Kürsü
Ahmet Taşgetiren- Amerika ile hesaplaşırken
Follow @dusuncemektebi2
Ahmet TaÅŸgetiren- Karar
Rus uçağını düÅŸürdüÄŸümüzde, hadi itiraf edelim, hoÅŸumuza gitmiÅŸti.
Fırat’ın doÄŸusunda Amerika’ya vursak o da hoÅŸumuza gider.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın sözlerini biraz da “Bak Amerika, kafamızı bozma, seni de döveriz” gibi anlamaya yatkın bir ruh halimizin olduÄŸunu da kabul edelim.
Ama, devlet iÅŸi öyle götürmez, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın sözleri bize öyle gelse bile, stratejik hesaplardan ari deÄŸildir.
Biz belki sadece “Döveriz” tonunu okumak istiyoruz ama CumhurbaÅŸkanı “Hedefimiz asla Amerikan askerleri deÄŸildir” notunu düÅŸmeyi, peÅŸinden de ABD BaÅŸkanı Trump ile “Suriye’yi görüÅŸmeyi” hatta herhalde “iki askerin karşı karşıya gelmemesi”ni görüÅŸmeyi ihmal etmiyor.
Çünkü her hamlenin bir bedeli var.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan da diyelim, ABD askerleri ile gerçekleÅŸecek sıcak bir temasın “sonraki safhaları”nı hesap etmek durumundadır. Çünkü ülkelerin yumurta küfesini “intihar anlamına gelse bile” gibi cümleler kuracak köÅŸe yazarları deÄŸil, yönetenler sırtında taşır.
Nitekim düÅŸürülen Rus uçağının Rusya ile iliÅŸkilerde oluÅŸturduÄŸu hasarın telafisini CumhurbaÅŸkanı’nın özrü temin edebilmiÅŸtir.
Acaba içimizde Amerika’yı küçümseme gibi bir his var mı?
Ya da “Amerika Türkiye’yi asla feda etmez” gibi bir his?
Ya da “Türkiye ile Ä°srail söz konusu olsa Amerika Ä°srail yanında yer alır ama Türkiye ile PYD söz konusu olsa herhalde Türkiye’yi tercih eder” gibi bir yaklaşım?
Ya da haklı olduÄŸumuza göre her ÅŸeyi yapabiliriz gibi bir düÅŸünce.
***
Çetin bir coÄŸrafyada yaşıyoruz ve bu coÄŸrafyada hesaplaÅŸma bitmiÅŸ deÄŸil. Bu çok açık. Bunun devleti yönetenlerde oluÅŸturduÄŸu kaygının “Beka sorunu” diye formüle edildiÄŸi de açık.
CoÄŸrafya Ä°slam coÄŸrafyası ama tarlası pek çok sürülmüÅŸ bir coÄŸrafya. Dünyanın bütün baÅŸat güçlerinin bir ÅŸekilde at koÅŸturduÄŸu bir coÄŸrafya.
Aslında Amerika ile iliÅŸkiler uzunca bir süredir “dostâne” hatta “müttefikâne” gitmiyor. Bir süredir Rusya’nın daha çok “müttefik” gözüktüÄŸü bile söylenebilir.
Irak politikaları. Ä°ran politikaları. Filistin – Ä°srail – Kudüs politikaları. Arap Baharının ileriki safhalarında Mısır – Suriye politikaları. Kuzey Irak politikaları. Çözüm sürecinin ileriki safhalarında PKK-PYD politikaları. FETÖ politikaları.
Ne kaldı geriye?
Neredeyse bütün alanlarda farklı yerlerde duruluyor.
“Acaba bütün bunların temelinde de Tayyip ErdoÄŸan’ın siyasi – ideolojik yürüyüÅŸüne yönelik temel bir karşıtlık mı bulunuyor?” sorusu da sorulabilir.
Son soru, diÄŸer tüm alanlardaki problemi “kategorik” hale getirir.
Mesela Amerika’nın Ä°ran’la iliÅŸkisindeki problem kategoriktir. Bir anlamda Amerika Ä°ran’daki yapının varlığına düÅŸmandır.
Türkiye ile iliÅŸki bu noktaya gelmiÅŸ midir? Kimbilir? Belki Amerika’nın bir bölümünde öyledir, bir bölümünde farklıdır. Öyle olan bölümünde tüm adımlar, düÅŸmanlık istikametinde atılır, bazan bu da gözleniyor. Böyle bir durumu ABD politikalarında baskın halde görüyorsak, satranç hamlelerini daha dikkatli okumak durumundayız.
KorktuÄŸunuzu hissederlerse üzerinize daha çok gelebilirler, bu doÄŸru.
Ama sizin ataklığınıza oynayarak da strateji kurabilirler.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan son Kudüs Zirvesi konuÅŸmasında Ä°slam dünyasındaki yönetimlerle halklar arasındaki farklılaÅŸmaya dikkat çekti. DoÄŸru bir tespit bu. Bu farklılaÅŸmanın hangi takvimde nasıl evrileceÄŸine dair bir öngörüde bulunmak öylesine zor ki... Sisi alıyor Mısır’ı götürüyor. Ne yapacaksınız? Kitlelerin duygu dünyasını orada Sisi yönlendiriyor. Ve mesela Ä°hvan aleyhine akıl almaz bir kamuoyu oluÅŸturuyor. Yani kitle kayıyor. Suud toplumu, Türkiye’den sesleri ne kadar duyabiliyor? Amerika Saddam’ı devirince Irak’ta ne oldu? Kürtler Amerikan bayrağını öptüler.
GerektiÄŸinde güç kullanımı yapılır. Hesabı kitabı yapılır ve harekete geçilir.
Ama ben bu coÄŸrafyada tarihin derlenip toplanması için epeyce bir emeÄŸe ihtiyaç olduÄŸu kanaatindeyim.
BaÅŸat güç rolü hoÅŸumuza gidiyor.
Ama aynı baÅŸat güç görüntüsünü, hadi öyle söyleyelim “tarih ve kültür iliÅŸkileri” itibariyle “akraba” olarak baktığımız toplumlarda nasıl bir yansıma yaptığına da bakmak lazım.
GeçtiÄŸimiz perÅŸembe günkü yazımda özellikle “Ä°slam halkları” ile ilgili sorular var, onlara bir kere daha bakılmasını saÄŸlıklı bulurum.
Henüz yorum yapılmamış.