Kürsü
Abdurrahman Dilipak: Müslümanlar nereye kılıç zoru ile girdilerse kılıçla çıkartıldılar
Follow @dusuncemektebi2
Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit
Terörist teröristtir. Ä°srail’de, Amerika’da, Kandil’de, Pensilvanya’da ya da Ankara’da, Ä°stanbul’da farkeder mi? Peygamberin evinde olsa ne yazar o kiÅŸi. Ya da Firavun’un sarayında bir Musa (AS) olabileceÄŸini de unutmayalım. Hz. Yusuf’u kardeÅŸleri kuyuya attı. Ama firavunun sarayında buldu Cebrail onu.
Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’den sonra en fazla sahabi mezarı nerede bilir misiniz? Diyarbakır’da. Diyarbekir ÅŸehir merkezi 639’da Hz. Ömer (ra) döneminde ÅŸehir merkezi Müslüman ordularınca fethedildi. Bundan sonra sırasıyla Emeviler, Abbasiler, ÅžeyhoÄŸulları, Hamdâniler, Mervaniler, Selçuklular, Ä°naloÄŸulları, NisânoÄŸulları, Artuklular, Eyyubîler, Akkoyunlular, Safevîler ve Osmanlıların idaresine girdi. Daha önce Antakya, Antep, MaraÅŸ yöresi fethedilmiÅŸti. Ama Ä°slam orduları, Malatya`ya kadar uzanmışsa da Anadolu içlerine girememiÅŸti.
Bu arada; Mardin, Urfa (Ruha), Harran, Nusaybin, Re`su`l Ayn / Ceylanpınar, Tilmevzen / ViranÅŸehir, Siverek civarı fethedilmiÅŸti. Ä°slam`la coÄŸrafyamızın iç bölgeleri arasında KaracadaÄŸ ve Mardin eÅŸiÄŸi vardı. Bu iki daÄŸ kitlesinin arkasında Amed Kalesi bulunuyordu. Bölgeyi fetheden Ä°yaz b. Ganm (RA) ile Urfa halkı arasında “Ruha Åžartları” üzerine yapılan sulh antlaÅŸması, Ä°slam`la karşılaÅŸanların nasıl bir muameleye tabi tutulacağına dair saÄŸlam bir vesika olmuÅŸtu.
“Belâzuri’ye göre Ä°yaz, Diyarbekir’i fetihten sonra, daha önce Urfa’daki Emanname’ye benzer bir ahidname çerçevesinde yerel halkla bir ahidname akdetti. Bu ahidnamenin, 638’de Kudüs’ün fethinden sonra Hz. Ömer’in biri Kudüs halkına, diÄŸeri de Hristiyanlara ait olmak üzere iki emanname yayınlamıştı. Bu emannamenin Kudüs Emannamesi’nin bir benzeri olması gerekir. Zira zaten Diyarbekir’in fethi, Kudüs’ün fethinden bir yıl sonradır. “Iyaz, heykeller ve onun etrafındaki ikonalar, kendilerine ait olmak, mevcut kiliselerden baÅŸka kilise bina etmemek; düÅŸmanlarına karşı Müslümanlara yardım etmek, bunlardan birine riayet etmedikleri takdirde Müslümanların himayesinden mahrum olmak ÅŸartıyla Ruha ahalisiyle uzlaÅŸtı.(Fütüh ül-Büldan, c. 1, sf. 238, 277)” 638’de Kudüs Ä°slam orduları tarafından kuÅŸatılınca Hristiyanların ruhanileri, ÅŸehrin anahtarını teslim etmek için Hz. Ömer’in bizzat gelip ÅŸehri teslim almasını ÅŸart koÅŸunca, Hz. Ömer Kudüs’e gelmiÅŸti.
642’de Mısır ve Irak’ın fethi tamamlandı. Fetih süreci 634’de Hz. Ebubekir’den sonra Hz. Ömer halife olunca. 23 Ocak 635’de Bizans ağır bir yenilgi aldı ve Åžam’ın ardından Humus ve Hama fethedildi. 636-37 Kadisiye Zaferi ve 20 AÄŸustos 636’da Yermük’te Bizans’ın yine bir yenilgi alması. Böylece Bizans ve Sasani’ye, Mısır’a doÄŸru Ä°slam orduları önemli bir ilerleme kaydettiler.
Bugünlerde yine bu bölgeyi konuÅŸuyoruz. Bu toprakların tarihini bilmeden geleceÄŸe iliÅŸkin doÄŸru tahminlerde bulunmamız ve ona göre çözüm için imali fikretmemiz kolay olmayacaktır.
Amed önemli bir coÄŸrafyada bulunuyor. Hz. Adem’in Urfa’da yaÅŸadığı, Hz Nuh ve Hz. Ä°brahim’in de bu bölgede yaÅŸadıkları düÅŸünülürse, Diyarbakır’a tarih biçmek mümkün olmasa gerek. Amed’in fethi Hicri 18, Miladi 639!
Diyarbakır Hz. Ömer döneminde Ebu Ubeyde b. el-Cerrâh’ın baÅŸkomutanlığını yaptığı Åžam ordusunun sorumluluk alanındaydı. Bu arada; Samsat, Suruç, Ceylanpınar gibi ÅŸehirler Iyâd b. Ganm komutasındaki ordu tarafından fethedilmiÅŸti.
Biliyorsunuz, tarihte ilk cinayet Åžam’da gerçekleÅŸmiÅŸ, Kabil Habil’i ÅŸehid etmiÅŸti.
Urfa, Diyarbakır ve Mardin bölgesinin fethi bir yıl içinde tamamlandı. Kudüs’ün fethi yeni fetihler için model oluÅŸturmuÅŸtu. Burada askeri bir istila deÄŸil, Ä°slam’ın tebliÄŸi ile baÅŸlayan bir Ä°slamlaÅŸma süreci söz konusudur. Bizans’ın ağır vergileri, zorla asker almalara karşı Müslümanlar, adalet, barış ve özgürlük temelinde, adeta sığınılacak emin bir liman hükmündeydi. Yerel halk, Bizans’ın emperyal baskıları karşısında Müslümanların himayesine sığınıyordu. Bu anlamda “bu toprakların fethi Ä°slam tarihindeki benzerleriyle kıyaslandığında en sorunsuz olanlardandı”. Diyarbekir’ın fethi konusunda en ayrıntılı bilgi tarihçi el-Vâkıdî’nin Futûhu’ÅŸ- Åžâm’ındadır. 6 ay kadar süren bir kuÅŸatmadan sonra, gizli bir tünelden giren Müslüman mücahidlerin kapıları açması ile fethin gerçekleÅŸtiÄŸi haber verilir. Yani sivil halkın Müslümanlara karşı bir direniÅŸi söz konusu deÄŸildir. Rivayet edilir ki, Halid b. Velid’in ÅŸehre girmeye imkân saÄŸlayan gizli bir tüneli keÅŸfetmesi üzerine nihai fetih planı hazırlandı. Buna göre seçkin bir birlik gizlice tünelden ÅŸehre girmiÅŸ ve kapıları açmak suretiyle zaferin yolunu açmıştır. Vâkıdî’ye göre Hicri 7 Cumâdelûlâ 17 (M. 27 Mayıs 638)’de fethedilmiÅŸtir.
Kürt milliyetçilerin dediÄŸi gibi, Kürtlerle kanlı bir savaÅŸ yaÅŸanmamıştır. Ä°yaz b Ganm 8000 kiÅŸilik bir kuvvetle hareket etmiÅŸ, ilk saldırıda kaleden içeri giren 100 sahabeden 25’i ÅŸehid olmuÅŸtu. Ardından az sayıda daha ÅŸehid verildi. Fetih sırasında ÅŸehid olacak sahabe sayısı 27 olarak verilmektedir. Ardından kısa sürede ÅŸehir teslim alınmış ve ardından toplu ihtida hareketleri baÅŸlamıştır. Fetihten sonra Hz. Sa’a (RA) ilk Müslüman vali olarak atanmıştır. Diyarbekir’de halen 150 sahabe mezarı bulunmaktadır. Oysa Fetih birliÄŸinde 1000’e yakın sahabe vardı.
Kerbela olayı 10 Ekim 680’de yaÅŸandı. Katliamdan kurtulmak için o bölgeden uzaklaÅŸan sahabelerin önemli bir bölümü Diyarbakır’a doÄŸru çekildiler.. Ä°slam’la 48 yıl önce tanışan Diyarbakır sahabeler için emin bir sığınak olmuÅŸtu.. Güneyden gelen sahabelerin birçoÄŸu, Müslüman olan yerel halkla birlikte Ä°slam’ın tebliÄŸi için Anadolu’nun içlerine doÄŸru yayıldılar. Kerbela’dan önce de bu koridor Müslümanların tebliÄŸ yolu olarak önemli bir iÅŸlev gördü. Kerbela sonrası da, sahabelerin önemli bir kısmı Diyarbakır üzerinden, burada daha önce Hristiyan iken Müslüman olan halklarla birlikte kuzeye ve batıya doÄŸru yolculuklarını sürdürdüler..
Güneyden gelen Arap kökenli Müslümanlar bölgede diÄŸer halklar ve medeniyetlerle tanışarak, Arap olmayan Hristiyan ve Yahudi topluluklar, Sabii’ler ve Paganlarla birlikte, Ä°slam’a girip, yeni gelen son din Ä°slam’ın tebliÄŸcileri oldular. Aslında Mekke’de de bu süreç böyle geliÅŸti, Medine’de de Bizans, Fars ve Mısır’la karşılaşılınca da aynı ÅŸey oldu.
Allah’ın dini, belli bir coÄŸrafya ve kavmin dini deÄŸildi ve olamazdı.. 680’de yaÅŸanan Kerbela olayında yaÅŸanan büyük kırılmada siyasi sebeplerle Müslümanlar Müslümanlara kılıç çekerken, Müslümanlar yeni Müslüman olmuÅŸ ya da Müslümanlara kucak açan Hılful fudul ya da Müellefetül Gulub topluluklarla bir araya geldiler.. Isırıcı Melikler döneminden sonra Müslümanların Afrika’ya doÄŸru geniÅŸlemesi ve Endülüs yolculukları yine aynı ÅŸekilde oldu.
Dikkat! Müslümanlar nereye kılıç zoru ile girdilerse kılıçla çıkartıldılar. Nereye, ilimle, hikmetle girdilerse orada kalıcı oldular. Balkanlar, Kafkaslar ya da Asya farketmiyor. Bellerinde kılıçları vardı ama ellerinde kitapları vardı. Merhametleri gazaplarından, sevgileri nefretlerinden büyüktü.
Ben FettahoÄŸullarındanım. FettahoÄŸulları 600’lerin son çeyreÄŸinde, Ä°slam fetihleri ve Kerbela’dan sonra bölgeye gelen sahabilerin önderliÄŸinde onlara tabi olan bölge halklarının desteÄŸi ile Kafkaslara ve Hazar’ın altından ve üstünden Asya’ya doÄŸru ilerleyen tebliÄŸcilere verilen bir isim.
O Müslümanların bir kısmı gitmedi, orada kaldı. Kimi gitti gelmedi. Kimi gitti-geldi, gitti-geldi. FettahoÄŸulları o gidip geri Anadolu’ya dönenlerdendi.
Ne garip, bu coÄŸrafya, bir yandan Hz. Adem’in, Hz. Nuh’un, Hz. Ä°brahim’in yurdu. Öte yandan; Arz-ı Mev’ud. Mescid-i Aksa’nın mik’ad alanı içinde, bir yandan ilk kanın döküldüÄŸü yer. Kerbela da buradadır, Beyt-ül Hikme de! Ve bu coÄŸrafyada kan dökülüyor. Selahaddin, Haçlıları yenilgiye uÄŸrattı uÄŸratmasına da, Haçlılar dönüp geldiler ve bu topraklarda evladı Fatihan’ın çocuklarını peÅŸlerine takıp, kan dökmeye devam ediyorlar. “Ebu Cehil öldü” diyorlar. Ebu Cehil ölmedi ey resul, çocuklarımızı avlıyor ve kıtalar dolaşıyor. KardeÅŸler kardeÅŸlerini gömmek için hendekler kazıyorlar. Allah’ım bizi affet, bize Hakk’ı hak, batılı batıl göster. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uÄŸrayanların deÄŸil. Selam ve dua ile.
Henüz yorum yapılmamış.