Kürsü
Ahilik Teşkilatından günümüze kalan miras
Günümüzde tüketiciye daha fazla tüketim yaptırma isteği olduğu halde Ahilikte ihtiyacı kadar tüketmek, ihtiyaç fazlasını başkalarıyla paylaşmak esastır. Ebubekir Aytekin yazdı.
Üzerinde yaÅŸadığımız Anadolu yarımadası birçok medeniyete beÅŸiklik etmiÅŸ bir coÄŸrafyadadır. Bu yarımadada hiçbir devlet ve hiçbir kavim ilelebet yaÅŸamamıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.”[1] buyurularak bu husus açıklanmıştır. Ancak bu milletlerin ve medeniyetlerin bazı eserleri ve kültür kalıntıları izler bırakarak günümüze kadar gelmiÅŸtir. Bu izler, eserler ve kültür kalıntıları bundan sonra da bilemeyeceÄŸimiz bir vakte kadar devam edecektir.
Abbasiler zamanında Halife Nasır Lidinillah’ın da üyesi olduÄŸu Fütüvvet teÅŸkilatı halifenin çabalarıyla Anadolu’da önceleri “Fütüvvet”, sonraları da “Ahilik” olarak yerleÅŸmiÅŸ ve devam etmiÅŸtir. Büyük Selçuklu Ä°mparatorluÄŸu zamanında, Sultan Alâeddin tarafından teÅŸvik edilen ve desteklenen bu esnaf ve zanaat teÅŸkilatının Anadolu’daki kurucusu Ahi Evran olarak bilinen Hoca Nasıruddin El Hoyi’dir.
12. yüzyıldan itibaren varlığını sürdüren ve 20. yüzyılın baÅŸlarına kadar devam eden Ahilik teÅŸkilatı günümüzün Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Sanatkârlar Odası ile Esnaf Kefalet Kooperatiflerinin menÅŸei, çıkış noktası ve mükemmel bir örneÄŸidir. Åžu farkla ki günümüzdeki bu teÅŸkilatlar üyelerinin ve mensuplarının menfaatlerini korumak ve esnaf, sanatkâr ve tüccarları desteklemek için kurulmuÅŸ olmakla beraber Ahilik teÅŸkilatı tüketici, alıcı ve müÅŸterinin menfaatlerini de göz önünde bulunduran bir teÅŸkilattır. Öyle ki bir ahi, ahilik prensiplerinden olan “Alırken satıcıyı, satarken alıcıyı düÅŸüneceksin.” anlayışıyla hareket ederdi.
Ahilik ile ilgili sevindirici geliÅŸmeler
AhiliÄŸin bu günkü teÅŸkilatlardan bir diÄŸer ve çok önemli bir farkı da mensuplarını hem mesleki yönden hem de ahlaki yönden en mükemmel bir ÅŸekilde yetiÅŸtirmektir. Böylece de bir ahi hem mesleÄŸinde son derece maharetli hem de çok iyi bir ahlak sahibi olarak toplumdaki yerini alırdı.
AhiliÄŸin prensiplerinin yazılı olduÄŸu “Fütüvvetname”lerde insanlığın bugün için ve gelecekte en çok ihtiyaç duyacağı ticaret ahlakı ve genel ahlak kuralları hayata geçirilebildiÄŸi takdirde insanlık aradığını bulmuÅŸ olacaktır.
Bu nedenle Ahilikte, insana verilen deÄŸer ve tüketiciyi korumaya yönelik faaliyetler ile sosyo-ekonomik hayata etkileri günümüze yansıtılmalıdır. Son yıllarda bu amaçla bazı çalışmalar yapılmıştır. Mesela KırÅŸehir’de kurulan üniversiteye “Ahi Evran Üniversitesi” adı verilmiÅŸ ve bu üniversitede “Ahilik Kültürünü AraÅŸtırma ve Uygulama Merkezi” kurulmuÅŸtur.
Türkiye’de ilk defa Adıyaman Üniversitesinde Rektör Sayın Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü tarafından “Ahilik ve Meslek EtiÄŸi” dersi seçmeli ders olarak programa alınmıştır. Bu ders bütün Fakülte ve Yüksekokulların her bölümünde okutulmaktadır. Ayrıca bu üniversitemizde her yıl Ahilik Haftası kutlamaları düzenlenmektedir. Türkiye çapında zaman zaman Uluslararası Ahilik Sempozyumları ve kongreler düzenlenmekte ve bu teÅŸkilatla ilgili sunumlar yapılmaktadır.[2]
Ahiliğin sona ermesiyle meslek hayatının yeniden yapılanması
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun zayıflamasından ve çöküÅŸünden Ahilik teÅŸkilatları da de etkilenmiÅŸtir.
Sultan II. Mahmud Han, gedik kapsamını geniÅŸleterek kurduÄŸu vakıflara kaynak bulmak düÅŸüncesiyle yeni gedikler kurdu. Birçok mülk gedikler, vakıf gediÄŸe dönüÅŸtürüldü. Bunlara “nizamlı gedik” adı verildi. Ä°stanbul’da ve taÅŸrada bulunan han odaları, hamamlar, mahzenler, maÄŸazalar gedik statüsü kazanırken, han aÄŸası, odabaşı, sakabaşı, sokakbaşı, muhallebici gibi kiÅŸilerle, dalyan, pazar kayığı, piyade kayığı iÅŸletenlere ve hamal bölüklerine de gedik senetleri satıldı. On dokuzuncu yüzyılın başında gedik sistemi iyice yozlaÅŸtırıldı. Çarşılardaki ve sokak köÅŸelerindeki iÄŸreti iÅŸyerlerine sokaklara tabla koyarak satış yapanlara, ÅŸerbetçilere ve sütçülere gedik hakkı verildi. Böylece “Gedik Belgesi” olmayanlara, torpille devlet erkânına ve askerlere dükkân açma izni verilmeye baÅŸlandı. Ahilik gedik ve lonca sistemi giderek yozlaÅŸmaya ve iÅŸlevlerini yitirmeye baÅŸladı. Töreye göre deÄŸil, iltimasa göre gediklik atamaları yapıldı. Böylece esnaf ürettiÄŸi malı satamaz hale geldi.[3]
Bunun neticesi olarak da 1912 yılında loncalar tamamen kaldırıldı. Tezgâha ve dükkâna baÄŸlı gedikler ise 16 Åžubat 1913’te çıkarılan bir kanunla yasaklandı. Böylece 700 yıl boyunca yaÅŸamış ve Anadolu halkının ekonomik, sosyal ve kültürel yaÅŸamında belirleyici rol oynamış olan Ahilik sistemi tarihe karıştı.[4] Cumhuriyet’ten sonra tekke ve zaviyelerin kaldırılmasıyla da bu teÅŸkilatların kalıntıları dahi ortadan kaldırılmıştır.[5]
Dünyanın ilk tüketiciyi koruma kanunu
AhiliÄŸin sona ermesine paralel olarak 19. yüzyılda esnaf teÅŸkilatlanmasında kendisini gösteren yeni yapılanmada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Odaları, Türkiye Ticaret Sanayi Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları BirliÄŸi (TOBB), Türkiye Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Konfederasyonu, Sendikalar ve Vakıflar yer almıştır. Bu müessese ve kuruluÅŸlar incelendiÄŸinde, bunların yerine getirdiÄŸi görevlere Ahilikte de rastlanabildiÄŸi görülmektedir.”[6]
Dünyanın ilk standartlar kanunu, ilk tüketiciyi koruma kanunu, ilk çevre nizamnamesi ve ilk gıda nizamnamesi olarak kabul edilen Bursa Ä°zmir ve Edirne Ä°htisab (Belediye) kanunnameleri Osmanlı PadiÅŸahı II. Beyazid döneminde 1502 ila 1507 tarihleri arasında hazırlanmış ve yürürlüÄŸe konmuÅŸtur. Bu kanunnamelerde, yiyecek ve içecek üreticilerinden kuyumcu, berber, bakkal ve hekimlere kadar üretimde ve hizmette pek çok meslek sahibi kiÅŸilerin uyması gerekli standartlar bulunmaktadır. Günümüzde bu standartlar, üretim standartları (ISO 9000), sosyal sorumluluk standardı (SA 8000) ve çevre yönetim standartları (ISO 14000 serisi) gibi standartlarla ölçülmektedir.[7]
Ahilikte örnek olaylar ve günümüze yansımaları
Ahilik, teÅŸkilat olarak varlığını yitirmiÅŸse de yüzyıllar boyunca bu topraklarda faaliyet göstermekle kadim bir medeniyet, ahlak ve kültürel miras bırakmıştır. Dolayısıyla çalışma hayatında AhiliÄŸin kültürel yansımaları toplumun inanç ve geleneklerinin, çalışma ahlakının, tüketiciyi korumanın ve kalite standartlarının günümüze yansımaları inkâr edilemeyecek düzeydedir.
Fütüvvet ve ahilikten bize kalan pek çok adet ve uygulamaların başında “esnaf” kelimesi gelir. Bazı yörelerimizde hala rastlanan, evlenen kızın beline ailenin büyüÄŸü tarafından bir kuÅŸak baÄŸlanması ve ailenin kutsiyetine dair söylenen sözler Ahilikte Åžed kuÅŸanma törenleriyle benzerlik arz etmektedir.
Ayrıca sembolik de olsa AhiliÄŸin bazı izleri geleneksel olarak günümüze kadar gelebilmiÅŸtir. On üçüncü yüzyıl sonlarında Denizli’de AhiliÄŸin kurucularından Ahi Sinan adına “Ahi Sinan Sofrası” adı altında esnaf her yıl bahar aylarında on binlerce kiÅŸiye yemek vermektedir ve bu gelenek hala devam etmektedir.[8]
Demirci kalfasının ustalığa geçmesini canlandıran sembolik peÅŸtamal baÄŸlama törenleri yapılmaktadır. Anadolu’nun birçok yerinde çarşı esnafı ve halk pazarları sabahları dua ile açılmaktadır. Dua yapılmadan alış veriÅŸe baÅŸlanmamaktadır.
Anadolu’da birçok iÅŸ hanının giriÅŸ kapısında ÅŸuna benzer nasihatler asılıdır:
Besmele çek gir çarşıya, selamı da unutma ha
Kiloyu eksik çekme ha, metreyi kısa tutma ha
Halka hizmet eylemektir Hakka hizmet eylemek
Ä°yi belle sen bu sözü, sakın yabana atma ha
Alış derken veriÅŸ derken, ölçü tartı satış derken
Paraya, pula tapma ha, insanlığı unutma ha
Günümüzde küçük sanayi sitelerinde ve bazı esnaf dükkânlarında “Ahilik Nasihati” adıyla ustanın çırak ve kalfalarına nasihati ÅŸeklinde aÅŸağıdaki gibi afiÅŸler görülmektedir.
• Harama bakma
• Haram yeme
• Haram içme
• DoÄŸru, sabırlı, dayanıklı ol
• Yalan söyleme
• Büyüklerden önce söze baÅŸlama
• Kimseyi kandırma
• Kanaatkâr ol
• Dünya malına tamah etme
• Yanlış ölçme, eksik tartma
• Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuÅŸak davranmasını bil
• Kendin muhtaç iken bile baÅŸkalarına verecek kadar cömert ol
Buna benzer AhiliÄŸin birçok ilkesi ve “Eline, beline, diline sahip ol” gibi güzel nasihatleri ahilikten günümüze miras olarak kalmıştır.
Günümüzde esnaf ve zanaatkârların birbirine olan güven ve dayanışmalarının kısmen de olsa devam etmesi ahilik geleneÄŸinden kalmadır denebilir.
Güven esasına dayalı ticaretle ilgili olarak ahilikten kalma bir uygulama da ÅŸöyledir: Herhangi bir toptancıdan ihtiyacı kadar mal alan bir esnaf bir miktar parayı verir, kalan borcunu adi bir kâğıt üzerine; “filan kiÅŸiye ÅŸu tarihte ödemek üzere ÅŸu kadar borcum var” ÅŸeklinde yazar. Toptancı elinde bulunan bu kâğıdı –bir çek veya senet gibi- baÅŸka bir toptancı ile alış veriÅŸ yaparken kullanır. Günümüzde de aralarında güven oluÅŸmuÅŸ esnaflar arasında bu gibi uygulamalar nadiren olsa vardır.[9]
740 temel ilke
Günümüzde Esnaf ve Sanatkârlar Odaları, Ticaret ve Sanayi Odaları gibi bazı örgütler Ahilik TeÅŸkilatlarında benzerleri görülen kalite, müÅŸteri memnuniyeti, yönetimde ve çalışma hayatında etik, sorumluluk, ÅŸeffaflık, yönetime katılma gibi kavramlarla AhiliÄŸin temel ilkelerini andıran ve Fütüvvetnamelerde yer alan 740 temel ilkenin bir kısmını yansıtmaktadır denebilir. Bu anlamda bu örgütlerle Ahilik teÅŸkilatı arasında bir benzerlik vardır, demek mümkündür.
Bugünkü ISO9000 Kalite Güvence Sisteminde ‘Ürün Ä°zlenebilirliÄŸi’ maddesi Ahiler tarafından uygulanmıştır. Yani ahilikte henüz ürün imal edilirken kalite kontrolü yapılmakta ve kalitesiz mal üretenlerin pabuçları dama atılarak cezalandırılmakta idi. Pabucu dama atılan esnaf meslekten ihraç edilmiÅŸ sayılırdı ve bir daha o iÅŸi yapamazdı.
Günümüzün Toplam Kalite Yönetimi ve oto kontrol sisteminin ilk örnekleri ahilikte kaliteli bir üretim ve kaliteli mal için geliÅŸtirilmiÅŸ kurallarda bulunmaktadır. Ahilikteki bu kurallar yazılı olmayıp babadan oÄŸula, ustadan çıraÄŸa geçmiÅŸ kurallardır.[10]
Günümüz modern toplumunun örgütlü toplum olması, odalar ve borsalar gibi mesleki kuruluÅŸların varlığı Ahilik teÅŸkilatında da söz konusudur. Özellikle yardımlaÅŸma ve dayanışmaya yönelik, yeni iÅŸyeri açacaklara sermaye temininde yardımcı olan “orta sandıkları" bu fonksiyonları yerine getirmektedir.”[11]
Türkiye’de 1930 yılında standardizasyon çalışmaları baÅŸlamış, 1936‘da “Standardizasyon Dairesi”, 1954’de de “Türk Standartları Enstitüsü (TSE)” kurulmuÅŸtur. 1960 yılında yürürlüÄŸe giren bir yasa ile TSE yeniden oluÅŸturulmuÅŸ ve 16 Mayıs 1985 tarihli 3205 sayılı yasa ile TSE Kurumu bugünkü yapısına kavuÅŸmuÅŸtur.
Standardizasyonun amaçlarının tamamı Ahi Loncaları tarafından gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Zira üretimde kalitenin korunması, standardizasyonun saÄŸlanması, kaliteli mal üretimini 13. yüzyılda Anadolu’da zaten uygulanmaktaydı.
Günümüzde tüketiciye daha fazla tüketim yaptırma isteÄŸi olduÄŸu halde Ahilikte ihtiyacı kadar tüketmek, ihtiyaç fazlasını baÅŸkalarıyla paylaÅŸmak esastır. Ahilikte herhangi bir ürün, aracı kullanılmadan doÄŸrudan doÄŸruya üretim yapan iÅŸyerlerinde pazarlanırdı. Aldatılan bir tüketicinin, en üst Ahilik kurumuna kadar ÅŸikâyet hakkı vardı.[12]
Günümüzde tüketici ÅŸikâyetlerini deÄŸerlendiren ve tüketici haklarını koruyan dernekler ve sivil toplum kuruluÅŸları Ahilik sisteminden günümüze tevarüs etmiÅŸ durumlar olarak deÄŸerlendirilebilir.
Sonuç
Ahi birliklerinin yüzyıllar öncesinden günümüz problemlerine ışık tutmasının farkına varmak, ahilikteki, sevgi, saygı, güven, yardımlaÅŸma, birlik beraberlik kavramlarına her zamankinden daha ihtiyacımız bulunmaktadır. Yahya Kemal Beyatlı’nın,
Ne harabîyim ne harabatîyim;
Kökü mazide olan atiyim.
Beytinde çok güzel ifade ettiÄŸi gibi mazimizden ders ve hız alarak geleceÄŸe ahiliÄŸin öÄŸretileriyle güçlü ve emin adımlar atmalıyız.[13]
Ebubekir Aytekin
(EÄŸitimci Yazar (Em.) Maarif MüfettiÅŸi)
[1] Araf Suresi 7/34
[2] Ebubekir Aytekin, Tarihten Günümüze Fütüvvet ve Ahilik, Kayıhan Yayınları, Ä°stanbul 2017 S. 2-3
[3] Aytekin, a.g.e.
[4] Tevfik Güngör, a.g.e.
[5] Yusuf Ekinci, a.g.e.
[6] Nurettin Gemici, Ahilikten Günümüze Meslek EÄŸitiminde Model Arayışları ve Sonuçları, DeÄŸerler EÄŸitimi Dergisi, Cilt 8, No. 19, 71-105, Haziran 2010
[7] Ali Yılmaz Gündüz, Mehmet Kaya, Cahit Aydemir, Ahilik teÅŸkilatında ve günümüzde tüketicilerin korunmasına yönelik çalışmalar üzerine bir deÄŸerlendirme. Afyon Kocatepe Üniversitesi Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 20, S.1
[8] Ä°brahim Durak ve Atilla Yücel, Süleyman Demirel Üniversitesi Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi Dergisi Y.2010, C.15, S.2 s.151-168.
[9] Ä°brahim Durak ve Atilla Yücel, a.g.b. S.151-168
[10] a.g.b. S.151-168
[11] a.g.b. S.151-168
[12] a.g.b. S.151-168
[13] Aytekin S. 3
DünyaBizim
Henüz yorum yapılmamış.