Özel / Analiz Haber
Kemalist Rejimin okuttuğu tarih kitabı ve Necip Fazıl'ın Mustafa Kemal'e sert cevabı
Follow @dusuncemektebi2
Türkçe Ezan ve Andımız tartışmaları sürerken Kemalist Rejimin 1931 yılında okullarda ders kitabı olarak okuttuğu metni Düşünce Mektebi okurlarının dikkatine sunuyoruz.
İşte o kitaptan alıntılar;
Necip Fazıl bu paçavralara ÅŸöyle cevap vermiÅŸtir:
Necip F. Kısakürek’ten Atatürk’e (Tarih II, Ortazamanlar, 1931 yılının Lise Tarih kitabı)
1 – Güya münevver geçinen, fakat ayağını nereye bastığı ve yüzünü ne tarafa çevirdiÄŸi belli olmıyan, kokmaz, bulaÅŸmaz bir zümre vardır ki, Birinci Cumhur Reisi (M. Kemal Atatürk) hakkında ÅŸöyle düÅŸünür:
«Onun Ä°slâmiyete hiçbir zararı olmamıştır! Belki de, kaba taassubu yok etmek bakımından dine faydası dokunmuÅŸtur! Ne imana, ne ibadete, ne de herhangi bir dini esasa el sürmüÅŸ deÄŸildir!» Böyleleri, benzerleri ve benzerlerinin benzerleri arasında, Birinci Cumhur Reisini rahmetle ananlar, ona Mevlit okutturanlar bile vardır.
2 – Halbuki Birinci Cumhur Reisi, herhangi bir temenniye «Ä°nÅŸaallah…» duasını katan insan için «Bak, Allahtan bekliyor, Allaha inanıyor!» diye mukabele edecek ve Kâinatın Mefhari hakkında «Donsuz Bedevi! hakaretini savuracak kadar Allah ve Resulünün düÅŸmanıydı.
3 – Bize her ÅŸeyden evvel düÅŸen borç, kıymet hükmümüzü izhara lüzum bile görmeden, ukdelerin ukdesi ve bütün tarihi görüÅŸ inkılâbının düÄŸüm noktası olan Birinci Cumhur Reisi (M. Kemal Atatürk) mevzuunda,
sadece ilmî ve (Akademik) hüccetlerle onun din, Ä°slâmiyet ve Peygambere karşı vaziyetini tesbit etmek ve hiç olmazsa «Dine ne yaptı?» sözüne sarf imkânı bırakmamaktır. Renkler, siyahla beyaz halinde belli olsun da, mücadele ona göre dürüst ve namuskârane cereyan etsin; fakat, mevzuları bir türlü çerçeveliyememekte en feci idrak belâsı olan renkleri birbirine karıştırma zaafının önüne geçilmiÅŸ olsun…
4 – Bütün icraatı, baÅŸtan baÅŸa en keskin din ve ÅŸeriat düÅŸmanlığını billûrlaÅŸtıran Birinci Cumhur Reisinin bu mevzuda izhar edilmiÅŸ (net) ve (ideolojik) sözleri ve görüÅŸleri büyük bir yekûn teÅŸkil etmediÄŸi ve bilinmediÄŸi için, icraatı sözden daha büyük bir fikir tecellisi diye alacak herhangi bir irfan zümresinin de eksikliÄŸi yüzünden, Birinci Cumhur Reisi hakkında «Canım, Ä°slamiyete ne yaptı? Allaha ve Peygambere inanmadığı nereden malûm?» gibi bir demagocyaya muhatap bulunabilmektedir.
5 – Åžimdi bizim yapacağımız, din ve imanı yok etmek için 15 yıllık icraatı daÄŸ gibi yükselen ve bütün bir «lisan-ı hal» ile her ÅŸeyi söyliyen Birinci Cumhur Reisinin bu icraata esas teÅŸkil edici kanaat ve sözlerini, üzerinde münakaÅŸa edilmez ÅŸekilde vesikalara baÄŸlamak ve onun bu cephesini artık inhiraf kabul etmez bir vuzuhla tesbit etmektir. Böylece, dine en küçük bir temayül ve sevgi içinde, Birinci Cumhur Reisini müdafaaya imkân kalmamalıdır. Müdafaacıları, cephelerini apaçık göstermeÄŸe mahkûm ÅŸekilde, Birinci Cumhur Reisi dostluÄŸiyle Allah ve Peygamber düÅŸmanlığını bir arada temsile mecbur tutulmalıdır.
6 – Bu hususta tek, kafi ve riyazi hüccet, Birinci Cumhur Reisinin bizzat yazdığı, devlet iÅŸlerini bırakarak mevsimlerce meÅŸgul olduÄŸu ve 1931 yılında Maarif Vekâleti armasiyle devlete mal ve tabettirdiÄŸi (bastırdığı)
meÅŸhur tarihtir. Bu tarih onun bütün ruh (portre) sini ve dünya görüÅŸünü hulâsa eder. Ä°ÅŸte bu tarihin daha ilk sahifelerinde, Birinci Cumhur Reisinin zekâdan baÅŸka (idealist) hiçbir kıymete inanmadığı ve bütün ruh ve
mavera âlemini insanlarca uydurulmuÅŸ birer masal saydığı hemen belli olur:
(M. Kemal’in yazdırdığı kitaptan):
«Bundan, tabiatı anlamakta zekâmı en büyük cevher ve müessir olduÄŸu anlaşılıyor ki, tabiatın fevkinde ve haricindeki bütün mefhumların, insan dimağı için kendi tarafından uydurma
ÅŸeylerden baÅŸka bir ÅŸey olmadığı meydana çıkar.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cild 1, sayfa 2, satır 35 ilâ 39.)
***
7 – Birinci Cumhur Reisi (M. Kemal), sadece umumi mânada bir «Allahsız» deÄŸil, ruhunda en küçük (idealist) havaya pay bırakmıyan koyu ve sert bir (materyalist)’tir. Bu bakımdan, belki de (Karl Marks) ve (Lenin)’i
aşacak bir istidatta, kaba maddeden başka bir hedef tanımaz:
(M. Kemal’in yazdırdığı kitaptan):
«Her halde hayatın, herhangi bir tabiat harici âmilin müdahalesi olmaksızın, dünya üzerinde tabii, zaruri bir kimya ve fizik seyri neticesi olduÄŸunu kabul etmek lazımdır.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 1. sahife 5, satır 10 ilâ 17.)
***
8 – Umumi mânadaki bu ruh seciyesinden sonra Birinci Cumhur Reisi, pek, ama pek hususî mânada tam bir Ä°slâmiyet düÅŸmanıdır:
(M. Kemal’in yazdırdığı kitaptan):
«Mekkeliler Arapları kendi mabetlerine çekebilmek için Arap yarımadasının muhtelif yerlerinde mabut tanılan 360 putu Kabede yerleÅŸtirmiÅŸlerdi. Kabenin kutsiyetini Yahudi ananelerine de raptetmiÅŸlerdi. Bu uydurmalara göre Ä°brahim, karısı Hacer ile oÄŸlu Ä°smail’i buraya getirmiÅŸti. Bunların hepsi, bittabi, sonradan uydurulmuÅŸ masallardır.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 85, satır 19 ilâ 27.)
***
9 – Birinci Cumhur Reisinin bütün hayat, fikir ve hamlelerine hâkim olan en büyük nefret kutbu, bizzat Allahın Sevgilisidir. Bu tarih kitabında, en küçük bir hürmet edası gösterilmeksizin sadece hâs ve mukaddes ismiyle, polis zabıtlarındaki sanıklara ait üslûpla anılan Gaye-Ä°nsan ve Ufuk-Peygamber (Salât ve Selâm O’na olsun) hattâ kasden methediliyormuÅŸ gibi durulduÄŸu noktalarda bile sistemle düÅŸürülmek istenmiÅŸtir. Mukaddes ismi nokta nokta göstererek metinleri takdim ediyoruz:
(M. Kemal’in yazdırdığı kitaptan):
«…….. 40 yaşına geldiÄŸi zaman, vatandaÅŸlarını, kendisinin bulduÄŸu ve doÄŸru olduÄŸuna inandığı yeni bir dine davet etmeÄŸe baÅŸladı.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 89, satır 15 ilâ 18.)
***
10 – Birinci Cumhur Reisince (M. Kemal) her ÅŸey Allah Resulü tarafından (hâÅŸâ) uydurulmuÅŸtur. Bu uydurmaların (namütenahi defa hâÅŸâ) mecmuası da Kur’andır; yoksa o sanıldığı gibi, Allahın kelâmı deÄŸildir:
(M. Kemal’in yazdırdığı kitaptan):
«……..’in koyduÄŸu esasların toplu olduÄŸu kitaba Kur’an denir.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2. sahife 90. satır 25 ila 26.)
Bakınız, uydurma diye iddia ettiği mukaddes oluşların izahını nasıl yapıyor ve Peygambere nasıl bir hile isnat ediyor:
«O, Arapların ahlâk ve âdetlerinin pek fena ve pek iptidai ve ıslaha muhtaç olduÄŸunu anlamış, bunların ıslahı için tenha yerlere çekilerek senelerce düÅŸünmüÅŸ ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri
doÄŸmuÅŸtur.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 40, satır 33 ilâ 36.)
Aynı hile isnadının devamı:
«…….. uzun bir devredeki tefekkürlerin mahsulü olan âyetleri, lüzum ve ihtiyaçlara göre takdir ediyordu.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 41, satır 26 ilâ 27.)
***
11 – O kadar Ä°slâmiyet düÅŸmanıdır ki, bu dinde samimî olanları bile yabancılar kabul eder ve onun kaynak teÅŸkil etliÄŸi ırk ve kavmi, Ä°slâmiyetle beraber düÅŸürmek ister:
«Arap olmıyan, kavimler Ä°slamiyeti hırsla benimsediler, halbuki asıl Araplardan olan sınıflar Ä°slamiyeti, tahakküm etmek için bir siyaset vasıtası olarak kullandılar. Nihayet nüfuz ve iktidar Arap olmıyan Müslüman kavimlerin ellerine geçti. Araplar adeta çöllerine döndüler.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2. sahife 93, satır 25 ila 29.)
***
12 – Ve nihayet mahut tarihte ki gayet sinsi (taktik), Âlemlerin Efendisini bir kumandan ve devlet reisi olarak medheder gibi görünüp O’nun aslî, ulvi ve münezzeh mâna ve hakikatine ağız dolusu sövmek, böylece güya yeni bir rütbe ve paye adına nihaî ve mefkûrevî rütbeyi, en haÅŸin bir küfür asabiyetiyle ayaklar altında çiÄŸnemektir:
«Aksi takdirde……..’i her ÅŸeyi bir melekten alan ve aynen muhitine tebliÄŸ eden ümmi, cahil, hissiz, hareketsiz bir put derekesine indirmek hatasından kurtulmak mümkün olmaz.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 93, satır 32 ilâ 35.)
**********
KAYNAK:
Necip Fazıl Kısakürek, Büyük DoÄŸu Dergisi, 22 Aralık 1950, Sayı: 40, sayfa 3.
Henüz yorum yapılmamış.