Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay: ABD satışından sonra YPG’nin arkasından kim ağlayacak?

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Trump’ın ABD askerlerini Suriye’den çekme kararının yankıları devam ediyor. Bu beklenmedik kararın bir çok kesimde büyük bir ÅŸaÅŸkınlıkla karşılanmış olduÄŸu ve yankıların da bu ÅŸaÅŸkınlığın izlerini yansıttığı görülüyor. ABD’nin mutlaka baÅŸka bir hesabının olduÄŸuna dair yorumlara da illa ki rastlıyoruz.
 
Ne de olsa büyük ABD hiçbir ÅŸeyi görünen ve herkesin ilk bakışta anlayabileceÄŸi bir basitlikte yapıyor olamaz.
 
Oysa ortada bir Trump gerçeÄŸi var ve baÅŸlıbaşına bir politik öznenin neler yapabileceÄŸini ispatlamak gibi bir tarihsel misyonu var gibi görünüyor. Amacının hayırlı olduÄŸunu söyleyemesem de bu yönüyle, yani devlet politikalarına atfedilen aşırı stratejik aklı yere indirmiÅŸ olduÄŸu için, daha önce de ifade ettiÄŸim gibi, kanaatimce siyaset bilimine önemli bir katkıda bulunmuÅŸ oluyor.
 
Hani ayıp olmayacaksa siyasette ve uluslararası siyasette “öznenin dönüÅŸü” türünden bir baÅŸlık bile açabiliriz, tabi böylesi bir öznenin dönüÅŸüne mesiyanik bir rol yüklenmemesi ÅŸartıyla…
 
Tarihin kendisine yazmış olduÄŸu rolü oynamak yerine kendi rolünü yazıp oynama konusunda gösterdiÄŸi performans onu izlemeye deÄŸer kılıyor. Amerika siyasetinde kurumlar ve geleneklere karşılık kiÅŸisel özellikleri ve performansıyla bu kadar öne çıkan bir baÅŸkan daha muhtemelen olmamıştır.
 
Tabii, oynadığı rolün neticede insanlık için hayırlı sonuçlar doÄŸuracağı konusunda elbette kimse emin olamaz. Bir Louis Bonapart’ın çağın devrimcilerinde yaÅŸattığı hayal kırıklığını bizde tekrarlama ÅŸansı yok, çünkü bizden kimsenin onunla ilgili bir hayal kurduÄŸu da yok. Ama Suriye’deki varlığına atfedilen anlamlara bakıldığında buna benzer hayal kırıklıkları bilhassa ülkesindeki Ä°srail yanlısı çevrelerde, Fransa’da ve PKK, YPG gibi çevrelerde yüksek düzeyde ifade ediliyor. Bu arada hayal kırıklığı yaÅŸayan topluluÄŸa DAEÅž de katılırsa hiç ÅŸaşırmayacağız.
 
Trump’ın bütün politikalarını adeta satın almış gibi, kendisiyle bir bitmeyen bahar havası yaÅŸayan Ä°srail, mesela, Trump’ın bu kararından hiç memnun deÄŸil. Ä°srail merkezli yayınlarda bu hoÅŸnutsuzluk rahatlıkla okunabiliyor.
 
Amerika’daki Ä°srail lobilerinin önemli isimlerinden Alon ben-Mair, mesela, Trump’ın askerlerini Suriye’den çıkarma kararının ÅŸu zamanlamayla Putin, ErdoÄŸan ve Ruhani’ye verilebilecek en güzel “yeni yıl hediyesi” olduÄŸunu yazdı. Tabii bu üçlüyü kendi aralarında hiçbir farklılık olmayan ve hepsi birden ABD’nin düÅŸmanı gibi tasnif etmeyi ihmal etmeden yapıyor bunu.
 
Ona göre Suriye’de ABD’nin varlığı her zaman Ä°ran yayılmacılığına karşı önemli bir caydırıcı faktör. ABD orada var oldukça Ä°ran bir adım yayılmak için birkaç kez daha düÅŸünmek zorunda kalacakmış. Tabii Irak’ta ABD varken de Ä°ran’ın nüfuz alanını bizzat ABD gözetiminde nasıl kurup geniÅŸlettiÄŸini ne hatırlıyor bu analizler ne de hatırlatmaya yanaşıyor.
 
O hatırlamıyorsa biz sorarak hatırlatalım: ABD bugün Suriye’de hangi noktalarda Ä°ran’la veya Ä°ran’ın himayesindeki Suriye rejimiyle çatıştı ki? Gerçek ÅŸu ki, ABD Saddam’ın Kuveyt’i iÅŸgaline karşı baÅŸlattığı operasyondan itibaren, yani son 28 yıldır ne yaptıysa Ä°ran’ın önünü daha fazla açmaya, Ä°ran’ın bölgedeki etkinliÄŸini daha fazla artırmaya yaradı, baÅŸka bir ÅŸeye deÄŸil.
 
Bugün ABD’nin Suriye’deki varlığının da Ä°ran’ın nüfuzuna hiçbir sınırlama getirmediÄŸi ortada. ABD gerçekten de Ä°ran’ın nüfuzuna bir sınır getirmek isteseydi yapacağı en basit ve en kolay ÅŸey Suriye’ye kadar gelmiÅŸken Esad rejiminin devrilmesine ve bütün Suriye halkının katılımıyla gerçekleÅŸecek demokratik bir yönetimin tesisi çabalarına katılmak olurdu. Oysa ABD o çabalara destek vermek yerine var olan bu yöndeki bütün çabalara ket vurmakla uÄŸraÅŸtı. GiriÅŸtiÄŸi çabanın Suriye’de istikrar getirmek, Ä°ran nüfuzunu durdurmak veya demokratik, insan haklarına saygılı bir yönetimin tesisine yaklaÅŸtıran bir etkisi olmadı. DAEÅž’le savaÅŸ kimsenin ne amacını ne muhtevasını tam olarak anlayamadığı çaresiz ve sonuçsuz bir cendere olarak kaldı.
 
Alon ben-Mair ABD’nin Suriye’den çekilmesindeki en önemli olumsuzluk olarak kendi müttefiklerini, yani YPG-PYD’yi Ankara kasabına karşı savunmasız bırakmak olarak ifade ediyor. Ä°fadesindeki küstahlıkla birlikte ABD’ye müttefik olarak NATO üyesi Türkiye yerine YPG-PKK’yı müttefik olarak gördüÄŸünü söylemekten çekinmiyor. ABD’ye güvenen ve DAEÅž’e karşı savaÅŸta kahramanca (!) mücadele eden YPG-PKK militanlarının ABD tarafından satışa getirilmesinin kabul edilemez olduÄŸunu söylüyor. ABD’ye güvenlerinin sonunda satışa getirilen hainlerin arkasından, kendisine iÅŸbölümünde düÅŸen gözyaşı dökme görevini yerine getiriyor.
 
Bu arada PKK’nın “önder” kadroları da ABD tarafından düÅŸürüldükleri bu satışa karşı bir baÅŸka alıcı bulmak üzere AB’nin yolunu tutmuÅŸlar. Çaldıkları kapılardan Trump’a bir sürü veryansınla onu kararından vazgeçirmek için baskı yapmaya ikna etmeye çalışıyorlar.
 
Öyle görünüyor ki, bu saatten sonra kimsenin Trump’ı ikna etmeyi baÅŸaracağı yok, ama bu saatten sonra belki arkalarından aÄŸlayacak birilerini bulabilirler.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.