Kürsü
Yusuf Ziya Cömert- Şu tarihselcilik meselesi
Follow @dusuncemektebi2
Yusuf Ziya Cömert- Karar
Bu sıralar ‘tarihselcilik’ tartışmalarına daha sık rastlıyorum.
Felsefi tarihselcilik tartışması deÄŸil rastladığım. Popper’ın adı hiç geçmiyor tartışmalarda. Ne de Hegel’in, Marx’ın, Schlegel’in...
Daha çok ‘müslümanlar’ arasında geçiyor tartışma. Konusu da, dini anlamak, Kur’an-ı Kerim’i, Hadis-i Åžerifleri anlamak, yorumlamak. Onlardan, eÄŸer gerekiyorsa bir hüküm çıkarmak.
Benim ÅŸimdiye kadar okuduklarımdan anladığım ÅŸöyle bir ÅŸey dünyada hala tedavülde olan tarihselcilik:
Zaman ve mekana, tarihsel döneme, coÄŸrafyaya, yerel kültüre, herhangi bir olayın geçtiÄŸi ortama özel bir önem atfediyorsun.
Bir durumu, bir olguyu, bir vakayı izah ederken zaman ve mekanla ilgili verileri esas kabul ediyorsun.
Biraz daha ileri giderek, bu verilerden hareketle bir takım prensipler oluşturuyorsun.
Bu prensiplerle, bugünün nasıl yorumlanması gerektiÄŸini, hatta geleceÄŸin nasıl ÅŸekilleneceÄŸini tespit ediyorsun.
Kendi halinde bir vatandaÅŸ olarak, bu bakış açısının ürettiÄŸi teorileri, geliÅŸtirdiÄŸi prensipleri, hatta bütünüyle tarihselci metodu kainatı anlamada istifade edebileceÄŸim bir imkan olarak görürüm.
Asla kaldırıp atmam.
Fakat bu metotla iktifa etmem.
EÄŸer aklım eriyorsa baÅŸka bakış açılarına, baÅŸka izah ÅŸekillerine de müracaat ederim.
Bir ‘felsefe’ olarak, bir dünyayı, olguları yorumlama yöntemi olarak tarihselcilik fazla sorun çıkarmıyor.
***
Sosyologlar, filozoflar, kendi aralarında tartışıyorlar. Orada hayat devam ediyor.
Fakat, sıra dine, Kur’an-ı Kerim’e gelince kıyamet kopuyor.
Vay sen nasıl böyle dersin!
Nasıl böyle düÅŸünürsün!
Sen sapıksın!
Sen kafirsin!
Sen zındıksın! Falansın, filansın...
Bunu hangi yetkiyle yapıyorlar bilmiyorum.
Müslümanlığın, bilhassa Sünni Müslümanlığın, Hristiyanlıktaki ‘Kilise’ye tekabül eden bir müessesesi yok.
‘Var’ diyecekler çıkabilir. Tarihten örnekler de bulunabilir.
Benim bütün tarih okumalarımdan anladığım, o müesseseler ‘dini’ olmaktan çok siyasidir.
‘Tarihten örnekler bulunabilir’ dedim ya tam burada duralım.
Tarihten örnekler bulmak, tarihselciliÄŸin bir çeÅŸididir.
Ben ÅŸu yaşıma geldim, iÅŸine geldiÄŸi zaman tarihselcilik yapmayan, tarihi bir olguyu ortaya attığı görüÅŸe mesnet olarak göstermeyen, iÅŸine geldiÄŸi zaman tarihi kullanmayan ne imam, ne müezzin, ne vaiz, ne müftü, ne akademisyen ne de siyasetçi gördüm.
Hatta ne de köÅŸe yazarı!
***
Herkes tarihselciliğin hoşuna giden bir tarafından tutmuş.
Fakat adını koymamış.
Ama herkes, faydacı, oportünist anlamda tarihselciliÄŸi kullanan herkes, paçalarından tarihselcilik akan herkes, kendi tarihselciliÄŸini bir ‘prensip’e baÄŸlayan sayıları da pek az olan ‘tarihselci ilahiyatçılar’a saldırıyor.
Ne adına?
Ve nasıl öyle tekfirci bir dil kullanıyorsun?
‘Yanlış’ de. Hatta ‘ÅŸundan ÅŸundan ve ÅŸundan dolayı yanlış’ de, ‘doÄŸrusu da ÅŸudur’ de.
Ä°nsanlar senin dediklerini beÄŸenirse senin görüÅŸünü tercih etsin.
Mezhepler tarihini siyasi tarihle birlikte okursanız, bir çok ‘tali’ itikat maddesinin siyasi sebeplerle teÅŸekkül ettiÄŸini görürsünüz.
Allah’a, Ahiret’e, Peygamber’e, Kitab’a iman eden insanlar, farklı bakıyor, farklı düÅŸünüyor diye linç edilebilir mi?
Bunca lafı niçin ettim?
Tarihselci miyim?
Hayır, değilim.
Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalışırken tarihi ÅŸartlara, var ise, ulaşılabiliyorsa sebeb-i nüzule, ayetin nazil olduÄŸu ortamdaki ilk algılanış ÅŸekline özel bir önem atfedilmesini -yine bir vatandaÅŸ olarak- çok faydalı görüyorum.
Fakat bazı tarihselcilerin yaptığı gibi her defasında tarihsel ÅŸartlara istinad edilerek ayetin veya hadisin anlamının sınırlandırılmasını, daha ilmi tabirle ‘tahsis’ edilmesini sınırlandırıcı buluyorum.
Ä°nsanların, Kur’an-ı Kerim’i anlama konusunda özgür olmalarını tercih ediyorum.
Niyet temizse, ‘ihlas’ yani ‘içtenlik’ varsa Cenab-ı Rabbülalemin doÄŸruya ulaÅŸtırır.
Zaten asıl sınandığımız ÅŸey ‘içtenlik’tir.
Artistlik, bu dünyada revaçtadır ama ahirette iÅŸimize yaramaz.
mete
Mart 01, 2019 Cuma 14:30
Bugünkü tarihselci ilahiyatçıların geldiği nokta;kuranı kerim günümüze ışık tutamaz ve kuranı kerimin efendimiz (sav.)'e vahy ile gelmediği sapık anlayışıdır.1400 senelik geleneksel islam ilimlerinde tarihselcilik diye birşey yoktur.Bu tarihselciliğin amacı kuranı kerimi ameliyat masasına yatırmak ve nihayetinde onu tarihe gömmektir.Ama buna kimsenin ve kimselerin gücü yetmedi yetmez ve yetmeyecektir ve de kuranı kerim'i tarihe gömmeye çalışanların kendileri tozlu ve kirli tarihe gömülmüşlerdir