Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Osmanlı Ordusunda Venezuellalı Bir Subay: Nogales Mendez

Kurmay Binbaşı Nogales, ilk gençlik çağlarından itibaren savaş sanatı üzerine özel dersler almış ve ailesi tarafından klasik batı Avrupa tarzı bir eğitim görmesi için Almanya'ya gönderilmiştir. Bir süre sonra Barcelona (İspanya) ve Louvain (Belçika) üniversitelerinde, felsefe, edebiyat ve fen bilimleri okumuş, askeri eğitimini ise Belçika Kraliyet Harp Okulu'nda tamamlamıştır. On yedi yaşında, asteğmen rütbesiyle İspanyol ordusuna katılmış, İspanya'nın son denizaşırı sömürgelerini yitirdiği 1898 savaşında, Küba'da Amerika Birleşik Devletleri kuvvetlerine karşı savaşmıştır. Bu savaşta yaralanan Rafael de Nogales gösterdiği yararlıklardan ötürü kendisine "Askeri Liyakat" madalyasının yanısıra İspanya'nın en önemli nişanlarından olan "Isabel La Catolica" (Katolik İsabel) nişanı teklif edilmiştir.



1914 yılına gelinceye kadar Ä°spanyol ordusunun çeÅŸitli kademelerinde görev alan Nogales, Birinci Dünya Savaşı çıktığında, öncelikle Belçika ve Fransa'ya hizmet etmek istemiÅŸse de, bu iki ülke yetkililerinin, Nogales'in milliyetini deÄŸiÅŸtirmesini ya da yabancı lejyonunda görev yapmasını ÅŸart koÅŸmaları üzerine, o ülkeler saflarında savaÅŸmayı reddetmiÅŸtir. Nogales, sahip olduÄŸu idealler ve ideoloji baÄŸlamında "sınır tanımayan" askerlerdendir. 

Bu dönemde Bulgaristan'da Alman AtaÅŸemiliteri olarak görev yapan, MareÅŸal Colmar Freiherr Von der Goltz'un oÄŸlu olan Binbaşı Baron Von Der Goltz ile aynı ülke nezdindeki Türk Ortaelçisi Fethi Bey'le (Okyar) tanışan maceraperest subay, onların tavsiyeleri üzerine Osmanlı Devleti'ne gönderilen Alman askeri uzmanlarıyla birlikte yabancı askeri uzman olarak, Ä°stanbul'a gelmiÅŸ ve kendi deyiÅŸiyle, "Ä°tilaf Devletlerinin kapılarında boÅŸ yere aradığı konukseverliÄŸi, bir anda cömertçe, hiç beklemediÄŸi taraftan görmüÅŸtür."

Balkan SavaÅŸlarının sonunda Sofya sefaretimizde Askeri AtaÅŸe olarak bulunan Mustafa Kemal bey (Atatürk) ile 11 Mayıs 1913 tarihinde, Avusturya-Macaristan ve Bulgar Krallarının Gratsko Gradina'da düzenlediÄŸi bir kıyafet balosunda tanışan Nogales Mendez, Mustafa Kemal PaÅŸa Ä°le aynı süreçte Ä°stanbul'a dönmüÅŸtür.

29 Ekim 1914'de Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşına giriÅŸi üzerine müteaddit defalar BaÅŸkomutanlık Vekâletine baÅŸvurarak cephede faal görev istemesi neticesinde, 20 Ocak 1915'de 3. Kolorduya baÄŸlı olarak TekirdaÄŸ'da teÅŸkil edilecek 19. Tümen Komutanlığına atanmıştır. 25 Ocak 1915 günü Sofya'dan Ä°stanbul'a dönerek yeni görevi hakkında Harbiye Nazırı ve BaÅŸkomutan Vekili Enver PaÅŸa ile tekrar görüÅŸmüÅŸ ve 2 Åžubat 1915 tarihinde ise TekirdaÄŸ'a gelerek, 19. Tümeni kurma çalışmalarına baÅŸlamıştır. Nogales Bey, bu süreçte orduda gösterdiÄŸi baÅŸarılarla önemli bir yer edinmiÅŸ, Van Ä°syanı'nın TaÅŸnak Lideri Aram Manukyan'ın 30 bin kiÅŸilik ordusunu 12 bin kiÅŸilik Türk askeriyle bozguna uÄŸratmıştır. Daha sonra Türkiye-Ä°ran sınırında bulunan Kotür Dağı eteklerinde girdiÄŸi çatışmada iki büyük Rus BirliÄŸi"nin Osmanlı topraklarında ilerlemesini engellemiÅŸtir. 

Nogales Mendez, DoÄŸu Cephesinde Ruslara ve bölgedeki, Ermeni çetelerine karşı gösterdiÄŸi baÅŸarıların ardından 1915'te Suriye'deki cepheye gönderilmesine karar verilmiÅŸtir. Yüzbaşılıktan, binbaşılığa terfi eden Nogales Mendez Suriye'ye savaÅŸtan hastalığı sebebi ile ayrılmak istediÄŸini söylemek üzere gelmesine raÄŸmen, Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Komutanı Ahmed Cemal PaÅŸa buna izin vermez. Ertesi gün özel bir trenle Halep'e gelen Enver PaÅŸanın, "Siz ordumuza kabul edilen biricik tarafsız subaysınız. Bunun sonucu olarak, bu milletin bir misafirisiniz. Ne için bizi bırakmak istiyorsunuz? Sizden rica ediyorum, savaşın sonuna kadar bizi bırakmayın" sözleri üzerine orduda kalmıştır. 

Yeni görevi Adana'ya yakın Mamure istasyonunda irtibat subayı olarak bir menzil görevi olmuÅŸtur. Nogales, birbirine baÄŸlanmamış iki demiryolu arasında karayolu ile taşımacılık iÅŸi olan yeni görevi kabul etmiÅŸ, hırsızlık ve dolandırıcılığı engellemek amacıyla katı önlemler almıştır. SaÄŸlığı tekrar bozulunca kısa süreli izin kullanmış bir yük treniyle Suriye'ye geçmiÅŸ Åžam, Hama ve Humus' u daha sonra da Beyrut' u ziyaret etmiÅŸ ve 20 Kasım 1915'de Kudüs' e varmıştır.

Nogales'in savaÅŸ müddeti içerisinde görevlendirileceÄŸi bir diÄŸer yer de, Filistin ve Ürdün Irmağının doÄŸu kıyısıdır. Cemal PaÅŸa'nın komuta ettiÄŸi 4. Orduya Ramle'nin askeri yöneticisi olarak atanan Nogales'in görevi özünde idari bir görevdir. Bu görevden sonra Kudüs'teki Kamu GüvenliÄŸi ve MüfettiÅŸliÄŸi, Beytullahim'deki Onikinci Piyade Alayı Komutanı Binbaşı Kiehl'in kamu saÄŸlığının korunması gibi idari iÅŸlerde yardımcılığını yapmış, antik Galaad'taki en büyük Müslüman Hıristiyan kasabası olan Es-Salt Garnizonunun komutasını üstlenmiÅŸ, 1917 yılı baÅŸlarında Gazze'yi güçlendirmek üzere Güney cephesine gönderilmiÅŸ, burada Gazze ve Sina'da görev almıştır. 1. ve 2. Gazze savaÅŸlarında oldukça yararlılık gösterdiÄŸini ifade eden Nogales’e, kendi ifadesine göre 3. Gazze savaşında Mıntıka Komutanı ve Mısır Sina Valisi görevleri verilmiÅŸ, bu savaşın Ä°ngilizlerin lehinde devam etmesi üzerine Ürdün'de bulunan Bir-Üsseba'ya (Birüssebi) dönmesi emrini almıştır. 

Nogales, 1917 yılı itibarıyle atandığı Güney cephesinde görev yaptığı sırada 3. Süvari Tümeni emrine verilmiÅŸtir. Nogales, kendi biyografisinde durumunu ÅŸu biçimde özetlemiÅŸtir: "Ä°ki yıldan beri düzenli Osmanlı Ordusu'nda aktif görev yapıyordum. Sırasıyla süvari, piyade, topçu ve makinalı tüfek birliklerinde görev yapmış ve önemli askeri idare makamlarında bulunmuÅŸtum. ÖrneÄŸin Van 'da sayıları bir tümene yakın karma birliklere kumanda etmiÅŸtim. Bu ÅŸekilde yine en sevdiÄŸim sınıf olan süvari sınıfına ve insanın kendini sürekli olarak mükemmelleÅŸtirdiÄŸi, kurmaylık adı verilen, başı ve sonu olmayan bu ihtiraslı ortama dönmüÅŸ oluyordum." Osmanlı Ordusu'nda görev yaparken Türkçe de öÄŸrenen kurmay binbaşı, doÄŸal olarak Türk askerini yakından tanıma fırsatı bulmuÅŸtur. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine tanık olan Nogales'in anlatılarından, katıldığı çarpışmalarda kendini bir Türk gibi gördüÄŸü ve özveriyle görev yaptığı da anlaşılmaktadır. 

Nogales anılarında, 1918 yılı bahar aylarında Ä°stanbul'a döndüÄŸünü, iznini uzatıp Anadolu'yu gezdiÄŸini, Ankara, Afyon ve EskiÅŸehir üzerinden Ä°zmir'i ziyaret ettiÄŸini aktarır. Ä°stanbul'a dönüÅŸünde, üst düzey Kurmaylık kursuna, Havacılık Akademisinde resmi gözlemci kursuna ve topçu kursuna katılmaya fırsat bulmuÅŸ, 1 Temmuz 1918'de Dolmabahçe Sarayı Muhafız Alayının 1. Mızraklı Süvari Alayına eÄŸitmen ve komutan vekili olarak atanmıştır. Harbiye Nezaretinin Nogales'in Almanya'da birkaç ay geçirmesine izin vermesi üzerine, 15 Eylül'de Berlin'e yerleÅŸmiÅŸ, ancak Osmanlı Hükümetinin son günlerini yaÅŸadığını bildiÄŸinden 31 Ekim'de Ä°stanbul'a dönmüÅŸ, geliÅŸmeleri burada izlemiÅŸtir. Osmanlı Ordusundan terhis belgesinin tarihi 20/11/34'tür (20 Kasım 1918). Kendi ifadesine göre onursal kurmay yarbay rütbesine terfi ettirilen Nogales'e sekiz deÄŸiÅŸik madalya verilmiÅŸtir. Bunlardan altısı Osmanlı, biri Alman ve biri de Ä°ran'lı bir prensin hayatını kurtardığı için Ä°ran madalyasıdır.

1919 yılı Nisan ayında vatanına gitmek üzere Ä°spanya'ya giden bir gemi ile yola çıkan maceraperestin ilk amacı Osmanlı Ordusunda geçirdiÄŸi dört yılın hikâyesini yazmaktır. Ancak Nogales tüm bunları yaÅŸarken General Gomez Venezuela'da yönetimi ele geçirmiÅŸ ve hala sıkı yönetim rejimine devam etmektedir. Nogales'in bu durumda vatanına dönebilmesi mümkün görülmemektedir.

Bu geliÅŸme üzerine Nogales, Osmanlı hikâyesini yazmak için çocukluÄŸunun doÄŸal çevresini andıran Kolombiya-Venezuela sınırının Kolombiya tarafında daÄŸlık ve uzak bir kasaba olan Gramalote'ye yerleÅŸmiÅŸtir. Granmatole'de el yazısı ile yazdığı eserini yayınlatmak için gayret sarf ederken, General Gomez'in ajanları tarafından izlendiÄŸini düÅŸünerek, yeniden heyecan dolu bir serüvenin içerisinde kendini bulmuÅŸ ve Kuzey Amerika ile Avrupa'ya doÄŸru yola çıkarak, La Editora Internacional adlı yayınevinin Madrid ve Buenos Aires'in yanı sıra bir bürosunun bulunduÄŸu Berlin'e ulaÅŸtırmayı baÅŸarmıştır. Bu yolculuÄŸu sırasında New York'a gidebilmiÅŸ, 25 Åžubat 1923'de "Venezuela'nın Nogales Bey'i" baÅŸlığı altında Osmanlı ordusu üniforması giyerken çekilmiÅŸ bir fotoÄŸrafı ve T. R. Ybarra ile mülakatı New York Times'da yayınlanmıştır. 

Nogales, 1924'te Arjantin baÅŸkenti Buenos Aires'te yayınladığı "Hilal Altında Dört Yıl" adlı hatıralarında Ermeni çetelerinin, "sivil savunmasız Türkleri gördükleri yerde hunharca katlettiÄŸini" yazdı. Nogales Mendez kitabında Osmanlı Ordusu'nun sivil Ermenilere saldırmadığı gibi Ermeni askerleriyle de savaÅŸmadığını belirtmiÅŸtir.

Nogales 1928 yılından sonra bir yazar ve konuÅŸmacı olarak zamanının çoÄŸunu Londra, Paris ve New York'ta geçirmiÅŸ, Ren bölgesinden San Francisco' ya uzanan bir çizgide seyahat etmiÅŸ, 1934 yılının sonlarına doÄŸru Kaliforniya'ya taşınmıştır. Basında çıkan bazı yazılarında bir Latin Amerika Milletleri Cemiyeti oluÅŸturma fikri üzerinde durmuÅŸ, hayatını bunu gerçekleÅŸtirmeye vakfetmiÅŸse de, anavatanı ve coÄŸrafyasının insanları tarafından gezgin bir sürgün olarak tanınmıştır. DüÅŸmanı olan Venezuela BaÅŸkanı Gomez'in 1935 yılının sonlarında ölmesi üzerine 1936 yılı baÅŸlarında ülkesine dönen ve burada vefat eden Osmanlı subayı Nogales, bir aydın, yazar ve iyi bir hatip olarak yaÅŸamıştır. 

Umut Cafer KaradoÄŸan - Beyaz Tarih

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.