Sosyal Medya

Kürsü

İsmail Kılıçarslan: Bizim taklitçi müptezellerin sevimsizliğini Mozart’a yüklemenin âlemi yoktur

İsmail Kılıçarslan- Yeni Şafak



Önce ÅŸurasından baÅŸlayayım. Rachmaninoff’un tüm eserleri ve Handel’in Mesih’i dışında dinlemeyi sevdiÄŸim pek az “klasik batı musikisi” örneÄŸi vardır. Ä°ÅŸte bak yazıya tam böylece girerek “aslında ben de klasik batı musikisinden anlıyorum” demiÅŸ oldum ve tam böylece küçük bir “beyaz ÅŸirinliÄŸi” tasladım.
 
EÄŸlenceli, hatta bence aşırı eÄŸlenceli bir memlekette yaşıyoruz. CumhurbaÅŸkanını bira içip Mozart dinlemeye davet ediyorlar, CumhurbaÅŸkanı da “ne alakası var kardeÅŸim” deyince “ama Mozart geliÅŸmiÅŸliktir, elimde olsa köylere konser salonu kurar Mozart ve Beethoven dinletirim” yazıyorlar.
 
Zannediyorum bir çeÅŸit “kendi kendine tatmin alanı” buluyorlar böyle yaparak.
 
Bir baÅŸka yerinden konuÅŸalım. Hiçbir musiki türü “geliÅŸmiÅŸlik göstergesi sayılma bakımından” diÄŸerinden üstün deÄŸildir. Zira müzik yapabilmek zaten baÅŸlı başına “geliÅŸmiÅŸlik” gösteren bir hadisedir. “Åžu müzik daha çok geliÅŸmiÅŸlik göstergesidir” diyebilmek için de bir çeÅŸit taklitçi müptezel olmanız gerekir.
 
CumhurbaÅŸkanı “ne alakası var kardeÅŸim” dediÄŸinde çoÄŸu insanın bu açıklamaya destek için gösterdiÄŸi “biz zaten asla Mozart dinlemeyiz” tepkileri de bir yanıyla sakildir bence. Mozart’ın da, bütün bir batı müziÄŸinin de son derece güzel örnekleri vardır ve Mozart üzerinden baÅŸlatılan bir tartışmada “zaten dinlemeyiz, dinlemeyeceÄŸiz” tepkisi vermek bana çok doÄŸru bir tepki gibi gelmez.
 
Anlaşılacağı üzere “bizim taklitçi müptezellerin sevimsizliÄŸini Mozart’a yüklemenin âlemi yoktur” demeye çalışıyorum sadece. “Kültürel dayatmaya karşı koymanın yolu bana ne kültürden” tepkisi deÄŸildir demeye de.
 
Åžurası önemli tabii: Bizim eÄŸitilmez elitistlerimiz için tek bir müzik, tek bir hayat tarzı, tek bir kültürel form, tek bir yaÅŸam oryantasyonu vardır. Bir tür “geliÅŸmiÅŸlik hastalığı” da diyebileceÄŸimiz bu durum Kemalizm’in tuhaf bir yan etkisidir ve oldukça can sıkıcıdır. “Mozart dinlersek adam oluruz”, “bale izlemeye gidersek iyi insan oluruz”, “operaya gidenden kimseye kötülük gelmez” gibi akıl dışı hurafelerle gösterir kendini daha çok. “Kültür tüketiminin insanları daha iyi hale getirdiÄŸi” önermesini topluca da tartışmaya açabiliriz tabii ama bu önermeyi nispeten doÄŸru bile kabul etsek “bu iyi hale gelme iÅŸi ancak bizim öngördüÄŸümüz kültürel tüketim ile olur” cümlesindeki faÅŸizan tınıyı gözden kaçırmamak lazım gelir yine de.
 
Yahu hadi yeri gelmiÅŸken ÅŸunu da söyleyeyim. Türkiye’de öyle “klasik batı musikisinden anlayan adam” bulmak da epeyce meseledir hani. Ama baÅŸlangıç düzeyinde bile sayılamayacak ilgilerini baÅŸkasına “aydınlanma için dayatan” adam sayısı mebzul miktardadır.
 
Bir küçük hatırlatma daha. Mozart’ı falan dayatan adamların neredeyse tamamı “iki duble sonra” ya sanat müziÄŸinin bir alt türü olan meyhane ÅŸarkılarıyla yahut dümdüz arabeskle geçerler kendilerinden. Bunun hemen hemen ilk örneÄŸi de radyoda Türk musikisi yayınlanmasını yasaklayıp Çankaya’da en baÅŸarılı hanende ve sazendeleri çağırarak rakısını öylece içen Mustafa Kemal’dir.
 
Meseleyi daha da derinleÅŸtirmek mümkün, fakat gereksiz…
 
DiyeceÄŸim ÅŸudur: Kültürel tüketim ve/veya alkol kullanımı üzerinden geliÅŸmiÅŸlik önermek en hafif tabirle ayıptır. Bunu, bidayetinden beri kendilerini bir çeÅŸit “üstünlük” içerisinde gören elitistlere anlatmanın bir yolunu bulmak ise vazifemizdir.
 
“NeÅŸet ErtaÅŸ dinleyen birinin Mozart dinleyen birinden daha aÅŸağıda olduÄŸu” ön kabulü ile alabilecekleri bir mesafe olmadığını bu insanlara bıkıp usanmadan anlatmamız gerekir. “Ä°ki bira çakma”nın birini diÄŸerinden daha iyi insan yapmadığını bu insanlara bıkıp usanmadan anlatmamız gerekir.
 
Ve açıkça söylemek gerekirse “biraz da iyi davranmak” gerekir bu insanlara. Söz gelimi Rutkay Aziz, Enver Aysever ya da Yılmaz Özdil olsam “niçin artık bizim borumuz tam bizim istediÄŸimiz ÅŸekilde ötmüyor?” sorusu karşısında epeyce kızar, çokça bozulurdum. Sonunda ben de belki çareyi “CumhurbaÅŸkanı bir duble viski çakıp iki de Leonard Cohen dinlese hiçbir ÅŸeyi kalmaz” cümlesinde bulurdum.
 
“You want it darker” diyorum yani. “If you are a dealer / i’m out of the game” diyorum. Kendimi acayip geliÅŸmiÅŸ hissediyorum böylelikle.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.