Abdurrahman Dilipak / Ä°stersen sulhu salah!..

Trump, bir ay içinde DAEÅž’in bitirilmesi talimatını verdi. Bir gün sonra CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan BeÅŸtepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türk Savunma Sanayii Zirvesi’nde konuÅŸtu ve “Fırat’ın doÄŸusundaki harekata birkaç gün içinde baÅŸlayacağız” dedi. 

Küçük bir ayrıntı, TSK, ABD’nin askeri kamplarına müdahale etmeyecek.

Soru ÅŸu: TSK; SDG ve o ÅŸemsiye altındaki PYD ve diÄŸer silahlı grublara müdahale edecek olursa ne olacak? Onu göreceÄŸiz.

Bu konuda önümüzde sadece “birkaç gün” var. Bu birkaç günde neler olacağını göreceÄŸiz.

Suriye, Irak ve bölgedeki Hristiyan askeri unsurlara rahat bir Noel  olmayacak.

EÄŸer bu operasyon uzun sürerse ne olacak? Bu operasyonlar seçim sürecini nasıl etkileyecek? Operasyona karşı ABD’nin, AB’nin, NATO’nun, bölge devletlerinin ve örgütün tepkisinin ne yönde olacağını görmemiz gerek.

Seçim sürecinde örgüt her yolu deneyebilir. Seçim sürecini, seçimleri, sonucu maniple etmek için elinden geleni arkalarına koymayacaklar. FETÖ de bu süreçte aktif olacak. Yani demem o ki, Türkiye karşıtı bütün unsurlar iÅŸbirliÄŸi içinde hareket edecekler. Komplolar üretecekler, bazı nokta hedeflere saldıracaklar, hedef seçilen kiÅŸi ve kuruluÅŸlar hakkında sosyal mediada suçlamaların olması sürpriz olmamalı.

Seçim süreci bu unsurları etkilediÄŸi kadar, bu unsurlar da süreci etkileyecekler.

Tabii operasyonların ne zaman baÅŸlayacağı, ne kadar süreceÄŸi, kapsama alanı, derinliÄŸi de önemli. Uzun sürmesi halinde baÅŸka birtakım riskler de gündeme gelebilir.

Mesela böyle bir süreçte, HDP’nin seçim kampanyası yapması çok zor. CHP’nin de HDP ile bir ittifak kurması çok kolay olmaz. “Apo ve DemirtaÅŸ’a özgürlük” söylemi de politik olarak dile getirilemez.

Aslında “Fıratın doÄŸusu” çok önceden beri telaffuz ediliyordu. Bakalım operasyon nasıl ve nereden baÅŸlayacak. Türkiye sınırından içeri girmeden, nokta hedefler, havadan, topçu ateÅŸi ile füze bataryaları ile vurulabilir.. Girince bir koridor oluÅŸturulması gerekecek. TSK girdikten sonra kısa sürede geri çekilmez. Yerel halkın ve yönetimlerin bu operasyon karşısında nerede duracakları da önemli.

Rusya’nın ne yapacağı, Ä°ran’ın tepkisi, Irak ve Suriye yönetimi, Kürt yönetimi, DAEÅž, Åžii Milisler, Hizbullah’ın tavrı, Ä°ngiltere’nin tavrı, Fransa’nın tavrı da önemli.

Operasyonun Noel’e denk gelmesi de önemli.. SDG içindeki PYD dışındaki unsurların bu süreçte nasıl hareket edeceklerini de görmek gerek.

Ankara ABD ile karşı karşıya gelmeyeceÄŸiz diyor ama, PYD’liler de ABD askerleri iç içe. Bunu nasıl ayırt edecekler onu bilmiyoruz. Yani daha önce ABD’ye götürülüp, Amerikan vatandaşı yapılan peÅŸmergeler var. Ya da peÅŸmerge kıyafeti giymiÅŸ Amerikalılar var. ABD’nin paralı askeri olarak bölgede görev yapan peÅŸmergeler de var. Bütün bunlar  ortada iken kim kimdir emin olmak çok kolay olmasa gerek.

Tabii ÅŸöyle bir gerçek de var, Ankara’nın aklında “Ä°stersen sulhu salah, hazır ol cenge!”. “En iyi savunma taarruzdur”. ABD’li yetkililer, Ankara’nın kararlılığını hafife alıyorlar sanki. ABD eÄŸit-donat’la bölgede peÅŸmergelerden oluÅŸan adeta büyük bir ordu kurdu. Hâlâ da bunlara silah vermeye devam ediyor. ABD her seferinde kendi içinde çeliÅŸkili, tutarsız, oyalayıcı açıklamalar ve manevralarla zaman kazanmaya çalışırken, bir yandan da PYD ile birlikte kalıcı istihkamlar, tesisler, tüneller inÅŸa etmeye devam etti.

Öte yandan, Beyaz Saray bir ÅŸey söylerken, kongreden biri baÅŸka bir ÅŸey söylüyor. Pentagondan biri çıkıyor, o daha farklı bir ÅŸey söylüyor, bunlara cevap verelim derken, bölgedeki iÅŸgal kuvvetlerinin başındaki bir komutan çok daha farklı bir ÅŸey söylüyor. ABD cephesinden gerçekçi, doÄŸru-düzgün, inandırıcı bir açıklama gelmiyor.

Öyle anlaşılıyor ki, Ankara bu oyalama taktiklerinden bıktı. Verilen sözlerin hiç birinde de durulmuyor. O zaman “inceldiÄŸi yerden kopsun” denerek yola çıkılıyor.

ErdoÄŸan’ın açıklamasının bir baÅŸka anlamı daha var. O da, bu çıkış AB-ABDhesaplaÅŸması konusunda AB ülkelerinin yanında yer alıyor demektir. Ama, öte yandan Ankara, Taksim/Gezi olaylarına gönderme yaparak, Paris’te yaÅŸanan olaylar üzerinden Batı’ya eleÅŸtiri yöneltiyor.

BeÅŸtepe’deki açıklamaların ardından ve operasyon baÅŸladıktan sonra muhalefet kanadından gelecek tepkileri de görmek gerek. HDP karşı çıkacaktır. MHPiktidara destek verecektir ama CHP ile Ä°yi Parti’nin nerede duracağı, bu partilerin bu konuda kendi içlerinde bir görüÅŸ birliÄŸine varıp varamayacaklarını önümüzdeki günler gösterecek.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’den YPG/PKK’lı teröristlere eÄŸitim verilmesine dair, “Teröristlerin eÄŸitilmesi kabul edilemez” dedi ve ekledi: “Ancak yapılan son açıklamalar gerçekten bölgedeki istikrarın daha da istikrarsız hale gelmesine sebeb olacak. Hele hele teröristlerin eÄŸitilmesinin ve donatılmasının kabul edilmesinin mümkün olmadığını da her zaman olduÄŸu gibi  burada bir kez daha altını çizerek söylemek istiyorum. Ülkemizin ve milletimizin  karada, denizde, havada uluslararası hukuktan doÄŸan tüm haklarını bugüne kadar  olduÄŸu gibi bundan sonra da aynı azimle kararlılıkta koruduk, korumaya devam  edeceÄŸiz. Fırat’ın doÄŸusu dahil, Türkiye’nin güneyinde, Suriye’nin kuzeyinde  herhangi bir ÅŸekilde bir terör koridoru olmasına izin vermemiz, göz yummamız asla  söz konusu deÄŸildir. Ülkemizin ve bölgenin huzur ve güveni için FETÖbaÅŸta olmak  üzere PKK, YPG, DEAÅž tüm terör örgütlerine karşı bugüne kadar büyük bir mücadele  verdik en son terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar aynı azimle,  kararlılıkla mücadelemizi, operasyonlarımızı sürdüreceÄŸiz.»

ABD savunma bakanlığından “binbaşı” (!) seviyesinde açıklama gecikmedi. Binbaşı Sean Robertson; “Suriye’nin kuzey doÄŸusunda özellikle de ABDaskerlerinin bulunduÄŸu  veya yakınlarında olduÄŸu bölgelere yönelik bir herhangi bir tarafça atılacak tek taraflı bir adım büyük bir kaygıdır ve bu tür adımları kabul edilemez olarak görürüz” dedi.

Bakalım gelecek günler neler gösterecek. Selâm ve dua ile.