koyuyorlar. Ä°nfaz edilecek kiÅŸiyi bir yere götürüp hedef tahtası koyup kurÅŸuna diziyorlar, bazen direk kafasına sıkıyorlar. Yıllar önce infaz edilen bir kiÅŸinin kemikleri çıkmış, onun kemikleriyle oyun oynuyorlardı. Ä°nsanlıktan çıkmışlardı."

Örgüt içerisinde bir kelimenin bile hayatının bitirilmesine sebep olabildiÄŸini ifade eden R.K, "Bir keresinde, 'ben devrimin olacağına, bu davanın devam edeceÄŸine inanmıyorum' diyen birisi bir yıla yakın tutuklu kaldı. Bir sene boyunca sürekli hakaret edip dövdüler. Yemesinden içmesine her ÅŸeyi kısıtlandı. Kendisini öldürsün diye silah verdiler. Örgüte arkadaşının kandırıp getirdiÄŸi 16 yaşındaki tam yürüyemeyen engelli çocuk vardı, eve gitme isteÄŸine örgüt izin vermeyince kaçma teÅŸebbüsünde bulundu. Sonrasında yakalandığında elleri ayakları baÄŸlı ÅŸekilde bir ay boyunca tutuklu kaldı." diye konuÅŸtu.

"DaÄŸa çıkmayı kurtuluÅŸ deÄŸil hayatınızın bitmesi olarak görün"

R.K, örgüte katılan kızlardan kimisinin aile içinde tecavüze ya da ÅŸiddete uÄŸradığını belirterek, okullarda örgüt propagandasına maruz kalıp getirilenlerin de olduÄŸunu dile getirdi.

Erkeklerin birçoÄŸunun askerden kaçmak, borçlarından kurtulmak ve uyuÅŸturucu bağımlısı olduÄŸu için kaçıp örgüte katıldığına dikkati çeken R.K,"Ben bilinçli siyasi tercih olarak daÄŸa geleni hiç duymadım, hep bir boÅŸluktan dolayı arayış içinde olup da kaçıp gelenler vardı. DaÄŸa geldiklerin de ise ortamın, bırakıp geldikleri hayattan çok daha kötü olduÄŸunu görüp piÅŸman oluyorlar." itirafında bulundu.

Teslim olduÄŸunda güvenlik güçlerinin kendisiyle çok iyi ilgilendiÄŸini anlatan R.K, gençlerin daÄŸa çıkmayı bir kurtuluÅŸ olarak deÄŸil hayatlarının bitmesi olarak görmelerini istedi.