Güncel
Modern çağın vicdanı Kafka
Kafka yaşamıyla olduğu kadar eserleriyle de ilgi çeken bir yazardır. Hukuk mezunu bir kalem olarak Dava, Şato, Dönüşüm, Bir Köpeğin Araştırmaları gibi eserleri yazar. İnsanın önce vicdanını bulması ve insanca yaşaması gerektiğini savunur. Sevra Fırıncıoğulları’nın Modern Çağın Vicdanı ve Kafka kitabını Recep Şükrü Güngör yazdı.
Ä°nsan bu hayatta gerçekten yaÅŸamış olmak istiyorsa kendi insanlık mirasına, onuruna deÄŸer vermeli ve kendini sevmelidir. Kendi bencilliÄŸinden kurtularak baÅŸkaları için de var olmasını bilmelidir. BireyciliÄŸin son haddine ulaÅŸtığı zamanımızda insanın kurtuluÅŸu kendi benini tanıması, saygı duyması ve sahip olmasına baÄŸlıdır. Çalıştığı kurumun, patronun, genel müdürün kölesi olarak yaÅŸamaya devam eden ve bunu kanıksayan insanlar insanlığı kölelikler kurtaramayacaktır. Adalet duygusu önce insanın kendi kendine oluÅŸturması gereken bir duygudur. GörünüÅŸte hür yaÅŸayan ama çağın ihtiyaçlarının kölesi olan insanlar özgürlüÄŸü sadece bir sözcük olarak bilecekler ama gerçekte özgür olamayacaklardır. Kafka romanlarının hemen hepsinde insan vicdanının özgürlük mücadelesini ele almış ve bunun çabasını gütmüÅŸtür. Sevra FırıncıoÄŸulları, Modern Çağın Vicdanı ve Kafka kitabında konuyu sosyal bilimler açısından ele alıyor ve sosyal hayatın nasıl düzeltileceÄŸini Kafka üzerinden kötü örnekleri göstererek ortaya koyuyor.
Max Brod ve Kafka
Kafka, arkadaşı Max Brod’a bir vasiyette bulunur. ÖldüÄŸü zaman eserlerinin hepsini yakmasını ister. 1924’te veremden ölen Kafka’nın eserlerini yakın arkadaşı Max Brod yakmaz ve yayıncıya verir. Onun bu davranışı sayesinde bugün Kafka’nın eserlerini okuyabilmekteyiz.
Max Brod’a göre Kafka’nın en büyük derdi insanın gerçekten insan olmasıdır. Ä°nsan gerçekten var olduÄŸunda tam bir insan olur. Var olmak ise yabancılaÅŸmış kimliÄŸinden sıyrılıp gerçekten olmakla mümkündür.
Kafka’ya göre insanın en büyük sorunu doÄŸadan, akıldan ve kalpten uzaklaÅŸmasıdır. Bugün insan sadece aklıyla hareket ettiÄŸinde doÄŸru olanı yaptığına inanan bir varlık haline gelmiÅŸtir.
Ä°nsan kendi türü üzerinde atom denemesi yapacak kadar vicdanından kopmuÅŸtur. Dünyayı onlarca defa yok edebilecek silahlar yapılmıştır. Sevginin deÄŸil sadece akılcılığa baÄŸlı bir düzenlemenin yaratacağı tehlike kendini göstermiÅŸtir.
Umutsuzluğu yaratan insandır; ancak umut yine insanın kendisidir.
Max Brod’a göre Kafka’nın eserlerindeki donukluk ve kasvet modern çağın insanının halini tasvir etmek içindir. Sevgi bu çaÄŸda ihtiyaç hissedilen en insanca ÅŸeydir. Sevgi sorumluluk yükler. Ama çağımız insanı sorumluluktan kaçmaktadır. Sorumluluk hissetmeyen, sevmeyi beceremeyen insan için yok oluÅŸ ve çürüme kaçınılmazdır. Dava’da kendinden kaçan ve sorumluluk üstlenmeyen insanı ele almıştır. Åžato’da bürokratik hiyerarÅŸi eleÅŸtirilmiÅŸtir. Ä°nsanı deÄŸil görevi önemseyen yapı eleÅŸtirilmiÅŸtir. Ä°nsan, koltuÄŸa, makama, unvana içindeki insanlık itibarından daha fazla deÄŸer vermeye seçtiÄŸi sürece kendi ördüÄŸü zincirler içinde yaÅŸamaya devam edecektir.
Max Brod’a göre Kafka ince ruhlu, sevgi arayışında olan ve hassas bir kalbe sahip biridir. Zayıf bedenine, acı çeken yapısına, karamsarlığına raÄŸmen umudunu yitirmemiÅŸtir.
Kafka ve babası
Kafka’nın babasıyla yaÅŸadığı sorunlar eserlerine yansımıştır. Öfkeli, otoriter, çeliÅŸkili, deÄŸiÅŸken, sevgisiz bir babası vardır. Hem çok güçlü, hem ulaşılmaz, hem de adaletsiz ve hoyrat bir baba örneÄŸi sunulur Kafka’nın eserlerinde. Çünkü gerçek hayatında babasıyla sürekli sorun yaÅŸamıştır. Ailesi tarafından sevilmemiÅŸtir. Zayıf oluÅŸu ve çok iyi kariyer sahibi olmayışı onu babasının gözünde bir böcek kadar küçültmüÅŸtür. Her ÅŸeyini adadığı kız kardeÅŸi bile kendini sevmemektedir.
Babaya Mektuplar eserinde babasının kendisini nasıl gördüÄŸünü anlatır. Babası karşısında sürekli acı çekmekte ve onun tarafından küçümsenmektedir. DönüÅŸüm romanında oÄŸluna yabancılaÅŸmış, otoriter ve hesaplı babasının izleri görülmektedir. Babasına karşı Kafka her zaman korku ve eksiklik hissi içinde yaÅŸamıştır. Daha çocukken bile babası ona sert davranmış ve bu tutum onda önemsizlik, eksiklik, korkaklık duyguları doÄŸurmuÅŸtur. Bunun yanında çeliÅŸkili tutumları, insanları küçümseyiÅŸi ve bunu ifade ediÅŸi Kafka’yı sarsmıştır.
Milana ile Kafka
Kafka, 1919’da Prag’ta bir kafede Milena ile tesadüfen karşılaşır. Bu sırada Kafka otuz altı, Milena yirmi üç yaşındadır. Milena evli, Kafka niÅŸanlıdır. Birkaç defa görüÅŸebildiÄŸi Milena ile mektupları edebiyata mektup türünün en güzel örneklerini sunmuÅŸtur. Kafka’yı Milena’ya yönlendiren duygu ailede görmediÄŸi yakınlık, sevgi ve saygıdır.
Milena ile mektuplaÅŸmalarında çeÅŸitli konulara deÄŸinir. Bunlardan biri Milena’nın Yahudilere karşı düÅŸünceleridir. Yahudi halkının güvensizliÄŸinin sebeplerini anlatır. Yahudilerin sadece ellerinde tuttuklarına, hatta diÅŸleriyle çiÄŸnediklerine sahip olduklarına inandıklarını dile getirir.
Milena’nın cevaplarında aÅŸkı, sevgiyi, sıcaklığı görür Kafka. Onunla yazışmaları hem aÅŸk bakımından hem de bir kaçış ve sığınış bakımından ele alınmalıdır.
Kafka ve yabancılaşma
YabancılaÅŸma bir kayıtsızlık durumudur. Ä°nsan kendisine ve dış dünyayla kurduÄŸu iliÅŸkide baÅŸlayan kopuÅŸ yabancılaÅŸmadır. KopuÅŸ, insanın beniyle baÅŸlar daha sonra yaÅŸadığı evrene yansır ve böylece insan doÄŸaya, topluma yabancılaşır.
Kafka bu yabancılaÅŸmayı eserlerinde derin izlerle anlatır. Bürokrasi eleÅŸtirisi ile aile iliÅŸkilerindeki çürümelerle ele alır. Ä°nsan önce kendinden kaçar ve bu durum onu sevgisiz, hoyrat biri haline getirir.
Kafka’ya göre çağımız insanı vicdanını yitirmiÅŸtir. Zira modern çaÄŸ insanı onursuz yaÅŸamayı seçmiÅŸ, sorumluktan kaçınmış, deÄŸerlerini kaybetmiÅŸ, diÄŸerine karşı kendini sorumlu hissetmemiÅŸ, hoyrat ve yıkıcı bir hal almıştır.
“BaÅŸkasının acısı benim acımdır” diyebilen insanlar daha yardımsever ve diÄŸerkâm olurlar. Modern çaÄŸ insanı vicdanı ile yüzleÅŸmekten kaçınmaktadır. Kendine kaçarak, boÅŸ güç gösterilene sığınarak kendi güçsüzlüÄŸünü dengelemeye çalışmaktadır. Bunu yaptıkça eÅŸitsizliÄŸi ve durmadan ÅŸikâyet ettiÄŸi adaletsizliÄŸi kendi eliyle inÅŸa etmektedir.
Ahlaki gerilik de insanı sorumluluk bilincinden uzaklaÅŸtırmaktadır. YabancılaÅŸmanın en etkili sebeplerinden biri de insanın ahlaki davranışlarını yitirmesidir. Saygınlık kazanma, mal mülk edinme çabası modern dönem insanını ahlaktan uzaklaÅŸtırmış, bencilleÅŸtirmiÅŸtir. Otorite, unvan ve hırs modern dönem insanını esir almıştır. Ä°nsan hür yaÅŸadığını sanmakta ama arzularının esiri olarak yaÅŸamaktadır.
Ä°nsanlık davası ve kurtuluÅŸ çaresi
Kafka’nın davası insanlık davasıdır. Ä°nsanlık kendi davası ile yüzleÅŸmek zorundadır. Kendi kurduÄŸu adaletsiz düzeni kendi özüne dönerek düzeltmeli ve insanlık onuruna yakışır duruma getirmelidir. Bunu yapmazsa onursuzca yaÅŸayacak ve yok olup gitmeye mahkûm olacaktır. Dava romanında onursuz yaÅŸamayı seçtiÄŸi için K, rezil bir hayat sürer ve rezil bir ÅŸekilde ölür.
Ä°nsan çıkarcı iliÅŸkilerle deÄŸersiz döngüyü sürdürdüÄŸü sürece yok olup gidecektir. Kendi eliyle kurduÄŸu bu deÄŸersiz döngü sonunda kendini yok edecektir. Aile iliÅŸkilerinde dahi çıkar düÅŸünmeye baÅŸlayan insanlık böcek gibi yaÅŸamaya baÅŸlamıştır. Bir süre sonra aslında hiç yaÅŸamadığını fark edecektir.
Åžato’da otorite karşısında sinen, itaat eden, çıkar iliÅŸkilerinden baÅŸka davranış geliÅŸtiremeyen, hiyerarÅŸiye göre yaÅŸam geliÅŸtiren onursuz insan anlatılır. Büro kâğıtları içinde tutuklu bir hayat yaÅŸayan insan bir mahkûmdan farklı deÄŸildir.
Bir KöpeÄŸin AraÅŸtırmaları kitabında köpek karakteri üzerinden modern çaÄŸ insanını sorgular. Köpekler arasından insanlar arasında gelip yaÅŸayan ve bir süre sonra köpeklerle yaÅŸamayı özleyen köpeÄŸin aÄŸzından insanlarda baÅŸlayan sevgisizlik, hilekârlık, yabancılaÅŸma, umutsuzluk anlatılır. Ä°nsan kendi özüne dönmeli ve vicdanının sesini dinlemelidir. Köpek bile insanlar arasında yaÅŸayamaz hale gelir ve köpekler dünyasını özler.
Kafka, insandan umudunu yitirmez; insan var olduÄŸu sürece umut da olacaktır.
Sevra FırıncıoÄŸulları’nın Modern Çağın Vicdanı ve Kafka kitabında Kafka’nın Dava, Åžato, DönüÅŸüm ve Bir KöpeÄŸin AraÅŸtırmaları isimli romanlarını tahlil ederek modern çaÄŸ insanının nasıl kurtarılacağını araÅŸtırmıştır. Ä°nsan içsel bir kopuÅŸ yaÅŸamıştır. Vicdanını yitirmiÅŸtir. Adalet duygusunu kaybetmiÅŸtir. BaÅŸkası için var olma düÅŸüncesinden uzaklaÅŸmıştır. Dava yaÅŸamın kendisidir ve insan insanlık davasının peÅŸine düÅŸerek bencillikten, vicdansızlıktan, adaletsizlikten kurtulacaktır.
Sevra FırıncıoÄŸulları, Modern Çağın Vicdanı ve Kafka, Ferfir Yayınları.
Recep Åžükrü Güngör
Henüz yorum yapılmamış.