Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak- Aile çöküyor mu?

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Aile çöküyor mu? Bu gerçekleÅŸirse gerçekten çok büyük bir felaket olur. En büyük felaketlerin başında bu gelir.. Zaten, eÄŸer aileyi kaybederseniz, geriye fazla bir ÅŸey kalmaz.
 
Bir süre önce bir olay yaÅŸandı. Bir akademisyen “kadın adaya oy vermeyeceÄŸim” dedi ve kıyamet koptu. Adam istifa etmek zorunda kaldı. Bu olayı hiçbir ÅŸekilde içime sindiremedim. Sustum, sustum ve sonunda yine yazmaya karar verdim.
 
Ne yani, biri oy verip vermeyeceÄŸini ya da kime verip vermeyeceÄŸini açıklayamaz mı?
 
Tamam oy kullanmak zorunlu. Gider sandığa, oyunu boÅŸ kullanır ya da iptal eder, kim ne diyebilir. Tesbit de edilemez bu. Kaldı ki, “oy vermeyeceÄŸim” de demiyor, “Kadın adaya oy vermeyeceÄŸim” diyor. Bana göre, kadın-erkek, ne fark eder, ehliyet ve liyakat meselesi benim açımdan asıl önemli olan.
 
Siyaset konusunda, kadın ve erkek eÅŸit konumda olsa, benim oyum erkek adaydan yana olur. Bu tercihim bir cinsiyetçilik meselesi olarak  gördüÄŸümden deÄŸil. Yoksa bin erkeÄŸe deÄŸiÅŸmeyeceÄŸim kadınlar vardır. Hangi erkek Hz. Haacer’le kıyaslanabilir ki, hangi erkek Ruhul Kuds’ün annesi ile kıyaslanabilir, hangi erkek Hz. Asiye ile kıyaslanabilir, kim Hz. Fatıma, Hz. Hatice, Hz. AyÅŸe ile kıyaslanabilir, Hz. Sümeyye ile kıyaslanabilir.
 
Kadın, bizim geleneÄŸimizde, mazeret sebebi ile Cuma namazına katılması ve savaÅŸ konusunda, ticaret konusunda da olduÄŸu gibi “Siyaset” konusunda muhayyer bırakılmıştır. 
 
Kadınları sokaÄŸa çağıran her davet üzerinde bir kez daha düÅŸünürüm.
 
Konya’da, Twitter hesabından yaptığı paylaşımı sebebi ile eleÅŸtiriye uÄŸrayan Necmettin Erbakan Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Karalı’nın istifaya zorlanmasını anlamakta zorluk çekiyorum.  Prof. Dr. Mehmet Karalı Twitter hesabından yaptığı, «Ä°lan ediyorum; Aile hayatına yönelik, bazı politikaları yanlış buluyorum. Ä°yi bir çocuk yetiÅŸtirmek, iyi bir ev hanımı olmak, bakan ya da baÅŸkan olmaktan veya baÅŸarılı bir iÅŸ kadını olmaktan çok elzemdir. Yerel seçimde hiçbir kadın belediye baÅŸkanı adayına oy vermeyeceÄŸim” ifadelerinin neresi suç?. Bu fikre katılır ya da katılmazsınız, ama suç bunun neresinde! Siz de “ÅŸu sebeble erkek aday’a oy vermeyeceÄŸim” deyin. 
 
Karalı, “Konunun baÅŸka yerlere çekilmesinden rahatsız olduÄŸum için söz konusu tweeti’mi çekiyorum’’ demiÅŸ. Bunu da anlayamadım. Niye çekiyorsun, siliyorsun kardeÅŸim. Kim nereye çekerse çeksin. 
 
Tamam, ne dediÄŸimiz kadar, bunun nasıl anlaşıldığını da düÅŸünelim, istimara fırsat vermeyecek bir ifade ÅŸekli kullanalım. Ama yine de bir yanlış anlama ve istismar sözkonusu ise, bu iÅŸi neden bugün bu ÅŸekilde ifade etme gereÄŸi duydunuz onu açıklayın.
 
Ortada, dini, ahlaki, hukuki bir sorun yok. Ben kiÅŸisel olarak kadın ya da erkek olduÄŸuna bakmadan ehliyet ve liyakat açısından konuya yaklaşırdım.
 
“Yanıldığınızı” da düÅŸünüyor olabilirsiniz. O zaman nerede yanıldınız bunu söyleyin bize. Önce söyleyip, sonra geri çekilmek olmaz. O zaman söylemeyecektiniz.
 
Bu tartışma aile konusunda ne durumda olduğumuzun bir başka ifadesi.
 
Ya hu, kadın konusunda tam çuvalladık. BaÅŸörtülü kadın, bir direniÅŸ sembolü idi dün, bugün öyle baÅŸörtülü kızlar, kadınlar görüyoruz ki! O daracık elbiseler, elinde sigara, kiraz dudaklar, gözler boyalı, tırnaklar uzun ve cilalı. Namaz kılmıyorum diye bağırıyor adeta. Hal ve hareket desen aynen.
 
Hep birlikte düÅŸünmemiz gerek, “biz nerede yanlış yaptık” diye.
 
Çalışan kadınlar çok mu mutlu? Çocuklar ne alemde.. Bazı ailelerde kadın da erkek de çalışıyor, bazılarında kadın da erkek de çalışmıyor.
 
“Başı örtülü” olmak artık kiÅŸi için bir “alameti farika/ayırt edici bir özellik” deÄŸil. Onlar/ötekiler gibi yiyor, giyiniyor. Aynı ÅŸeylerden hoÅŸlanıyorlar, aynı duyguları paylaşıyorlar. BaÅŸörtüsü bir kültürel aidiyet, gelenek ya da bir aksesuvar’dan ibaret birileri için.
 
Adalet, iktisad, aile, yolsuzluk bunlar seçim öncesi en canalıcı konular.
 
Yanlış iÅŸleri eleÅŸtirenleri cezalandıracak, susturacak olursanız, felakete giden süreç hızlanır ve geri dönüÅŸü mümkün olmayan bir yola girersiniz. Felaketi gördüÄŸünüzde ise çok geç kalmışsınızdır. EÄŸer demokrasi diyorsanız, “tek sesli demokrasi” olmaz. Bu gidiÅŸatta “fikri hür, vicdanı hür insanlardan oluÅŸan bir toplum” çıkmaz.
 
Sahi, Firavunun sarayında da Züleyha’nın iddiası için ÅŸahid aranmamıştı deÄŸil mi? Hatta deliller de ciddiye alınmadı ve Hz. Yusuf zindana atıldı.
 
Bakın kadını evden dışarıya çağıranlara dikkat edelim. Kadını ucuz emek olarak gören, emek arzını artırarak emeÄŸin maliyetini düÅŸürmeye çalışan kapitalist tezgahların, kulağına hoÅŸ gelen yalanlarına kanmayalım.
 
Bu gidiÅŸat ne kadının, ne erkeÄŸin, ne de çocuÄŸun hayrına. Bu gidiÅŸat evdeki yaÅŸlılar için de köye gitmeye mecbur kalmanın habercisi. Zaten evlerde fazla yaÅŸlı kalmadı.
 
Yarın aynı akıbet bugünün gelinlerinin ve damatlarının başına gelecek ama farkında deÄŸiller. Anaokuluna gönderilen çocuklar büyüyünce, kendilerini oraya gönderenleri huzurevine gönderecekler. Bunlar ancak o zaman anlayacaklar anaokulunda ana’nın, huzur evinde huzurun olmadığını, ama son piÅŸmanlık da fayda vermeyecek.
 
Geçen gün Sema MaraÅŸlı yazıyordu: “Loran Nordgren’e göre insanlar, dürtülerinin gücünü kestirmede pek baÅŸarılı deÄŸillermiÅŸ. ‘Ayartıcılık tuzağı’na en çok, kendini dizginleyebilme gücüne en fazla güvenenler düÅŸüyor”muÅŸ. Atalarımız boÅŸuna “beni bana bırakma Rabbim” dememiÅŸler. KiÅŸinin kendi nefsi ile savaÅŸmasına boÅŸuna “büyük cihad” dememiÅŸler. Ä°nsanoÄŸlu kendi düÅŸmanını kendi içinde taşır. Nefsin ÅŸerrinden emin olmak öyle kolay bir iÅŸ deÄŸil. Neyinize tamah eder, güvenirseniz, neyi ihtirasla isterseniz o ÅŸey sizin imtihanınız olur.
 
Benden söylemesi. Bari dilim susmasın. Selâm ve dua ile.

1 Yorum

  1. Halil

    Aralık 13, 2018 Perşembe 07:25

    Proje işliyor yani sayın Dilipak

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.