Kemal Sayar: Bu kadar acı için çok küçük bu Filistin

KEMAL SAYAR / SERBESTÄ°YET

Ä°nsanlığın ve vicdanın bu dönemeç noktasında, duygu-sonrası toplumun uÄŸradığı bu korkunç yıkım karşısında insan sesle, sözle, ÅŸiirle karşı koyabilir mi olan bitene? Vicdanı olan herkes, küçücük çocuklara kıyan kahrolası ölüm makinesini lanetliyor. Bir yüreÄŸi olan herkes, çaresizliÄŸin verdiÄŸi bir ıstırapla aÄŸlıyor, haykırıyor, Filistin adlı o büyük acıyla saf tutuyor. Ama vurulan bizim evlerimiz deÄŸil. AkÅŸam haberlerinde gözlerimizin ucunda biriken yaÅŸ, sonrasında kolayca buharlaşıp dağılabiliyor. Türkiye’de Filistin meselesi üzerinden bile iki türlü varoluÅŸ okumak mümkün görünüyor. “Derin Türkiye” Filistin’le ruhsal bir temas kuruyor, onun için dua ediyor, onunla birlikte öfkeleniyor, onunla birlikte aÄŸlıyor. Kimileri ise o acının yanından bile geçmek istemiyor, “ama…”yla baÅŸlayan cümlelerle, çağın bu son barbarlığını temize çekiyor. Ama demeden önce ne söylediÄŸinizin bir önemi yok oysa, asıl niyet ama sözcüÄŸünden sonra söylenenle kendisini gösteriyor. Son saldırılarla insanın iyiliÄŸine duyduÄŸumuz inanç, küstah savaÅŸ makinesine çarpmakla bir kez daha sendeliyor. BaÅŸkalarının ölümüne kararverenlerin, baÅŸkasının acısı üzerinden kendilerine politik kariyer biçenlerin, ölü bebek gövdeleri üzerinden güvenlik vaat edenlerin, insan deÄŸil bir makine olduklarını sanıyorum. Yüzlerini sıyırsak altlarından robotik aksam görünecek. Mütecavizlerin, politik katillerin yalan söyleyebilme kabiliyetleri dikkatimi çekiyor. Kolayca, arsızca yalan söyleyebiliyorlar. Kolayca, arsızca bebekleri öldürebiliyorlar. Arsız psikopatlar politik suratlarla kan ticareti yapıyor. Bir bilim kurgu filminde gibiyiz. Kötü robotlar dünyaya ölüm kusuyor. Hayır, insanlığın gördüÄŸü onca savaÅŸ, onca acı ve yıkımdan sonra bu kadar kötülüÄŸü artık bir insan yapıyor olamaz. Bunlar duyguları alınmış, insanlıkla ilgili bütün hücreleri yok edilmiÅŸ, robotlaÅŸtırılmış yaratıklar olmalı. Gazze için dua zamanı. Åžehit yavruların resimlerine bakıyorum. Ne kadar güzeller. Bu güzellik duygusuz dünyaya meydan okuyor. Bu güzellik hayatta maddi olanın dışında baÅŸka bir varoluÅŸun da mümkün olduÄŸunu haykırıyor. Hayatın sadece özgürlük ve onur için yaÅŸanmakla bir deÄŸer ifade edebileceÄŸini söylüyor. Robotlar insanları öldürüyor. Dünyanın kalan kısımlarında baÅŸka robotlar alkış tutuyor. Herkes insanlık veya robotluk katsayısına göre bir tutum takınıyor. O güzel yavrular, o bir taneler, o ciÄŸerpareler, anne ve babaları insan olduÄŸu için ölüyor. Bugünlerde internette dolaÅŸan bir cümlede söylendiÄŸi gibi, “Ne kadar öldürseler de çocukları, bir Musa geride kalacak.” Bir Musa asasıyla denizleri yaracak, bir Musa zalime boyun eÄŸdirecek. Zalimin araç gereciyle zalime karşı koyamazsınız. Onlarla “akıllı” bomba üretmekte yarışamazsınız. Küstahlığın dili, kederin dilinden anlamaz. Siz Filistinli kardeÅŸlerim,  peygamber toprağının varislerisiniz. Fosforlu bomba üretemezsiniz. Fosforlu bombalar yaÄŸmaya baÅŸladığında, kalbinizden baÅŸka sığınak yok size. Koytak’ın dizeleriyle: “Çok acı Çektin, yapabilirsin bunu, / çok acı çektirdik sana, / kimse hak etmiÅŸ olamaz / senden daha fazla / ve hepimizin adına , / konuÅŸmayı Tanrı’yla da, taÄŸutla da! KonuÅŸ ve razı olma daha azına, yeryüzünü iste / yeryüzünün bütün çocukları adına / konuÅŸ ve razı olma, Gazzeli Yusuf, oÄŸlum / kapısına ‘Filistin Devleti’ yazılı / yeni bir toplama kampına!.” Bu savaÅŸ dileriz ki taÄŸutların, robotların son savaşı olur. Yüce Tanrı’dan dilerim ki katil robotlar zelil olur, periÅŸan olur. Cennetin çocukları, bu dünyaya bir zafer bıraktılar. Ruhunu satmayan her adam bu ahlaksız dünyanın suratında patlayan bir ÅŸamardır. “Akıllı” bombalara yüreklerini siper eden mazlumlar, insanlığın zafer bildirisidir. Belki de bütün Gazze ÅŸimdi bir Musa'dır. Sezai Karakoç’un dizeleriyle bitirelim: “Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boÅŸ göklerden gelen bir karar vardır Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.”