Güncel
Bazı kitaplarla geç tanışmak daha iyi
'Hangi kitap ya da kitaplarla geç tanıştınız?' sorusunu Yağız Gönüler, Aykut Ertuğrul, Handan Acar Yıldız ve Ali Işık cevapladı. Cengiz Yalçınkaya sordu..
Bir önceki haberimizde gençlere "Hangi kitap ya da kitaplarla geç tanıştınız?" diye bir soru sormuÅŸ ve onlardan çeÅŸitli cevaplar almıştık. Bu kez sorumuzu yazarlarımıza yöneltiyoruz. Peki onlar hangi eserlerle sonradan tanışmanın burukluÄŸunu yaşıyorlar?
Yağız Gönüler:
Mehmet Genç -Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunda Devlet ve Ekonomi
Okuma tutkusunu tarih kitaplarıyla edindim. ÖÄŸrendim ki bazı tarih kitaplarını okumak, okuyabilmek için belli bir birikim gerekli. Bu birikimi saÄŸladıktan sonra okunacak kitap, daha faydalı oluyor. Büyük tarihçimiz Mehmet Genç’in bu kitabına baÅŸlamadan evvel özel olarak otuza yakın kitap seçmiÅŸ, ardından bu kitabı okumuÅŸtum. Bitirdikten sonra, yeniden okuma sözü vermiÅŸtim kendime.
Nurettin Topçu - Var Olmak
Topçu okumalarını yaparken onun etkilendiÄŸi isimlerin de neler söylediklerini bilmek istedim. En özel kitabı olarak gösterilir Var Olmak. Dolayısıyla bu kitaba sıkı biçimde hazırladım kendimi. Åžunu içtenlikle söyleyebilirim ki bu kitaptan anladıklarım, kitapta okuduÄŸum cümlelerin yarısına bile ulaÅŸamaz.
OÄŸuz Atay - Tehlikeli Oyunlar
Vallahi ne yalan söyleyeyim. "Tutunamayanlar"ı iki kez bitirme cüretine sahip bir okuyucu olarak bu kitabı çok sonraya bırakmış olmamın sebebi malum: Korkmak. OÄŸuz Atay okuduktan sonra başıma gelenler beni buna sevk etti. Geç okuduÄŸuma üzüldüÄŸüm ender romanlardan biridir.
Ä°smet Özel - Faydasız Yazılar
Külliyatını okumaya lise yıllarımda, sindirmeye üniversite yıllarımda, yeniden okumaya ise iÅŸ hayatımda baÅŸlamıştım Ä°smet Özel'in. DoÄŸduÄŸum tarihte yayımlanan bu kitabını, onunla "dertdaÅŸ" ve "kalın" bir okuyucusu olarak, neden bilmiyorum pek geçe bıraktım. Nasibimiz buymuÅŸ ki kitabımı hiçbir yerde bulamıyorum. Bir kardeÅŸim gönderdi. Sonra baktım üçümüz de ne kadar dertdaÅŸmışız meÄŸer.
Cahit ZarifoÄŸlu - Bir DeÄŸirmendir Bu Dünya
Detaylandırmaya gerek var mı? Åžiirlerinin bile henüz yarısını anlamamışken, bir de siyasi-aksiyon kitabı? Elbette biraz da bilgi sahibi olarak okumak isteÄŸindeydim. Nitekim ÅŸunun farkına vardım ki bu kitap hâlâ yaşıyor. Dertler aynı, dünya aynı.
Seyyid Abdulhakim Arvasi - Tasavvuf Bahçeleri
Necip Fazıl'ın hayatını deÄŸiÅŸtiren, topraklarımızın büyük manevi deÄŸerlerinden, Seyyid Abdulhakim Arvasi (k.s) hazretlerinin bu kitabının bende de deÄŸiÅŸtireceÄŸi bir zaman vardı. Onu bekledim. Onun talebelerini dinlerken aynı zamanda kendi elinden çıkmış ve Necip Fazıl'ın sadeleÅŸtirdiÄŸi bu kitap okuduÄŸum en ağır tasavvuf kitabı. Bu derinlikte naçizane baÅŸka bir kitap okumadım. Belki onların da zamanı gelmemiÅŸtir kim bilir? Hû.
Aykut ErtuÄŸrul:
Geç okuduklarımdan ziyade erken okuduklarıma yanıyorum, ne yalan söyleyeyim. Yeni kitaplar, yeni gündemler vs. derken bir çok önemli kitabı/yazarı yeniden okumaya, bu sefer daha iyi okumaya fırsat bulamayacağım diye daha çok korkuyorum. Ömür kısa, okunacak kitap çok. Dostoyevski'yi (bir kaç kez okumama raÄŸmen), Joyce'u, Calvino'yu, Rasim Özdenören'i, OÄŸuz Atay'ı, Beckett'i tekrar okumak lazım. Borges'i geçenlerde ikinci kez okudum, Le Guin iyi ki çok yazmış, okumadığım kitaplarını okuyorum. "Yerdeniz" serisini ilk fırsatta yeniden okuyacağım. Nabokov'u çok erken okuduÄŸumu düÅŸünüyorum mesela, yeniden okumalıyım. Amak-ı Hayal'i geç okuduÄŸum için mutluyum. Erken okusam kıymetini anlamayacaktım. Ali Cenkleri'ni, Heft Peyker'i yeni okudum, okuyorum; tadını çıkara çıkara.
Liste böyle uzar gider; netameli bir durum bu. Yola bir kez girdin mi (kitap, okuma vs.) dünyaya buruk bir veda bırakarak göçmeyi de göze alıyorsun galiba. Okunamamış, tekrar okunması gereken kitapların verdiÄŸi bir hüzünle. Bu duyguyla baÅŸ etmenin bir yolu yok, onunla yaÅŸamaya alışsak bari.
Handan Acar Yıldız:
Marcel Ayme’nin Duvargeçen’inden bahsetmek istiyorum size. Bundan bahsetmek isteme nedenim ise ‘gerçeküstücülüÄŸün ihtiyaç duyduÄŸu gerekçe’. Sembolik ya da gerçeküstü anlatım tekniÄŸi denilinceGabriel Garcia Marquez ve Marcel Ayme iki vazgeçilmez isimdir. Çünkü bu yazarlar, hayal ürünü ile hayal gücü ürünü arasındaki farkı ortaya koyarlar. Sembolik anlatımın, akla ne gelirse, bağıntı kurmaksızın ortaya dökmek olmadığını bize gösterirler. YaÅŸamla dalga geçmek ile insanla dalga geçmek arasındaki ayrımı bize sezdirirler. Ä°roni ya da mizah da, yaÅŸamla dalga geçmektir. Bizim edebiyatımız ya da görsel sanatlarımız da çok yanlış anlaşılmasına raÄŸmen, böyledir. Marquez’i biraz daha erken okusam da Ayme’i okumakta geç kaldığım için hayıflanıyorum. Duvargeçen öyküsü, gerçeküstücülüÄŸü gerekçesiyle ortaya koyan, en iyi örneklerden biridir. Kahramanın duvarlardan geçebildiÄŸini fark etme ÅŸekli iyi bir kurguyla ortaya konur bu öyküde. Sembolik anlatıma raÄŸmen, çok saÄŸlam bir kurguya sahiptir öykü. Ä°roni, temel unsur olarak merkeze yerleÅŸtirilmiÅŸtir. Doktora giden kahramanımız duvarların içinden geçebildiÄŸini söyler. Bunu bir ruhsal hastalık olarak yorumlamaz, fiziksel hastalık olarak yorumlar. ‘Doktor bana inandı. Bunun tiroit bezlerimden kaynaklandığını söyledi’ der bize. Doktorun ona inandığı kadar o da doktora inanmıştır(!). Öykünün bitiÅŸi ise, güzel bir öyküye yakışır ÅŸekilde ucu açık bitiÅŸtir. Yani asıl bitiÅŸ, okuyucuya aittir.
Okumakta geciktiÄŸimi düÅŸündüÄŸüm diÄŸer kitap ise bir klasik. Herman Merville’in Beyaz Balina isimli eseri. Denizcilerin hikâyesini anlatan eserlere macera, serüven kitabı gözüyle bakmamam gerektiÄŸiniEdgar Alan Poe’den öÄŸrenmiÅŸ olsam da, Beyaz Balina okumakta çok geç kaldığım ve bunun için hayıflandığım muhteÅŸem bir klasiktir. Romandaki bir pasaj ben ve benim gibi pek çok insanın hayatını özetler. Ben de o bölümü paylaÅŸarak, hâlâ eseri okumamış olanların piÅŸmanlığına katkıda bulunabilirim belki:
‘‘Nantucketli gemi sahipleri, bırakın da burada bir güzel azarlayayım sizi! Gemilerinize tayfa seçerken, soluk yüzlü, çukur gözlü, yerli yersiz düÅŸüncelere dalan, kafasında, Nathaniel Bowditch’in gemicilik üzerine kitabıyla deÄŸil de Platon’la denize açılan delikanlılardan sakının! Böylelerinden hayır gelmez diyorum size! Balinalarınız avlanmazdan önce görülmeli. Oysa bu çukur gözlü, Platon düÅŸkünü, geminizi dünyanın çevresinde on kez döndürür de on dirhemlik ispermeçet yağı kazandırmaz size.’’
‘‘Gemi kaptanları bu dalgın, genç filozofları sık sık azarlar, seferle ilgilenmediklerini yüzlerine vururlar; namuslarıyla para kazanmayı düÅŸünmediklerini, içlerinden neredeyse balina görmemeyi dilediklerini yarı açık yarı kapalı söylerler onlara. Ama ne söyleseler boÅŸuna! Çünkü bu genç Platoncular, gözlerinin iyi görmediÄŸine, miyop olduklarına inanmışlardır. ‘Ne diye gözlerimizi yoralım.’ derler. Opera dürbünlerini evde unutmuÅŸ gibi davranırlar.’’
Ali Işık:
Sanat Üzerine / Tevfik El-Hakim
Ä°rrasyonel Ä°nsan / William Barrett
Sanatın Ä°nsansızlaÅŸtırılması ve Roman Üstüne DüÅŸünceler / José Ortega y Gasset
YaÅŸamak / Cahit ZarifoÄŸlu
K'siz Ş'siz Aşkın Hikayesi / Mustafa Mestur
Açlık / Knut Hamsun
Amak-ı Hayal / Filibeli Ahmet Hilmi
Bu liste uzar. Siz sorunca bir çok kitabı geç okuduÄŸumu fark ettim. Geç tanıştığımız her kitap için ayrı ayrı sebepler ortaya koymamızın bir manası yok sanırım. Sözünü ettiÄŸim kitapları elime alınca emekleyerek yürüdüÄŸün yolu daha kestirmeden, çere çöpe bulaÅŸmadan, tadını çıkartarak yürüyebileceÄŸime dair bir his belirdi zihnimde.
Mesela Sanat Üzerine’yi daha önce okusaydım, Mısırlı yazar Tevfik El-Hakim'in estetik arayışını ve sanat düÅŸüncesini daha erken görme ÅŸansım olabilirdi. K'sız Åž'siz AÅŸkın Hikâyesi'ni okuyarak, Ä°ranlı öykücü Mustafa Mestûr’la ve modern Ä°ran öyküsünün o her kelimesinde görünmeyen fakat fışkıran duygularının tadıyla daha önce tanışabilirdim. YaÅŸamak’ı ilk olarak lise yıllarımda okusaydım kendimle baÅŸbaÅŸa kalmam gecikmezdi. Açlık’ı elimdeki ekmeÄŸi kemirerek okudum. Ä°rrasyonel Ä°nsan, insanı deÅŸmede, anlamada temel bir kaynak. Amak-ı Hayal’de Filibeli Ahmet Hilmi’nin hiçlik zirvesinden ZerdüÅŸt'ün diyarına, Anka'ya, oradan da ilahi aÅŸkın nuruna doÄŸru yaptığı manevi yolculukla erken tanışmak elbette çok önemli. Kısacası okuduÄŸumuz, fazlasıyla beÄŸendiÄŸimiz ve yararlandığımız kitapların tamamı için geç kalınmış bir tanışıklıktan pekala söz edebiliriz.
Cengiz Yalçınkaya sordu
Henüz yorum yapılmamış.