Kürsü
Kemal Öztürk- Ülkenin en büyük iletişim mekanizması: Diyanet
Follow @dusuncemektebi2
Kemal Öztürk- Yeni Şafak
DoÄŸrusu beklemiyordum. “Aramızda sosyal medya bağımlısı var” cümlesi beni ÅŸaşırttı. Ä°mam, müezzin, vaiz ve vaizelerden oluÅŸan bir topluluÄŸa, aile ve medya okur yazarlığı konusunu anlatacaktım. Konferansın hemen başında bu bilgiyi almamdan sonra topluluÄŸa ilgim daha da arttı.
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Üsküdar MüftülüÄŸü mensuplarına yönelik bir eÄŸitim programıydı. Hafta sonu yaklaşık iki yüz civarında görevli katılmıştı.
KonuÅŸma sonrası gelen soruları ve görüÅŸ açıklayan din görevlilerini dinleyince, meselenin sandığımdan daha derin, önemli ve etkileyici yönünü fark ettim.
ÜLKENÄ°N EN BÜYÜK Ä°LETİŞİM EKÄ°BÄ°
Aslında ülkenin en büyük ve en güçlü iletiÅŸim ekibine sahip bir kurumdan bahsediyoruz.
Kurum bünyesinde toplam 144 bin personel var. Bunların yaklaşık 100 bini imam-müezzin. Ayrıca kurumda 20 bin kadrolu Kur’ân kursu öÄŸretmeni, 20 bin geçici Kur’ân kursu öÄŸreticisi, 3 bin vaiz ve bin 250 müftü bulunuyor.
Devasa bir yapı.
Kurumu güçlü kılan ÅŸey personel sayısı deÄŸil, iÅŸlevi. Köyler dâhil, ülkedeki tüm camileri, oraya giden cemaati, her il ve ilçede olan Kur’ân kurslarını, oraya gelen öÄŸrenci ve ailelerini, onlarla kurulan iletiÅŸimi hesaba katarsanız, ülkedeki en güçlü iletiÅŸim ağına sahip bir kurum olduÄŸunu daha iyi anlarız.
Bu kurumu eÅŸiÅŸiz ve güçlü kılan bir ÅŸey daha var: Din görevlilerine olan güven. Cemaatteki insanlar cami imamlarına, müezzinlere ve din görevlilerine karşı hem saygılıdır hem de büyük güven duyarlar. Onların söylediÄŸi çoÄŸu ÅŸeyi de genelde sorgulamadan doÄŸru kabul ederler.
Her yıl Diyanet aracılığı ile Hacca ve Umreye giden yüzbinlerce insanı da buna ekleyin.
Bu açıdan bakıldığında, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın muazzam bir iletiÅŸim gücüne sahip olduÄŸu daha iyi anlaşılır.
DÄ°YANET Ä°LETİŞİM GÜCÜNÜ YETERÄ°NCE KULLANIYOR MU?
Cuma hutbelerinin milyonlarca insan tarafından dinlendiÄŸini hepimiz biliyoruz. Bu hutbelerin içerikleri tartışmalara neden olsa da, aslında toplumun bilgilenmesi ve yönlendirilmesi açısından son derece etkili olduÄŸunu kabul etmeliyiz. Diyanet’in de bu konuda öyle ÅŸiddetle eleÅŸtirilecek hatalar yaptığı kanaatinde deÄŸilim.
Lakin asıl önemli olan, sadece Cuma hutbeleri deÄŸil. Asıl, toplumun tüm kılcal damarlarına kadar ulaÅŸabilecek bir iletiÅŸim ağına sahip olan teÅŸkilatın, bunu maksimum verimlilikte kullanıp, kullanmadığı önemlidir.
Bu insan kaynağına bir de sosyal medya gücünü eklerseniz, aslında toplumda istediÄŸi gündemi oluÅŸturabilecek ve yönlendirme yapabilecek bir mekanizma oraya çıkıyor.
Bunu çok olumlu ve faydalı bir mekanizma olarak görüyorum. Ancak teÅŸkilatın mekanizmayı yeterince iyi kullandığı tartışılır.
Her ne kadar kıldırdığı vakit namazını sosyal medya hesabından canlı yayınlayacak kadar bağımlı olan imamların varlığı söz konusu olsa da, teÅŸkilatın kısmen iletiÅŸim araçlarını kullanma sorunu olduÄŸunu bu konferans esnasında gördüm. Sevindirici olan, din görevlilerinin bu alanda bilgi ve eÄŸitime ihtiyaç duymaları. Eksikliklerini biliyorlar ve bunu gidermek için de çaba harcıyorlar. TeÅŸkilatın bu konuda daha profesyonel eÄŸitim ve bilgilendirme çalışması yapmasına ihtiyaç var.
SOSYAL SORUNLARIMIZ Ä°ÇÄ°N ÇOK ÖNEMLÄ° MEKANÄ°ZMA
Ä°letiÅŸimde güvenilir kaynak ve süreklilik hayati bir konu olduÄŸundan, imamların ve diÄŸer din görevlilerinin cemaatle sürekli iletiÅŸim halinde olmasının büyük avantaj olduÄŸunu hatırlatırım.
Bu konuda sadece cami yaptırmak, yardım kampanyaları düzenlemek gibi konuların haricinde, sosyal sorunlarımızın giderilmesi için çok büyük fayda saÄŸlayacak bir mekanizma bu aynı zamanda.
Mesela gençlerin madde bağımlılığı, aile kurumunun korunması, çevre kirliliÄŸi, rüÅŸvet ve haksız kazançla mücadele, ahlaki erozyonla mücadele… onlarca hayati konuda ülkenin en büyük iletiÅŸim mekanizmasını kullanmak mümkün. Bu mekanizma aracılığı ile yapılacak bir sosyal sorumluluk çalışmasının yaygın bir etki yaratacağı kesindir.
DÄ°YANET’Ä°N LÄ°YAKAT VE EHLÄ°YETE ÖNEM VERMESÄ° GEREKÄ°R
Ancak her kurumda olduÄŸu gibi, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nda da nitelikli insan kaynağı sorunu var tabi. Sahip olunan personelin eÄŸitimi ve bilinçlendirilmesi için kurum için çalışmaları sıklaÅŸtırmak ve yeni alınacak personel için de liyakat ve ehliyetin haricinde kriter olmaması gerekir.
“Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder” ata sözü boÅŸuna sarf edilmemiÅŸ.
Bence ülkenin en kuvvetli iletiÅŸim mekanizmasını atıl bekletmemek, din hizmetlerinin haricinde, ülkenin sosyal sorunları için de kullanmak, hem teÅŸkilata hem de ülkeye faydalı.
Tek dikkat edeceÄŸimiz konu, politize olmadan, popülizm yapmadan, toplumsal faydaya odaklanmaktır.
Henüz yorum yapılmamış.