Merhum Kelim Sıddıki: Suud'un tarihi İslam'a ihanetten ibarettir!
26 Aralık'ta Riyad'taki birinci basın brifinginde koÂnuÅŸan General Dan Sterling, ABD silahlı güçlerinin krallığa gelmesini ve orada konuÅŸlandırılmasını kolayÂlaÅŸtırmak için, Suudilerin altyapı oluÅŸturmadaki basiÂretlerinden övgüyle bahsetti.
O, bu noktada biraz daha insaflı olabilirdi. Çünkü askerî altyapılar varlıklarını 1965'den beri Suudi Ä°mar Programına bakan Amerikan Ordusu Mühendisler Heyetine (USAGE) borçludurlar. Fakat doÄŸruluk ne ABD'lilerin ve ne de onların Suudi kuklalarının bir özelliÄŸi deÄŸildir. Bugün Arab Yarımadasının tamamı küfür güçlerinin iÅŸgali altındadır. Bu, Müslümanların onuruna ve Hz. Peygamberin(SÂV) sünnetine karşı apaçık bir hakarettir.
Bu rezalet kendisini "Harameyn'in Koruyucusu" olarak sayan Suudi Hanedanı ile Müslümanları karşı karşıya getirdi. (Hadim'ül Harameyn, Kral Fahd’ın kullanmayı çok sevdiÄŸi bir unvan) Öncesini hesaba katmasak bile, en azından 1965’ten beri Suudiler sadece bir rol oynadılar; Hadim'ül Amerika. Amerikan Ordusu Mühendisler Heyeti 20 milyar dolarlık askeri yatırım programının Hafr El-Baten askeri ÅŸehrinde odaklaÅŸtırılmasıyla iÅŸe baÅŸladı. Irak sınırı yakınında bulunan bu askeri ÅŸehir, Suudi askeri güçlerinin tamamından çok daha fazla gücü bulundurabilir. 70'li yılların baÅŸlarından itibaren Suudi savunma bütçesi yıllık 20 milyar dolara yükseldi.
(Toplam Milli Gelir'in %15'i). 80'li yılların ortalarından itibaren petrol fiyatlarının düÅŸmesine raÄŸmen bu rakam düÅŸmedi. Ä°ÅŸin garibi ÅŸu ki, 15 yıl gibi bir sürede savunmaya 300 milyar dolar harcanmasına raÄŸmen ÅŸu andaki kritik durumda Suudiler Amerika'dan korunma istemek zorunda kaldılar veya istemeleri emredildi. Bu yıllar içinde elde edilen askeri güce ne olmuÅŸtu? Askeri ÅŸehirler ÅŸeridi -özellikle de Dahran, Damman ve Kral Halid askeri ÅŸehri- çok büyük yollar ÅŸebekesi ve liman tesisleri sadece bir amaç için inÅŸa edilmiÅŸti: Bir tehlike anında ABD güçlerince kullanılmak için. Tarih ortaya koymaktadır ki, Suud Hanedanı Harameyn'in koruyucusu pozlarına büründüÄŸü süre içinde anti-Ä°slâmî siyasetlere en önde karşı çıkmıştı. Åžu andaki kriz ve savaÅŸ onların bu ikiyüzlülüÄŸünü tamamen ortaya koydu.
Suudiler Irak’a karşı düzenlenen hava akınlarının en az yüzde yirmisinin kendi hava kuvvetleri tarafından düzenlendiÄŸini övünerek ilan ettiler. Hiç ÅŸüphesiz, bu hava akınları bombardımanının kurbanları masum Iraklı Müslümanlardır. Bununla birlikte, Suudilerin bu rolüne ÅŸaşırmamak gerekir. Necid'teki Dar’iyye’den Suudi kabilesinin ortaya çıkışından beri, onların tarihi Müslümanlara ihanet ve kötülüklerle süregelmiÅŸtir. 1802'de Taife düzenledikleri bir saldırıda, camilerdeki bütün erkekleri katlettiler. Ellerine geçirdikleri Kur’an ve tefsir nüshalarını yaktılar. Aynı ÅŸeyleri Mekke ve Medine’de de yaptılar; birçok Ä°slami eseri kirlettiler ve bozdular.
Onların öfkeleri özellikle sahabelerin ve Ehl-i Beyt’in mezarları (Medine'de Baki mezarlığı ve Uhud'taki mezarlık) üzerinde toplanmıştı. Arab Yarımadasının bu karanlık dönemine, Suudileri Dar'iyye'de 1819'da yenilgiye uÄŸratan Mısır'daki Osmanlı Valisi Muhammed Ali PaÅŸa'nın oÄŸlu Ä°brahim PaÅŸa son verdi. Altı yıl önce bu göçebe aÅŸiretler Mekke ve Medine'nin dışına sürülmüÅŸlerdi. Onların ikinci olarak ortaya çıkışı, öyle kolaya kontrol altına alınamadı; çünkü Ä°ngiliz sömürgecilerinin desteÄŸini almışlardı. Åžu andaki Suudi Arabistan devletinin kurucusu Abdülaziz Ä°bn Suud, bir Ä°ngiliz ajanıydı. 2 Mart 1922'de Avam Kamarasında bir soruya cevabın Winston Churchill, Ä°bn Suud’un Ä°ngiliz sömürgeciliÄŸinin hizmetine karşılık olarak, 20.000 Sterlin toptan peÅŸin ödemeye ek olarak, her ay 5.000 Sterlin ödendiÄŸini doÄŸrulamıştı.
(Suudi Arabistan Tarihi’nin belgeleri, Cilt 1, Ä°brahim el-RaÅŸid) Bu satılmış Ä°ngiliz ajanı sadece Osmanlı Hilafeti'nin parçalanmasına yardım etmemiÅŸ; ayrıca onun silahlı kuvvetleri de Hicaz'daki diÄŸer Ä°slami eserleri yok etmeye baÅŸlamıştı. Ä°kinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir süpergüç olarak ABD’nin ortaya çıkmasından beri, Suudi Arabistan Ä°slam’ın zararına olan Siyonist-ABD çıkarlarını yüksekte tutmak için elinden geleni yaptı. Kutsal yerlerin bozulup kirletilmesinden, Mekke’de hacıların katledilmesine (AÄŸustos 1987) kadar. Suudiler Ä°slam’ın mukaddes beldelerinin kutsallığını bozmak için ellerinden geleni yaptılar. Suudiler yine ümmetin bölünmesinin de baÅŸkomutanlığını yaptılar. Çeviri: Ä°ktibas 1991- Adem Yalçın
Henüz yorum yapılmamış.