27 Aralık’ta Mehmet Akif’in vaazları yeniden okunacak

Milli Åžairimiz Mehmet Akif Ersoy, 27 Aralık PerÅŸembe günü vefatının 82. yıldönümünde anılacak. Merhum Åžairimiz için bu sene de Türkiye genelinde Hatm-i Åžerifler okundu. SebilürreÅŸad'ın teklifi ve Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı'nın olumlu cevabı ile Ersoy için okunan Hatimlerin duası, 27 Aralık günü Diyanet'e baÄŸlı tüm camilerde yapılacak.

Merhumun sağlığında verdiği vaazlar da yeniden okunacak

Mehmet Akif Ersoy saÄŸlığında; Balıkesir ZaÄŸanos PaÅŸa Camii, Kastamonu Nasrullah Camii ve Çankırı Ulu Camilerinde kürsüye çıkarak vaaz vermiÅŸti. Milli Åžairimizin vefat yıl dönümünde; aynı üç camide saÄŸlığında verdiÄŸi vaazları yeniden okunacak

Mehmet Akif’in ZaÄŸanos PaÅŸa Camisindeki vaazı

. Mehmet Akif Ersoy Balıkesir’de iken kendisinden ÅŸehrin en büyük camii olan ZaÄŸanos PaÅŸa’da halka vaaz etmesini istediler. Merhum bu teklifi memnuniyetle karşıladı. Akif’in vaaz edeceÄŸi Cuma günü, ZaÄŸanos PaÅŸaCamisi’ne cemaat sığmamış dışarıya da hasırlar serilmiÅŸti. Kürsüye çıktı ve konuÅŸmasına Kur’an-ı Kerim’den Âli Ä°mran Suresi’nin 103. ayetini okuyarak baÅŸladı. Ve ardından “Cihan alt üst olurken seyre baktın öyle durdun ya, Bugün bir serserisin, derbedersin kendi yurdunda!” diye devam eden manzumesini okudu ve bunu ÅŸöyle açıkladı:

“Evet, biz Müslümanlar, Dünya çalışıp didinirken, her gün her alanda biraz daha aÅŸamalar kaydederken, onlara seyirci gibi baktık. Özellikle bu son yıllarda başımıza birçok felaketler yaÄŸdı. Halen da çilemizi doldurmuÅŸ deÄŸiliz. Sebebi; din iÅŸlerinde olduÄŸu gibi, dünya iÅŸlerinde de gevÅŸek davranmamızdır. Hayat herkesin hakkıdır. Fakat hangi hak olursa olsun, savunulmadıkça sahibine, hiçbir yarar saÄŸlamaz. Biz Müslümanlar tıpkı yürümeyen çocuklar gibi emeklemeye çalışırken bir de baktık ki etrafımızdaki devletler, göklerde uçuyorlar. Berlin’den havalanıp Trabzon’a iniyorlar. Biz ise hala yolda yürümeyi bile beceremiyoruz.”

Mehmet Akif’in Nasrullah Camisindeki Vaazı

Vatan Åžairi Akif’in, 19 Kasım 1920 Cuma günü Kastamonu Nasrullah Camisi’nin kürsüsünde yapmış olduÄŸu konuÅŸması, Milli Mücadele ruhunu ateÅŸleyen vaaz olarak tarihe geçmiÅŸtir:

“Ey cemaat-i Müslim’in, Milletler yalnız topla, tüfekle, zırhla, ordularla, tayyarelerle yıkılmıyor, yıkılamaz. Milletler ancak aralarındaki rabıta birliÄŸi çözülerek herkes başının derdine, kendi havasına düÅŸtüÄŸü zaman yıkılır.

Ä°slâm tarihini ÅŸöyle bir gözden geçirecek olursak ÅŸarkta garpta hepsinin tefrika, ayrılık, fitneler, fesatlar, nifaklar yüzünden istiklallerine veda ettiklerini ve baÅŸka milletlerin esareti altına girdiklerini görüyoruz.

Bizim zaaflarımızdan faydalanan düÅŸmanlarımız, yerli iÅŸbirlikçilerden de faydalanarak Osmanlı döneminde Åžam, Kudüs, Yemen, GüneydoÄŸu Anadolu, Millî Mücadele yıllarında da Adapazarı, Düzce, Yozgat, Bozkır, Biga Ä°syanlarının çıkışında da önemli rol oynadıkları görüldü.

Artık kime hizmet ettiÄŸimizi, kimin hesabına birbirimizin gırtlağına sarıldığımızı anlamak zamanı zannediyorum ki gelmiÅŸtir. Böylece düÅŸman hesabına çalışarak elimizde kalan ÅŸu bir avuç toprağı da verecek olursak çekilip gitmek için arka tarafta bir karış toprağımız bile yoktur. Åžimdiye kadar düÅŸmana kaptırdığımız koca memleketin halkı hicret edecek yer bulabilmiÅŸlerdi.

Neuzibillâh (Allah’a sığınırız) biz öyle bir akıbete mahkûm olursak başımızı sokabilecek bir delik bulamayız.”

Vatan Åžairi Ulu Camii'de de Çankırılılara vaaz verdi

Mehmet Akif Ersoy, 15 Ekim 1920 Cuma günü Çankırı’nın en büyük camisi olan ve halk arasında Büyük cami olarak bilinen, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı Ulu camiinde de bir vaaz vermiÅŸti. Milli Åžairimiz Çankırı’daki vaazında ‘Hürriyet’ vurgusu yapmıştı:

“Muhterem Müslümanlar, Aziz Çankırılılar, Allah’a hamd ve senalar olsun. Aylardan beri Cuma namazını kılmak fırsatını Çankırı’da buldum. Ä°stanbul ve civarında kılamadım. Çünkü o yörelerde kâfirlerin bayrağı dalgalanıyordu. O bayrağın altında kâfirin kölesi idik. Rabbü’l-âlemin Müslümanlara köleliÄŸi haram kılmıştır. Kölenin (Cuma) namazı kabul deÄŸildir. Hürriyetinizi kazanacak, sonra cumaya koÅŸacaksınız. Kâfirin bayrağı altında halifelik de kuru bir sözden ibarettir. Halifelik Ä°slam bayrağı altında olur. Yoksa halife de bir köledir. Allah’ın reddettiÄŸi bir haleftir. Öyleyse Müslüman için evvela hürriyet sonra ibadet. Ülkemizi yakıp yıkan hamile kadınların karınlarını deÅŸen hiçbir günahı olmayan çocuklarımızı süngüleyip havada dolaÅŸtıran kız ve kadınlarımızın namuslarına tecavüz eden Yunan Ordusu’nu ve onları destekleyen kafirleri kovmadıkça ve eli kolu baÄŸlı yörelerimizde Ä°slam’ın bayrağını dalgalandırmadıkça sizlerin de ameli noksan (kalır), ibadeti makbul olamaz. Cennetin kapısı daima ÅŸehitlere ve gazilere açıktır. Her iki cihanda da Allah’ın makbul kulları ÅŸehitler ve gazilerdir.”

kaynak: Yeni Akit