Sosyal Medya

Güncel

Cape Town’da kölelerin kutladığı yılbaşı “Kaapse Klopse”

Cape Town’da bütün yıl boyunca dinlenmeden efendilerine hizmet eden köleler, tek tatil günleri olan 2 Ocak gününde yılbaşını kutluyorlardı. Zaman içerisinde festival haline bürünen bu kutlamalar, “Kaapse Klopse”, (ikinci yılbaşı) olarak anılıyor. Esma Karadağ yazdı.



Yaygın bilinen tarihi, Avrupa’nın kıtadaki sömürgeciliğiyle yaşıt olan Afrika, öteden beri meydana gelen acılarla ön plana çıkmaktadır. Kıtanın muhtelif yerleri Avrupalılar tarafından yönetilerek yüzyıllarca sömürülmüş ve büyük insanlık suçlarına sahne olmuştur. Fakat Avrupalı sömürgeciler Afrika’nın en güneyinde yer alan Ümit Burnu’nu sömürmenin yanı sıra buraya 17. yüzyılın ortalarından itibaren kitleler halinde yerleşerek, işgal ettikleri bu topraklarda zaman içerisinde büyük çiftlikler kurdular. Çiftliklerinde işçi yetersizliği yaşayan beyaz adamlar Uzak Doğu’daki sömürgelerinden ve Afrika kıtasının çeşitli yerlerinden Ümit Burnu’ndaki çiftliklerinde çalıştırmak üzere köleler getirdiler.

Farklı coğrafyalardan getirilen bu etnik unsurlar “melting pot” kültürü, yani farklı etnik köken ve kültürden olan unsurlar birbirleriyle etkileşimde bulunarak kendilerine has yeni bir kültür meydana getirdiler. Efendilerinin dilleri dayatılan köleler nesiller geçtikçe kendi dillerini unutarak sömürge dili de denilebilecek Afrikaansca’yı konuşmaya başladılar. Bu açıdan Afrika Kıtası’nın bu bölümünde sömürgecilik tarihi açısından kendine özgü bir durum ortaya çıkar.

Bütün yıl boyunca dinlenmeden her gün efendilerine hizmet eden köleler, tek tatil günleri olan 2 Ocak gününde yılbaşını kutluyorlardı. Zaman içerisinde festival haline bürünen bu kutlamalar, Afrikaansca Cape minstrelleri anlamına gelen “Kaapse Klopse” ve İkinci Yılbaşı anlamına gelen “Twede Nuwe Jaar” olarak iki farklı isimle biliniyor. Festivale toplumda çok büyük önem atfedilmesinden dolayı “minstrel” ismi verilen şarkıcı ve dansçı gruplar en az 7 ay öncesinden hazırlanmaya başlıyorlar.

Başladığı ilk zamanlardan bu yana farklı dönemlerde değişimler geçiren festivalCape Town’da beyaz olmayan halk tarafından 19. yüzyılın ortalarından beri her yıl kutlanıyor.

Tanınmamak için yüzlerini boyuyorlar

İkinci Yılbaşı Festivalinin ortaya çıkışıyla ilgili birçok efsane mevcut. 19. yüzyıl boyunca yeni yıl, Avrupalı ilk beyaz yerleşimciler tarafından yılın en büyük festivali olarak kutlanıyordu. En yaygın söylentiye göre yüzyılın ortalarından itibaren 1 Ocak’ın ertesi günü kölelerinin kendi yılbaşlarını kutlamaları için efendileri tarafından tatil ilan edilmiş. Yılın sadece bir günü tatilleri olan köleler bu günü sokaklarda gürültülü şarkılar söyleyip danslar ederek kendilerini ifade etme imkânı buluyorlarmış. Efendileri ile dalga geçerek eğlenen kölelerin tanınmamak için yüzlerini boyadıkları da rivayetler arasında.

1 Ocak gecesi Malay Quarter olarak adlandırılan Boo-Kaap semtinde bir araya gelen topluluk Malay şarkıları ve özellikle “ghoema” ismi verilen davullar ile ertesi günün akşamına kadar kendi yılbaşlarını kutluyorlardı.

İlk minstrel grubunun 1887’de oluşturulduğu tahmin ediliyor. Minstreller önceleri kendi koleksiyonlarındaki şarkıları söyleyerek Cape Town sokaklarında geçit töreni düzenlerlerdi. Modern Cape minstrel geleneği ise Amerikalı minstrellerin Cape Town ziyaretinden etkilendi. 1862 yılında uluslararası bir üne sahip olan Amerikalı Christy’s Minstrels ve 1890 yılında Orpheus McAdoo’nun Virginia Jubilee sanatçıları Cape Town’da performans sergilediler. Kafkasya kökenli Amerikalı sanatçıların oluşturduğu Christy’s Minstrels grubu Afro-Amerikalı köleleri temsilen yüzlerini yanmış mantarla siyaha boyamışlardı. Grup 1890-1898 yılları arasında Cape Town’da birçok gösteri düzenledi. Bu gösterilerin Cape minstrellerinin ve İkinci Yılbaşı Festivalinin doğmasına neden olduğu düşünülüyor. Festivalde rakuna benzemek için yüzlerini siyaha, gözlerini ise beyaza boyadılar. Rakun benzetmesi, rakunun gececi bir hayvan olmasından dolayı, hırsızlıkla karakterize edilen siyahiler için beyazlar tarafından aşağılayıcı bir ifade olarak kullanılıyordu.

1948 yılında başlayan Apartheid rejimi döneminde festival raccoon (rakun) kelimesinden kısaltılarak “Coon Karnavalı” olarak isimlendirildi. 1900’lerde kutlamalar şehrin çeşitli yerlerinde yapılmaya başlandı. 1907 yılında Green Point Kriket Klübü’nün organizesini üstlendiği festival ilk kez resmi olarak yapıldı. 1920’ler ve 1930’larda karnaval Coonları, bando takımlarını, Malay ve diğer milletlerden oluşan koroları bir araya getirdi.

Festival Apartheid rejimi döneminde beyaz olmayan unsurların bir araya geldiği büyük bir etkinlik olduğundan için bir dönem yasaklandı. Fakat bu durum festivale özgürlükle mücadele misyonu yüklenmesini ve halkın ırk ayrımcılığına karşı direnç kazanmasını sağladı. 1994 yılında ayrılıkçı rejimin sona ermesinin ardından raccoon kelimesindeki aşağılamadan dolayı festivalin adı “Cape Town Minstrel Karnavalı” olarak değiştirildi.

Binlerce sanatçı sokak performansı sergiliyor

Bugün üye sayısı 500 ile 1000 arasında değişen 40’ın üzerinde minstrel grubunda yediden yetmişe her yaştan çalgıcı ve dansçı bulunuyor. Minstrel üyeleri yüzlerini rengârenk boyayıp oldukça renkli ve parlak üniformalar giyiyor. Her bir üyenin elinde renkli şemsiyeler ya da çaldıkları enstrümanlar bulunuyor. Gitarlar, düdükler, ghoema, banço, trombon ve tuba ismi verilen çalgılar ile tarihi Cape Town şehrinin göbeğinde bir gün boyunca adeta sanat orkestrası performansı sergileniyor. “Rainbow Nation” yani gökkuşağı milleti olarak adlandırılan Güney Afrika’da minstrel grupları sahip oldukları karma kültürden dolayı müziklerinde Afrika, Asya ve Avrupa müziğinden izler bulunduruyor.

Festivalde sanatçılar performaslarını Cape Town’ın merkezindeki District Six denilen bölgeden başlayıp şehrin diğer ucunda bulunan Bo-Kaap semtine kadar olan 7 kilometrelik bir mesafede sergiliyorlar. Festivali izlemek üzere yol üstünde büyük kalabalık oluşturan insanlar sanatçıların performanslarına eşlik ediyor.

Yürüyüşün başladığı District Six bölgesi ile son bulduğu Bo-Kaap semti ülkenin ırk ayrımcılığı ve sömürge tarihi açısından sembol bir öneme sahip. Apartheid (ırk ayrımcılığı) rejiminin uygulandığı dönemde District Six’te 60 binin üzerinde insan sırf beyaz olmadıklarından dolayı zorla evlerinden atılarak yerlerine beyazlar yerleştirildi. Bu durum ülkede yaşayan beyaz olmayan halk üzerinde büyük travmatik etkiler bıraktı. O olayın etkileri bu gün dahi hissediliyor ve canlılığını koruyor.

Yürüyüş 1750’li yıllarda Müslüman kölelerin yerleştirildiği ülkenin ilk Müslüman mahallesi Bo-Kaap’ta son buluyor. Tarihi dokusunu hala korumasıyla bu gün dünya kölelik tarihine ışık tutan ender yerlerden biri olan rengârenk evlere sahip Bo-Kaap mahallesini bu öneminden dolayı her gün yüzlerce turist ziyaret ediyor. Güney Afrika hükümeti bu tarihi değeri korumak için mahallenin UNESCO tarafından korumaya alınması için çalışma başlatmış durumda.

Festival yarışmalarla devam ediyor

Festival, Şubat ayının ortasına kadar her Cumartesi günü nüfusunun çoğunluğu beyaz olmayan halkın oluşturduğu Athlone’daki stadyumda yapılan yarışmalarla sürüyor. Cape Town’ın merkezinde başlayan geçit töreninin Şubat ayının ortasına kadar yarışmalarla devam etmesi geleneği 1907 yılından beri devam ediyor. Bu yarışmalar en ihtişamlı geçit töreni, en yaratıcı kostüm ve en iyi koro gibi kategorilerde oluyor.

Yeni dönemde festivale katılan birçok minstrel grubu sponsorlar tarafından desteklenirken geleneklerine bağlı kalmak isteyen bazı gruplar bunu reddetti. 2005 yılında finansal güçlüklerden dolayı iptal edilmek üzere olan festivalin ertesi yıl yine aynı sebepten iptal edilmesi gündeme geldi. Ancak minstrel gruplar finansal güçlüklere rağmen organizasyonu yapmaya son anda karar verdiler. 2 Şubat 2006 günü dönemin Western Cape Eyalet valisi ve Güney Afrika’nın önde gelen Müslümanlarından olan Ebrahim Rasool’ün açılışı ile festival başladı.

En büyük sosyal sorunlara farkındalık oluşturuyor

İkinci yılbaşı günümüzde Güney Afrika’da işçi sınıfının kölelik ve ayrımcılığa karşı hayatta kalması, direnişi ve özgürlüğü simgeleyen kültürel bir değer olarak kutlanıyor. Bu yönüyle festival ülkenin dünü, bugünü ve geleceği arasındaki köprüyü temsil eden önemli bir etkinlik. Ülkenin beyaz olmayan unsurları bu festival aracılığıyla çeşitliliklerini, geldikleri yerleri, şu an yaşadıkları yer ve tarihleri boyunca atalarının yaşadıkları acıların, uğradıkları haksızlıkların izini canlı tuttuklarını belirtiyorlar.

Festival suç, madde bağımlılığı ve AIDS gibi Güney Afrika’nın önde gelen sosyal problemlerine dikkat çekmede önemli rol oynuyor. Kaapse Klopse, ayrılıkçı Apartheid yönetimi döneminde birbirinden ayrı tutulan etnik sınıflar arasında yeniden bağ kurmayı da amaçlıyor. İkinci Yılbaşı aynı zamanda Apartheid döneminde okullarında gösteri sanatlarına ulaşım imkanı engellenen çocukların da katılımıyla Taliep Petersen ve Jonathan Butler gibi dünyaca ünlü müzisyenlerin yetişmesine de imkan sağlıyor.

Esma Karadağ

kaynak: Dünya Bizim

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.