Sosyal Medya

İsrail hızla Afrika'nın yeni Efendisi oluyor

İsrail'in Afrikalı liderlere yanaşmak için kullandığı yöntemler oldukça ilginçtir. Öncelikle bu liderlere, İsrail’in, gelişmekte olan Afrika dünyasında tarihi, coğrafi ve siyasi açıdan çok büyük bir öneme sahip olduğu empoze edilir. Bu beyin yıkama işleminin sonucunda, Afrikalı devlet adamları İsrail’in yardımı olmadan kendi devletlerinin bütünlüğünü koruyamayacaklarını düşünmeye başlarlar. Tam bu sırada İsrailli devlet adamları, çeşitli Afrika ülkelerinin devlet başkanları, bakanlar ve iş adamları gibi nüfuzlu kişilerini ülkelerine davet ederler. Bu kişilerle yapılan resmi veya gayri resmi görüşmelerde, İsrail'in, üzerindeki Arap baskısına rağmen yürütülen siyaset, terörle mücadele, üretim ve teknoloji alanlarında gösterdiği büyük başarı dile getirilir. Görüşmede, genel olarak gelişmekte olan ülkeler, özel olarak da Afrika devletleri için İsrail'in vazgeçilmez parlak tecrübeleri sayesinde oynayacağı faydalı rol ayrıntılarıyla anlatılır. Arada, İsrail'in Afrika ile olan ilişkilerinde siyasal tutkulardan uzak olduğu da özellikle vurgulanır. Kısacası kendilerini savunmasız hisseden Afrikalı liderlere, İsrail güvencesi verilir.(Harun Yahya, İslam'ın Kışı ve Beklenen Baharı)



Ä°srailliler, Araplarla savaÅŸarak bağımsız bir Yahudi devleti kurmalarını, Afrika ülkelerinin sömürgeci güçlere karşı verdiÄŸi savaÅŸlara benzeterek paralellik kurarlar. Yani Ä°srail, Afrika ülkelerine "Ben de sizin gibi sömürgecilikle savaÅŸtım." mesajı vermektedir. Oysa bu büyük bir aldatmacadır: Çünkü Ä°srail'in kendisi sömürgeci bir güçtür. Üstelik sömürgeci politikasını, sahte güven mesajlarıyla kandırmaya çalıştığı Afrika topraklarında yürütmüÅŸtür. 
Bunu Eski Mossad ÅŸeflerinden Isser Harel’in Afrika ile ilgili olarak söylemiÅŸ olduÄŸu ÅŸu sözlerden anlayabiliriz: “Siyahlarla nasıl konuÅŸulması gerektiÄŸini biz çok iyi biliyoruz. Avrupalılar Afrika'yı terk ettiler ve kıtanın kapısı açıldı. Ve bizim dışımızda o kapıdan hiçbir beyaz giremedi. Biz bunu baÅŸardık, çünkü siyahlar bizim emperyalist olabileceÄŸimizi hiç düÅŸünmediler. Burada kök salabilen tek güç biz olduk.” (Andrew Cockburn, Leslie Cockburn, Dangerous Liosion, s. 109) 
 
Gerçekten de Avrupalı güçlerin kıtayı terk etmesinin ardından, bölgeye Ä°srail girmiÅŸ ve kıtada yeni bir sömürgecilik dönemi baÅŸlamıştır. Ancak Ä°srail'in baÅŸlattığı sömürgecilik, yalnızca ekonomik sömürgecilik deÄŸildir. Aksine, Ä°sraillilerin asıl hedefi, çoÄŸu kez, Afrika ülkeleri üzerinde politik denetim saÄŸlamak, kıtayı radikalleÅŸmekten uzak tutmak ve halk hareketlerini bastırmaktır. Bu nedenle Ä°srail'in koloniciliÄŸi, kıtaya en baÅŸta faÅŸizmi getirmiÅŸtir. 
 
Ä°srailli yazar Benjamin Beit-Hallahmi, The Israeli Connection; Who Israel Arms and Why isimli kitabında bu konuyu ÅŸu ÅŸekilde açıklamıştır: 
"Ä°srail'in ihraç ettiÄŸi ÅŸey, sadece silah, cephane, deneyim veya uzmanlık deÄŸil, aynı zamanda belli bir düÅŸünme ÅŸeklidir. Üçüncü Dünya'nın kontrol edilebileceÄŸi ve Üçüncü Dünya'ya hükmedebileceÄŸi, buradaki radikal hareketlerin durdurulabileceÄŸi ve modern Haçlıların bir geleceÄŸe sahip olabileceÄŸini öngören bir düÅŸünüÅŸ, bir hissediÅŸ." (The Israeli Connection; Who Israel Arms and Why ) 
 
Yahudi Devleti'nin OrtadoÄŸu'da zaman zaman baÅŸlattığı sözde barış sürecine raÄŸmen Afrika'daki militarist düzenin de büyük bir ortağı olduÄŸu her fırsatta ortaya konulmuÅŸtur. 1994 yılının başında Kongo'dan, "Ä°srail'i Davet Eden Darbeciler" baÅŸlığıyla dünya basınına yansıyan habere göre, Kongo Devlet BaÅŸkanı Pascal Lissouba'nın muhalifleri, darbe yapmak için Ä°srail'den paralı asker ve askeri teçhizat istemiÅŸlerdi. Kendilerini Kongo Liberal Partisi olarak tanıtan muhalifler, Ä°srailli yetkililer ve iÅŸ adamlarıyla görüÅŸerek darbenin hazırlanması için destek aramışlar ve bu yardım karşılığında iktidarı ele geçirmeleri halinde petrol ve maden sektörlerinde Ä°srail'e büyük imtiyazlar vereceklerini söylemiÅŸlerdi. 
 
Günümüzde de Ä°srail'in Afrika faaliyetleri hızla sürmektedir. ÇoÄŸu "normal" ülke için, Afrika'nın uzak bir köÅŸesinde kimin iktidara geldiÄŸi pek fazla önem taşımaz. Ve hiçbir "normal" ülke, kendisinden onbinlerce kilometre uzaklıktaki Üçüncü Dünya ülkelerinde rejimleri yıkmaya ya da ayakta tutmaya çalışmaz. Peki Ä°srail'in böylesine dev bir aktivite içine girmesi, böylesine geniÅŸ bir strateji izlemesi ne ile açıklanabilir? Bu, Ä°srail’in "normal" bir ülke olduÄŸu konusunda kafalarda soru iÅŸareti oluÅŸturmaktadır. 
 
Yahudilerle Birlikte DeÄŸilseniz, Onların DüÅŸmanısınızdır!
 
Bu karanlık faaliyetlerin bize gösterdiÄŸi sonuç ise daha önemlidir: Ä°srail, tüm dünyayı kapsayan bir hedef peÅŸindedir ve tüm dünya üzerinde hesapları vardır. Ä°srailli yazar Benjamin Beit-Hallahmi bunu "Ä°srail’in global stratejisi" olarak yorumluyordu. Dünyadaki hemen her politik mücadelede Ä°srail bir taraftır. (Ä°srail'in Amerika'daki uzantısı olan Yahudi lobisi de aynı kuralı uygulamaktadır. Yahudi lobisinin hedefi haline gelen ve bu nedenle ABD eski BaÅŸkanı Clinton'ın isteÄŸine raÄŸmen Savunma Bakanı olamayan Amiral Inman, bu konuda "EÄŸer onlarla (Yahudilerle) birlikte deÄŸilseniz, onların düÅŸmanısınızdır." demiÅŸti.) 
 
"Dünya egemenliÄŸi" peÅŸinde olan Ä°srail, dünya için belirli bir sistemi, belirli bir modeli, yani Düzen'i uygun görmektedir ve tüm dünyanın da bu Düzen'e boyun eÄŸmesine çalışmaktadır. 
 
Dünyadaki birçok insan sürekli açlık ve sefaletle uÄŸraşırken, iç çatışmalar da sürekli artmaktadır.
 
Bozguna Giden Ä°kinci YükseliÅŸ
 
Ancak Ä°srail'in bu olumsuz giriÅŸimleri kendi istekleri doÄŸrultusunda sonuçlanmayacaktır. Çünkü Allah Kuran’da, bozgunculuk yapanların daima hüsranla karşılık bulacaklarını bildirmiÅŸtir. Bunun yanı sıra Allah Kuran'da Ä°srailoÄŸullarının da bu konudaki çabalarına dikkat çekmiÅŸ ve bozgunculuk çıkararak yeryüzünde iki kez kibirli bir yükseliÅŸ ile yükseleceklerini bildirmiÅŸtir. 
 
Ä°ÅŸte Ä°srail’in dünyaya kabul ettirmeye çalıştığı söz konusu Düzen, Allah'ın Kuran'da haber verdiÄŸi "Ä°srailoÄŸullarının ikinci yükseliÅŸine ve bozgunculuÄŸu"na iÅŸaret ediyor olabilir. (En doÄŸrusunu Allah bilir.) Ancak Allah'ın ayetlerde bildirdiÄŸi üzere bu çaba da yine hüsran ile sonuçlanacaktır. 
“Kitapta Ä°srailoÄŸullarına ÅŸu hükmü verdik: ‘Muhakkak siz yer(yüzün)de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniÅŸ-yükseliÅŸle kibirlenecek-yükseleceksiniz. 
“Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiÄŸi zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araÅŸtırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü. Sonra onlara karşı size tekrar 'güç ve kuvvet verdik', size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık. 
EÄŸer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiÅŸ olursunuz ve eÄŸer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. 
Sonunda vaad geldiÄŸi zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) 
yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar', birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini 'darmadağın edip mahvetsinler.' “ 
(Ä°sra Suresi, 4-8) 
 
Ayetlerde de buyurulduÄŸu gibi birinci bozgundan sonra güç verilen Ä°srailoÄŸulları eÄŸer bu gücü yeniden bozgunculuk ve kötülük için kullanırlarsa birincisinde olduÄŸu gibi Allah'ın zorlu kulları tarafından aÅŸağılık kılınıp darmadağın edileceklerdir. Bu da kötülüÄŸün sonuçta hiçbir zaman baÅŸarılı olamayacağını açıkça gösterir. 
 
Ekonomik Sömürü
 
Botsvana topraklarında kurulan ve Yahudi asıllı elmas tacirleri tarafından yönetilen bu maden yalnızca 2000 yılında 2.5 ton elmas çıkartmıştır. Kısacası dünyadaki elmas piyasasının tek hakimi olan Ä°srail Afrika'dan her yıl milyarlarca dolar para kazanmaktadır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.