Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak: PKK ve PYD ile Rusya’nın ilişkisi çok eskilere dayanır

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Rusya DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütlerine yönelik operasyonu öncesi yaptığı açıklamada, “Åžam yönetimi ile terör örgütü YPG arasında diyalog kurulması önemli” ifadelerini kullandı. Ve bu açıklama bizim kesimde “Rusya’dan skandal! Harekât öncesi rengini belli etti” ÅŸeklinde yorumlandı. Rusya’nın böyle bir açıklamanın bizim kamuoyunda böyle okunup, algılanacağını, yorumlanacağını ve kullanılacağını hesaba katması gerekir.
 
Rusya ile Çarlık, Sovyet döneminden unutulmayan hatıralarımız var. Afganistan’dan da öyle. Bu ÅŸuuraltı depreÅŸir bazen. Önce ÅŸunu bilelim ki, Rusya’nın Suriye ile flörtü Türkiye ile yakınlaÅŸmasından çok daha eskilere dayalı. Ve Suriye Rusya için “Suriye”den ibaret deÄŸil. Suriye demek, Rusya için “Tartus” baÄŸlantılı olarak Rusya’nın Akdeniz’de varlık teminatıdır! Bunu görelim. Suriye’de yönetimde kim olursa olsun, Rusya o yönetimle iyi iliÅŸkiler kurmaya çalışacaktır.
 
Bir diÄŸer konu, Ä°ran faktörü. Ä°ran sadece pazar deÄŸil, Hazar birliÄŸinde önemli bir müttefiktir. ABD’nin Afganistan’daki varlığına karşı bir denge unsurudur. Basra körfezine açılan bir kapıdır. Irak’taki Amerikan ve Ä°ngiliz varlığına karşı baÅŸka bir denge unsurudur. Onun için Rusya, Ä°ran’dan da vazgeçmeyecektir. Bu Rusya’nın Türkiye’yi deÄŸersiz bulduÄŸu anlamına gelmez. Türkiye’den asla vazgeçmek istemeyecektir. Türkiye’ye atfettiÄŸi deÄŸer, Ä°ran ve Suriye’ye, PKK’ya atfettiÄŸi deÄŸerin toplamından çok daha fazladır. Aslında kimsenin Türkiye’yi gözden çıkarma lüksü yoktur, olamaz da!
 
PKK ve PYD ile Rusya’nın iliÅŸkisi çok eskilere dayanır. Apo, Kenya’daki Yunanistan elçiliÄŸinde saklanıyordu. Apo herkesle çalıştı. MÄ°T ile de baÄŸlantısı vardı Kesire üzerinden. Yakalanmadan önce Rusya, Yunanistan, Ä°talya’yı dolaÅŸtı. Kenya’da paketlendi. “Ä°dam etmemek” kaydı ile Ankara’ya teslim edildi, o günkü hükümete itibar kazandırmak için! Ä°ÅŸin her aÅŸamasında Ä°srail de vardı. Daha önce de Apo, Suriye’de korunuyor, Bekaa’da kampları vardı. Bu piyasada kimin eli, kimin cebinde belli deÄŸildir. “Marksist Fehriye”, “Kapitalist Sabancı”yı vurur, kaçıp “NATO karargâhının ve AB Parlamentosunun olduÄŸu bir Avrupa ülkesi”ne sığınır. Bu iÅŸler böyledir. Ä°ÅŸaret ederler, DÄ°SK, TÜRK-Ä°Åž, TÄ°SK, TESK, TOBB bir araya gelirler. Bakarsınız sağı-solu-liberalini bir araya getirir koalisyon kurdururlar. ANASOL-M böyle bir ÅŸey deÄŸil mi idi! Bunların kadrosunda ÅŸeyh de var fahiÅŸe de diye boÅŸuna demiyorum. Siz onları ölümüne savaşırken” görürsünüz, oysa kullandıkları saftirikler dışında, her ÅŸey bir tiyatroda rolünün gereÄŸini yapan aktörün yaptığından daha farklı deÄŸildir. Her ÅŸey ‘gerçek’ten “daha gerçek”tir.
 
Aslında ABD de Türkiye’ye zarar vermek istemiyor. Ona sahip olmak istiyor. Onun baÅŸkaları ile iliÅŸkisini kıskanıyor. FETÖ ya da BÇG ya da BOP onlar açısından Türkiye’yi kazanmak için sunulan fırsatlardı. “Bizi kendilerine benzeterek sahiplenmek” istiyorlardı. Bugün PKK’ya, PYD’ye de aşık deÄŸiller. Biz eÄŸer bölgede “ABD’nin ucuz askeri”, sıçrama tahtası, tetikçisi olmayı kabul etseydik, PKK’ya, PYD’ye ihtiyaç kalmayacaktı. Aslında ÅŸimdi de onlar üzerinden bizi yola getirmeye, kendileri ile çalışmaya mecbur bırakmak istiyorlar. PKK ve PYD “Haçlı ordusuna asker olmayı” kabul etmiÅŸ gözüküyor. Halka verdikleri “Sosyalizm” sözü de, “Demokrasi” vaadleri de lafta kaldı. “Selahaddin’in çocukları”nın “Emperyalizme peÅŸkeÅŸ çekilmesi” söz konusu bugün bu iliÅŸkide..
 
Türkiye’de darbe yapıp, yine Türkiye’yi sahiplenmek istiyorlar aslında. PKK ve PYD’ye verdikleri deÄŸer, emellerine ettikleri hizmetten ibarettir. Yani “Paralı asker” gibi görüyorlar. Onlar da bu iÅŸi bir fırsata dönüÅŸtürme gayretindeler. Mayınlı savaÅŸ tarlalarında helak olup gideceklerini hiç düÅŸünmüyorlar. Türkiye, Ä°ran, Arap coÄŸrafyasında, ABD ve Ä°srail’in himayesinde siyasi bir varlık hayalinin arkasında bir de Musul petrol zenginliÄŸi söz konusu ama Åžii ve Sünni dünyasının kalbinde, Siyonistlerin ve Haçlı ittifakının himayesinde siyasi bir gelecek hayalinin ne kadar gerçekleÅŸecek bir hayal olduÄŸuna siz karar verin. CHP’yi, Ä°yi Partiyi kandırabilirler, Rusya bu süreçte bir ÅŸekilde masada olmak isteyebilir ama Kürtlerin tamamını temsil eden bir irade ortaya koymaları mümkün deÄŸil. Buna ne din, ne ideoloji, ne Kürtlerin aÅŸiret temeline dayalı sosyolojisi izin verir.
 
ABD, Ä°ngiltere, Fransa, Almanya, Ä°talya, Fransa’nın bu kadar deÄŸer verdiÄŸi, Ä°srail’in iÅŸin içinde olduÄŸu, Arap NATO planının içinde bir “Kürt Lejyonu” oluÅŸturma fikrinin hâlâ masada konuÅŸulduÄŸu bir zamanda Rusya Kürt kartını görmezden gelemez. Rusya bizi anlasın, biz de Rusya’yı anlayalım.
 
Åžunu da görelim, halk ve hükümet her zaman aynı ÅŸey deÄŸildir. Yine örgütle halk da aynı ÅŸey deÄŸildir. Aslında Ankara’nın da, Ä°ran’ın da, Çin’in de bu hassas dengeler üzerinde siyaset yaptığının farkında olarak, dış ülkelerin, içerideki kamuoyunu harekete geçirecek açıklama ve icraatlardan dikkatlice kaçınması gerek.
 
Diplomasi “yalan söyleme sanatı” deÄŸildir. O ayrı bir zekâ, dil, estetik, ahlak, disiplin, hikmet, asalet, cesaret ve nezaket gerektirir. “Diplomasi” adına yapılan ve söylenen sözlerin en kötü örneklerini görmek istiyorsanız, ABD’ye, Ä°srail’e, batılı ülkelerin insan hakları, demokrasi, çevre, hukuk devleti konusunda, batılıların, özellikle Ä°slam dünyasına karşı söylemlerine bakın.. Ve tabi, BM Güvenlik Konseyi’ndeki 5’li Çete’ye!
 
Büyükelçilerimiz zahmet buyurup okusunlar. Diplomasinin de bir fıkhı var: “Ey elçi, Rabbinden sana indirileni duyur. EÄŸer bunu yapmazsan, O’nun elçiliÄŸini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur” (el-Mâide, 5/67). Bu görev baÅŸka ayetlerde de tekrarlanır ve bu görev sadece Peygamberlere deÄŸil, onların ÅŸahsında aynı zamanda bizedir: Bakınız: (el-A’raf, 7/62, 68, 79, 93; el-Ahkâf, 46/23). Bize zorlamıyorlarsa, biz de zorlamayız: “Peygambere düÅŸen, sadece tebliÄŸ yapmaktır” (el-Mâide, 5/99) Ayrıca bakınız: Âl-î Ä°mrân, 3/20; el-Mâide, 5/92; er-Ra’d, 13/40; en-Nahl, 16/35,82; en-Nûr, 24/54; el-Ankebût, 29/18; Yâsîn, 36/17; eÅŸ-Åžuarâ, 42/48; et-TeÄŸâbûn, 64/12).
 
Bizim kuralımız ÅŸu olmalı: “(Ey resul) Sen (insanları) Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öÄŸütlerle çağır ve onlarla en güzel ÅŸekilde mücâdele et” (en-Nahl,16/125). Kur’an, ilahi mesajın insanlara, ülkelere, halklara ulaÅŸtırılması açısından büyük önem taşıyan tebliÄŸi “büyük cihad” (cihad-ı ekber) olarak tanımlar: “Kâfirlere boyun eÄŸme ve bununla (bu kitap’la) onlara karşı büyük cihâd et” (elFurkan, 25/52). Bir baÅŸka ilahi kural da: “Akraba bile olsalar, cehennemin halkı oldukları belli olduktan sonra (Allah’a) ortak koÅŸanlar için maÄŸfiret dilemek; ne peygamberin, ne de inananların yapacağı bir iÅŸ deÄŸildir” (et-Tevbe,9/113). Ebu Talib hakkında da: “(Ey Muhammed), sen, sevdiÄŸini doÄŸru yola iletemezsin, fakat Allah, dilediÄŸini doÄŸru yola iletir. O, yola gelecek olanları daha iyi bilir” (el-Kasas, 28/56) ayeti nazil oldu. Ayrıca kitabımız herkese ayırım gözetmeden ve onları kırmadan, ezmeden, lânetlemeden, onlara öfkelenmeden, nefret ettirmeden, sevdirerek, anlayacakları ÅŸekilde bunu yapmamızı öÄŸütler: “…Firavun’a gidin, çünkü o azmıştır. Ona yumuÅŸak ve tatlı bir sözle (Güzel söz ve hikmetle) tebliÄŸde bulunun. Belki öÄŸüt alır veya Allah’tan korkar” (Tâhâ, 20/43, 44). Kabul edip etmeyeceklerini bilmeyiz onun için her kapıyı çalmamız gerek. “Ä°çlerinden bir topluluk, “Allah’ın helâk edeceÄŸi yahut ÅŸiddetli bir ÅŸekilde azaba uÄŸratacağı bir kavme hâlâ ne diye tebliÄŸe bulunuyorsunuz?” dediler. TebliÄŸe devam edenler ÅŸu cevabı verdiler: Rabbiniz huzurunda özür beyanı yüzünden, bir de belki kendilerine gelir, korunurlar ümidiyle” (el-Ârâf,7/164). Diplomasi dedikleri ÅŸey bizim geleneÄŸimizde aynı zamanda tebliÄŸ vesilesidir. Ä°man edenler için “Allah adına” yapılmayan her ÅŸey zaman kaybıdır. Hz. Muhammed (s.a.v), Allah rızası için yapılmayan her ÅŸeyin bâtıl ve faydasız olduÄŸunu haber vermiÅŸtir (Tirmizî, Ä°bn Mace vd). Buna göre bu iÅŸler, “Allah rızası” için olmalı, hiçbir dünyevi bir menfaat niyeti ile yapılmamalıdır. Selam ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.