Güncel
Avrupa'da veda edilen son toprağımız
Adakale, 39 yıl önce Tuna Nehri'nin 30 metre derinine gömülen; bir adadan öte, tarihî kıymetiyle halen daha hatırlanması gereken bir değerdir.
Sadece küçük bir toprak parçası deÄŸil, 1000 kiÅŸilik nüfusuyla Avrupa'dan Karadeniz'e açılan Tuna Nehri üzerinde önemli bir Osmanlı karakoluydu. Adada lokum ve tütün fabrikası da vardı. UzunluÄŸu 1800 m, geniÅŸliÄŸi 400 metre olan Adakale Tuna Nehri üzerinde ve Romanya tarafına 300 m, Sırbistan tarafına ise 400 metre mesafedeydi.
Türkler buraya, 15. yüzyılda, rumeli’nin fethiyle birlikte yerleÅŸmiÅŸler. burası, beÅŸyüz yıl boyunca, Tuna Nehri üzerinde Osmanlı devleti’nin karakolu olmuÅŸ; ayrıca gümrük görevi de görmüÅŸ.
Ve aradan uzun bir zaman geçer, devran döner. Osmanlı yenilmeye, yenildikçe de geri çekilmeye baÅŸlar. Avrupa’daki topraklar birer ikiÅŸer elden çıkmaktadır.
1878 yılında yapılan Berlin kongresinde, Türkler, Moldav ve Ulah prensliklerinin bağımsızlıklarını tanımak zorunda kalırlar. fakat nasıl olduysa olmuÅŸ, bu küçük Tuna adası unutulmuÅŸ, daha doÄŸrusu gözden kaçmıştır. Adakale, Romanya topraklarında olmasına raÄŸmen, Türk olarak, Osmanlı Devleti’nin bir parçası olarak kalır.
Nüfusunun tamamına yakını Müslüman Türk olan Adakale, Balkan ülkeleri bağımsız olduktan sonra yapılan anlaÅŸmalarda da unutulur ve kara baÄŸlantısı bulunmamasına raÄŸmen, hukuken Türkiye’nin bir parçası olmaya devam eder.
1923 yılına gelindiÄŸinde, Lozan konferansı sırasında, Türkiye cumhuriyeti, sınırlarından yüzlerce kilometre uzakta bulunan küçük bir ada üzerinde egemenlik iddiasında bulunmaktadır. bu duruma, Lozan’a katılan yabancı heyetler çok ÅŸaşırır.
Adalar, Kıbrıs, Hatay, Musul, Halep, Batum, Batı Trakya dururken; Romanya arazisindeki Adakale’nin talep edilmesi ve Lozan konferansının aylarca uzamasına neden olmasına Avrupalı diplomatlar bir anlam veremez. Hatta, Adakale ısrarı yüzünden, Lozan konferansı kesintiye uÄŸrama tehlikesi geçirir. Neticede Ä°smet Ä°nönü, 28 mayıs 1923’de Adakale’den vazgeçmek zorunda kalır. Artık Adakale, resmen Romanya’nın bir parçasıdır ancak, Türk halkı adada yaÅŸamaya devam edecektir.
Ä°smet Ä°nönü hatıralarında, Adakale konusuna ÅŸöyle deÄŸinir: “Bir mebusun hatırlatması üzerine, Tuna Nehri içinde bulunan Romanya elindeki Adakale’nin de kurtarılması lazım geldiÄŸini karar altına aldık. Adakale, Berlin muahedesi'nde unutulmuÅŸ ve bizde kalmıştı. Bu sefer de kurtarılması karara baÄŸlandı.”
Adakale’nin Romanya’ya bırakılması, TBMM’nin gizli oturumlarında günlerce tartışılır. Fakat yapacak bir ÅŸey yoktur. Türkiye cumhuriyeti, Lozan’dan sonra da Adakale’nin peÅŸini bırakmaz.
1965 yılında, Romanya ve Yugoslavya, Tuna Nehri üzerine büyük bir baraj inÅŸaa etmeye baÅŸlarlar ve Adakale sular altında kalır. Son nüfus sayımına göre, 167 hanelik adada 680 kiÅŸi yaşıyordu ve bunların tamamına yakını Türk’tü. Dönemin baÅŸbakanı Süleyman Demirel, bizzat bu olayla ilgilenir ve eylül 1967’de Romanya’ya gider. dönüÅŸte, Adakaleli Türklerin çoÄŸunu yurda getirir.
1967 tarihi, Adakale için tam bir kâbus oldu. Ada halkının hayatı, bu tarihte alınan bir baraj inÅŸaatı kararıyla birdenbire karardı. 500 yıllık ada sular altında kaldı. Osmanlı’nın adada yaptığı kale ve tarihî yapıları o kadar saÄŸlamdı ki, yıkımı yapanlar ÅŸaÅŸkına düÅŸtü. adadan karaya çıkan tünellere rastlanmıştı. Adayı imar eden mimarlar, Tuna’nın suyunun yükselmesine karşı adanın etkilenmemesi için tedbir olarak kale etrafında hendekler yapmıştı. Tarihî yapıların taÅŸlarında en küçük bir küf olmaması herkesi hayrete düÅŸürmüÅŸtü.
Anadolu ve Balkanlar’da olduÄŸu gibi, Adakale’de de evliya türbeleri vardı. adada Miskin Dede, Eren Dede ve Tezveren Dede türbeleri meÅŸhurdu.
Henüz yorum yapılmamış.