Özel / Analiz Haber
Dücane Cündioğlu'nun arşivinden: TOKİ’yi icat eden bir cumhuriyet, tarihe eser bırakamayacak
Follow @dusuncemektebi2
TOKİ’yi icat eden bir cumhuriyet, tarihe eser bırakamayacak. Bunlar nasıl yapılaşma gerçekten?
Bir defa daha: MezartaÅŸları Müzesi.
Niçin bir defa daha?
Çünkü üç yıl önce, yine bu köÅŸede bu adı taşıyan tam dört yazı yayımlamıştım.
Bu yazılar yayımlandığında farklı çevrelerden teÅŸvik edici mektuplar almış, böyle bir projenin hayata geçirilmesinin anlamını ve önemini hissetmek/kavramak hususunda pek de yalnız olmadığımı görüp sevinmiÅŸtim.
Peki bu süre içinde yetkililerden, meselâ Kültür Bakanlığı’nın veya Ä°stanbul ve Bursa Belediyesi’nin yetkin isimlerinden, hiç deÄŸilse “Kültür Ä°ÅŸleri” sorumlularından bir sada, hiç deÄŸilse bir aks-i sada geldi mi?
Ne yazık ki hayır!
Yapacak baÅŸka iÅŸleri mi kalmadı bu zevatın, kalkıp bir de “MezartaÅŸları Müzesi” gibi ne anlama geldiÄŸini bile kavramadıkları, daha doÄŸrusu kavramak istemedikleri bir teklif konusuyla meÅŸgul olsunlar?! Herhalde sükutlarının sebebi böyle bir ÅŸey olsa gerek.
Teklifimizin konusunu tafsilâtıyla öÄŸrenmek isteyenler zahmet edip mezkur yazılarımızı okuyabilirler.
Biz şimdi sadece bazı hatırlatmalarda bulunacağız:
Osmanlı dönemi mezar taÅŸları, medeniyetimizin müstesna kültür âbideleri arasında yer alır. En nihayet “mezar taşı” deyip geçilemez; zira bu taÅŸlar geleneÄŸimizin bütün zenginliklerini bünyelerinde temsil ederler. Bu taÅŸlar -kelimenin tam anlamıyla- konuÅŸurlar; hem de remizlerle konuÅŸurlar; bir dilleri, bir gramerleri vardır. Çok zengin bir semboller kataloÄŸundan farksızdırlar. Üstelik herbiri bir sanat ÅŸaheseridir. Yeter ki bu dili, bu grameri bilelim; taÅŸların dilinden
anlayalım; sembollerin temsil ettikleri anlam haritasını çözebilecek veya çözmeyi isteyecek kadar idrak ve izan sahibi olalım.
Unutmayalım ki geleneksel mezar taÅŸlarımız, sadece mevtayı deÄŸil, aynı zamanda mevtanın ait olduÄŸu dünyayı da remzeder. O dünyayı tanıyabilmek, o dünyanın sırlarına vakıf olabilmek, elbette bu remizlerin deÅŸifresiyle, âdab ve erkânına nüfuz etmek suretiyle mümkündür.
Ne yazık ki mezarlıklarımız lâyıkıyla korunamıyor; zira büyük ÅŸehirlerin her yıl ÅŸiÅŸen nüfusu ÅŸehir içinde kalan alanların, tasfiyesine sebep olmakta, 1950′lerde asfalta giden mezarlıklar, 1980′lerden sonra binalar tarafından istila edilmektedir.
Yapılması gereken iÅŸlerin başında bu sanat eserlerini (evet, gerçekte klasik mezar taÅŸlarımız birer sanat eseridir) korumaktır. Ancak korunması istenen bu kültür varlıklarının önce tanınması, bilinmesi, temsil ettikleri dünyanın yeni nesillerce kavranılması gerekir.
Bunun için üç payitahttan, Bursa, Edirne ve Ä°stanbul’dan, ait oldukları yüzyıllar nazar-ı itibara alınarak -ehil uzmanlar tarafından- titizlikle seçilecek muhtelif mezartaÅŸlarının önce numuneleri çıkarılmalı ve inÅŸa edilecek bir müzede bu numuneler sergilenerek herbirinin hususiyetleri hakkında ziyaretçilere bilgi verilmelidir. Kültür Bakanlığı veya en azından Bursa ve Ä°stanbul Belediyeleri pekâlâ bu iÅŸe öncülük edebilirler.
Siyasetçilerimizden, “devlet adamı” mertebesine kolay kolay terfi edememeleri sebebiyle pek ümitli olmadığımı belirtmeliyim. ÇoÄŸu günü kurtarmaya çalışıyor ve “devlet” demenin “süreklilik” demek olduÄŸundan habersiz yaşıyorlar. Bürokratların çoÄŸu, mevkiini korumakla meÅŸgul. Ä°ÅŸ kültüre geldiÄŸinde, Demokles’in kılıcı baÅŸlarındaymış gibi hareket ediyorlar; baÅŸları güvende olunca, ayaklarında halıdan tedirginlik duyuyorlar.
Belediyelere gelince, görüntü ve mevzuat itibariyle daha müteÅŸebbis görünmekteyseler de “müteÅŸebbis” vasıflarını çokluk iktisadî mânâsıyla isbat ediyorlar. Bol bol sempozyum, panel, ÅŸenlik, etkinlik, vs.
Peki ya, kalıcılık ve süreklilik?
Bu kavramlara sahip olabilmesi için, her ÅŸeyden önce kiÅŸinin makam ve mevkiinin de kalıcılık ve süreklilikten pay alması gerekir. Mimar Sinan yarım yüzyıla yakın hizmet gördü; zira arkasında kendisine bu süre boyunca destek veren bir Kanunî vardı. Kanunî’nin desteÄŸi olmasaydı, hiç Sinan olur muydu, olsa bile, yaptıklarını yapabilir miydi?
Ä°stanbul veya Bursa’da bir “MezartaÅŸları Müzesi”nin kurulması için sorumlu ve yetkili kimselere seslenmekten baÅŸka elimden bir ÅŸey gelmiyor. Bazen merak ediyorum: Hadi siyasetçilerin, bürokrat ve memurların kulakları sesimi pek duymuyor; peki ama, bu konuda duyarlı hiç mi yazarımız, çizerimiz, aydınımız yok?!
Biraz daha geç kalınırsa, Avrupa’da bizim adımıza böyle bir müze kurulacak.
Sakın “söylemedi” demeyin!
Kaynak: Yeni Åžafak
Ä°sa hemiÅŸ
Aralık 31, 2018 Pazartesi 23:18
Çok güzel bir yazı. Fakat yetkili ve etkili zevat için yok mesabesinde. Zira ne para ediyor ne de oy getiriyor. Üstüne üstlük bir de harcama gerektiriyor. Ne diyelim. Rabbim basiret versin.