Sosyal Medya

Kürsü

İsmail Kılıçarslan- Çorlu’dan Marşandiz’e hesap sorulabilir olmak!

İsmail Kılıçarslan- Yeni Şafak



Bizimki gibi memleketlerde “kazaların kaderi” ÅŸudur: Akıl almaz bir kaza olur. Bu kaza karşısında bir toplumsal infial olur. Kazaya sebebiyet veren kurumun yöneticilerinden hiç kimse istifa etmez. O kurumdan birkaç alt düzey sorumlu da çıkarıldıkları mahkeme tarafından salıverilirler. Toplum kazayı unutuverir hemen. Ardından bir akıl almaz kaza daha olur. Bu kaza karşısında bir toplumsal infial olur… Çember böyle ilerler Türkiye’de.
 
Hadi ÅŸunu açık yüreklilikle konuÅŸalım mı? 8 Temmuz günü Çorlu’da meydana gelen ve 25 kiÅŸinin ölümüyle sonuçlanan o vahim kazanın sorumlusu oldukları iddiasıyla tutuklanan ve mahkemeye çıkarılan 4 “alt düzey” TCDD çalışanı 10 Ekim günü adli kontrol ÅŸartıyla serbest bırakıldılar. Türkiye’deki yargının olaÄŸan çalışma hızını hesaba katarak düÅŸünecek olursak “gayet hızlı” ÅŸekilde çözülmüÅŸ oldu mesele.
 
Mahkeme kararının ardından iki ay geçti ve bu kez de 9 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi tren kazası haberi Ankara MarÅŸandiz durağından geldi.
 
Devletimiz saÄŸ olsun her zamanki gibi “geniÅŸ kapsamlı bir soruÅŸturma” baÅŸlattı. “Sorumluların ivedilikle bulunması için gereken çalışmaların baÅŸlatıldığı”nı duyurdu. Lakin elimizde Ankara’daki tren kazası olayında da Çorlu’daki tren kazası olayına reva görülen hukuki sürecin iÅŸletilmeyeceÄŸine dair tek bir karine yok iÅŸte.
 
Åžurada bir duralım. Ankara’daki tren kazasının hemen ardından devletin yetkili kurumlarının peÅŸ peÅŸe yaptığı “kaza nedeni” açıklamalarının birbirini tutmamış olması “kriz yönetimi” konusunda yine sınıfta kaldığımızın resmidir elbette ama ben iÅŸin orasını çok tuhaf bulmuyorum. Mesela TCDD Genel Müdürü’nün olayın hemen ardından sosyal medya hesaplarını kapatarak “tedbir almasını” daha tuhaf buluyorum. Hâlbuki bence asıl tedbir sayın genel müdürün “tedbiren istifa” etmesiydi, sosyal medya hesabını kapatması deÄŸil. Modern dünyada böyle oluyor malum bu iÅŸler.
 
Dün gün boyu, tren kazası meselesini takip ettim doÄŸal olarak. Kazanın kaza deÄŸil, bir sabotaj olduÄŸuna dair geliÅŸtirilen argümanları da okumuÅŸ oldum böylelikle. “Tam da Türkiye’nin Suriye’ye sınır ötesi bir operasyon baÅŸlatacağı haberlerinin peÅŸine, üstelik Türkiye’nin kurduÄŸu uzay ajansının en önemli isminin de olacağı trenin kaza yapması size de tuhaf gelmiyor mu?” diye soruyorlardı bu argümanı geliÅŸtiren isimler.
 
DoÄŸrusu, haklı da olabilirler, haksız da olabilirler bu fikri ortaya atan arkadaÅŸlar. Ankara tren kazası bir “kaza” deÄŸil sabotaj, yani altından bir terör örgütünün çıkacağı bir terör saldırısı da olabilir pekâlâ. Fakat sonuç deÄŸiÅŸmez. Kazadaki ihmal de ihmaldir, TCDD’nin gözbebeÄŸi hızlı treni “sabotaj yapılabilir” olmaktan çıkarmamak da ihmaldir. Hatta ikincisi bence çok daha büyük bir ihmaldir. Dolayısıyla bari bu sefer, bari bu kez ÅŸu adına “adalet” dediÄŸimiz ÅŸey tecelli etsin ve lütfen bu kazada ihmali olan tüm yetkililer istifa etsinler.
 
Daha da açık yazayım o halde. Son zamanlarda Türkiye’de hem FETÖ davaları hem de bu ve benzeri meselelerde ortaya çıkan “adaletin tecelli etmediÄŸi” kanaati, baÅŸat bir toplumsal sorun olarak memleketin tam kalbindedir.
 
Ä°ÅŸte dünkü yazısında Hasan Öztürk aÄŸabey yazdı. Emin ÇölaÅŸan’ın bile “her ne kadar üyeliÄŸi olmasa da…” diye kanaat belirterek FETÖ’den yargılanacak olması en hafifinden “adalet duygumuzu” zedeleyen, dahası FETÖ’yü sulandırmaktan baÅŸkaca bir iÅŸe yaramayacak bir meseledir. Çengelköy davasında direnen halka kasıtla ateÅŸ ettiÄŸi belli terörist itlerin “er olmaları gerekçesiyle” salıverilmeleri adaletin tecelli edeceÄŸine dair beklentimizi yerle yeksan eder.
 
Dahasını da söyleyeyim. “Sorumlulara bir ÅŸey olmuyor” algısı bürokrasiyi de, politikayı da çirkinleÅŸtirir. “Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir” yaklaşımı iÅŸ dünyasını berbatlaÅŸtırır.
 
Ben dünyada adalet dışında hiçbir pozitif kavram kalmasa adalet üzerinden tüm pozitif kavramları yeniden inÅŸa edebileceÄŸimizi düÅŸünen biriyim. Dahası, dünyada tek negatif kavram olarak adaletsizlik kalsa adaletsizliÄŸin dünyanın sonunu getireceÄŸine de kaniyim.
 
Dolayısıyla bir ince sitem, bir yüksek sesli uyarı olarak alın lütfen ÅŸu cümleleri: Adaletin bunca yorulması, Türkiye’nin güzel yürüyüÅŸünü sekteye uÄŸratabilecek tek unsurdur. O yüzden lütfen bürokratın da, siyasinin de, iÅŸ adamının da, sanatçının da hukuk karşısında hesap verebildiÄŸi bir ülke için çalışmanın bir yolunu bulalım elbirliÄŸi ile. Büyük Türkiye fikri ancak adaletle gerçekleÅŸebilecek bir fikirdir zira.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.