Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay- Asım’ın Nesli Berlin’de ne arar?

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Mehmet Akif, ÅŸair gözüyle ve diliyle, dünyaya nizam vermiÅŸ adalet ne imiÅŸ, insanlık ne imiÅŸ, ilim ve medeniyet ne imiÅŸ, bütün bunları öÄŸretmiÅŸ 600 yıllık Osmanlı ve onunla birlikte 1300 yıllık Ä°slam medeniyetinin çözülüÅŸüne en saÄŸlam ÅŸahitliÄŸi yapmış bir insandır. Bir yandan enva-i çeÅŸit entrikaya, komploya, ihanete maruz kalan devletin bir yandan da bizzat kendi evlatlarının giderek yozlaÅŸmalarına, cehalete gark oluÅŸlarına, Ä°slam’dan, akıldan, ilimden, dirayetten ve adaletten uzaklaÅŸmalarına da büyük bir elemle ÅŸahitlik etti. ÅžahitliÄŸini en etkili, her biri lafzından çok daha fazlasını taşımaktan ağırlaÅŸmış kelimelerle ifade etti.
 
BaÅŸkalarının dilinde ve baÅŸkalarının cümlelerinde sıradan bir cismin temsili olan kelimelerin her biri onun ÅŸiirinde en derin ve en ağır manaların güçlü ve zinde taşıyıcıları olarak parladı. Çanakkale ÅŸehitlerinin gerçek ÅŸahidi yüce Allah’tır elbet, ama Akif’in ÅŸiirindeki güçlü ÅŸahitliÄŸi olmasa biz faniler nezdinde Çanakkale bugünkü destansı anlamına her halde kavuÅŸmazdı.
 
Kelimelerin gerçekte hem mekânsal olarak hem de zamansal olarak bize uzak bir tecrübeyi burada ve ÅŸimdi yaÅŸanmış gibi hissettirebilme kabiliyetinin mükemmel örneÄŸidir Çanakkale ÅŸiiri.
 
Akif çözülen Ä°slam medeniyetinin sadece pasif bir izleyicisi kalmamış, çözülüÅŸünün nedenleri, çözülmeye götüren bütün hastalıkların teÅŸhisini de koyan bir ÅŸahitlik yapmış. Bu teÅŸhisleriyle çözülen medeniyetin bir yandan ağıtını yakarken bir yandan da bu kapkaranlık sabahın ardından yükselecek nurlu sabahları da müjdelemiÅŸ, bunun yollarını göstermeye çalışmış.
 
O yüzden Akif’in ÅŸiiri asla ‘Müslüman Özne’yi hiçbir çıkışın olmadığı kaderci bir karamsarlığın veya kötümserliÄŸin cenderesine terk etmez. Her ÅŸey ne kadar kötü gitse de bir çıkış yolu mutlaka vardır. Allah’ın arzı geniÅŸtir ve Müslümana ye’s içinde kendisini çevreleyen ve kısıtlayan ÅŸartları bahane ederek teslim olmak düÅŸmez. Gerekirse bir mekandan baÅŸka bir mekana, deÄŸilse bir halden baÅŸka bir hale hicret etmesi gerek.
 
Sıfırı tüketmiÅŸse Müslüman, oradan baÅŸlayacaktır, Allah’a dayanacak, sa’ye (emeÄŸe, çalışmaya) sarılacak ve hikmete ram olacaktır.
 
Mevcut nesiller çürümüÅŸse, Ä°slam ahlakından, kiÅŸiliÄŸinden ve ruhundan uzaklaÅŸmışsa da, mutlaka o ahlakı, o kiÅŸiliÄŸi ve ruhu taşıyacak yeni nesilleri sıfırdan da olsa yetiÅŸtirmeye baÅŸlamak lazım. Yarın kıyametin kopacağı bilinse, elindeki fidanı dikmekten geri durmamak lazım.
 
Asım’ın neslini bunun için iÅŸaret edecekti Akif. Milletin namusunu çiÄŸnetmeyen nesil. Kahraman, deli dolu, kabına sığmayan, bir kötülüÄŸü gördü mü kendi eliyle hemen düzeltmeye kalkan haliyle Asım. Ne var ki bu haliyle Akif için henüz çok da ideal bir kiÅŸiliÄŸe ve donanıma sahip deÄŸildir. Elhak, bir neslin sahip olması gereken en temel ÅŸeylere sahiptir: samimiyete, vatanseverliÄŸe, dürüstlüÄŸü ve adanmışlığa. Ama bu özellikleri zannedildiÄŸinin aksine, koca Ä°slam medeniyetinin yükünü taşımaya, onu ihya etmeye, maruz kaldığı hastalıklardan iyileÅŸtirip ayaÄŸa kaldırmaya yetmeyecektir.
 
Asım’ın Nesli, Akif’in medeniyetimizi hasta yatağına düÅŸmeye, eriyip gitmeye götüren sebepleri teÅŸhis etmekle kalmayan, ayaÄŸa kakmanın yollarını da gösteren bir tedavi projesidir.
 
Asım bu milletin tertemiz evladıdır. Gözü pek bir kahramandır. Haksızlığa tahammülü yoktur, dürüsttür, kahramandır, ihlaslıdır, ataktır. Bütün bunlar pek güzeldir ama babası ÅŸikayetçidir ondan, halinden endiÅŸelidir, çünkü Asım pek mütehevvirdir (hiddet ve kızgınlıkla neticeyi düÅŸünmeden saldırır), “Ne nasîhatten alır ÅŸey, ne azar dinler… hoÅŸa gitmez gidiÅŸi.”
 
Akif Asım’ın babası Köse Ä°mam’ı kendi oÄŸlunun ÅŸikayetleri hakkında yatıştıracak, iyi düÅŸünmeye sevk etmek için kiÅŸisel kanaatini söyleyecektir: “Bî-tenâhî safahâtıyle herif ayrı cihan; Bî-tenâhî safahâtında da, lâkin, insan.”
 
Evet, Asım’ın nesli mevcut haliyle tek umuttur, namusu çiÄŸnetmeyeceÄŸini garanti etmektedir ama bir diriliÅŸ için, bir gelecek inÅŸası için bu haliyle eksiktir, yetersizdir. Onu bu haliyle kutsamanın, ona bu haliyle mükemmel görüp bir kurtarıcı rol yüklemenin anlamı yoktur. Onun gelecekte bu milletin diriliÅŸinde bir rol oynayacaksa bu kahramanlığına, bu atak ve mütevehhir meziyetlerine çok ÅŸeyler katması gerekecektir.
 
Asım’ın nesline yakıştırdığı meziyetleri kazandırabilmek için Akif uzun, çetin ve sabırla katlanılacak bir yol gösterir o yüzden. Yolu, inkılabı, politik tepeden inmeciliÄŸiyle Efgani’nin yolu deÄŸil, her türlü ilmi, ahlaki ve irfanî meziyetleri bireysel düzeydeki eÄŸitimiyle vermeyi salık veren Abdu’nun yolu olacaktır.
 
Ama çağın gerektirdiÄŸi bütün donanımı Asım’ın edinmesi gerek o yüzden gerekirse Batı’ya da gidecektir. Çünkü ilim ordaysa oradan, Çin’deyse Çin’den alacaktır. Mademki günümüzde orada bir bilim deryası oluÅŸmuÅŸtur, ondan hiçbir komplekse girmeden gidip almak lazım. O yüzden Asım’ın behemehal, hiç gecikmeden Berlin’in yolunu tutması lazım. Akif bunun sözünü almadan Asım’ın yakasını bırakmaz.
 
“Bu cihetten, hani, hiç yılmasın, oÄŸlum, gözünüz; / Sâde Garb’ın, yalınız ilmine dönsün yüzünüz. / O çocuklarla berâber, gece gündüz, didinin; / Giden üç yüz senelik ilmi sık elden edinin! / Fen diyârında sızan nâ-mütenâhî pınarı, / Hem için, hem getirin yurda o nâfi’ suları. / Aynı menba’ları ihyâ için artık burada, / Kafanız iÅŸlesin, oÄŸlum, kanal olsun arada.”
 
Bugünün gençliÄŸine ne söyler Asım’ın nesli hikayesi? Veya Akif bu ÅŸahitliÄŸi ne için yaptı dersiniz?
 
Mutlaka ibret almak, tarihi tekrar tekerrür etmemek yönünde de özel bir hassasiyeti olan Akif’in bu hikayeyle bizim de tekrarlamak üzere olan bir tecrübemize nasıl bir ışık tuttuÄŸunu görmek lazım. Bunun için ışığa takılmadan tabi, yani ÅŸiirin ve hikayenin kendi parlaklığına takılıp kalmadan onun ışık tuttuÄŸu olaya bakmak gerek elbet.
 
Seksenli yıllarda bir tür Asım’ın nesli okulu gibi çalışan Vakti KuÅŸanmak’ın yazarı Atasoy MüftüoÄŸlu’nun son zamanlarda çok tartışılan sözleri üzerine aklı selimle ve samimiyetle düÅŸünmek isteyenlere, Mehmet Akif’in Asım’ın Nesli hikayesi suhuletle yol göstermeye hazır.
 
Bu vesileyle Ä°stiklal Åžairimiz, ÅŸiiriyle halimizin ÅŸahidi ve güçlü ifadesi Mehmet Akif Ersoy’u vefatının 82. yıldönümünde rahmetle ve minnetle anıyorum.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.