Güncel
Necip Tosun hikaye kuramı alanında büyük bir boşluğu dolduruyor

Necip Tosun'un farkı, edebiyatımızda boş bırakılmış geniş bir alanı görebilmiş olması. Yazar, hikâye ve bilhassa hikâye kuramına ilişkin girilmemiş alanları çok önceden kavramış, bu boşluğu doldurmayı bir hedef belirlemiş ve yılmaksızın, kararlılıkla o toprakları işlemeye koyulmuş bulunuyor. Şadi Kocabaş yazdı.
Aldığı ödüllerin; yazdığı dördü hikâye, sekizi kuramsal inceleme, ikisi de sinema üzerine on dört kitabın ayrıntısına girmeyeceğim. Necip Tosun’un, kitaplarında sessizce bakan emekten, ciddiyetten, ısrardan söz etmek istiyorum.
Dilin doğru ve etkili kullanımı, kurgu, içerik, tutarlılık gibi faktörler açısından elbette her eser mercek altına alınabilir, eleştirilebilir. Önerme ya da karşı önerme getirmeyen eleştirinin kuramsal bir tavır olmadığını, gevezeliğe yakın durduğunu söylesem sanırım sağduyulu hiç kimse bunu yanlış bulmaz. Bir yanıyla, önlerinde buldukları bütün nimetleri alelacele tüketen, çabucak bıkan; bir yanıyla da iş-güç telâşıyla gündelik hayatın koridorlarında koşuştururken tekdüzeleşen insanların arasından sıyrılıp okumayı, irdelemeyi ve yazmayı yaşamlarının en önünde tutan yazarların ayırt edici birtakım özellikleri olmalı değil mi? Aşk, irade, sabır ve yetenek kontrolümüz dışında, verili değerlerdir diyelim ama disiplinli, plânlı, üretken bir çalışma biçimi, çoklukla, kişinin verili değerleri kullanma erkiyle ilintili olsa gerek. Birçok söyleşide genç yazar adaylarınca yöneltilen “Bize ne tavsiye edersiniz?” sorusunun cevabı burada işte.
Disiplinli ve sıkı bir çalışma sistemi
Necip Tosun’un 30-40 yıllık yazma serüveninin temel ipuçlarından biri de, edebiyatımızda boş bırakılmış geniş bir alanı görebilmiş olması. Yazar, hikâye ve bilhassa hikâye kuramına ilişkin girilmemiş alanları çok önceden kavramış, bu boşluğu doldurmayı bir hedef belirlemiş ve yılmaksızın, kararlılıkla o toprakları işlemeye koyulmuş bulunuyor. Edebiyatın toprağı, işlendikçe hasat verir. Necip Tosun üstüne koya koya bu düzeye ulaşmıştır. Hikâye dünyasında Doğu ve Batı’ya ait kuramsal paradigmalardan yararlanarak, fenomenler üzerinde hem epistemolojik, hem öznel yaklaşımı kapsamlı, doyurucu, anlaşılır bir anlatım diliyle çözümlemelerde kullanabilmek, yalnızca yetenek gücüyle alt edilebilecek bir mesele olmanın çok ötesinde. Onun çalışma sistemini; notlar alan, arşivleyen, tasnif eden ve bir terkibe ulaşınca test edip ardından insanlığa sunan bilim adamlarının labaratuvar çalışmalarına da benzetiyorum.
Bu satırları kaleme alan kişi olarak, Necip Tosun’la, nasıl yazdığı konusu üzerinde hiçbir yazışmamın ya da sohbetimin olmadığını belirtmek isterim. Bu izlenimlere, yazarın kitapları incelenerek varılmıştır.
Daha nice değerli esere imza atacağını öngörmek zor değil. Sözlerimi, bütün bu kuramsal çalışmalarından vakit buldukça, kendi hikâyelerine de yönelmesini dileyerek bitiriyorum.
Şadi Kocabaş
Henüz yorum yapılmamış.