Necip Fazıl Kısakürek: Şeriate ihanet eden softaları gibi betonlaşmış teşekküller de vardır 'tuh suratına!' ihtarımız onlaradır

Böylelerine, Hakkın, riya ve gösteriÅŸ için namaz kılanlara tayin ettiÄŸi, cehennemde en acı tabakaya ait “Maun” suresini okumak ve, “siz zarfı boÅŸaltıp içindeki mazrufu çöplüÄŸe atmış sefillersiniz!” diye haykırmak gerekir. Ä°ÅŸte bu esfel karakter içinde donmuÅŸ, kabuk baÄŸlamış ve bir zamanların “ÅŸeriat isterük!” nidasiyle ÅŸeriate ihanet eden softaları gibi betonlaÅŸmış teÅŸekküller de vardır “tuh suratına!” ihtarımız onlaradır.

Tuh suratına o zümrenin ve o resmen yaftalı teÅŸekkülün ki, ruhundan tamamen mahrum olduÄŸu ve kör nefsinde posalaÅŸtırdığı farz emirleri arasında “cihad”ı unutmuÅŸ ve üstelik cihada memur bir teÅŸekkül halkası iken, sınır boyunda silâhlı bir kıt’anın hep beraber afyon çekerek sızması gibi komaya yatmıştır. Büyük velîlerden birinin keÅŸifte tesbit ettiÄŸine göre, ömründe zahirî tek farzı ihmal ve tek haramı irtikâb etmemiÅŸ bir adama ölümünden sonra azap emrolunuyor.

Ve adam Hakka hitap ediyor: -Yârabbi, ben hayatımda din emirlerinden hiçbirini ihmal etmedim; nedir suçum ki, azaba müstehak görülüyorum?

Ve ÅŸu cevabı alıyor: – Hayatın boyunca bir kerecik olsun, benim için kızdın ve gayret gösterdin mi? Sadece nefsleri için çalışmış bazı akametli ve tembel fertlerde görülen bu halet, hele “Allah için aÅŸk ve muhabbet ve Allah için buÄŸz ve nefret” mihrakında pırıldaması gereken ve zaten binbir çile sonunda bu mânâ ile demetlenmiÅŸ bulunan bir gençlik teÅŸekkülünde görülecek olursa, başımıza toprak saçmak ve her ÅŸeyi ilâhî dîvana havale etmekten baÅŸka çaremiz kalmaz.

9 Eylül 1978 / Necip Fazıl Kısakürek