Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay- Sisi’nin Abidin’i özgürlüğün resmini çizebilir mi?

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Bugün biraz eÄŸlenelim diyeceÄŸim, ama iÅŸin komedi tarafı kadar acıklı tarafı olduÄŸu için vaz geçiyorum. Aklın, izanın ve kiÅŸiliÄŸin düÅŸtüÄŸü seviye insanda gülecek hal bırakmıyor.
 
“ErdoÄŸan bir bira içmiÅŸ olsaydı dünya bambaÅŸka olurdu” diyen kafalarla Türkiye’de uÄŸraÅŸaduralım, özellikle Kaşıkçı vakasından sonra BAE ve SA merkezli trol ordularının Türkiye’ye, ErdoÄŸan’a, ÅŸahsıma ve deÄŸerli dostum Turan Kışlakçı’ya karşı yürüttükleri yavuz hırsızlara özgü kampanya dur durak bilmiyor.
 
Biz bıraksak da onlar yakamızı bırakmayacak gibi. Özel takipteler. BaÄŸlam-maÄŸlam, siyak-sibak hiç önemli deÄŸil. Kullanabilecekleri herhangi bir söz, bir cümle, bir kelime avına çıkmışlar. Bunun için çok yakından takipteler. Åžu ana kadar avladıklarını zannettikleri her durumda kendileri av olmaktan kaçamadılar gerçi, ama ne fark eder ki? Varlıkları zaten efendilerine armaÄŸan deÄŸil mi ki? Ha öyle, ha böyle.
 
Åžimdiye kadar Türkiye’yi Ä°hvancılıkla, radikal Ä°slamcılıkla, hilafeti hortlatmakla suçlamak suretiyle Batılı, liberal, laik efendilerine ÅŸikayet ettiklerine çokça ÅŸahit olduk. Çokça da ne demek? Genel hakim söylemleri bu. O yüzden ne söylerseniz söyleyin, ne kadar “bizim hiçbir zaman hilafet iddiamız olmadı, Türkiye laik-demokratik bir hukuk devletidir, Ä°hvan’la da ilgisi yok” deseniz de boÅŸ. Ezberlerini bozamazsınız, çünkü ezber kafayı geçmiÅŸ düÅŸünmeden çalışan ve harici faktörlerden etkilenmeyen bir çenenin mekaniÄŸine baÄŸlanmış.
 
Sanırım bu mekaniÄŸi altüst eden bir hadise yaÅŸandı. Çenelere baÅŸka bir sinyal geldi bir yerlerden. Bir baktım ÅŸimdiye kadar Türkiye’yi Ä°hvancılıkla veya radikal Ä°slamcılıkla suçlayanlar kabloları ters baÄŸlamış, bu sefer Ä°hvancılara Türkiye’yi, daha doÄŸrusu ÅŸahsımı yeterince Ä°slamcı olmamakla, hatta Türkiye’yi Ä°slam’dan uzaklaÅŸtırdığımdan dem vurarak ÅŸikayet ediyorlar.
 
Bir yerden harekete geçmiÅŸ yeni bir kampanya. Bir kısmı böyle eleÅŸtiriyor, bir kısmı ise “haramı helalleÅŸtirmek, yeni bir din ihdas etmek” diye baÅŸlıyor suçlamalara.
 
Suçlamaya mesnet oluÅŸturan sözler, geçtiÄŸimiz günlerde Arapça yayın yapan Mekameleen TV’de Muhammed Nasır’ın programında söylediklerim. Çok baÅŸarılı bir program sunucusu olan Muhammed Nasır bana Türkiye’nin Ä°slam dünyasında bu kadar çok takdir gören asil duruÅŸuna karşılık, bir Müslüman olarak içki içilen ve Müslüman kültüre yakışmayan kadınlı erkekli karışık eÄŸlence mekanlarını neticede kapatmayı veya bu tür durumları yasaklamayı düÅŸünüp düÅŸünmediÄŸimizi sormuÅŸtu.
 
Tabi öncelikle hemen “hayır” diye karşılık verdim, ardından dilim döndüÄŸü kadar Türkiye’nin laik bir ülke olduÄŸunu ve bizim laiklikten anladığımızın her ÅŸeyden önce bireyin özgürlüÄŸü olduÄŸunu, bu tür insanların da özgürlüklerine ÅŸimdiye kadar dokunulmadığını ve dokunulmasının asla düÅŸünülmediÄŸini anlatmaya çalıştım.
 
Elbette benim içkiye veya bu tür bir yaÅŸam tarzına bireysel bakışım kendi inancımdan bağımsız deÄŸil. Ä°çki kötülüklerin anasıdır ve haramdır. Ama benim onu haram görmem, baÅŸkasını da onu haram görmeye zorlamamı gerektirmez.
 
Kendim iyi görmesem de, hatta onlar için de iyisini temenni etsem ve bunun için gerekli tavsiye veya ifade (vazu nasihat) hakkımı kullansam da, baÅŸkalarının bu ÅŸekilde yaÅŸamayı seçme hakkı var, benim vaazlarıma maruz kalmamayı isteme hakkı var. Buna karşı yapabileceÄŸimiz bir ÅŸey yoktur, ne kanunen ne de dinen.
 
Sisi medyası bu sözlerimi alarak bir yandan beni Ä°hvancılara ÅŸikayet ediyor, bir yandan da Ä°hvan’a da mesafeli olabilecek dindarlara ÅŸöyle sunuyor: “Hilafet iddiasındaki Ä°hvancı Türkiye’nin yeni dinine bakın. Haramı helalleÅŸtiriyorlar, içkiyi ve zinayı helal sayıyorlar!”.
 
Elbette hiçbir sözümde buna yakın hiçbir ifade yok. Sözlerine delil olarak baÄŸlamından kesip aldıkları ifadelerim bile böyle bir ÅŸey söylemiyor. Elbette hiçbir yerde ne zinayı ne de içkiyi helalleÅŸtirmek anlamına gelebilecek bir ifademiz asla olamaz. Bir ÅŸeyin dinen haram olması ayrı kanunen yasak olması ayrıdır. Dinen haram olan her ÅŸeyi devletin yasaklaması diye bir ÅŸey sözkonusu deÄŸil.
 
Mümin bireyler haram bildikleri ÅŸeylerden sakınırlar, sakınmaları için gerekli imkanlar kendilerine saÄŸlanır. Veya sakınmazlar da günahını üstlenirler, veya kendileri için haram olup olmadığı konusunda kendi ayrı görüÅŸ veya anlayışları olur.
 
Nitekim Türkiye gibi bir devletin bütün vatandaÅŸları aynı helal-haram anlayışına sahip olmayabilir, deÄŸiller de. Müslümanı var gayr-ı müslimi var. Müslümanların da kendi içlerinde çeÅŸitlilikleri var. Ä°slam’ın emirlerini kendisi için hiç baÄŸlayıcı görmeyenleri var veya baÅŸka mezheplere mensup olanları var. Türkiye’de devletin helal-haram sınırlarını belirlemek ve bu sınırları insanlara dayatmak gibi bir iÅŸi yok.
 
Asıl olan özgürlüklerdir. Sadece dindarlar için deÄŸil, herkes için, tabi baÅŸkasının özgürlük sınırına kadar.
 
Ä°çki içmek Ä°slam’a göre haram olmanın dışında, birey ve toplum saÄŸlığına zararı da bilimsel olarak sabit olduÄŸundan Türkiye’de devletin gençleri alkole karşı korumak gibi bir yükümlülüÄŸü var bunu da kanunlar dairesinde yapıyor zaten.
 
Ama onun ötesinde yetiÅŸkin insanların, gençlere özendirmeden, kendi özgür iradeleriyle içmelerine kimse karışamaz, karışmamalı da. Bunun adı içkiyi helalleÅŸtirmek deÄŸil. Hiç kimseye içkiyi tavsiye etmeyiz, ama bir noktadan sonra içene de karışmayız.
 
Tabi insanların bütün iradesini ayaklar altına alan bir diktatörlüÄŸün ülkesinde paranın ve korkunun gönüllü kölesi olanlara “özgürlük” diyoruz ya! Ä°steseler de bunu anlamalarının ne kadar zor olduÄŸunu bilmiyor deÄŸiliz. Sisi’nin Abidin’i özgürlüÄŸün resmini çizebilir mi?
 
Ama onlar anlamasa da Ä°slam’ın en temel ilkesinin özgürlük olduÄŸunu söylemek zorundayız. Sadece Ä°slam’ın deÄŸil, her türlü ahlaki davranışın da en temel ilkesi özgürlüktür.
 
ÖzgürlüÄŸü olmayanın ahlaki sorumluluÄŸu da yok elbet, ama bu da özgürlüÄŸünü gönüllü olarak teslim edenleri kapsamayan bir ilkedir.
 
Ä°slam’da zorlama yoktur ve herkesin dini kendine demek bizatihi Ä°slam’ın en ideal uygulamasıdır.
 
Tabi iÅŸin traji-komik tarafı, bu meyandaki sözlerimiz karşısında Sisi ve BA medyasının Åžeriatçı kesilmiÅŸ olması. Biraz daha ileri gitsek bunlar radikal Ä°slamcı bile olurlar. Olurlar da bizi tekfir bile ederler…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.