Özel / Analiz Haber
Halil İnalcık: Palığın generali İskender Bey ve Osmanlı mücadelesi
Follow @dusuncemektebi2
1405 yılında doğdu. Asıl adı Gergi (Gjergj, Georges) olup Batı kaynaklarında Scanderbeg (Skandarbeg) şeklinde de geçer. Arnavutlar tarafından millî kahraman olarak tanınan İskender Bey Arnavutluk’un ünlü Kastriyota ailesine mensuptur.
Halil İnalcık / İslam Ansiklopedisi
Kastriyotalar, 1385’te Voissa bozgunundan sonra öteki Arnavut beyleri gibi Osmanlı PadiÅŸahı I. Murad’ı metbû tanımışlardı. Ä°skender Bey’in babası Ä°van (Yuvan) Kastriyota, Osmanlı ve Bizans kaynaklarında Arnavutluk’un en önemli beylerinden biri olarak gösterilmektedir. Osmanlılar, Ergirikasrı sancağının kuzeyindeki yerlere ona nisbetle Yuvanili adını vermiÅŸlerdi. 835 (1432) tarihli Arvanid sancağı Timar Defteri’ne göre sancağın kuzey sınırları hemen hemen Matia (Mat) ırmağına kadar geliyordu. Yuvan’ın arazisi de bunun kuzeyinde uzanmaktaydı. Yuvan, Osmanlılar’ın fetret devrinde (1402-1413) Venedik Cumhuriyeti’nin himayesine girerek Osmanlı tâbiliÄŸinden çıkmaya çalıştı. Ancak II. Murad tahta geçip durumunu saÄŸlamlaÅŸtırınca Yuvanili’ne karşı yeniden büyük kuvvetler gönderme imkânı bulabildi. 1423’te EvrenosoÄŸlu Ali Bey bu uca yerleÅŸtirildi. Aynı timar defterine göre 1431’de Ali Bey’in Ergiri’de sancak beyi olduÄŸu görülmektedir (Hicrî 835 Tarihli Sûret-i Sancak-ı Arvanid, s. 1). Yuvan, muhtemelen dokuz yaşında olan oÄŸlu Gergi’yi o sıralarda Osmanlı sarayına rehin olarak gönderdi. Edirne’de II. Murad’ın hizmetinde bir iç oÄŸlanı eÄŸitimi gören Gergi müslüman oldu ve Ä°skender adını aldı. Hatta Ä°skender’in babası, oÄŸlunun bir Osmanlı beyi sıfatıyla gelip topraklarını alması tehdidinden Venedik’i haberdar etmiÅŸti. Gerçekten Ä°skender Bey, Arvanidili timar defterinde 841 (1437-38) yılına doÄŸru Yuvanili’nde timar sahibi olarak görülmektedir. Ä°skender Bey’in buradaki timar topraklarının bir kısmı Dimitri Gönima nahiyesindeydi ve bunlardan dokuz köy 1438 Mayısında Andre Karlo’ya verilmiÅŸti. Bununla birlikte kendisi Akçahisar (Kroya) kadısı ile beraber timar için “muzaf bitisi” verdiÄŸine göre o tarihlerde Akçahisar subaşısı olmalıdır. Topkapı Sarayı Müzesi ArÅŸivi’nde bulunan tarihsiz bir belgede (nr. E 6665) Ä°skender’in, babasının merkezi Mus’un (Mysja) zeâmet olarak kendisine verilmesini istediÄŸi, ancak bu talebin sancak beyi tarafından kabul görmediÄŸi belirtilir. Bu olay onun Osmanlılar’a baÄŸlılığını sarsmış olmalıdır. Batı kaynaklarında, Ä°skender Bey’in Ä°zlâdi savaşında (1443) timarlı sipahi olarak bulunmuÅŸ olabileceÄŸi, bozgunu müteakip Osmanlı ordusundan kaçtığı ve daha sonra isyana kalkıştığı iddia edilmektedir. Bu son savaÅŸlarda genellikle akıncılar ve Rumeli beyleri gevÅŸek hareket ederek padiÅŸahı kızdırmışlar ve sonunda kendi baÅŸlarına çekilip gitmiÅŸlerdi. O sırada Osmanlı Devleti büyük bir buhran içine düÅŸmüÅŸ bulunuyordu. Öte yandan Macarlar yeni bir Haçlı seferi hazırlıyor ve Osmanlılar’ın Rumeli’den atılacağına inanılıyordu. Bu bakımdan Chalcondylas’ın dediÄŸi gibi herkes mülkünü geri alma telâşındaydı (History, II, 96). Güney Arnavutluk’ta Gin Zenebissi, atalarının topraklarını almak için sancak merkezi Ergirikasrı üzerine harekete geçmiÅŸti.
Bu umumi çözülme içinde Ä°skender Bey de babasının beyliÄŸini almak için memleketine koÅŸtu (NeÅŸrî, II, 624). Aslında Arnavutluk’ta Osmanlı hâkimiyetine karşı isyanlar Ä°skender Bey’den çok önce baÅŸlamıştı. Osmanlı idarecilerinin kendi topraklarında timarlı sipahi olarak bıraktıkları yerli beyler özellikle topraklarının mülkiyet ve veraset haklarını kaybetmiÅŸ olduklarından Osmanlı hâkimiyetine karşı isyana hazırdılar. Gerçekten ilk önemli isyan hareketini baÅŸlatan ve daha sonra Ä°skender Bey’in kayınpederi olan Araniti toprak meselesi yüzünden ayaklanmıştı (Chalcondylas, II, 27). Bu isyanın umumi bir hal aldığı sırada Yuvan’ın da ayaklandığına dair bir iÅŸaret henüz yoktu.
Ä°zlâdi’de Rumeli Beylerbeyi Kasım’ın ordugâhından kaçan Ä°skender Bey gelip babasının topraklarını, Kuzey Arnavutluk’a giden yol üzerinde Svetigrad (Kocacık) Hisarı’nı ve Akçahisar’ı zaptetti. Bu arada Venedik’in himayesi altında, diÄŸer Arnavut reisleriyle 1 Mart 1444’te LeÅŸ’te (Alessio) düzenlenen bir toplantıda anlaÅŸtı ve irtidad etti (Tursun Bey, s. 143). Osmanlı kaynaklarında bu yüzden “Hain Ä°skender” diye anılan Ä°skender Bey padiÅŸah tarafından âsi ilân edildi; bu arada EvrenosoÄŸlu Îsâ Bey de Svetigrad Hisarı’nı zaptetmekle görevlendirildi. Ä°skender Bey ilk baÅŸarısını burada kazandı, Osmanlılar ağır kayıplar verdiler (NeÅŸrî, II, 624). O sırada büyük bir Haçlı ordusu Varna’ya doÄŸru ilerlemekteydi. Arnavutluk’taki isyan hareketi papa tarafından destekleniyordu; papanın daha sonra bir Haçlı kahramanı ilân ettiÄŸi Ä°skender Bey, XIX. yüzyıl Arnavut milliyetçilerince vatanlarının kurtuluÅŸu için çalışan bir millî kahraman olarak anılacaktır. Gerçekte Ä°skender Bey, akrabalık baÄŸlarının bulunduÄŸu Arnavut feodal beylerini, kabile reislerini etrafında toplamıştı. Bundan dolayı diÄŸer Arnavut beylerinin ona karşı Venedik’le veya Osmanlılar’la birleÅŸmesi ÅŸaşırtıcı deÄŸildir. Nitekim Ä°skender Bey’e karşı yapılan savaÅŸlarda birçok Arnavut beyi Osmanlı ordusunda timarlı sipahi olarak hizmet ediyordu. Bu isyan hareketi Kuzey Arnavutluk’ta taraftar buldu, ancak daha ziyade papa, Napoli kralı ve Venedikliler tarafından desteklendi. Yani Ä°skender Bey hiçbir zaman bütün Arnavutluk’u ayaklandıramamıştı. Topladığı kuvvetler 8-10.000 civarındaydı; kendi adamları ise 2-3000 kiÅŸi kadardı. Gerilla taktikleriyle savaÅŸan Ä°skender Bey daÄŸlık bölgedeki birkaç kalede (Stelush, Letrella ve özellikle merkezî konumdaki Kroya) tutunmuÅŸtu; bu kalelerdeki ateÅŸli silâhları kullanmak üzere eÄŸitilmiÅŸ kuvvetlerinin ihtiyacı, topladığı vergilerle ve daha çok yabancı müttefiklerinin yardımlarıyla karşılanıyordu.
Ä°skender Bey’in Osmanlılar’la çeyrek asrı aÅŸan mücadelesi birkaç safhaya ayrılır. 1448’e kadar pek önemsenmedi, hatta II. Murad tarafından kendi haline bırakıldı. Bu esnada Ä°skender Bey, Dagno Arnavut beyinin öldürülüp bu ÅŸehrin Venedikliler tarafından iÅŸgali üzerine Venedik’le bozuÅŸtu ve 1447’de Dagno’yu kuÅŸattı. Bu faaliyeti sırasında mahallî Osmanlı beylerinden destek aldı. Venedik onu hâlâ Osmanlılar’ın bir vasalı olarak görmekteydi. Ä°skender Bey, 4 Ekim 1448’de imzaladığı anlaÅŸma ile Dagno üzerindeki taleplerinden vazgeçti. Aynı yılın yaz aylarında ise II. Murad bizzat ordunun başına geçerek yanında Åžehzade Mehmed olduÄŸu halde Arnavutluk’a gelmiÅŸ ve kısa sürede Kocacık Hisarı’nı almıştı. Böylece Kuzey Arnavutluk yolu Osmanlılar’a açılmış oldu. Ancak o sırada Macar Kralı Hunyadi’nin büyük bir orduyla ilerlediÄŸi haberi gelince Akçahisar’ı kuÅŸatmakta olan II. Murad Sofya’ya çekilerek ordusunu hazırladı. Ä°skender Bey ve Mois Dibra’nın 1449’da Kocacık’ı geri alma teÅŸebbüsleri sonuç vermedi; 1450 yazında tekrar Arnavutluk’a gelen II. Murad Akçahisar’ı kuÅŸattı; kaleyi toplarla dövmeye baÅŸladı. Ä°skender Bey, kalenin müdafaasını Urana’ya bırakarak dışarıdan Osmanlı ordusuna ve ikmal kollarına karşı âni hücumlarla çete savaşını sürdürdü. Bu arada Kocacık Hisarı’nın düÅŸmesinden sonra Venedikliler’le yeniden anlaÅŸarak Kroya’yı onlara vermeyi teklif etti. Fakat Venedik Osmanlı padiÅŸahıyla doÄŸrudan karşılaÅŸmaktan çekindi. Hunyadi’nin Balkanlar’a yeni bir seferinden endiÅŸe eden II. Murad ise dört buçuk aylık bir kuÅŸatmadan sonra geri çekildi. Osmanlı padiÅŸahının bu çekiliÅŸi hıristiyan dünyasında sevinçle karşılandı ve Papa V. Nicolas, bir kahraman olarak ilân edilen Ä°skender Bey’e yardım için bütün hıristiyan güçlere çaÄŸrıda bulundu. Arnavutluk’taki âsi beyleri destekleyen ve onları himayesine almaya çalışan Napoli Kralı V. Alfonso ona destek verdi. 26 Mart 1451’de yapılan anlaÅŸmaya göre Ä°skender Bey kralın tâbii oldu. Haziran ayında kralın askerleri Akçahisar’a yerleÅŸtiler. Ä°skender Bey yılda 1500 duka tahsisat alacaktı. Ä°skender Bey’in Napoli himayesine girmesi üzerine eski hâmisi Venedik ve Osmanlılar Arnavutluk’taki nüfuzlu aileleri ona karşı teÅŸvik ettiler. Venedikliler Dukagin ailesini tuttular; Mois Dibra, Gjergj BalÅŸa ve Ä°skender’in yeÄŸeni Hamza ise Osmanlılar’ın tarafına geçti.
O sırada Osmanlı tahtında II. Mehmed bulunuyordu. Genç padiÅŸah hükümdarlığının ilk yıllarında Ä°skender Bey’e karşı kuvvetler göndermekle yetindi ve onu baskı altında tutmaya çalıştı. Ä°stanbul kuÅŸatması esnasında Ä°brâhim Bey kumandasında bir birliÄŸin Arnavut-Napoli kuvvetlerine karşı hareket ettiÄŸi, fakat baÅŸarılı olamadığı bilinmektedir. Ä°skender Bey, 1453’te Napoli’yi ziyaret ettikten sonra 1455 yazında 1000 kiÅŸilik bir Napoli kuvvetinin de yardımıyla Berat’ı kuÅŸattı. Osmanlı kaynaklarında Arnavut Belgradı diye geçen bu ÅŸehir o sıralarda Ergiri’ye tâbi bir subaşılık idi. EvrenosoÄŸlu Îsâ Bey kumandasında süratle yetiÅŸen bir Osmanlı ordusu onları bozguna uÄŸrattı ve özellikle Napoli kuvvetlerine ağır kayıplar verdirdi (26 Temmuz 1455). Ardından âsilerin bulunduÄŸu bölgelere akınlar yapılarak gözdağı verildi (Chalcondylas, II, 192). Ancak Berat önündeki maÄŸlûbiyete raÄŸmen Ä°skender Bey’in hâmisi Arnavutluk’a yeni kuvvetler gönderdi. Fransız, Alman, Sırp, Ä°ngiliz gibi çeÅŸitli milletlerden maceracılar papanın teÅŸvikiyle gelip bu kuvvetlere katılmışlardı. Kuzeyden Macarlar’ın ilerlediÄŸi bir sırada bu taraftan baÅŸka Haçlı giriÅŸimi Osmanlı Devleti için son derece tehlikeli olabilirdi. II. Mehmed, Îsâ Bey’e akın emretti. Onun 1457’de büyük kuvvetlerle giriÅŸtiÄŸi seferde Ä°skender Bey’in kuvvetleri, TumeniÅŸi dağı yanında Albulena’da Türk ordugâhına bir baskın yaptılar. Hamza esir düÅŸtü. Bu baÅŸarı Ä°talya’da büyük bir zafer olarak kutlandı. Papa onu “papalığın generali” ilân ederek 500 duka altınla ödüllendirdi. 1459’da Osmanlı orduları Sırbistan’da faaliyette bulunurken Rumeli Beylerbeyi Mahmud PaÅŸa, EvrenosoÄŸlu Îsâ Bey’i tekrar Arnavutluk üzerine gönderdi. Türk akıncıları burada tekrar dehÅŸet saldılar. O sıralarda Ä°skender Bey’in hâmisi V. Alfons ölmüÅŸ ve Napoli Krallığı karışmıştı. Bu ÅŸartlar karşısında diÄŸer âsi Arnavut beyleri gibi Ä°skender Bey de papanın itirazlarına raÄŸmen Osmanlı padiÅŸahına boyun eÄŸdi; bir barış anlaÅŸması imzalayarak (1460) her yıl saraya belli miktarda vergi (koyun olarak) verme ve padiÅŸahın seferlerine katılma ÅŸartlarını kabul etti (Kritovulos, s. 134). Ä°skender Bey, yeni Napoli kralı Ferdinand’ın vasalı olarak âsilere karşı onun yardımına koÅŸtu (AÄŸustos 1461). AnlaÅŸma maddelerine uymadıkları için Arnavutluk’a yeni akıncı birlikleri sevkedilince Ä°skender Bey 11 Åžubat 1462’de ülkesine döndü. Ertesi bahar bizzat padiÅŸah büyük bir orduyla o tarafa hareket edince boyun eÄŸerek 27 Nisan 1463’te bir anlaÅŸma daha yaptı (ÂşıkpaÅŸazâde, s. 159). Bunun üzerine Fâtih Sultan Mehmed o yıl Arnavutluk’a deÄŸil Bosna’ya yürüdü. Ancak yazın Osmanlı-Venedik savaşı baÅŸlayınca Ä°skender Bey Venedikliler’le anlaÅŸtı (20 AÄŸustos 1463). Akçahisar’a Venedik kuvvetleri yerleÅŸtiÄŸinden Arnavutluk’ta Osmanlılar’a karşı büyük bir tehdit oluÅŸtu. Bu durumda Ohri sancak beyi Balaban PaÅŸa, Ä°skender Bey’e karşı taarruza baÅŸladı. 1464 ve 1465 yıllarında devam eden bu çarpışmalardan kesin bir sonuç alınamadı. Nihayet 1466 baharında Fâtih Sultan Mehmed bu meseleyi halletmek için büyük bir ordunun başında Arnavutluk’a gitti. Åžiddetli akınlarla âsileri yıldırmak istedi; baskınlarda bulunmak isteyen Ä°skender Bey’i daÄŸlarda takip ettirdi. Akçahisar önüne gelen padiÅŸah, çok sarp bir yerde yapılmış olan bu kaleyi almanın güçlüÄŸünü görerek kuÅŸatmayı Balaban PaÅŸa’ya bıraktı. Arnavutluk âsilerini baskı altında tutmak üzere Orta Arnavutluk’ta Ä°lbasan Kalesi’ni yirmi beÅŸ günde inÅŸa ettirdi (Tursun Bey, s. 142).
Ä°skender Bey ise yardım almak için Roma’ya ve metbûu Napoli kralının yanına gitti. 12 Aralık 1466’da gittiÄŸi Roma’da papa kendisine 5000 duka vermiÅŸti. Bu arada Macaristan’a ve Raguza’ya da adamlar gönderdi; fakat önemli bir sonuç elde edemeden 1467 Nisanı baÅŸlarında Arnavutluk’a geri döndü. Akçahisar’ı kuÅŸatan Osmanlı kuvvetlerine karşı akınlar düzenledi. Ä°lbasan Kalesi kuÅŸatıldı (Kritovulos, s. 188). Bunun üzerine II. Mehmed Haziran 1467’de büyük bir orduyla Arnavutluk’a girdi. Osmanlı kuvvetleri önce Ä°lbasan’ın güneyindeki BuzurÅŸek BoÄŸazı’nda kontrolü saÄŸladılar. Akıncılar oradan sahile doÄŸru ilerlediler. Venedikliler’in elindeki limanlara taarruzlarda bulundular. Ä°skender Bey kaçıp Alessio (LeÅŸ) ÅŸehrine sığınmıştı. PadiÅŸah Draç’a (Durazzo) ilerlerken Mahmud PaÅŸa, Matia ve Boyana ırmaklarını aÅŸarak Skutari (Ä°ÅŸkodra, Ä°skenderiye) ÅŸehrini yaÄŸmalayıp ateÅŸe verdi (Tursun Bey, s. 144). Ardından padiÅŸah Akçahisar’ı kuÅŸattı. Fakat sarp kale bu defa da alınamadı ve ÅŸehrin muhasarasına devam için bir miktar kuvvet bırakıldı. Her tarafta kalelere kuvvetli garnizonlar yerleÅŸtirildi. Bir Venedik kalesi olan LeÅŸ’te bulunan Ä°skender Bey 17 Ocak 1468’de burada öldü. Ölümünden sonra Osmanlılar, Ä°skender Bey’in mirası üzerinde hak iddia eden Venedikliler’i Arnavutluk’tan çıkardılar.
Arnavutluk folkloründe millî kahraman olarak yaÅŸayan Ä°skender Bey’le ilgili olarak yapılan çalışmalar Georges T. Petrovitch tarafından Scander-Bey, Essai de bibliographie raisonnée: Ouvrage sur Scanderbeg écrits en langue française, anglaise, allemande, latine, italienne adlı eserde toplanmış ve kitap 1881’de Paris’te yayımlanmıştır. Daha sonra baÅŸta Arnavutluk’ta olmak üzere birçok yerde Ä°skender Bey’le ilgili olarak çok sayıda çalışma yapılmıştır.
Henüz yorum yapılmamış.