Sosyal Medya

Güncel

Abdurrahman Dilipak: Ergenekon ve Balyoz’da yargılanan herkes masum mu idi?

Abdurrahman Dilipak - Yeni Akit



“Bana dokunmayan yılan bin yaÅŸasın” diye yola çıkarsak, o yılan gün gelir, onu da ısırır..

“Benim dindaşına, benim ırkdaşıma, liderime, örgütüme, kavmime, ÅŸeyhime, menfaatime dokunma da kime dokunursan dokun.” Birileri adeta böyle diyor.

Hani haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olacaktık. Bir topluluÄŸa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliÄŸe sevketmeyecekti, hani iÅŸi ehline verecektik, ehliyet ve liyakat imandan önce gelecekti, hani rüÅŸvet almayacaktık ve vermeyecektik. Hani torpil yapmayacaktık. Zinaya yaklaÅŸmayacaktık. Ä°ftira etmeyecektik.

Her haltı yiyoruz. Hani zalimlere yardım etmeyecektik. Çünkü ateÅŸ bize de dokunurdu, haksızlıklar karşısında susanlardan olmayacaktık, ne oluyor? Oluyor iÅŸte.

Ergenekon ve Balyoz konusu ya da derin yapıların medya ve STK’ları kullanma konusu da aynı..

Beni örgütün adı ya da ne zaman kurulduÄŸu ilgilendirmiyor. Ama bir yapı, aynı ülkenin çocuklarını birbirine karşı konumlandırıyor ve bunları birbirine kırdırıyor..

“Ergenekon ve Balyoz davası”nı FETÖ’cüler icat etti. Birileri “Ergenekon ve Balyoz” yok diyor. Ötekiler de “FETÖ”, ya da “Paralel Devlet” diye bir ÅŸey yok diyor. Birileri de “BÇG yok” diyor. Bunların adının ne olduÄŸu hiç önemli deÄŸil. Ergenekon adını kim ne zaman kullandı, ilk kullanan-sol kullanan, bunlar farklı konular. Sonunda soÄŸuk savaÅŸ sonrası tehlikenin rengi “kırmızı” idi, “YeÅŸil” oldu. Ä°slamofobya, siyasal Ä°slam, radikal Ä°slam NATO’nun tehdit algısından “düÅŸman” olarak tanımlandı. “Ilımlı Ä°slam”a havuç, “Radikal Ä°slam”a havuç göstereceklerdi. “Ilımlı Ä°slamcılar” FETÖ’cüler eli ile Amerikan kampına alınıp ehlileÅŸtirilecekler, radikal Ä°slamcılar ise BÇG türü yapılarla yola getirilecek ya da ezilecekti. Bu çevreler o gün ADD ve ÇYDD gibi örgütleri kullandılar.

Ben “Ergenekon” deyince, birileri “Ergenekon ismi kirletiliyor”, bir baÅŸkası Ergenekon davasından yola çıkarak bu suçlamanın kendilerine yöneltildiÄŸini söylüyor.

Ergenekon ve Balyoz’da yargılanan herkes masum mu idi gerçekten. Elbette orada haksız suçlamalara muhatap olanlar da vardı. Ama bizdeki kafa ÅŸu; Demirel “bana ülkücüler suç iÅŸliyor dedirtemezdiniz” diyordu ya! “Ä°nni küntü minezzalimin” demek ne kadar zor. “Åžeytan sizi Allah’la aldatmasın” dersiniz, ama ÅŸeytan sizi örgütünüz, lideriniz, ÅŸeyhinizle aldatmasın deyince nefsimize ağır geliyor.

Kimse kendi içindeki “pislik”leri temizlemek konusunda çok da istekli deÄŸil. Kendi gözündeki mertekleri görmezden gelirken, baÅŸkasının gözünde çöp aramaya devam ediyoruz.

Noel Baba Vakfı BaÅŸkanı Karaduman, söz konusu yazımla ilgili bir mesaj kullandı. Oda TV de haber yaptı bu mesajı. Karaduman, konunun Ergenekon davası ile ilgili kısmının kendi ile alakalı bölümü için diyor ki; “1- Ä°nsanlar geçmiÅŸi ile deÄŸil.. Ä°ÅŸlediÄŸi suçlar ile yargılanır... 2- Türkiye de Gladyo veya benzer iÅŸlev ile kurulan bir yapılanmanın varlığını açığa çıkarmak istiyorsak.. O zaman NATO yargılanacak. 3- EÄŸer Ergenekon diye bir yapılaÅŸma olsaydı. Yargılanan bir kiÅŸi olarak bunu ilk ben ortaya çıkarırdım. Çünkü mahkemeye sunulan bilgi ve belgeler arasında böyle bir örgütün izi yoktu. Ama uydurması vardı. Ergenekon kirli elleri, masum insanları sabun yaparak yıkama operasyonuydu. 4- Benim Ergenekon’da diÄŸer sanıklardan biraz daha az yatmamın nedeni.. HENÜZ DURUÅžMALAR BASLAMADAN ÖNCE Mahkemenin olmayan Ergenekon’u var gibi gösterme kararını açığa çıkarmam sonucu olmuÅŸtur. Aynen nasıl kitle imha silahı var diye Irak’a girdiler. Türkiye’de Ergenekon var diye girdiler. Ne Irak’ta kitle imha silahı buldular, ne de Türkiye’de. Bulunması gereken aynı mekanizma.. Aynı katiller.

Evet! Bu iÅŸ ordu içindeki iki kanadın kendi aralarındaki hesaplaÅŸması idi. Bu hesaplaÅŸma 11 Eylül Ä°kiz Kuleler hesaplaÅŸmasının, Rothschildler ile Rockefeller hesaplaÅŸmasının bizdeki öncü yansımasıdır. Fransa’daki Macron’a karşı sokak gösterileri de böyle bir hesaplaÅŸmanın tezahürü deÄŸil mi? Bunlar Fuller ve Brzezinski hesaplaÅŸmasıdır.

Karaduman diyor ki, “Noel Baba Vakfı 1995’de kuruldu... Fakat mahkeme tutanaklarına göre 1999’da kurulan Ergenekon, 1995 yılında Noel Baba Vakfı’nı kurmuÅŸtu. Bu durumda ancak Noel Baba Vakfı Ergenekon’u kurar. EÄŸer öyle ise doÄŸrudur. Kurucusu olduÄŸum Noel Baba Vakfı’nın fikri tamamen benden çıktı. Ergenekon’da yargılanan arasında, Noel Baba Vakfı’nın ne kurucusu vardı ne de yargılananlar arasında da tanıdığım hiç kimse yoktu. Çünkü Ergenekon da yok!.. EÄŸer olsaydı böyle ucuz uydurmalara ihtiyaç duyulmazdı. Olmayan Ergenekon davasına son noktayı koyacaktır. Ama vicdanlarda asla bitmeyecek..” Bütün bunları biliyorum. Bunları deÄŸiÅŸik defalar yazdım. Balyoz davasında müdahildim, oynanan kirli oyunu gördük ve çekildik bazı müdahiller olarak. Bu dava FETÖ’nün kumpası idi. Dava aslında bazılarını caydırmak, bazılarını korkutup teslim almak, bazılarını bitirmek ve kendileri ile iÅŸbirliÄŸine gidecekler içinde açık kapıların bırakıldığı bir dosya idi.. Bu kirli tezgahta ABD de vardı Ä°ngiltere de, Almanya da vardı Ä°srail de, Vatikan da vardı iÅŸin içinde.. NATO da vardı. Bakın, bu davalardan ya da FETÖ’den, PKK’dan ya da DHKP-C’den kaçanlar nereye gidiyor, kime sığınıyor, kimler tarafından korunuyorlar.

Mesela, aynı durumda “Selam-Tevhid Örgütü” de bir kumpastı. “TahÅŸiye” de öyle. Sahi o “Kozmik Oda davası” neyin nesi idi. Hani ÅŸu “Arınç’a suikast” hikâyesi. Sivas’ta da var bu kumpas, BaÅŸbaÄŸlar’da da. Kibriti gözümüze çok yaklaÅŸtırırsak arkasında bir ormanı kaybedebiliriz. Bu örgütler ve isimlerine takılırsak da öyle. Belki, konuyla ilgili yazımda Ergenekon ve Balyoz davasındaki kumpasa atıf yaparak yazıma devam etmeliydim. Özgür-Der’deki arkadaÅŸlarla daha ilk bir-iki ay içinde bu konuda FETÖ’nün bir kumpası olduÄŸunu gördük ve bunu açıkça ifade ettik. Ama bu çevredeki, özellikle Karaduman deÄŸil ama Ergenekon davası ile iliÅŸkilendiren bazı isimler bizim çevremize yönelik kumpaslar konusunda açık bir tavır sergilemediler. Bunu da not edelim. Karaduman’la tanıştığımız günden beri arkadaÅŸlığımız devam ediyor. Edecek de.

Aslında o benim, ben onun hakkını savunmaktan ibaret de kalmamalı-olmamalı bu durum. EÄŸer bir erdemliler ittifakından söz ediyorsak, ikimizden de olmayan, hatta bize karşı olanların da haklarını, hukukunu açık yüreklilikle savunabilmemiz gerekir. Åžanar’la yıllarca bunu yapmaya çalıştık. Bir topluluÄŸa olan öfkemizi, bizi onlar hakkında adaletsizliÄŸe sevketmemeli. Evet, bizden biri yanlış yapıyorsa, kendimizi de eleÅŸtirebilmeliyiz. Geçen gün “Hepimizi kullandılar” baÅŸlıklı yazımda da bunu anlatmaya çalıştım.. Ben sözlerimin arkasındayım. Ergenekon davası ile ilgili ise; FETÖ, gerçek suçlu ya da deÄŸil, ayırt etmeden, kendi önünde engel gördüÄŸü herkesi suçlu ilan ederek orduda bir operasyon gerçekleÅŸtirmek istedi ve bu plan da çöktü. Bunu daha açık ve net, efradına cami, aÄŸyarına mani bir ÅŸekilde ifade edebilirdim. 

Aslında, mesela herkes FETÖ’ye desteÄŸinden söz ediyor da, solun FETÖ’ye desteÄŸinden pek bahseden yok. Buyurun “Kitaparası Yayınları”ndan yeni çıkan Ä°smail Nacar’ın “GördüÄŸüm Derin Devlet ve Neo-HaÅŸhaÅŸi FETÖ” kitabında anlatılan ilginç olaylar var. Nacar, bu tehlikeye ilk dikkat çekenlerden biri. 

Bugüne gelirsek birileri benzer oyunlar oynamaya devam ediyor. Yarın da benzer tartışmalar yaÅŸayacağız gibi. Bugün de birileri FETÖ’cülerin yerini almaya çalışıyor sanki. Birileri de birilerini tasfiye etmek için, rakiplerini eski bir takım dolaylı iliÅŸkileri kullanarak FETÖ’cülükle suçlayarak bulanık suda balık avlamak istiyor. Yarın birileri de FETÖ diye bir ÅŸey yoktu diyebilir. FETÖ’cülükle suçlanan birileri FETÖ’cü olmadığını ispatlayabilir ve bu isimde bir örgütlenme olmadığını söyleyebilir. Adı ne olursa olsun, olan ÅŸeyler ortada! Åžeytan boÅŸ durmuyor anlayacağınız. Hatta bugünlerde sanki fazla mesai yapıyor. Selam ve dua ile. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.