Sosyal Medya

Kürsü

İsmail Kılıçarslan- 2018 niçin berbat bir yıldı?

İsmail Kılıçarslan- Yeni Şafak



Çünkü hiçbir banka dükkânı “insanlığa daha fazla zarar vermek istemiyoruz, insanları daha fazla köleleÅŸtirmek istemiyoruz, hepinizden özür dileriz” diyerek kapatmadı kepenklerini. Biz, yani küresel finans sisteminin zincirli-zincirsiz köleleri plazaların maÄŸara ağızlarına benzer kapılarından sabahın dibinde girip, akÅŸamın köründe çıkarak “özgür insanlar” olduÄŸumuzu düÅŸündük yine.
 
Çünkü hiç birimiz eline geçirdiÄŸi fırsatı “ÅŸu arkadaşım, ÅŸu adam, ÅŸu kadın bu fırsata benden daha layık. O hak ediyor bunu” diyerek liyakati öncelemedik. Nasıl ve ne ÅŸekilde olduÄŸunu hiç önemsemeden sadece “baÅŸarı” denilen o sersemlik için yaÅŸadık bu yılı da. “Ne pahasına olursa olsun baÅŸarmayalım” diyerek tükettik seneyi.
 
Çünkü bir ÅŸiirin yayınlanmış olması, bir romanın çıkmış olması, bir öykünün anlatılmış olması bizi dolardaki deÄŸiÅŸiklik kadar ilgilendirmedi yine. Genç bir ÅŸair keÅŸfetmenin heyecanı kur farkından kazanacağımız paranın heyecanının yanına yine yaklaÅŸamadı.
 
Çünkü yaÅŸantımızla örnek olma fikrinin uzadığında durduk yine bu yıl. Bolca lakırdı ettik bunun yerine. Kendimizde olanı deÄŸiÅŸtirmek zor geldi her zamanki gibi. Biz de baÅŸkalarında olanı deÄŸiÅŸtirmekle ilgilenmeyi yine yedirdik kendimize.
 
Çünkü bir hoca daha görmeye daha tahammülümüz kalmamışken her gün yeni bir din anlatan yeni bir hocayla muhatap olmak zorunda kaldık yine. Allah’tan distribütörlük aldığını zanneden bazı adamlarla Allah’tan distribütörlük aldığını zanneden bazı diÄŸer adamlar kavga ederlerken sustuk. Hatta daha kötüsü bazı adamlarla bazı diÄŸer adamları takım tutar gibi tuttuk. “Allah’ın dini böyle anlatılmaz, Allah’ın dini dünyaya böyle hükümran olmaz” diyenleri susturduk.
 
Çünkü yine öÄŸrenemedik çiçeklerin adını. Nergisi sümbülden, leylağı orkideden ayırt edecek bilgiye ulaÅŸtıramadık yine kendimizi. Çiçeklerle konuÅŸmayı öÄŸrenmek ÅŸöyle dursun en sevdiklerimizle konuÅŸmayı unuttuk. Her seferinde dünya girdi aramıza.
 
Çünkü diÄŸerinin acısını, öfkesini, kırgınlığını, kızgınlığını, çaresizliÄŸini anlamamak için yine kapattık kulaklarımızı. Bir kadın dayak yedi. Bir adam kızını göremez oldu. Bir mülteci sokakta yattı. Bir delikanlı uyuÅŸturucudan öldü. Bir yaÅŸlı evinde soba yakamadı. Umurumuzda olmadı. Bir diÄŸeri bizden farklı düÅŸünüyor diye başına gelen her ÅŸeyi hak ettiÄŸini düÅŸünüp adalet ve vicdan sloganları attık boÅŸluÄŸa.
 
Çünkü hiçbir savaşın sonuna gelmedik bu yıl da. Üstüne yeni savaÅŸlar, yeni acılar ekledi dünya. Yemen’den, Suriye’den, Afganistan’dan, Myanmar’dan, DoÄŸu Türkistan’dan, Filistin’den gelen haberlere karşı duyarsızlaÅŸtı kalbimiz, zihnimiz. “Elden ne gelir?” dedik elimizden ne gelebileceÄŸini hiç araÅŸtırmadan. “Ne yapabiliriz ki?” diye sorduk ne yapabileceÄŸimizi hiç düÅŸünmeden.
 
Çünkü daha anlayışsız, daha kaba, daha buyurgan, daha iletiÅŸimsiz olduk geçen yıla nazaran. Daha bencil, daha öfkeli, daha atarlı, daha ergen olduk.
 
Çünkü deÄŸil bize benzemeyenin, bize benzeyenin bile başına gelen bir güzelliÄŸi ölümüne kıskandık. Haset ettik ona. Üzmek istedik onu. Biz dururken baÅŸkasının yapması, biz baÅŸaramamışken baÅŸkasının baÅŸarması çıldırttı bizi.
 
Çünkü elbisesini büyük bir hızla deÄŸiÅŸtirip yeni bir insan haline gelme konusunda büyük bir kıvraklık sergileyen insanlar ülkemizi, zihnimizi, geleceÄŸimizi kirletmeye devam ettiler. Kısamadık onların o bet seslerini.
 
Çünkü karlı bir gece vakti uyandırabileceÄŸimiz dostlarımızın sayısı azaldı hızla.
 
Çünkü sadece bir dakikalığına güzelleÅŸebilen bir dünyaya daha da alıştırdık kendimizi.
 
Çünkü reel politik, gündelik politika, güncel siyaset esir aldı hepimizi.
 
Çünkü 2017’den daha berbat bir yıldı 2018.
 
Çünkü 2019’un 2018’den daha berbat olacağını ÅŸimdiden biliyoruz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.