Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak: Cinayetin suçunu Türkiye’ye yıkacaklardı

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Bilardo’da bir kural var; vurduÄŸunuz topun vurduÄŸu topu nereye yönlendireceÄŸini hesaba katmanız gerek. Hız ve ÅŸiddet, açı ve istikamet iÅŸin püf noktası.. Nereden baÅŸlamanız önemli. Varmak istediÄŸiniz hedefe adım adım ilerleyeceksiniz. Åžartları ona göre oluÅŸturacaksınız.
 
Veliaht Prens yanlış bir oyun kurdu. Zamanlaması yanlıştı, istikameti yanlıştı, çok hızlı hareket etti, ihtirasları aklından büyüktü. Sonunda evdeki hesap çarşıya uymadı ve silah geri tepti, Dimyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu.
 
O bilmiyordu ki, “haddinden fazla ÅŸiddet gayedeki hikmeti yok etti.”
 
Veliahd Prens ve iÅŸbirlikçilerinin kılavuzu Dahlan’dı. (O ÅŸimdi hastahanede). Dahlan aklınca Ä°srail’le anlaÅŸacak ve Filistin’in lideri olacaktı. Ä°srail ve Amerika arkasında olunca her ÅŸeyin mümkün olduÄŸunu düÅŸünüyordu. “Yeni OrtadoÄŸu / New Middle East”, “Yeni BOP / Big Middle East Project” hayali Mısır, Suud ve bölgedeki bazı aÅŸiretlerin iÅŸtihasını kabartmıştı. Sudeysi bile bu “Åžeytani yalan”a inandırılmıştı. Sudeysi deyince aklıma hep Karun geliyor. Hani o da Hz. Musa ve Harun’dan sonra Tevrat’ı en iyi bilenlerdendi! Kur’an’ı okurken aÄŸlayan adam, bizim “aÄŸlayan hoca” ya ne kadar benziyor. Hani ÅŸu Pensilvanyalı hocaya!
 
Kaşıkçı olayı aslında Türkiye’ye karşı bir komploya dönüÅŸtürülecekti. Oysa Kaşıkçı eski kıralın adamları tarafından bir lobi projesi idi, Dahlanistler, bu oyunu tersine çevirerek planladıkları cinayetin suçunu Türkiye’ye yıkacaklardı. Akıllarınca her ÅŸeyi hazırlamışlardı. Ä°ÅŸ tereyaÄŸdan kıl çeker gibi halledilecekti.
 
Veliaht Prens, Kaşıkçı’nın “kellesini ve ellerini” istiyordu. Daha ilk günden iÅŸ bitirildi. Prense istediÄŸi organlar diplomatik kurye ile ve özel uçakla gönderildi. Cesedin kalan kısımlarını yok etmek Suudi “Adli tıp reisi”ne kalmıştı. “Suud adaleti” böyle çalışıyor demek! (Ülkelerini de, ailelerini de, kırallığı da rezil ettiler. Dahası Müslümanların yüzünü kızarttılar.) Aceleleri vardı. “Ceset de amma yaÄŸlı ve kemikler iriymiÅŸ” diye akıllarından geçirmiÅŸ olmalılar. Eriyen dokular drene edildi. YaÄŸ dokularından oluÅŸan tortu ele geçti deniyor. Katı parçalar dışarıda bir yerlere atılmış ya da gömülmüÅŸ olmalı.
 
Zavallı Dahlan Filistin lideri olmak isterken, Kaşıkçı cinayetini üstlenirse, Filistin liderliÄŸi hayal olur endiÅŸesi ile “Hayır” deyince kolu kanadı kırıldı. Ayağı kaymış da düÅŸmüÅŸmüÅŸ, düÅŸerken başını da çarpmışmış!!. Yani anlayacağınız “Abbas yolcu”. Öbür tarafa giderse, Kaşıkçı onu orada bekliyor zaten. Orada onu bekleyen baÅŸkaları da var. Onu “Sarıklı Sudeysi”nin duaları da kurtaramaz artık. Sudeysi’nin dualarının kendisine de faydası olmaz zaten. Ha bu olay Sudeysigiller’e ders olsun da, akıllarını baÅŸlarına alsınlar.
 
Suud ve onun iÅŸbirlikçileri ÅŸimdi paniklemiÅŸ durumdalar.. Üstelik bir de Ä°ngilizlerin safından Trump’ın safına geçmek bunlara biraz pahalıya malolacak. Akıllarınca, Mısır’ı da yanlarına alıp bir “Arap NATO’su” kurup, OrtadoÄŸu’nun tek hakimi olacaklardı. Hatta Kızıldeniz sınırından baÅŸlayarak Afrika’nın içlerine doÄŸru ilerleyeceklerdi. Bu hayallerini gerçekleÅŸtirmek için (HaÅŸa) Allah’a (cc) ihtiyaçları yoktu, çünkü yanlarında ABD ve Ä°srail vardı!
 
Mevcut Suud kıralı olup bitenden büyük ölçüde habersiz. Veliahd, annesini de Riyad’tan uzaklaÅŸtırmış. Kendini destekleyen aÅŸiretleri silahlandırmış, ama Arap aÅŸiretlerin liderleri patladı, patlayacak.
 
Veliahd bugün o makamı bin kere bırakmaya hazır da, bırakırsa başına geleceklerden korkuyor. Ya Kaşıkçı’nın başına gelenler, kendinin ve arkadaÅŸlarının da başına gelecek olursa! O makamı bir kalkan, zırh, sarayını kale gibi görüyor, ama bilmiyor ki, bütün o güvendiÄŸi ÅŸeyler bir paratonerden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Her adımda o ekip kaçtıklarını sandıkları ÅŸeye doÄŸru koÅŸuyorlar. Geçen zaman lehlerine deÄŸil, aleyhlerine iÅŸliyor.
 
Ä°ÅŸe bakar mısınız, dün Katar’ı tehdit ediyorlardı, bugün Katar’la barışmak için Kuveyt emirinden yardım dilenir duruma düÅŸtüler. Türkiye’ye meydan okuyorlardı, Kuveyt tarafsız kalmaya çalışıyor diye, onu da tehdit ediyorlardı. Kuveyt bunlardan korkusundan Fav’ı Çinlilere kiraladı ve Türkiye ile yakınlaÅŸtı. Yakında Türkiye Kuveyt’de Katar’da olduÄŸu gibi bir askeri üs kurarsa ÅŸaÅŸmamak gerek.
 
Fav adası, Kuveyt’in %10’u kadar büyük yani. 200.000 km2 büyüklüÄŸünde bir yer. Yaklaşık Bahreyn’in dörtte biri kadar bir adadan söz ediyoruz. Çin orayı uzun süreli kiraladı. Çin artık körfezin tepesinde. Amerikalılar, Ä°ngilizler, Fransızlar, Ruslar bölgede ise, Çinliler de artık burnumuzun dibinde. Çin oradaki çıkarlarını korumak için donanması, havaalanı ile körfezde olacak.
 
Çin, körfezdeki, Kuveyt’e ait “Fav adası”nı serbest ticaret bölgesine dönüÅŸtürürse bu durum BAE için ekonomik açıdan bir felakete döner.
 
Kuveyt aslında Türkiye’yi yanına alırken, Ä°ran, Irak ve Suud tehdidine karşı Çin’i yanına alıyor. Bütün bunlar, Veliahd Prensin akılsızca giriÅŸtiÄŸi maceracı politikanın sonunda ortaya çıkan sonuçlar.
 
Veliahd Prens kendi oyununa geldi. Türkiye’yi köÅŸeye sıkıştırmak isterken bu hamle Türkiye’yi daha da güçlendirdi. Bugün Arab zenginler rotalarını Türkiye’ye çevirdiler. Kuveytli zenginler de.
 
Bugün ekonomide bir nebze olsun rahatlamanın arkasında Kaşıkçı olayı sonrası ortaya çıkan bu sonuç var.
 
Size bir haberim var. Bugünlerde Arap dünyasında en çok okunan kitapların başında Osmanlı’nın kuruluÅŸ, yükseliÅŸ ve çöküÅŸ dönemi var. Yani ErtuÄŸrul, Fatih ve Kanuni dönemi, Abdulhamid ve Vahdeddin dönemi. Ve Çanakkale savaşı, Filistin’in iÅŸgali ve sonrası, Kut’ul Ammare’yi okuyorlar. Bu konuda dizilerin de olumlu bir etkisi olduÄŸunu not etmeliyim.
 
Tam da bu arada, benim de Kayıt Yayınları’ndan çıkan “ÇANAKKALE GEÇÄ°LDÄ°” isimli kitabım kitapçılarda. Çanakkale savaşını “Bir baÅŸka açıdan” okumak istiyorsanız, buyurun.
 
Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.