Sosyal Medya

Güncel

'Kimsenin müsaadesini isteyecek değiliz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın Kommersant gazetesine 'Türkiye-Rusya işbirliği, Suriye krizinin çözümü için kritik önemde' başlıklı bir makale yazdı.



CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Rusya'nın önde gelen gazetelerinden Kommersant için “Türkiye-Rusya iÅŸbirliÄŸi, Suriye krizinin çözümü için kritik önemde” baÅŸlıklı bir makale kaleme aldı.

Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Suriye'de 2011 yılından beri devam eden ve yüzbinlerce insanın hayatına mal olan iç savaÅŸ, Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin bölgede bulunan askerlerini geri çekme kararıyla birlikte yeni bir aÅŸamaya geçiyor. ABD BaÅŸkanı Sayın Donald Trump ile Aralık ayında yaptığım görüÅŸmelerde Türkiye'nin bu yeni süreçte OrtadoÄŸu'da barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi için gereken adımları atmaya kararlı olduÄŸunu ifade ettim. Bu itibarla Astana sürecini birlikte baÅŸlattığımız Rusya Federasyonu ile yakın iÅŸbirliÄŸimizi sürdürmek arzusundayız.

"TÜRKÄ°YE VE RUSYA Ä°ÅžBÄ°RLİĞİ Ä°ÇÄ°NDE OLMAYA DEVAM ETMELÄ°"

Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin Suriye'den çekilmesi, doÄŸru yönde atılmış bir adımdır. Zira Suriye'de yaÅŸanan kriz, ancak Suriye'nin yaralarının iyileÅŸmesinden fayda, derinleÅŸmesinden ise zarar görecek ülkeler tarafından çözülebilir. Bu anlamda Türkiye olarak komÅŸumuzun toprak bütünlüÄŸünü muhafaza edecek, Suriye toplumunun tamamının siyasi temsilini saÄŸlayacak ve ÅŸiddet nedeniyle yerlerinden edilen insanların ülkelerine dönmesini saÄŸlayacak bir siyasi çözümden yanayız. Bu hedeflere ulaşılması için Türkiye ve Rusya Federasyonu'nun iÅŸbirliÄŸi ve eÅŸgüdüm içerisinde olmaya devam etmesi gerekmektedir. Nitekim geçen yıl müzakere ettiÄŸimiz Ä°dlib mutabakatı, birlikte çalışmamızın hem ülkelerimizin hem de Suriye halkının çıkarlarının korunması açısından büyük bir önemi haiz olduÄŸunun en açık göstergesidir.

Öte yandan son haftalarda Amerika BirleÅŸik Devletleri'nde faaliyet gösteren bazı yapıların, Suriye krizinin sona erdirilmesine katkıda bulunacak çekilme kararını engelleme gayreti içerisinde olduÄŸuna ÅŸahit olduk. Türkiye açısından bu sürecin referans noktası, Sayın Trump ile gerçekleÅŸtirdiÄŸim görüÅŸmelerde ortaya çıkan anlaÅŸma zeminidir. Öte yandan “Türkiye Kürtleri katledecek” veya “Kürt müttefiklerimizi yüzüstü bırakmayalım” gibi birtakım söylemlerin, Trump yönetimine baskı yapmak amacıyla dolaşıma sokulduÄŸunu görüyoruz.

Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye Kürtleriyle veya komÅŸumuzun sınırları içerisinde yaÅŸayan hiçbir kesimle sorunu olmadığını ifade etmek isterim. Amerika merkezli olarak dolaşıma sokulan mesnetsiz iddialar, gerçekleri deÄŸil, birtakım çıkar gruplarının bakış açısını yansıtmaktadır. Öte yandan ne ülkemizin ulusal güvenliÄŸine tehdit oluÅŸturan ne de Suriye'nin toprak bütünlüÄŸüne tehdit oluÅŸturan hiçbir unsurun varlığına tahammül etmeyeceÄŸimizi açıkça ifade ettik, ediyoruz.

Amerika BirleÅŸik Devletleri, son yıllarda PKK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD/YPG teröristlerine silah ve eÄŸitim desteÄŸi verdi. Bu stratejik açıdan ve ahlâken sorunlu adımlar, DEAÅž terör örgütüyle mücadele adı altında atıldı. ABD'nin bu yanılgısı, DEAÅž baskısı altında yaÅŸayan Suriyelilerin bir baÅŸka terör örgütünün kontrolü altına girmesine neden oldu. Bir baÅŸka deyiÅŸle ABD, kuzuyu kurda emanet etti. Hatta uygulanan politikanın sorunlu olması sebebiyle önce PKK-PYD baÄŸlantısını kabul eden resmi internet siteleri sansürlendi, sonra da Suriye Demokratik Güçleri adı altında yeni bir sanal yapı kuruldu.

Bu yol haritasını oluÅŸturan kesimler, bugün PYD/YPG ile ilgili gerçekleri uluslararası kamuoyundan gizlemeye devam ediyor. Öncelikle PKK'nın Suriye uzantısı, hiçbir zaman terörle mücadele konusunda samimi olmadı. Tam aksine, bazı ABD'li yetkilileri ikna ederek Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurma hedeflerini DEAÅž ile mücadele bahanesiyle gerçekleÅŸtirmeye kalkıştılar. Biz bu projeye cevabımızı, Zeytin Dalı Harekatı'nı düzenleyip, örgütü Afrin bölgesinden çıkararak verdik. Önümüzdeki dönemde dost ve müttefiklerimizle birlikte komÅŸumuzun toprak bütünlüÄŸünü muhafaza etmek için gereken adımları atacağız.

"KÄ°MSENÄ°N MÜSAADESÄ°NÄ° Ä°STEYECEK DEĞİLÄ°Z"

Bugün Amerika'da bazı kesimlerin ısrarla gözardı ettiÄŸi husus, bu örgütün Suriyeli Kürtleri temsil etmediÄŸi; tam aksine Kürt kökenli Suriye vatandaÅŸlarına birçok kötülük yaptığıdır. Nitekim örgütün baskısından kaçan on binlerce Suriyeli Kürdün senelerdir Türkiye'de yaÅŸamaları, bu durumun en somut göstergesidir. Dolayısıyla son haftalarda dolaşıma sokulan iddiaların, gerçeklerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Öte yandan otuz yılı aÅŸkın süredir vatandaÅŸlarımızı hedef alan bir terör örgütüyle ilgili ne yapılacağını kimseden öÄŸrenecek, terörle mücadele etmek için kimsenin müsaadesini isteyecek deÄŸiliz. KoÅŸullar olgunlaÅŸtığında Suriye topraklarından ülkemizi tehdit eden teröristleri hedef alma hakkımızı saklı tutuyoruz.

Son olarak Rusya Federasyonu ile birlikte Astana Süreci kapsamında elde ettiÄŸimiz kazanımların ve siyasi çözüm yönünde kaydettiÄŸimiz ilerlemenin bu süreçte akamete uÄŸramasını istemiyoruz. Suriye'nin yeniden güven ve istikrara kavuÅŸturulması ve yeniden inÅŸası noktasında el birliÄŸiyle çalışmak durumundayız. Terörün sona erdirilmesi, DEAÅž baÅŸta olmak üzere terör örgütlerinin yeniden ayaÄŸa kalkmasının engellenmesi ve dolayısıyla Suriye'nin dış müdahalelere kapatılmasının tek yolu budur.

Suriye konusunda Türkiye'nin pozisyonu çok açıktır. Güney sınırımızda yaÅŸanan istikrarsızlığın ortadan kaldırılması, ancak dost ve müttefiklerimizle iÅŸbirliÄŸi ve eÅŸgüdüm içerisinde olmamızla mümkündür. Bu çerçevede hem DEAÅž hem de PKK terör örgütünün Suriye uzantısıyla kararlı bir mücadele etmek zorundayız. Bölgemizde yaÅŸanan sorunlar, ancak kaderi bu coÄŸrafyanın kaderine baÄŸlı olan milletler tarafından kalıcı olarak çözülebilir. Artık gazete manÅŸetlerine, sosyal medya kampanyalarına göre politika belirlemenin zamanı geçmiÅŸtir.

Suriye iç savaşının baÅŸlamasından itibaren Türkiye, bölgedeki insani kriz ve istikrarsızlıkla baÅŸa çıkmak için ne yapmayı düÅŸündüÄŸünü açıklayan tek ülke oldu. Aynı ÅŸekilde sözlerini tutan tek ülke olduk. Krizin başından itibaren bir yandan insani yardımlarımızı sürdürürken, diÄŸer yandan meselenin ancak siyasi bir çözümü olabileceÄŸini vurguladık. Bu çerçevede dost ve müttefiklerimizle birlikte terörle mücadeleyi destekleyecek, istikrarı tesis edecek ve barışı saÄŸlayacak iÅŸbirliklerine hazırız."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.