Sosyal Medya

Güncel

Muhammed bin Selman Mağrip'te umduğunu bulamadı

Muhammed Bin Selman, Mağrip ülkelerine yaptığı ziyarette umduğunu bulamadı. Fas, ziyaret teklifini reddederken, nispeten iyi karşılandığı Moritanya'da zaman zaman zorlandı. Cezayir’de ise veliaht açısından durum can sıkıcıydı.



Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı cinayetinden sonra çıktığı ilk yurtdışı gezisinde bazı Kuzey Afrika ülkelerini de ziyaret etmesi, gözleri MaÄŸribe çevirdi. MaÄŸrip ülkeleri olarak bilinen Tunus, Fas, Moritanya ve Cezayir'in program kapsamında ziyaret edileceÄŸi bekleniyordu. Fakat beklentilerin aksine Veliaht Selman'ın Tunus'tan sonra Fas'a geçmemesi merak konusu oldu.

GERÇEKLEÅžMEYEN ZÄ°YARET: RÄ°YAD Ä°LE RÄ°BAT ARASINDA SESSÄ°Z KRÄ°Z MÄ° VAR?

Fas yerel basını, Muhammed bin Selman'ın Fas Kralı Muhammed'den görüÅŸme talep ettiÄŸini, fakat Kral Muhammed'in program yoÄŸunluÄŸunu mazeret göstererek görüÅŸme talebini geri çevirdiÄŸini yazdı. Yine el-Kuds el-Arabi'nin haberine göre Muhammed bin Selman, Kral Muhammed'den Kaşıkçı cinayeti sebebiyle gerginlik yaÅŸadığı Fransa ile aralarında arabuluculuk yapmasını da istedi. Suudi Arabistan'ın bölgedeki önemli müttefiklerinden olan Fas'ın bu ziyaret talebini geri çevirdiÄŸi haberleri, Riyad ile Ribat arasındaki soÄŸukluÄŸun Kaşıkçı cinayetiyle sınırlı olmadığı ÅŸeklinde yorumlandı. Bu görüÅŸü güçlendiren geliÅŸmelerden biri de, geçtiÄŸimiz günlerde yapılması planlan 13. Fas-Suudi Arabistan Ortak Komisyon toplantısının Fas yönetimi tarafından belirsiz bir tarihe ertelenmesi.

Esasen Fas, “Radikal Ä°slami gruplarla mücadele” kapsamında Amerika'nın da desteklediÄŸi “ılımlı Ä°slam” düÅŸüncesinin Afrika'daki temsilcisi olarak görülüyor. Bu açıdan bakılacak olursa, Suudi Arabistan ile Fas'ın siyasi açıdan güçlü bir iÅŸbirliÄŸine sahip olması beklenir. Ancak Fas-Suudi Arabistan iliÅŸkilerinde Katar kriziyle baÅŸlayan soÄŸukluÄŸun varlığı, uzun zamandır dillendiriliyor. Fas, Katar'a yönelik ambargonun ilk günlerinden itibaren tarafsız kalmayı tercih etmiÅŸ, hatta Katar'a gıda ve ilaç gibi acil ihtiyaçları göndererek yardım etmiÅŸti. Ayrıca Kral Muhammed taraflara diyalog çaÄŸrısında bulunmuÅŸ ve Katar ile olan iliÅŸkilerini devam ettirerek Katarlılar arasında “KuÅŸatma kırıcı” olarak anılmaya baÅŸlanmıştı.

Suudi Arabistan-Fas iliÅŸkilerinin zarar görmesinde, Arabistan'ın FIFA 2026 Dünya Kupası seçmelerinde Fas aleyhine oy kullanması da etkili oldu. “Elektronik Sinekler” olarak bilinen Suudi Arabistan'ın sosyal medya timleri, bu süreçte Fas aleyhine mesajlar yaymış ve bu da Fas'ın tepkisine sebep olmuÅŸtu. Hatta Suudi Arabistan liderliÄŸindeki Arap BirliÄŸi'nin iletiÅŸim bakanları toplantısına Fas'ın katılmaması “boykot” olarak yorumlanmıştı. Bütün bunlar Fas halkında da Suudi Arabistan'a yönelik olumsuz bir algı oluÅŸmasına sebep oldu. Sosyal paylaşım sitelerinde Faslı hacıların Suudi Arabistan'da gördüÄŸü kötü muameleyle ilgili çok sayıda görüntünün dolanmasını müteakip, hem resmi makamlar hem de halk nezdinde Suudi Arabistan'a tepki gösterildi.

Sivil ölümlerini ve uluslararası baskının artmasını mazeret göstererek Fas'ın Yemen'deki savaÅŸta Suudi Arabistan'a verdiÄŸi desteÄŸi azaltması da iki ülke arasındaki iliÅŸkilerin bozulmasında etken olarak görülüyor. Bu geliÅŸmelerin ardından, Fas için oldukça hassas bir konu olan Polisario Cephesi ile ilgili Suudi Arabistan'ın El-Hayat televizyonunda “Fas tarafından iÅŸgal edilmiÅŸ topraklar” ifadesi kullanılıp bu bölgeden “Arap Demokratik Cumhuriyeti” olarak bahsedilmesi, “sessiz kriz” yorumlarını güçlendirdi.

Son olarak, Suudi kraliyet ailesinden Prens Mansur bin Abdullah'ın, Suud ailesindeki taht mücadelesinde suikasta uÄŸrama endiÅŸesiyle bulunduÄŸu Avrupa'dan ayrılıp Fas Kralı Muhammed'e sığınması ve akabinde Mansur'un iadesini isteyen Suudi Arabistan'a olumlu cevap verilmemesi de iki ülkenin iliÅŸkilerini olumsuz etkiledi. Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra Fas yönetiminin 28 yaşındaki Suudi Prens Mansur için güvenlik önlemlerini arttırması da Fas'ın (Kaşıkçı meselesi dahil olmak üzere) birçok konuda Suudi Arabistan ile aynı yerde durmadığının göstergesi.

MORÄ°TANYA: “BU ZÄ°YARETÄ°NÄ°ZÄ° NEYE BORÇLUYUZ?”

Afrika'nın kuzeyinde ve Suudi Arabistan'dan binlerce kilometre uzakta olan Moritanya Ä°slam Cumhuriyeti hem Afrikalı hem de Arap kimliÄŸi taşıması sebebiyle Arap ve Afrika ülkeleri arasında bir köprü vazifesi görüyor. Bu stratejik konumu nedeniyle Moritanya MaÄŸrip bölgesinde tartışma konusu olan bütün meselelerde önemli roller alıyor. GeniÅŸ yüz ölçümüne karşın düÅŸük bir nüfus barındıran bu ülke altın, demir, bakır ve petrol gibi zengin kaynaklara sahip. Ancak ekonomik açıdan istikrarsız ve dış yardımlara bağımlı bir ülke.

Suudi Arabistan'ın 11 yıl önce Moritanya ile diplomatik iliÅŸkilerini konsolosluktan büyükelçiliÄŸe çıkarmasıyla birlikte, iki ülke iliÅŸkileri yeni bir evreye girdi. Ä°ki ülke arasında siyasi, ekonomik, dini ve tarihi iliÅŸkileri bulunuyor: Arap Baharı ve halk ayaklanmalarına karşı benzer tutum göstermeleri, Müslüman KardeÅŸler Hareketi gibi Ä°slami referanslı oluÅŸumlara karşı çıkarlarının uyuÅŸması, Katar krizinde ve Yemen'de aynı safta durmaları, aralarındaki politik yakınlığın göstergeleri.

Ekonomik olarak ise Suudi Arabistan hem Moritanya ordusuna hem de merkez bankasına çeÅŸitli dönemlerde yardımlarda bulundu. Yine Suudi Arabistan 2017'de Moritanya'ya altyapı, madencilik, ÅŸehircilik ve tarımsal reformlarda kullanılması için 135 milyon dolar tutarında uzun vadeli bir kredi verdi. Bu sebeple Moritanya'nın dış politikada Suudi Arabistan'a verdiÄŸi desteÄŸin ekonomik iliÅŸkilerle alakalı olduÄŸu sıkça dile getiriliyor. Ayrıca Moritanyalı bazı din adamlarının Suudi Arabistan'da eÄŸitim almış olmaları da iki ülke arasında mezhepsel bir yakınlık teÅŸkil ediyor. Bu durum da Ä°ran'ın bölgede yürüttüÄŸü Åžii yayılmacılığına karşı Moritanya'yı Arabistan'ın güçlü bir müttefiki kılıyor. Moritanya'nın Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan'ın tezlerini referans alması da bu siyasal, ekonomik ve dini yakınlığın sonucu olarak görüldü.

Suudi Arabistan'ın Fas ile dönem dönem gerilen iliÅŸkilerinde bir denge unsuru olan Moritanya ile daha da yakınlaÅŸtığı görülüyor. Suudi Arabistan için Moritanya Fas ile eÅŸ deÄŸer olabilecek bir ülke olmasa da, Fas ve Cezayir'in aksine etnik olarak Afrika ırklarını da barındırması, MaÄŸrip bölgesinde Afrika'ya açılan bir kapı olarak görülmesine neden oluyor.

Yine de iki ülke arasındaki iliÅŸkilerde sorunlu bazı konular da var. Suudi Arabistan nasıl Moritanya'yı Fas ile iliÅŸkilerinde bölgesel bir kart olarak görüyorsa, Moritanya da Tahran ve Hamas ile iliÅŸkilerini kesmeyerek Suudi Arabistan'a karşı bir kart olarak kullanıyor.

Veliaht Selman'ın G20 zirvesi dönüÅŸünde Moritanya'yı ziyaret etmesi iki ülke iliÅŸkileri açısından önemli bir geliÅŸme olarak kaydedildi. Suudi Arabistan'dan Moritanya'ya 1972 yılından bu yana bu düzeyde yapılan ilk ziyaret olması sebebiyle, konuÅŸulacak konuların ve özellikle ekonomik vaatlerin neler olacağı merak konusuydu. Moritanya muhalefeti ve sivil toplum örgütleri ise “Bayram deÄŸil, seyran deÄŸil!” diyerek (tıpkı diÄŸer MaÄŸrip ülkelerinde olduÄŸu gibi) bu ziyarete tepki gösterdi. Hükümete yakın kesimler de bu ziyaretten pek hoÅŸnut deÄŸildi. Çünkü Veliaht Selman 2016 yılında Moritanya ev sahipliÄŸindeki Arap Zirvesi'ne katılmak yerine Fas'ta tatil yapmayı tercih etmiÅŸti. Moritanya basınında Veliaht'ın bu kayıtsızlığı tepkiye sebep olmuÅŸtu. Bu sebeple, Kaşıkçı cinayetinden sonra yapılan bu ziyarete, Moritanya muhalefeti “Bizi kullanmaya çalışıyor!” diyerek tepki gösterdi.

SUUDÄ° ARABÄ°STAN FAS'A KARÅžI CEZAYÄ°R Ä°LE MÄ° YAKINLAÅžIYOR?

Veliaht Selman'ın “MeÅŸruiyet arayışı” gezisinin son durağı Cezayir oldu. Özellikle Tunus ve Moritanya'da halkın Muhammed bin Selman'a yönelik öfkesinin Cezayir'in tavrını etkileyip etkilemeyeceÄŸi, Veliaht'ın hangi seviyede karşılanacağı merak ediliyordu. Veliaht'ın Cezayir'deki temaslarına baÅŸlamasıyla birlikte, programda iki gün olarak görünen ziyaret, Cezayir CumhurbaÅŸkanı Abdülaziz Buteflika'nın son anda ağır bir grip geçirdiÄŸini mazeret olarak bildirmesi sebebiyle, beklenenden kısa sürdü. Cezayir CumhurbaÅŸkanı'nın bu “ağır misafir”i ağırlamanın getireceÄŸi uluslararası sorumluluk sebebiyle, Veliaht'ı ağırlama görevini Cezayir BaÅŸbakanı Ahmed Uyahya'ya tevdi ettiÄŸi düÅŸünülüyor.

Cezayir basınına göre, Muhammed bin Selman havaalanı çevresinde kendisini protesto etmek için toplanmış Cezayirlilerle karşılaÅŸmamak için gece geç saatlerde Cezayir'e inmeyi tercih etti. Çünkü Cezayirli gazeteci, yazar ve düÅŸünürlerden oluÅŸan 17 etkili isimin imzasıyla “Muhammed bin Selman'a Hayır” baÅŸlıklı bir bildiri yayınlanmış, bu ziyaret talebinin kabul edilmesiyle Cezayir'in imajının zedelendiÄŸi bildirilmiÅŸti.

Suudi veliahtın Cezayir'de cumhurbaÅŸkanı düzeyinde görüÅŸme gerçekleÅŸtirememiÅŸ olmasının iç siyasi dengelerle de iliÅŸkisi bulunuyor. Çünkü ülkenin Ä°slami referanslı hareketleri ve partileri açıkça bu ziyarete tepki gösterdiler. Barış Toplumu Hareketi BaÅŸkanı Abdurrezak Makri yaptığı açıklamada, Muhammed bin Selman'ın bu ziyaretinin, yalnızca iÅŸlettiÄŸi cinayeti örtbas etmeye yönelik olduÄŸunu söyledi. Yine Cezayir Ä°ÅŸçi Partisi de bu ziyaretten duyulan rahatsızlığı dile getirerek, ziyareti “Cezayir'e yönelik bir komplo” olarak tanımladı. Cezayir hükümeti ise ihtiyatlı bir tavır alıp bir yandan dışiÅŸleri bakanlığı düzeyinde Kaşıkçı cinayetini ÅŸiddetle kınarken, diÄŸer yandan da Veliaht'ın ziyaretini reddetmedi.

Bu noktada, Cezayir'in neden bu ziyaret talebini reddetmediÄŸiyle ilgili birçok yorum yapılıyor. Cezayir'in Suudi Arabistan ile iliÅŸkilerinde belirleyici bir mesele olan petrole dikkat çekiliyor. Cezayir'in büyük bölümü petrol gelirlerine baÄŸlı olan ekonomisi göz önüne alındığında, petrol fiyatlarında belirleyici gücü olan Suudi Arabistan'a zorunlu bir bağımlılığı olduÄŸu söylenebilir. Suudi Arabistan'ın el-Suudiye 24 kanalında, siyasi analist Mübarek el-Ati de Veliaht Selman'ın Cezayir gezisi ile ilgili olarak “Ekonomi siyasetin asıl motorudur “diyerek Cezayir'in bu görüÅŸmeye ekonomi kartıyla razı edildiÄŸi görüÅŸünü güçlendirdi.

Veliaht Prens'in neden Cezayir'e ziyarette bulunmak istediÄŸi ise merak edilen bir baÅŸka konu. Suudi Arabistan (son olaylardan bağımsız olarak) dönem dönem Fas ve Cezayir arasındaki gerginliÄŸi bir ÅŸantaj unsuru haline getiriyor. Fas ile iliÅŸkilerinde problem yaÅŸadığında, ticari ve siyasi yüzünü Cezayir'e çeviriyor. Buna en iyi örnek, Suudi Arabistan Ticaret ve Sanayi Bakanı'nın beraberindeki iÅŸ adamlarıyla Cezayir'e yaptığı ziyaret ve 1,6 milyar avro deÄŸerindeki yatırım anlaÅŸmasıdır.

Cezayir ve Fas iliÅŸkilerine gelince; iki ülke arasındaki sınır kapıları çeÅŸitli krizler sebebiyle uzun yıllar kapalı kalmıştı. BilindiÄŸi üzere Fas, ayrılıkçı örgüt olarak gördüÄŸü Polisario Cephesi'ni desteklediÄŸi gerekçesiyle Cezayir ile uzun yıllar “Batı Sahra sorunu” yaşıyor. Muhammed bin Selman'ın meÅŸruiyet arayışında Cezayir'i yanına alma çabasının hem Fas'a bir ihtar hem de Ä°ran'a bir cevap olduÄŸu yönünde görüÅŸler var. Cezayir'in Ä°ran, Hizbullah ve Suriye ile iliÅŸkilerinin olması, Suudi Arabistan'ın bu ülkeyi hem bu üçgenden kurtarmak hem de Fas'a karşı yanına çekmek suretiyle MaÄŸripte yeni bir müttefik edinmek istediÄŸinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Ancak Veliaht Selman Cezayir ziyaretinden umduÄŸunu bulamamış görünüyor.

SONUÇ OLARAK

Muhammed Bin Selman'ın MaÄŸrip ülkelerine yaptığı ziyareti deÄŸerlendirdiÄŸimizde umduÄŸunu bulamadığı açıktır. Fas'ın ziyaret teklifini reddetmesi, Moritanya'da nispeten daha iyi karşılansa da, Ä°srail ile normalleÅŸme, Yemen savaşı ve Kaşıkçı cinayeti Prens'i epey zorladı. Veliaht'ın Moritanya'ya “Selman Hastanesi” inÅŸa etme sözü ise rüÅŸvet olarak algılandı ve sivil toplum örgütleri en üst seviyeden “Bu ziyareti neye borçluyuz?” diyerek tepki gösterdi. Cezayir'de ise Veliaht açısından durum can sıkıcıydı; ziyaret beklendiÄŸinden daha kısa sürdü. Cezayir halkı da Suudi Arabistan'ın yardımlarla satın alabileceÄŸi bir halk olmadığını gösterdi. Veliaht'ın MaÄŸripteki meÅŸruiyet arayışı, meÅŸruiyet için paranın tek başına yeterli olmadığını göstermesi bakımından önemli.

[Gazetecilik, OrtadoÄŸu ve Afrika çalışmaları alanlarında lisans üstü eÄŸitim gören Zeynep KarataÅŸ düÅŸünce kuruluÅŸları için Suriye ve Lübnan üzerine raporlar yazmaktadır]

[Gazi Üniversitesi Gazetecilik Bölümü doktora öÄŸrencisi olan Mohamed Meyah çeÅŸitli gazeteler için makaleler kaleme almaktadır]

Kaynak: Anadolu Ajansı (Zeynep Karataş- Mohamed Meyah)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.