Güncel
Ahmet Murat: Dünyanın büyüsünün bozulduğu zamanlardayız
‘Kuşlarla Sohbetin Şartları’nda maneviyatı hep ön plana almış yazar. İslâm dünyasındaki yozlaşmayı somut olaylar üzerinden örneklendirmesi okurda daha kalıcı izler bırakıyor. Kitabı Mehmet Akif Öztürk değerlendirdi.
Bu yazının bir Ahmet Murat güzellemesi olmaması, sadece son kitabı KuÅŸlarla Sohbetin Åžartlarıhakkında kısa bir deÄŸerlendirme yazısı olması için uÄŸraÅŸacağım. Fakat Ahmet Murat, sadece kitap yazmıyor aynı zamanda kiÅŸiliÄŸiyle de örnek bir model oluÅŸturuyor düÅŸünce ve edebiyat dünyamızda. Kitaplarının isimlerinden dahi bunu görebilmek mümkünken kendi yaÅŸantısıyla da birçok kiÅŸiye rol model olması en azından benim için çok kıymetli bir ÅŸey. Türkiye’de uzun yıllardır görmediÄŸimiz bir biçimde, derdini anlatıp kenara çekilmesi, doÄŸru bildiklerini karşısındakini kırıp dökmeden anlatması onun kıymetini bir kez daha arttırıyor. Hele söylediklerini politik, dünyevî bir beklenti içine girmeden yapmasıyla da birçok okur nezdinde yerini saÄŸlamlaÅŸtırıyor.
Hem iyi bir ÅŸair hem tasavvuf ehli ve hem de iyi bir deneme yazarı olan Ahmet Murat’ın KuÅŸlarla Sohbetin Åžartları kitabı Eylül ayında Ketebe Yayınları’ndan neÅŸredildi. 165 sayfadan oluÅŸan kitap birbirinden bağımsız ama temelde ‘insan olmanın ÅŸartları’nı bize öÄŸreten 39 deneme ihtiva ediyor.
Bu kitabı okumak için Ahmet Murat gibi bir tasavvuf ehli olmamız veya tasavvufa çok olumlu ya da olumsuz bakmamız bir ÅŸey deÄŸiÅŸtirmez. Fakat Ahmet Murat’ın tasavvufa gönül vermiÅŸ bir ÅŸair olmasını kabul etmemiz gerekiyor. Çünkü yazarın hemen her yazısında tasavvufu arkasına veya yanına aldığını görüyoruz. Ancak bunu günümüz ortamındaki gibi kalp kırarak veya sert davranarak deÄŸil de öÄŸretici bir biçimde yaptığı muhakkak. DediÄŸimden, tasavvufun her ÅŸeyi sürekli hoÅŸ gören bir yapı olduÄŸu anlamı çıkmasın. Ahmet Murat bu ince çizgide hem kendi gerçeklerini denemelerine konu ediyor hem de bunu olabilecek en güzel üslûpla yapıyor.
Kitaba eÅŸlik eden kelime: Gönül
Yer yer anıların, yer yer dünyadan, güncel hayattan örneklerin yer aldığı bu yazılarda bana eÅŸlik eden kelime gönül oldu. Zaten yazarın anlatımından ve anlattıklarından sonra bu kelimeyi görmezden gelemeyiz. Mesela dergâhlar üzerinden örneklendirdiÄŸi, hizmet kavramının içinin boÅŸaltılması bize aslında gönülsüzlüÄŸün günümüz dünyasında sadece sokağı deÄŸil bu tür yerleri de sardığının en net görünümü. Eskiden hacıları ağırlayan dergâhların çokluÄŸundan bahsettikten sonra, günümüzde bu tür dergâhların olmamasını ÅŸuna baÄŸlıyor yazar:
“Bugün hacı ağırlayan bu dergâhlardan niçin yok?
O günkü dergâhlar daha zengin, patronaj daha güçlü olduÄŸu için mi?
Bugün daha yoksul, daha dağınık, daha beceriksiz olduÄŸumuzdan mı?
Bu sorulara benim cevabım ‘Hayır’.
Bu dergâhlar, kim olup, nereden gelip nereye gittikleri sarahaten bilinmeyen, öyle geçip giden hac yolcularına hizmet veriyordu. Bu tanışıklıkları hemen bir kazanca, uluslararası bir network çalışmasına çevirmeden hem de. Sadece hizmet. Çok acayip deÄŸil mi? Çok saf, çok basit, çok tuhaf gelmiyor mu size de?”
Modern ve kapitalist dünyada ‘bereket’ kavramı
Yazar, kitabındaki her denemede, sosyal veya dini hayatla ilgili en az bir probleme deÄŸinmiÅŸ ve bunu kendi hayatı üzerinden sorgulayıp çözüme kavuÅŸturmaya çalışmış. Bu denemelerden bazılarının deÄŸindiÄŸi konular diÄŸerlerinden bir adım öne çıkmış bana göre. Özellikle ‘Maneviyat ve Yorgunluk’ adlı deneme ile ‘Allah Bereket Versin’ adlı denemeler çerçeveletip duvara asmalık cinsten yazılar. ‘Allah Bereket Versin’de ‘bereket’ kavramını irdelerken görüntü ile muhteviyat arasındaki uçurumun götürdüklerine deÄŸinen Murat, daha önce de deÄŸindiÄŸim gibi, kimseyi incitmemeye çalışarak aktarmış düÅŸündüklerini. Özellikle modern ve kapitalist dünyanın bereket kavramını yolun kenarına itip yerine tamamen boÅŸ bir resim koyduÄŸunu ÅŸöyle açıklamış:
“Bereket sözcüÄŸünde, kapitalist aklın almayacağı bir ÅŸey bulunur. Bereket sayesinde az çoktur, uzak yakındır. Ä°ki kiÅŸinin doyduÄŸuyla üç kiÅŸi doyabilir. Az söz, çok etki doÄŸurabilir. Bu o kadar hayati bir beklentidir ki, kudemanın dilinde ‘bereketin kaçması, yaÅŸanılası zamanlarda olmadığımızın ifÅŸası anlamına gelir.
Bugün, Müslüman elinin iÅŸlediÄŸinde, Müslüman aklının düÅŸündüÄŸünde, Müslüman bileÄŸinin eylediÄŸinde bu bereketin bulunup bulunmadığını sormaya hakkımız vardır. Ä°mam-hatip liselerini sayıca çoÄŸaltmak bereket göstergesi midir mesela? Sayıca daha çok baÅŸörtülü öÄŸrenciye ya da mesela bürokrata sahip olmak, bereketli bir dönem geçirdiÄŸimizin mi göstergesidir acaba? Daha fazla finans kurumu, daha çok muhafazakar kolej, daha sık katıldığımız fuarlar bereket mi demektir? Yoksa bütün bu sayısal artışlar, başımıza ördüÄŸümüz bazı çorapları gizleyen sınavlarımıza mı dönüÅŸmekte? Sormalıyız.”
‘KuÅŸlarla Sohbetin Åžartları’nda maneviyat öne çıkıyor
Kitapta Ä°slâm dünyasının ve daha çok Türkiye’deki Müslümanların zaman zaman gündemine gelen konularla da ilgili birçok deneme mevcut. Son zamanlarda azalsa da, yakın bir geçmiÅŸte diyanetin hutbelerine de konu olan Deizm tartışmalarına, edebiyatımızın önemli eserlerinden olan Amak-ı Hayal ile bir bakış saÄŸlıyor yazar. Aynı zamanda ülkemizde sıkça gerçekleÅŸen felaketlerde, bürokratların ‘takdir-i ilahi’ sözünün arkasına sığınmasının arka planına da deÄŸinerek ilah-i takdir konusunu irdeliyor. Elbette son derece özgün ve somut örnekler üzerinden.
Bu tür önemli denemelerin bu kadar yalın bir dil ve sade bir üslûpla anlatılması Ahmet Murat’ın ÅŸairliÄŸinin bir tezahürü olabilir. Åžiirlerinde de dilin kullanımına dikkat eden yazarın denemeleri de geri kalır cinsten deÄŸil. Okuru daha bu yönden sarmalayan kitabın oturup bir kerede bitirilmesi, onun hem konu hem anlatım yönünden üstünlüÄŸünü gösteriyor.
‘KuÅŸlarla Sohbetin Åžartları’nda maneviyatı hep ön plana almış yazar. Ä°slâm dünyasındaki yozlaÅŸmayı da somut olaylar üzerinden örneklendirmesi okurda daha kalıcı olmasını saÄŸlıyor. Ayrıca verdiÄŸi örneklerden de anlıyoruz ki Ahmet Murat, hem kendini bilgi anlamında sürekli geliÅŸtiriyor hem de güncel dünyadan kopmadan, dinin bayrağı altında yaÅŸamaya çalışıyor. Yani kuÅŸlarla sohbet etmenin ÅŸartlarını yerine getirmeye çalışıyor. KuÅŸlarla konuÅŸmak deÄŸil de sohbet etmek isteyenler, Ahmet Murat’ın kitabında yazdıklarıyla bir iz sürebilir.
Ahmet Murat, Kuşlarla Sohbetin Şartları, Ketebe Yayınları.
Mehmet Akif Öztürk
Henüz yorum yapılmamış.