Cumhurbaşkan'ı Erdoğan Kaşıkçı'nın katili olarak Prens Selman'ı mı ima etti?

Zulümle payidar olunmayacağının sayısız örneÄŸi var. Bugün dünyanın pek çok yerinde vicdanları kanatan zulümler yaÅŸanıyor. Ä°slam dünyasını DEAÅž, FETÖ, El Åžebab gibi terör örgütleriyle cendereye almaya çalışanların asıl hedefi Müslümanların hayat damarlarını kurutmaktır.

CEMAL KAÅžIKÇI CÄ°NAYETÄ°

Kısa bir süre önce önemli bir basın dünyasından malum Cemal Kaşıkçı'nın Ä°stanbulumuzda Suudi Arabistan baÅŸkonsolosluÄŸunda öldürülmesi olayı bir kenara atılacak konu deÄŸildir. Konu her yönüyle açıktır. Failinin kim olduÄŸu da bana göre belli. Zira Ä°stanbulumuza gönderilen 15 kiÅŸinin içinde olduÄŸu çok açık net. Olayın iÅŸlendiÄŸi yer de belli. Biz, bize gönderilen yetkililere ÅŸunu sorduk; Bu 15'in içinde fail var, biliyorsunuz ve siz bu faili çıkarmakta da mahirsiniz. Verdikleri cevap; Åžu anda 18 kiÅŸiyi tutukladık, daha sonra 22'ye çıkardık. E ÅŸimdi failini ortaya çıkarın. Önce bu suçu buraya yıkmanın gayretine girdiler. Ä°ÅŸlemleri yaptı ve çıktı dediler, yalan. Bu sıradan bir insan deÄŸil, kalemi olan bir insan. Oradan niÅŸanlısını almadan gitmesi mümkün deÄŸil. Daha sonra ileri gittiler, 'Yerli iÅŸbirlikçilerle bunu yaptık'. Peki kimdir yerli iÅŸbirlikçi, bunu söyleyin. Bunu söylemedikleri gibi 'Böyle bir ifade kullanmadım' diyerek yine yalan söylediler. Biz ses kayıtlarından gelenlerin içinde ÅŸu andaki veliaht prensin en yakınında olanlar bu iÅŸin aktif rol üstlenicisi.

Her ÅŸey gün yüzüne çıkıyor. BaÅŸsavcısı geldi, görüÅŸtüler, ipe un serdiler. En ufak bir bilgiyi, belgeyi vermediler.

Petrolün zengini olan bu ülke henüz kararını vermedi. Fakat hak yerini bulacak. Ä°ÅŸte dün Amerikan Senatosu'ndaki geliÅŸmeleri duydunuz. Ve daha geliÅŸerek devam edecek. Neden? Zira biz, Amerikalılara, istihbarat örgütlerine bütün bilgileri verdik. Ä°ngilizler istedi onlara da verdik. Almanlar istedi onlara da verdik. Fransızlara, Suudi Arabistan'a da verdik. Neden? Adalet mülkün esasıdır, adalet yerini bulsun diye verdik.

Dedik ki verin biz yargılayalım. Bakın vermiyorlar. Ve dışiÅŸleri bakanı açıklama yapıyor. "VatandaÅŸlarımızı veremeyiz" diyor. Åžu ifadeye bak. Zerre kadar adalet anlayışı olsa ne demek, tabi ki veririz diyebilirdi. Neden diyemiyorlar? Bu iÅŸin sıçrayacağı yer neresi olduÄŸu ortaya çıkıyor. Ä°ÅŸte BM'nin Daimi Temsilcisi açıklama yaptı. Ve açıkça isim verdi. Bu da bir ÅŸeyi gösteriyor. Bütün çıplaklığıyla iÅŸ ortaya çıktı. Bizim temennimiz de bu iÅŸin gerçek manada ortaya çıkmasıdır.

"DÜN VURDUK, GERÄ°SÄ° GELECEKTÄ°R"

Dün akÅŸam itibariyle Irak'ta operasyonlarımızı yaptık. Ve sürekli sınırlarımıza tehdit oluÅŸturan Sincar'da ve Mahmur'un etekleri Karaçar'da buralardaki atılan adımlara karşı operasyonumuzu yaptık. Durduk mu? Yok, bunun gerisi gelecektir. Çünkü oradan bize bir tehdit varsa ki var; bu tehdidin cevabı da anında verilecektir. Bu terör örgütlerini ya yok edecekler, onlar etmiyorsa biz yok edeceÄŸiz.

Dünkü kalleÅŸ saldırı aldığımız kararın ne kadar isabetli olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Sınırlarımıza yığılan teröristlerin eninde sonunda bizi hedef alacağı gerçeÄŸini bu olay ispatlamıştır. Suriye'nin kuzeyine, malum Amerika'nın 22 üssü var orada. Silah gönderiliyor, araç gereç gönderiliyor. Buradaki PKK, YPD, YPG bunlara geliyor.

"TEMÄ°ZLEMEZSENÄ°Z MÜNBÄ°Ç'E DE GÄ°RECEĞİZ"

Münbiç hikayesiyle bizim dikkatimizi dağıtmaya çalışıyorlar. Münbiç yüzde 85-90 Arapların yaÅŸadığı bir yerdir. Ama orayı tamamen o terör örgütlerine vermiÅŸ durumdalar. Onlardan orayı boÅŸaltacağız dediler. Göndermediler. Åžimdi de diyoruz ki, temizlediniz temizlediniz. Çıkarmadığınız takdirde biz Münbiç'e de gireceÄŸiz. Açık konuÅŸuyorum. Türkiye, Fırat'ın doÄŸusundaki terör bataklığına müdahale konusunda yeteri kadar zaman kaybetmiÅŸtir. Bundan sonrası için tek bir günlük gecikmeye dahi tahammülümüz yoktur.

Afrin operasyonunda sahada karşılaÅŸtığımız manzara istihbarattan gelen raporlarla tescillidir. Bu veriler bize Fırat'ın doÄŸusunda neler yapıldığını, ÅŸayet harekete geçmezsek ileride karşımıza ne çıkacağını göstermeye yeterlidir. Biz Suriye'de attığımız adımlarla, sadece kendi ülkemizin güvenliÄŸini saÄŸlamakla kalmıyoruz. Hiçbir mezhep fanatizmi bu gerçeÄŸin üzerini örtemez.

Lafa geldiÄŸinde demokratlığı, özgürlükçülüÄŸü kimseye bırakmayan batılı ülkelerin en küçük bir tehdit karşısında nasıl faÅŸizan uygulamalara yöneldiÄŸine hep birlikte ÅŸahit oluyoruz. Demokrasiyi ve hukuku bir makyaj olarak kullananlarla aynı deÄŸerleri hayatının merkezine yerleÅŸtirenler arasındaki fark bu tür sınamalarda ortaya çıkıyor.

Ä°slam toplumlarının çoÄŸunun yönetimi bu sınamalara maruz kalmayacak ÅŸekilde adaletten, hukuktan, özgürlükten uzak bir görüntü içindedir. Bunu bir özeleÅŸtiri olarak söylüyorum. Az önce Kaşıkçı cinayetinden sonra sergilenen tavırlar bu gerçeÄŸi bir kez daha yüzümüze çarpmıştır. Gerçekten insanlık dışı yöntemle iÅŸlenen cinayetin takibini neredeyse tek başımıza yapıyoruz. Bu eksiklikleri gidermeden hak ettiÄŸimiz yere gelmemiz, Rabbimiz ve Peygamber efendimizin müjdelediÄŸi huzura kavuÅŸmamız mümkün deÄŸildir."