Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay: ABD’yi Suudi Arabistan mı yönetiyor?

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



 
Cemal Kaşıkçı’nın Ä°stanbul’daki Suudi Arabistan (SA) BaÅŸkonsolosluÄŸunda katlediliÅŸinin 100. günü dolayısıyla Amerikan Kongresinde düzenlenen anma toplantısına Kongre’nin hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi üyeleri birlikte katılım göstererek Amerikan siyaset tarihinde ender görülen bir uzlaÅŸma ve ortak hassasiyet örneÄŸi verdi.
 
Özellikle bugünlerde Trump’ın Demokratların Meksika sınırına yapılmakta olan duvara karşı sergiledikleri, kendine göre, “inad”a karşı çektiÄŸi hükümeti kapatma restiyle iyice gerilmiÅŸ siyasi ortama raÄŸmen böyle bir konsensusun ortaya konması çok istisnai bir hadise oluÅŸturuyor. Kaşıkçı, ilginç bir biçimde AB siyasetindeki gerilimli bir ortamı yumuÅŸatan, bütün Amerikalılara ortak deÄŸerlerini yeniden hatırlatarak bir tür ulusal uzlaÅŸma kültürünü ölmekten kurtaran bir rol oynuyor.
 
Kongre üyelerinden Tom Malinowski’nin anma toplantısında yaptığı konuÅŸmada “Kaşıkçı katillerinin sorumlu tutulması ve hesap vermesi gerekiyor, yoksa ortaya çıkan manzara Suudi Arabistan’ın ABD’yi yönetiyor olduÄŸunu göstermiÅŸ olacak” mealinde sözler söylediÄŸini nakletmiÅŸtik. Aslına bakarsanız, bu sözlerin ABD-SA arasındaki iliÅŸkilerle ilgili bazı ezberlerimizi yeniden gözden geçirmek için bizi uyarıcı bir yanı var.
 
Hatırlarsanız, Trump Kaşıkçı cinayetinden çok kısa bir süre önce partisinin bir toplantısında seçmenlerine yaptığı konuÅŸmada, SA kralına “bak Kral, bizim desteÄŸimiz olmasa sen bir hafta bile ayakta duramazsın” demiÅŸ olduÄŸunu söylemiÅŸti.
 
SA-ABD iliÅŸkilerine dair mevcut ezbere alışık olanlar için bu sözler malumu ilam, ama bir o kadar da devlet baÅŸkanının aÄŸzından alabildiÄŸine nezaketsiz ve diplomatik skandal olarak deÄŸerlendirilecek sözlerdi. Bunu herkes böyle bilse de böyle uluorta söylenmezdi. Ä°nsanlar hakikatleri bütün çıplaklığıyla dinlemeye hem hazır deÄŸil hem de istekli deÄŸiller. Nihayetinden uluslararası iliÅŸkiler düzenini ayakta tutan söylemler törensel güzellemeler ve karşılıklı olarak tekrarlanan koca yalanlardan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil.
 
Peki Trump’ın söyledikleri gerçekten de tam olarak doÄŸru muydu? DoÄŸru olsa sanırım sadece bu sözlerin söylenmiÅŸ olması bile SA’yı yıkmaya yeter de artardı. Oysa bu sözleri MBS istihza ile geçiÅŸtirdikten sonra tek alternatifinin ABD olmadığını bile söyledi.
 
Bunun üzerine bir hafta sonra gerçekleÅŸen Kaşıkçı cinayetinin MBS’in bu haddini bilmezliÄŸine karşı ABD’nin verdiÄŸi cevap olarak yorumlayanlar bile oldu. Yani buna göre Kaşıkçı cinayeti aslında MBS’in bu meydan okumasına karşı SA’ya kurulmuÅŸ bir komploydu. Bu hikayeye SA medyası hemen sarıldı ve bir süre bu hikayeyle oyalandı tabii. Ancak ABD bütün aktörlerin cinayet kastı ve planlaması kendilerine ait olan böyle bir olayı nasıl kurgulamış ve MBS’in başına sarmış olabilirdi ki? Ne kadar zorlasanız kimseyi ikna edemeyeceÄŸiniz bir senaryoydu bu.
 
Åžimdi Malinowski’nin aklımıza getirdiÄŸi ÅŸu soruyu daha net biçimde soralım: Yoksa aslında tam tersi, ABD SA’yı deÄŸil de ABD mi SA’yı yönetiyor?
 
Arap Baharı sürecini ters çevirecek karşı devrimleri baÅŸlatıp finanse eden ve bu iÅŸ için ABD kamuoyunu hazırlamak üzere tonlarca para hazırlayan ABD deÄŸil SA idi.
 
OrtadoÄŸu’da demokrasinin geliÅŸmesini engelleyen bütün tedbirleri alan, nerede bir demokratik geliÅŸme varsa onu boÄŸmak üzere bütün imkanları seferber eden yine SA’nın kendisidir.
 
DoÄŸrusu hepimiz bütün bu iÅŸlerin sorumlusu olarak ABD’yi görmeyi daha fazla arzu ederiz, çünkü ABD malum sicili dolayısıyla her zaman bütün bu cürümlerin olaÄŸan ÅŸüphelisidir. Ama Cezayir’de doksanların başında seçimlerin iptaliyle birlikte ortaya çıkan ve ikiyüz bin insanın hayatına mal olan iç savaÅŸta da SA’nın rolü çok büyüktü. Maksat sırf demokrasi geliÅŸmesin, hele Ä°slam ve demokrasi arasındaki bir buluÅŸmayla Müslüman halklar iradeyi ellerine almasındı.
 
Mısır’da darbeyi yaptıran sonra bunun bütün uluslararası platformlarda meÅŸruiyetini tesis etmeye çalışan SA oldu.
 
Bugün ABD’de resmi makamları ve Kongre üyeleri Ä°hvan’ı terör örgütü olarak kabul etmedikleri halde onları bu yönde ikna etmeye çalışan da SA. Buna ikna edecek raporları ve konferansları için bir dizi düÅŸünce kurulunu ve lobi faaliyetini finanse etmektedir
 
Ä°lginç bir biçimde bütün Arap Baharı ülkelerinde karşı devrimci bir tutum üstlenen SA, Suriye’de Esad’ın devrilmesi yönünde bir tutum takındı ve baÅŸtan itibaren Amerikan karar alma organlarını bu yönde etkilemeye ve harekete geçirmeye çalıştı.
 
Suriye’de baÅŸta Esad’ı cezalandırma hareketi olarak baÅŸlatılan operasyonların hiçbir zaman tam bir devrime yol açmayacak ÅŸekilde, sürekli bir çözümsüzlük ve kaos düzenine dönüÅŸmesinde de bu çabaların önemli bir rolü oldu.
 
DoÄŸrusu Arap Karşı devrimleri ile Suriye’deki bu operasyon birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde en büyük darbenin bu yollarla Türkiye’ye ve Türkiye’nin temsil ettiÄŸi demokratikleÅŸme ve kalkınma süreçlerine vurulmuÅŸ olduÄŸu net bir biçimde görülüyor.
 
Kimse bütün bu darbeler düzeninin faili ve hamisi olarak SA’ı görmüyor, ABD’yi görüyor. Oysa ABD’yi bu rolü oynamaya ABD içindeki lobi faaliyetleriyle veya diplomasisiyle, finansmanıyla zorlayan SA.
 
Bugünse Suriye konusunda Türkiye’nin öncülüÄŸünde açılmakta olan ve Suriye’nin toprak bütünlüÄŸünü, bütün kesimlerin huzur içinde yaÅŸayacağı bir çözümü esas alan inisiyatif iÅŸlemekteyken baÅŸlayan ve bu çözümü hedefleyen bir SA karşı-inisiyatifi gündemde. www.middleeasteye.net isimli internet sitesinin haberine göre Mısır, SA, BAE ve Ä°srail’in katılımıyla gerçekleÅŸen toplantıda Suriye ile diplomatik iliÅŸkilerin yeniden tesisiyle Suriye’nin Arap BirliÄŸi’ne dönüÅŸünün saÄŸlanması ve ve Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG güçlerinin Türkiye’nin müdahalesine karşı desteklenmesi ele alınmış. ABD politikalarıyla da gayet paralel bütün planlar. Sahi kim kimi yönetiyor?
 
ABD politikaları lobi faaliyetlerinden çok etkilenen bir özelliÄŸe sahip ve SA bugünlerde Yemen’de, Libya’da, Suriye’de ve Mısır’da ABD’nin başını belaya sokan, ABD’ye uzak vadede hiçbir ÅŸey kazandırmayan, bilakis çok ÅŸey kaybettiren politikaları yönlendiriyor.
 
Bu durumda Malinowski’ye “geçmiÅŸ olsun” demek gerekiyor, ABD’yi zaten Amerikalılar deÄŸil ya SA veya Ä°srail veya erken kalkıp yol alanlar yönetiyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.