Kürsü
Elif Çakır- 28 Şubat mağdurları için de 28 şubat bitsin
Follow @dusuncemektebi2
Elif Çakır- Karar
Kanunun yok sayıldığı, mahkemelerin adil yargılama ilkesini bir kenara koyduÄŸu, hukukun hiçe sayılarak kararlar verdiÄŸi, iÅŸkencelerin olduÄŸu, inanç hürriyetinin yok sayıldığı o günleri unutmadık. Ancak 28 Åžubat’ın sene-i devriyesinde o günlerin çok geride kaldığını görüyoruz.”
“28 Åžubat bin yıl sürecek diyenleri artık kimse anmıyor. 28 Åžubat döneminde yaÅŸanan haksızlıkları, hukuk dışı yollara sapıldığını, demokrasi dışı yollarla iktidar deÄŸiÅŸikliÄŸi yapıldığını hep birlikte yaÅŸadık. Gün geldi darbeciler, vesayetçiler hesap verdi, hukuk galebe çalmıştır.”
“Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen o günler geride kaldı. Milletin gönlünü inciten o karanlık günler artık tarih oldu.”
“28 Åžubat gibi üzüntü veren tarihler artık geride kaldı. Bin yıl sürecek denilen o günler kısa sürede tarihin derinliklerinde kaybolup gitti. Türkiye, önceki anti- demokratik müdahalelerde olduÄŸu gibi 28 Åžubat’ın da üstesinden geldi. Yaralarımızı sardık. MaÄŸduriyetleri giderdik.”
Bu sözler kime mi ait. Hiç önemli deÄŸil.
Zira, 28 Åžubat post modern darbesinin bir sene-i devriyesinde daha, siyasetçisinden gazetecisine, özellikle da 28 Åžubat soÄŸuÄŸunu en sert ÅŸekilde hisseden isimlerden, “geçti geçti” diyen konuÅŸmalar duyacağız. Hatta söyleyeceÄŸiz.
Türkiye’yi bir elli yıl daha geriye götüren o karanlık günler...
O günlerin en unutulmaz sahnelerinden biri yargı mensuplarının ‘düÄŸün dernek kutlama’ havasında, ellerine sanki ‘cennete girmek için iÅŸte yapacaklarınız’ listesi tutuÅŸturulmuÅŸ gibi gibi Genel Kurmay BaÅŸkanlığı’ndan aldıkları brifingdi.
Hatırlıyorsunuz deÄŸil mi? Ankara hakimleri ve savcılar ve yüksek mahkeme üyelerinin büyük bir çoÄŸunluÄŸu Genel Kurmaya gittiÄŸi o brifingin utanç verici fotoÄŸrafını...
1635 asker ‘irtica’ suçlamasıyla TSK’dan atıldı. 1997 2001 tarihleri arasında üç binin üzerinde öÄŸretmenin görevine son verilirken, 11890 öÄŸretmen kılık kıyafet fiÅŸlemeleri nedeniyle disiplin cezası aldı. 3271 öÄŸretmen hakkında disiplin soruÅŸturması açıldı. 2639 kamu personeli, 418 öÄŸretim üyesi ve 949 öÄŸretmen MÄ°T tarafından irticacı olarak fiÅŸlendi. Daha trajik olanı ise 396 Diyanet personelinin irticacı gerekçesiyle disiplin cezasına uÄŸramasıydı.
28 Åžubat darbecilerine en büyük destek yargıdan geldi elbette. Genel Kurmay’dan brifing alan, darbeye destek sözü veren “yargıçlar” hukuku bir kenara bırakarak ellerini kollarını hukuk cinayetleri iÅŸlemek için sıvadılar.
O kadar fütursuzca hukuksuzluklara imza attılar ki, öyle umarsızca kararttılar ki hayatları, vicdanları sızlamadı tamam da zahmet etme gereÄŸi bile duymadılar...
Mesala, evinin önünde okula gitmek için servis beklerken kaçırılan çocuÄŸun faili olarak gözaltına alınan ve hakkında ‘çocuk kaçırmaktan’ dava açılan birisinin, oto hırsızlığı ile gözaltına alınan ve soruÅŸturması devam eden birisinin ‘Ä°slami Hareket Örgütü” üyesi olduÄŸuna hükmettiler. Adi suçtan gözaltına alınanlar, hakim karşısında ‘cebir ve ÅŸiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüÄŸü düzeni ortadan kaldırmaya, baÅŸka bir düzeni getirmek’ suçu ile yargılandılar.
Üniversite sınavına hazırlık için Batman’dan Ä°zmir’e giden ve orada polisler tarafından gözaltına alınan, neden gözaltına alındığını daha bilemeden, mahkemeye “Ä°slami Hareket Örgütü” suçlaması ile çıkartılan Abdülselam Durmaz’ın hikayesi bile yaÅŸanan nasıl bir vahÅŸet iÅŸlendiÄŸinin en güzel örneÄŸi.
Öldürme, gasp, yaralama, hırsızlık gibi suçlardan içeride yatanlar, haklarında soruÅŸturma açılanlar bir anda kendilerini Devlet Güvenlik Mahkemelerinde buldular.
Bugün geldiÄŸimiz süreçte, 28 Åžubat’ın antidemokratik uygulamalarına son verildi, kat sayı sorunu bitti, baÅŸörtüsü zulmü sona erdi, dahası 28 Åžubat’ın gadrine uÄŸrayan, sillesini yiyen öÄŸretmen, akademisyen, hakim savcı, siyasetçi kim varsa bugün her birisi bir yerlere geldiler.
Mevzuatlardaki antidemokratik pek çok madde kaldırıldı, düzeltildi.
28 Åžubat döneminde yaÅŸanan baÅŸörtüsü zulmünün sembolleri olan Leyla Åžahin, Fatma Benli gibi isimler Türkiye Büyük Millet Meclisinde. Meclis’ten kovulan Merve Kavakçı bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletinin diplomatı, kardeÅŸi Ravza Kavakçı milletvekili.
28 Åžubat döneminde gadre uÄŸrayan yargıçlar bugün ya yargı kurumunda itibarlı yerlerdeler ya da Meclisteler.
Fakat, 28 Åžubat darbecilerinin içeriye attığı, 22 yıldır haksız yere içeride yatan 500’e yakın kiÅŸinin maÄŸduriyetleri devam ediyor. 28 Åžubat bu 500’e yakın maÄŸdur için bitmedi hala devam ediyor.
Altan Tan milletvekilliÄŸi döneminde 2012 yılında Meclis’e 28 Åžubat 1997 yargı kararlarının iptal edilmesi ve yeniden yargılanma yolunun açılması için Meclis AraÅŸtırması açılmasını talep eden bir önerge verdi, yine 2013 yılında TBMM’ye “28 Åžubat yargı kararlarının iptal edilmesi” hakkında kanun teklifi verdi. 28 Åžubat maÄŸdurlarının sayısını yine Altan Tan’ın yaptığı basın toplantısı neticesinde öÄŸrendik.
2016 yılında TBMM Ä°nsan Haklarını Ä°nceleme Komisyonu BaÅŸkanı olan AK Parti milletvekili Mustafa YeneroÄŸlu, 28 Åžubat maÄŸduriyetlerinin tespit edilmesi için bir alt komisyon kurulacağını açıkladı. (26 Åžubat 2016) Hatta komisyon kuruldu çalışmaya baÅŸladığı yönünde haberler çıktı.
Bugün ortaya çıktı ki, dün 28 Åžubat’ta, anayasal düzeni yıkmak suçuyla müebbet cezası veren yargıç bugün FETÖ üyesi olmaktan mahkum edilmiÅŸ durumda ve müebbet verdiÄŸi maÄŸdur ile cezaevinde yan yanalar.
Ben bu yazıyı neden yazdım?
90 gün sonra bir sonraki 28 Åžubat darbesinin sene-i devriyesinde bu kez gerçekten alnımız ak bir ÅŸekilde 28 Åžubat geride kaldı diyebilelim için yazdım.
Çünkü büyük haksızlık hele de bu dönemde.
Zira...
Bugün 28 Åžubat’ın maÄŸduruyum diyen pek çok isim itibarlı koltuklarda iken, daha da kötüsü 28 Åžubat’ın gadrine uÄŸrayan hakimler savcılar bugün yargıda karar mercilerinde yer alırken...
28 Åžubat darbecileri yargı önüne çıkmışken, darbe yanlısı yargıçların mahkum ettiÄŸi kimi kimsesi olmayan garibanların hala 28 Åžubat maÄŸduru olarak içeride yatıyor olması vicdanları sızlatmıyor mu?
Üstelik 22 yıldır yok yere içeride yatan maÄŸdurların tek bir talebi var: Yeniden yargılanmak. Affedilmek istemiyorlar.
Henüz yorum yapılmamış.