Kürsü
Taha Kılınç- Kızıl Prens
Follow @dusuncemektebi2
Taha Kılınç- Yeni Şafak
GeçtiÄŸimiz pazar günü, Suudi Arabistan’ın baÅŸkenti Riyad’daki Ä°mam Turkî bin Abdullah Camii’nde, en üst düzey protokolün katıldığı kalabalık bir cenaze namazı vardı. Kral Selman bin Abdulaziz, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan Müftüsü Abdulaziz Âl-i Åžeyh, eski Ä°stihbarat Åžefi Prens Turkî el Faysal ve diÄŸer önde gelen isimlerin yanında, çok sayıda yabancı devlet temsilcisi de cenazede hazır bulunmuÅŸtu. Törenle uÄŸurlanan naaÅŸ, Kral Selman’ın baba-bir kardeÅŸi Prens Talal bin Abdulaziz’e aitti. Cenazeye katılımdaki temsil düzeyi ve yelpazesi, 87 yaşında hayatını kaybeden Prens Talal’ın ülke içindeki ve dışındaki konumunu gözler önüne seriyordu.
Cenaze töreni, kraliyet ailesindeki dengelerin dışa vuran tezahürlerini izlemek isteyenler açısından da ilginç detaylar içeriyordu. GeçtiÄŸimiz yılın kasım ayında “yolsuzluk suçlaması” kapsamında tutuklanan ve yaklaşık üç ay tutuklu kalan Prens Velid bin Talal, babasının cenazesini kardeÅŸleri Halid ve Abdulaziz’le birlikte taşıdıktan sonra, Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la oldukça yakın bir görüntü verdi. Dünyanın sayılı zenginleri arasında yer alan Velid bin Talal, salıverildikten sonra da Veliaht Prens’le kucaklaÅŸtığı bir fotoÄŸrafını ivedilikle kamuoyuyla paylaÅŸmıştı. Bu kare, Prens Velid’in, oÄŸlu yaşındaki Veliaht Prens’e teslim olduÄŸunun bir iÅŸaretiydi. ÖzgürlüÄŸüne kavuÅŸması da zaten yüklü miktarda fidye ve tam itaat sözü karşılığında gerçekleÅŸmiÅŸti. Velid’in kardeÅŸi Halid ise, -aÄŸabeyinden aylar sonra serbest bırakılmasının yarattığı kırgınlıkla olacak- tören boyunca kenarda kalmayı tercih etti.
Protokoldeki en ilginç isim ise, hiç kuÅŸkusuz, Kral Selman’ın hayatta kalan tek ana-baba-bir kardeÅŸi olan Prens Ahmed’di. AÄŸabeyini büyük bir hürmetle karşılayan ve yanından hiç ayrılmayan Prens Ahmed, Veliaht Prens Muhammed’le de kısaca ayaküstü sohbet etti. FotoÄŸraflardaki vücut dilinden, bu görüÅŸmeyi özellikle Veliaht Prens’in arzu ettiÄŸi anlaşılıyordu. Aile içerisinde Muhammed bin Selman’a rakip kliÄŸin başı olarak gösterilen Prens Ahmed, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Ä°stanbul’da bir suikasta kurban gitmesinden önce ülkesini terk ederek geçici olarak Londra’ya yerleÅŸmiÅŸti. Dünyanın çeÅŸitli istihbarat örgütlerinin kendisini tahta çıkarmaya çalıştığı yolundaki spekülasyonlar Batı basınında manÅŸetlere tırmanırken, Prens Ahmed sessizliÄŸini korumuÅŸ; Kaşıkçı öldürüldükten sonra ise Suudi Arabistan’a geri dönmüÅŸtü. Kraliyet ailesi içinde ne tür pazarlıkların döndüÄŸünü dışarıdan anlamak güç, ama Prens Ahmed’in ülkede “potansiyel bir muhalefet odağı” olarak görüldüÄŸüne ÅŸüphe yok.
Kraliyet yönetimine karşı fiilî muhalefet yürütmekle tarihe geçen Prens Talal bin Abdulaziz’in cenaze namazı kılınırken, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın, önemli ve diÅŸli bir isimden kurtulduÄŸuna sevindiÄŸini kestirmek zor deÄŸil. DiÄŸer “muhtemel tehlike” Prens Ahmed’in önümüzdeki süreçte nasıl bir çizgi takip edeceÄŸini ise, hep birlikte göreceÄŸiz.
***
Prens Talal, Suudi Arabistan’ın kurucu kralı Abdulaziz’in 12’inci oÄŸlu olarak, 15 AÄŸustos 1931 tarihinde Tâif kentinde dünyaya geldi. Babası tarafından ülkenin ilk “haberleÅŸme bakanı” olarak tayin edildiÄŸinde, henüz 21 yaşındaydı. Bu görevde 1955’e kadar kalan Talal, ardından sırasıyla ekonomi bakan yardımcılığı ve ekonomi bakanlığına getirildi.
Dönemin Veliaht Prensi Faysal ile aÄŸabeyi Kral Suûd arasındaki çekiÅŸmeyle anılan bu yıllarda, Prens Talal, bir grup prensle birlikte ülkeden ayrılarak, Mısır’ın baÅŸkenti Kahire’ye yerleÅŸti. Bu, sıradan bir yer deÄŸiÅŸtirme deÄŸildi. Daha sonradan “Özgür Prensler Hareketi” adını alacak bir muhalefet hareketi örgütleniyor, liderliÄŸini de Prens Talal üstleniyordu. Vaktinin çoÄŸunu Kahire ve Beyrut arasında mekik dokuyarak geçiren Talal, Suudi Arabistan’a “anayasal monarÅŸi” sisteminin gelmesini talep ediyor, ülkenin demokratikleÅŸmesi, kadın haklarında reform yapılması ve din adamı sınıfının yönetimdeki etkisinin sonlandırılması gerektiÄŸini savunuyordu. Bu firar ve kendi ailesine karşı duruÅŸ, ona “Kızıl Prens” lakabını kazandıracaktı.
Mısır CumhurbaÅŸkanı Cemal Abdunnâsır tarafından hararetle desteklenen muhalefet hareketi, 1964’te, Mısır donanmasına ait gemiler Suudi Arabistan’ın güney sahil ÅŸehirlerini bombalandığında resmen sona erdi. Talal ve beraberindekiler, aÄŸabeyi Suûd’un yerine tahta çıkan Kral Faysal tarafından resmen affedilerek, ülkelerine döndüler.
Lübnan’ın ilk baÅŸbakanı Riyad Sulh’un kızı Muna ile evlenerek -oÄŸlu Velid bu evlilikten doÄŸacaktı- Arap dünyasının bu küçük ülkesinin Sünnî elitleri içine en tepeden giriÅŸ yapan Talal, uzun yaÅŸamı boyunca OrtadoÄŸu’daki bütün önemli hadiselerle bir ÅŸekilde alakadar oldu. OÄŸlu Velid’in muazzam serveti kendisine de hareket alanı kazandırırken, ölümüne kadar “reformist” çaÄŸrılarını tekrarlamaktan geri durmadı. Kamuoyu, Prens Talal’ın adını en son geçtiÄŸimiz yıl, oÄŸulları Halid ve Velid’in tutuklanmalarının ardından, açlık grevine baÅŸladığında iÅŸitmiÅŸti.
***
Prens Talal bin Abdulaziz, ebedî âleme göçmeden hemen önce, yeÄŸenlerinden birinin -Muhammed bin Selman- “reform” iddiasıyla ortaya çıkarak krallığın bütün temel kodlarıyla oynamaya baÅŸladığına da ÅŸahit olmuÅŸtu. Ä°çine her türlü niyetin ve eylemin sığabildiÄŸi sihirli “reform” kelimesi, böylece daha fazla güç birikiminin, yozlaÅŸmanın ve tahakkümün diÄŸer adına dönüÅŸüyordu. Talal’ın dilinde de “reform” kavramı, belki de iktidarı elde tutmanın halkta karşılık bulması için kullanılan bir maymuncuktu sadece, kim bilir…
Henüz yorum yapılmamış.