Güncel
26 yıllık Lice davasında karar: Tek sanık beraat etti
Follow @dusuncemektebi2
22 Ekim 1993'te Diyarbakır'ın Lice ilçesinde dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın suikast sonucu hayatını kaybetmesi sonrası çıkan ve 16 kişinin öldüğü olaylara ilişkin davada tek sanık olan emekli Albay Eşref Hatipoğlu beraat etti.
BBC Türkçe'nin haberine göre; Cuma günü Ä°zmir'de görülen duruÅŸmada mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay EÅŸref HatipoÄŸlu'nun beraatine karar verdi.
Liceli aileler adına davayı en başından beri takip eden Avukat Yunus Muratkan, "90'lı yıllardaki ağır insan hak ihlalleri de bu kararla beraat etti" diye konuÅŸurken, davayı istinaf mahkemesine götüreceklerini söyledi.
Peki 25 yıl önce Lice'de neler yaÅŸandı, dava süreci nasıl geliÅŸti?
LÄ°CE'DE NE OLMUÅžTU?
22 Ekim 1993'te günü ilçede dönemin Jandarma Komutanı Bahtiyar Aydın bir suikast sonucu hayatını kaybetti. Suikastin ardından çıkan olaylarda ise sivillerin de aralarında olduÄŸu 16 kiÅŸi öldürüldü.
Jandarma Yüksel Bayar ve Ali Nurettin Soyer ile birlikte Abdullah Akçakmak, Mizgin Cantürk, Hüseyin Cantürk, Dilbirin Cantürk, Bayram Yıldız, Emine Kıraç, Zana Çakır, Mustafa Çakır, Saniye BoÄŸan, Ali Åžanlı, Ali Canpolat, Kudret Ergün ve Muhyettin Güler, yaÅŸamını yitirenler arasındaydı.
Dönemin askeri yetkilileri, Albay Bahtiyar Aydın'ın PKK'lılar tarafından öldürüldüÄŸünü ve daha sonra bir çatışma meydana geldiÄŸini açıkladı. Ardından bölgeye askeri operasyon baÅŸlatıldı.
Avukat Muratkan, iddianamede bazı verilere göre ilçe merkezinde 400 ev ile 242 dükkanın yakıldığını, yıkım ve tahribat nedeniyle 13 bin olan Lice nüfusunun 2500'lere kadar düÅŸtüÄŸünü söyledi.
Ä°DDÄ°ANAME 20 YIL SONRA GELDÄ°
Lice Davası, olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra, zaman aşımına çok kısa bir süre kala tozlu raflardan indirildi ve Diyarbakır Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı bir iddianame düzenledi.
Ä°ddianamede emekli Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Albay EÅŸref HatipoÄŸlu ile ÜsteÄŸmen Tünay YanardaÄŸ hakkında "Taammüden öldürme", "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teÅŸvik", "Cürüm iÅŸlemek üzere teÅŸekkül oluÅŸturma" suçlarından ağırlaÅŸtırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası istendi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul edince, 2013'te dava süreci baÅŸladı.
27 klasörlük dava dosyasında hem davacı tanıkları, hem de o dönem Lice'de görev yapan birçok resmi yetkili, 22 Ekim 1993 günü Lice'de herhangi bir çatışmanın olmadığını ve ilçede yaÅŸanan tahribatın "operasyona çıkan askerler tarafından" yapıldığını iddia etti.
28 Kasım 2015 tarihinde öldürülen Diyarbakır Baro BaÅŸkanı Tahir Elçi de davanın avukatlarından biriydi. Elçi, sanığın mahkemeye getirilip çapraz sorgu ile ifadesinin alınmasında etkili olan bir isimdi.
Güvenlik gerekçesi ile dava önce EskiÅŸehir'e daha sonra Ä°zmir'e nakledildi. 2014'de komutanların yargılanması için Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) izni gerektiÄŸi belirtilerek Ä°zmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamayı durdurdu. 29 Ocak 2015'de HSYK durdurma kararını bozdu ve davanın Ä°zmir'de devam etmesine karar verdi.
Sanık Tünay YanardaÄŸ bir süre önce geçirdiÄŸi bir kalp krizi sonucu ölünce, davada tek sanık olan EÅŸref HatipoÄŸlu tutuksuz yargılanıyordu.
17 Mart 2016 tarihindeki duruşmada ilk kez hazır bulunan Hatipoğlu'nun vareste tutulmasına karar verildi.
EÅžREF HATÄ°POÄžLU BERAAT ETTÄ°
Cuma günü Ä°zmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruÅŸmada davacı tarafın avukatları beÅŸ saatlik bir savunma yaptılar ancak etkili olmadı: Mahkeme heyeti, sanık EÅŸref HatipoÄŸlu´nun üzerine atılı tüm suçlardan beraatine karar verdi.
YaÅŸamını yitiren sanık Tünay YanardaÄŸ'ın dosyası da davadan düÅŸürüldü.
Duruşmaya davacı aileleri, avukatlar, Diyarbakır ve İzmir Baro Başkanları ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
Lice Adalet Arıyor Platformu Sözcüsü Åžiyar Kaymaz, en başından beri davayı izleyen isimlerden biri.
Hem olayların maÄŸduru hem de davanın müdahili olan Kaymaz, eniÅŸtesi Ali Åžanlı'yı olaylar sırasında kaybetti, birçok akrabası yaralanırken, evleri ve dükkanları yakıldı.
Åžiyar Kaymaz, ailelerin beraat kararına kadar küçük de olsa bir umut taşıdıklarını ifade etti:
"Bir önceki duruÅŸmada savcı mütalaasını vermiÅŸti, ama mütalaada ne tanıkların beyanı vardı ne de deliler. Sanığın beraatını talep etti, onun ÅŸuç iÅŸlediÄŸine dair yeterli delil olmadığını savundu. Ä°ki yıl önce darbe süreci yaÅŸadık, ordu içinde eÄŸer bazı askerler darbe teÅŸebbüsünde bulunabiliyorsa, neden bazı askerlerin Lice'yi yakıp insanları öldüreceÄŸine inanmak istemiyorlar?
"Küçük de olsa bir umudumuz vardı çünkü mahkemede ÅŸahitlik yapanlar, o olayların hem maÄŸduru hem görgü tanıkları. Bu kadar somut anlatım ve delillere raÄŸmen beraat kararı çıkması çok kötü . Biz yine de vazgeçmeyeceÄŸiz."
Avukat Muratkan, otopsi tutanakları ve kamu görevlilerinin tanık ifadelerinin de yer aldığı belgelerin "o gün Lice'de bir çatışma olmadığını, sanığın ve sanığın üst komutalarının emri ve denetimi, sevk ve idaresi altında Lice'yi bir bütünen ortadan kaldırmaya yönelik bir amaçlarının olduÄŸunu tespit ettiÄŸini" kaydetti.
Muratkan sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Dönemin kaymakamı ve emniyet müdür yardımcısı dahil dinlenen yüzlerce tanık, o gün herhangi bir çatışma yaÅŸanmadığını söylüyor. Subaylar herhangi bir örgüt mensubu görmedik diyorlar.
"Kürtler bir gün adalet olabileceÄŸini umuyordu, ama sanıyorum devlet bu dava üzerinden 90'lı yıllarda yaÅŸanan kirli savaşı 'dönemin devleti bağımsız mahkemelerce yargıladı ve beraat etti' diyerek siyasal bir propaganda aracı olarak kullanacaktır. Böylece insanların ağır insan hakları maÄŸduru oldukları söylemelerinin doÄŸru olmadığını öne sürecektir."
Henüz yorum yapılmamış.