Güncel
Erhan Afyoncu: Fransa isyanı bastırabilmek için bizden medet umardı
Fransa, 16. yüzyılın sonlarında krala isyan eden Marsilya’ya söz dinletebilmek için Osmanlı’dan yardım ister. Üçüncü Mehmed Marsilya’nın ileri gelenlerine bir ferman göndererek krallarına itaat etmelerini istedi. Marsilyalılar fermana uymayınca Cezayir Beylerbeyi’ne “Marsilyalılar’ı cezalandır” emri verdi
Fransa'da 1589'da tahta çıkan Henri de Navarre, annesi tarafından bir Calvinist olarak yetiştirilmiş ve ömrü Katolikler'le savaşmakla geçmişti.
Fransa Kralı Onuncu Charles'ın kızkardeşi Marguerite de Valois ile düğünlerindeki savaş oyununda da Amazon kostümü giyen Katolikler'e karşı, başlarında kavukları ve şaşaalı elbiseleriyle Türk kıyafetleriyle harp eden Hugenotlar'ın safında idi. Fakat düğünün ertesi günü (24 Ağustos 1572) yaşanan Aziz Barthélemy Katliamı'ndan Katolikliğe geçerek kurtulabildi. 1576'da bir fırsatını bulup kaçınca eski dinine dönüp Katolikler'le mücadelesine devam etti. Osmanlı yönetiminden yardım isteyince Üçüncü Murad, şu fermanı gönderdi: "Genç yaşta atalarının yerine geçmiş olmana rağmen, cesaretinin büyüklüğüne ve muhteşemliğine dair şanın bize kadar ulaştığından, seni himayeme alacağım ve haksız yere Navarre Krallığı'nı işgal etmiş olan zorba İspanyol (İkinci Felibe) başta olmak üzere, düşmanlarının cüretkârlığını ebediyen unutmayacakları bir şekilde ezeceğim; sana iyi niyetimi göstermek için önce zorunluluğun gerektirdiği üzere en kısa zamanda 200 gemi göndereceğim". Ancak Safevî savaşları yüzünden Osmanlı donanması gönderilemedi.
KRALLIĞINI TANIMADILAR
1588'de Fransa büyük bir siyasi kargaşanın içine düştü. Henri de Navarre, bu dönemde Kral Üçüncü Henri'yi yalnız bırakmadı. Ancak 1589'da kral genç bir rahip tarafından öldürüldü. Valois hanedanını sürdürecek kimse kalmadığı için Henri de Navarre, veraset yasaları ve ölen kralın vasiyeti gereği Fransa tahtına çıktı. Fakat İspanya tarafından desteklenen başta Paris olmak üzere birçok şehir yeni kralı tanımadı. Dördüncü Henri, savaşarak ve siyasetle bazı şehirleri otoritesi altına aldı. Ancak savaşla fazla bir başarı sağlayamayacağını anlayınca Temmuz 1593'te Katolik olduğunu ilan ederek krallığının tanınmasını sağlamaya çalıştı. Başta Lyon ve Orleans olmak üzere birçok şehir mezhep değiştirmesi üzerine yeni kralı tanıdı. 1594'te daha önce kuşatıp alamadığı Paris'e bir direnişle karşılaşmadan girdi. Kral, Paris'e girmişti, ancak Marsilya gibi hâlâ otoritesini tanımayan şehirler vardı.
İSYAN İÇİN YARDIM İSTEDİLER
Fransa Kralı, Katolikler'in kurduğu Kutsal Birlik'e desteğini kesmek için 1595 Ocak'ında İspanya'ya savaş açtı. Hem İspanya'ya hem de hâlâ diz çöktüremediği Marsilyalı asilere karşı kendisine en az 250 parçalık bir donanma gönderilmesi için elçisi aracılığıyla İstanbul'daki faaliyetlerini arttırdı. Hazinesini para sıkıntısından kurtarmak isteyen Dördüncü Henri, Üçüncü Mehmed'e elde edeceği parayı İspanya'ya karşı savaşmak için kullanacağını söyleyip, kendisine ait değerli bir pırlantayı satın almasını teklif etmiş ve bu pırlantanın kristalden yapılma bir numunesini İstanbul'a göndermişti. 1593'ten itibaren Avusturya harpleriyle uğraşan Osmanlı yönetimi Fransa'ya askeri yardımda bulunamadıysa da padişah, Marsilya'nın ileri gelenlerine bir ferman göndererek krallarına itaat etmelerini istedi. Ancak Marsilyalılar inatlarında devam edince Üçüncü Mehmed, Cezayir Beylerbeyi'ne bir ferman göndererek Marsilyalılar'ı cezalandırmasını emretti.
ÜÇÜNCÜ MEHMED'İN MARSİLYALILAR'A FERMANI
"İşbu yüce fermanımız sizlere, yakınlarda ölen Fransa Padişahı'nın yerine en yakın akrabası olan Navarre Kralı'nın geçtiğini hatırlatacaktır. Sizler ise yalnızca ona itaat etmeyi reddetmekle kalmayıp, üstelik, onun ve bizim düşmanlarımızla birleştiniz. İşte bundan ötürü leventlerle bazı korsanlar, nerede rastgeldilerse gemilerinizi zaptettiler ve adamlarınızı tutup köle edindiler. Kötü niyetlerinizde devamda ısrar ettiğinizi, efendinize borçlu olduğunuz itaat ve saygıyı kendisinden esirgediğinizi, hatta askerleriyle savaş halinde bulunduğunuzu öğrenmiş olduğumuzdan, sizlere tembihimiz, artık aşağıdaki buyruğumuz gereğince davranmaktır. Sarayımızın güvenilir kapıcılarından gayretli Mehmed ve Mustafa çavuşlar, nezdinize ulaştıklarında, serkeşliği bırakarak, bugün Fransa Padişahı olan kudretli Navarre Kralı Henri'ye, tıpkı önceki padişahınıza ettiğiniz gibi, itaat edesiniz. Kötü inadınızda ısrar ettiğiniz takdirde, gemilerinizin bütün eyaletlerimizde ve denizlerde zapt ve müsadere olunacağını ve içlerindeki adamların esir kılınacağını bilesiniz. Durum böyle iken, yine atıfetimize mazhar olmanızı sağlamak kaygısıyla, saadetli padişahınız, ticaretinize karışılmamasını ve zorluklar çıkarılmamasını sağlayarak, sizleri himayemizden huzur içinde müstefid kılmamızı bizden çok kere dilemiştir. Bundan sonra, kendisine itaat etmeyi ve sadakatte bulunmayı gene reddedecek olursanız, sizinle en büyük düşmanlarımız arasında hiçbir ayrılık gözetmeyeceğimizi ve pek şiddetli bir tedipten kurtulamayacağınızı bilmiş olun. Nezdimizdeki Fransa elçisinin istirhamı üzerine, kapıcılarımıza verdiğimiz yüksek emirlerimiz şu yoldadır: Eğer saadetli padişahınıza baş eğerseniz, tutsaklarınız salıverilecekler; Mağrip kıyılarında ve memleketimizin diğer taraflarında, mallarınızı geri verdirtecekler ve hiçbir müdahaleye ve zorluğa uğramaksızın, buyruğumuzun altındaki ülkelerin her tarafında serbestçe ticaret edebilmenizi sağlayacaklardır. Esasen, arzumuz, hükmümüz altında bulunan bütün memleketlere, anlaşmalar ve uzlaşmalar gereğince serbest girip çıkabilmeniz ve Memâlik-i Şahane'mizde emniyetle eğlenebilmenizdir." Marsilyalılar, fermanı alınca "Kral bizim mezhebimizden değildir, biz ona itaat etmeyiz" dediler. Üçüncü Mehmed, bu durum üzerine Cezayir Beylerbeyi'ne şu fermanı gönderdi: "Cezayir beylerbeyine Fransa elçisi arzuhâl gönderip Marsilya nâm vilâyet halkı düşman ifsadıyla efendime itaat etmeyip inat ettiklerinden dolayı yüce eşiğimden adı geçen vilayetin ileri gelenlerine iki kapıcı ile bir ferman gönderilip itaat etsinler diye tembih olunmuştu. Eğer itaat etmezlerse ele geçirildikleri yerde kendilerine ağır bir şekilde davranılacak diye bildirilmişti. Kapıcılar vardığında Marsilyalılar Fransa padişahı için bizim mezhebimizden değildir biz ona itaat etmeyiz diye makul olmayan cevaplar verip, kralı tanımamakta inat ettiler. Fransa'da kral ile halk arasında din ve mezhep mücadelesi sona erip, kral İspanya üzerine büyük bir sefere çıkmıştır. Hâlâ tembih olunmuştur ki, Marsilyalılar tamamıyla İstanbul'dan alâkalarını keseler ve topraklarımızda alım-satım yapmayalar. Marsilyalılar inatlarından geri dönmemişlerdir diye bildirip Fransa padişahına itaat üzere olmaları için fermanım rica etmeğin hatt-ı hümâyûnumla fermanım gönderilmiştir. Buyurdum ki, vardığında Marsilyalılar'a kendi tarafından bir adamın ile tekrar bir mektup yazıp tembih ve tekit edesin ki, bundan sonra Fransa padişahına itaat edip, boyun eğip, emirlerine muhalefet etmesinler. Şöyle ki, bu fermanımda yazılanlar malumları olduktan sonra emrime muhalefet edip itaat etmezlerse kralla haberleşip, ittifak ederek laf dinlemeyenlerin bir şekilde haklarından gelesin ki isyan eden diğerleri de ibret alıp, bu onlara nasihat olsun. Amma bunu bir şekilde gerçekleştiresin ki saltanatımızın ırz ve namusuna zarar gelmesin. Meseleyi ne şekilde hallettiğini yazıp, arzeyleyesin. 6 Eylül 1595.
SABAH
Henüz yorum yapılmamış.