Güncel
İslam medeniyetinin muhteşem bahçeleri Ataullah Efendi Tekkesi’nde yeniden hayat bulmuş
14 dönümlük bir arsa üzerine oturan Ataullah Efendi Tekkesi’nin çok geniş bir bahçesi var. Bu bahçe hattat Hüseyin Kutlu Hocanın zevk-i selimi ile yaşayan bir medeniyet ve sanat bahçesi olarak düzenlenmiş. Yasemin Dutoğlu yazdı.
Bereketli ömrünün önemli bir kısmını HekimoÄŸlu Ali PaÅŸa Camii’nde hizmetle geçirmiÅŸ olan kıymetli hattatımızHüseyin Kutlu Hocanın çalışmalarını birkaç yıldır Anadolu yakasında bir mekâna taşıdığını duymuÅŸtum. Fakat tam yerini bilmiyordum. Gelenekli sanatlarımıza olan merakımı bilen bir arkadaşım Biksad (Bilim Sanat ve Kültür DerneÄŸi)’ı ziyaret etmemi tavsiye etti. Hat, tezhib, ebru gibi sanatlarımızın kurslarının verildiÄŸi bu derneÄŸin Kanlıca’da restore edilmiÅŸ bir tekkede hizmet verdiÄŸini, tarihi özellikleri nedeniyle mekânın da ayrıca ilgimi çekeceÄŸini söyledi.
Güzel bir sonbahar günü Kanlıca iskelesinin karşısından baÅŸlayan yokuÅŸu ağır adımlarla çıkmaya baÅŸladım. YokuÅŸ biraz yorucu olsa da Kanlıca’nın bol yeÅŸillikli dokusunu, tarihi konaklarla dolu asude sokaklarını keyifle izleyerek tepeye vardığımda tam ikindi vaktiydi. Mihrabat korusunu üzerinde yolların kesiÅŸtiÄŸi kavÅŸak noktasında aşı boyalı ahÅŸap binayı görür görmez, aradığım yer olduÄŸunu anladım. Ataullah Efendi Tekkesindeydim. TDV Ä°slam Ansiklopedisi’nden öÄŸrendiÄŸime göre binanın tarihçesi ÅŸöyleydi:
“Kanlıca’dan Kavacık ve Göztepe’ye giden eski daÄŸ yolu üzerinde bulunan tekke kaynaklarda Mehmed Atâullah Efendi, Åžeyh Atâ Efendi ve Åžeyh Atâullah Efendi Tekkesi adlarıyla da anılır. NakÅŸibendî ÅŸeyhi Seyyid Mehmed Atâullah Efendi’nin (ö. 1789) muhtemelen 1750-1775 yılları arasında kurduÄŸu tekkenin vakfiyesi ise Atâullah Efendi’nin damadı ve halefi Amasyalı Åžeyh Ubeydullah Efendi (ö. 1826) tarafından tanzim edilmiÅŸtir. Tekke baÅŸlangıçta NakÅŸibendiyye’ye baÄŸlı iken 1868’den itibaren Halvetiyye’nin Åžâbâniyye koluna intikal etmiÅŸtir. 1905 yılında harap durumda iken yakınında bulunan Kavacık çiftliÄŸinin sahibi ve Prenses Fatma Hanımefendi’nin eÅŸi Mahmud Sırrı PaÅŸa tarafından tevhidhanesiyle türbesi kâgire çevrilmek suretiyle yeniden ihya edilmiÅŸtir. 1925’ten sonra metrûk kalan tekke zamanla tekrar harap olmuÅŸ, ancak 1976’da tevhidhanesi cami olarak kullanılmak üzere çevre sakinlerince tamir edilmiÅŸ, minare ve ÅŸadırvan gibi bazı ilâveler yapılmıştır. DiÄŸer bölümler harap durumdadır.”
Ä°ÅŸte bu harap durumda olan tekke, yaÅŸayan en önemli hattatlarımızdan biri olan Hüseyin Kutlu Hoca’nın baÅŸkanı olduÄŸu Alvarlı Efe Hazretleri Vakfı tarafından ihya edilerek yine Hüseyin Kutlu Hoca’nın önderliÄŸinde Sadrettin Özçimi, Cumhur Tulay, Ahmed Åžahin, Erol Dönmez, Hasan Hüseyin DoÄŸru, Yasin Kurt, Payende TellibeyoÄŸlu, Cavide Pala gibi kendi alanında yetkin sanatkârlar tarafından 2009 yılında kurulmuÅŸ olan Biksad’ın kullanımına tahsis edilmiÅŸ. Bu güzel mekân adeta küllerinden yeniden doÄŸarak gelenekli sanatlarımızın ve musikimizin yeni nesillere aktarılmasına imkân saÄŸlayan kurslara ve çeÅŸitli kültür-sanat projelerine ev sahipliÄŸi yapan mutena bir yer haline gelmiÅŸ.
Bir dönem camii olarak kullanılan ama zamanla harap olan tevhidhane muhdes eklerinden arındırılmış. SokaÄŸa ve hazireye bakan pencereleriyle gayet aydınlık bir mekan olan sekizgen planlı tevhidhanenin tavanı ihlas suresiyle süslenmiÅŸ. Buradan geçilen türbede tekkeye ismini veren Ataullah Efendi Hazretleri ile halifesi Ubeydullah Efendi ve yakınlarının sandukaları bulunuyor. Ä°ki katlı ÅŸeyh dairesi de aslına uygun olarak onarılmış. BitiÅŸiÄŸindeki müÅŸtemilat idari bölüm olarak düzenlenmiÅŸ. DiÄŸer yönde, tarihi mezar taÅŸlarına haiz hazirenin ötesine gecekondular tarafından iÅŸgal edilmiÅŸ alana bir camii inÅŸa edilmiÅŸ. Anladığım kadarıyla önemli katkı saÄŸlayan hayırsever bir ailenin ricasıyla Abdülvehhab Evvab Cami-i Åžerifi adı verilmiÅŸ. GeleneÄŸimizden ilham alan, fakat birebir taklit kolaycılığına da kaçılmadan mütevazı ölçülerde güzel bir cami tasarımı yapılmış. Halısından aydınlatmasına tüm ayrıntılar gözetilerek, vakıf bünyesinde üretilen çiniler ve Kutlu Hocanın emeÄŸi olan hatlarla tezyin edilmiÅŸ. Tekke binasıyla uyumlu mütevazi ölçülerde kareye yakın dikdörtgen harime sahip caminin bodrum katı caminin arka bahçesine doÄŸru büyütülerek alan kazanılmış. Caminin arka bahçesinde ilk bakışta havuz gibi algılanan camla kaplı boÅŸluk aÅŸağıdaki ortasında bir fıskiye konmuÅŸ iç bahçenin tam üzerine getirilmiÅŸ. Böylelikle mekâna hem estetik deÄŸer katılmış hem de bodrum katın gün ışığı alması saÄŸlanmış. Yine camla kapatılmış son cemaat yeri ve ÅŸeffaf ayakkabılıklar da dikkat çeken detaylar olmuÅŸ.
14 dönümlük bir arsa üzerine oturan tekkenin çok geniÅŸ bir bahçesi var. Bu bahçe hattat Hüseyin Kutlu Hocanın zevk-i selimi ile yaÅŸayan bir medeniyet ve sanat bahçesi olarak düzenlenmiÅŸ. Bahçenin en kuzey kesimine birkaç tane çadır yerleÅŸtirilmiÅŸ. Buralar devam eden kurslar için dershane olarak kullanılmaktaymış. Arsa büyük nasıl olsa diyerek ek bir bina yapmayı düÅŸünmeyip derslik ihtiyacını çadırlarla çözmelerinin çok hoÅŸ bir fikir olduÄŸunu düÅŸündüm. Böylelikle hem otaÄŸ kültürümüze atıf yapılmış hem de bahçenin bütünlüÄŸü bozulmamış. YeÅŸil alan baskın bir unsur olarak kalmış. Biz gittiÄŸimizde çadırların içi Türk kültürünü yansıtan desenlere sahip kumaÅŸlarla kaplanmaktaydı. BittiÄŸinde eminim çok daha güzel olacaktır. BoÄŸaz tarafına manzaraya hâkim noktalara birkaç tane ahÅŸap kameriye yerleÅŸtirilmiÅŸ. Bahçede mevcut yetiÅŸmiÅŸ aÄŸaçlar korunmuÅŸ. Ä°lave olarak tevhid ve ebedi hayat sembolü servilerin ağırlığını oluÅŸturduÄŸu çeÅŸitli aÄŸaçlar, Endülüs bahçe sanatını hatırlatan simetrik bir düzenle dikilmiÅŸ. Mevsimin de etkisiyle sarıdan koyu yeÅŸile çeÅŸitlenen renklerle göz alıcı bir bahçe oluÅŸmuÅŸ.
Çadırların önünde büyükçe bir havuza dökülen fıskiyeden çıkan su bir kanal boyunca bahçeyi kat ederek, Tekke binasının önlerinde mührü Süleyman motifinde yapılmış ikinci bir havuza kavuÅŸuyor. Ä°lk havuzun fıskiyesi lale formunda yapılmış. Böylelikle, kâinatta vahdetten zuhur eden kesrete atıf yapan bir sembolik dil kullanılmış. Bahçeyi süsleyen onlarca çeÅŸit bitki ve çiçeÄŸin seçiminde de semboller hâkim. Mesela Efendimizin (sas) dünya hayatında geçirdiÄŸi her bir yıl için 63 tane gülfidanı dikilmiÅŸ. Çiçeklenme mevsimine göre sümbül, nergis gibi çiçeklere yer verilmiÅŸ. Bahçenin bir bölümü ise tamamen ÅŸifalı bitkilere ayrılmış.
BoÄŸazın en korunan semtlerinden biri olan Kanlıca sırtlarının, bir yanda Mihrabat korusundan diÄŸer yanda Hidiv korusundan beslenen tertemiz havasında, gönüllere sürür veren eÅŸsiz güzellikte bir bahçe meydana getirilmiÅŸ. Hayvanlarda unutulmamış bir köÅŸede nadir güvercin türleri için bir alan ayrılmış. GeçmiÅŸte dünyayı güzelleÅŸtirecek kâmil insanlar yetiÅŸtirme vazifesi yürüten bu tarihi tekkede, insanın iç dünyasını güzelleÅŸtirmek, ruhlara ÅŸifa olmak maksadına da haiz olan gelenekli sanatlarımız ve musikimizin meÅŸk edilmesi için bu evsafta bir mekân oluÅŸturmayı baÅŸaran baÅŸta Hüseyin Kutlu Hoca olmak üzere emek veren ve katkı saÄŸlayan herkesi kutluyorum. ÇoÄŸunlukla yapıldığı üzere eski görkemli medeniyetimize ağıt yakmak yerine, onun gayet yaÅŸanabilir ve sürdürülebilir dinamiklere haiz olduÄŸunu göstermeyi baÅŸarmışlar. Ömürleri müzdat, muhabbetleri, gayretleri, meÅŸkleri ziyade olsun. Bu güzide kurum dilerim daha pek çok talebe yetiÅŸtirip birbirinden güzel ve deÄŸerli iÅŸlere imza atsın.
O güzel sonbahar gününde bizi büyük bir alicenaplıkla karşılayıp mihmandarlığımızı üstlenen Biksad personelinden Bilgen Özkan Hanımefendiye de içten teÅŸekkürlerimi sunuyorum.
Kurslarla ilgilenecek olup, Kanlıca’nın yokuÅŸundan çekinenlere not: Üsküdar Camii önünden kalkan 15E no’lu hat derneÄŸin tam önünde yer alan Tekke Camii durağından geçmektedir.
Yasemin DutoÄŸlu
Henüz yorum yapılmamış.