Sosyal Medya

Güncel

Mustafa Kutlu’yu neden severiz?

Abdullah Harmancı Dünyabizim için Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından 24 Kasım 2018 tarihinde düzenlenen “Mustafa Kutlu Hikâyeciliği Çalıştayı”nı değerlendirdi.



Sakarya Büyükşehir Belediyesi 24 Kasım 2018 tarihini birçoğumuz için “özel” kıldı. Artık bugünü ömrümüz oldukça hatırlayacak, bugünü hatırladığımızda yüzümüzde bir muhabbet halkası oluşmasına engel olamayacağız. Fakat ben en başa dönmek istiyorum. Onu neden bu kadar çok sevdiğimizi biraz olsun anlayalım diye:

Sanırım 1998 yılı idi. Aksaray’ın bir kasabasında öğretmendim. Henüz cep telefonları yaygınlaşmamış. Çalıştığım lisenin telefonundan arandığım haberini aldım. Arayan Mustafa Kutlu idi. Doğrusu bir ses bana “Mustafa Bey sizinle görüşecek” dediği zaman bunun Mustafa Kutlu olabileceğini aklıma getirmemiştim. Mustafa Kutlu, beni neden aramıştı? Epeydir Dergâh’a öykü göndermiyordum. Esasen gönderemiyordum. Öğretmenliğin ilk seneleri idi. Belki evlilik öncesi hazırlıklar… Sanırım öyküye devam edip etmeme noktasında bile tereddütlerim vardı. Mustafa Kutlu’nun beni arama sebebi işte tam da buydu. Neden öykü göndermediğim soruluyor, Dergâh’ta son birkaç sene içerisinde yayınladığım öyküler hakkında olumlu değerlendirmeler yapılıyor ve bir “genç yazar” teşvik ediliyordu. Bu telefon görüşmesini hiç unutmadım. Oysa Mustafa abi ile defalarca telefonlaştık. Birkaç kez yüz yüze görüştük. Ve aşağıda değineceğim, bana çok sayıda mektup yazdı. Ama bu teşvik etme çabası bende büyük bir gönül borcu uyandırdı. Esasında gönül borcum o kadar çok ki…

Dergâh’ta yayınlanan ilk hikâye

1994 senesinin Aralık ayında ani bir kararla kısacık bir öykümü Dergâh’a yolladığımda, benim için uzun bir edebiyat yolunun açılacağından habersizdim. Öyküm 1995 Ocak sayısında çıkmış. Bu kadar hızlı çıkacağını düşünmediğimden, kendi halimde okumaya yazmaya devam ediyorum. Üniversite öğrencisiyim. Üçüncü sınıfım. Bir gün Çizgi Kitabevi’ne bir de girerim ki… Gözler bana çevrildi. Sanırım Murat Güzel’di… Elinde Dergâh’ın Ocak sayısını tutuyor. Öykümün çıktığını görünce ne yapacağımı şaşırdım. Daha önce mahalli dergilerde bazı yazılarım çıkmıştı. Ama edebiyata Dergâh’tan başlamak benim için müthiş bir kıvançtı. Bu kıvancı hala taşıyorum. Ancak şunu da ekleyeyim. İlk öyküm bu kadar hızlı yayınlanmışken ikincisi için tam bir sene bekledim. Ama beklediğime değdi. Bu öykü “Kinetiks” idi ve Mustafa Kutlu bu öyküyü çok beğendi. Hatta zaman zaman telefon görüşmelerimizde, bendenize “Kinetiks Abdullah” diye takılıyordu. Bir öyküm beğenilmediğinde ise genellikle yayınlanmayacağına dair bilgi veren daktilo ile yazılmış bir mektup geliyordu. Şimdi bana gelen mektupları sakladığım bir küçük sandukam var. O sandukanın en değerli mektupları hiç şüphesiz Mustafa Kutlu’dan bana gelmiş mektuplardır. Mektuplarda, öykümün neden yayınlanmayacağına dair açıklamalar olurdu. Öykümün neşredilmeyeceğini öğrendiğim için üzülmeme sebep olan bu mektuplar, bir taraftan da beni mutlu ederdi. Zira ne olursa olsun sonuçta Mustafa Kutlu’dan bir mektup alıyordum. Bu beni edebiyatla uğraşan akranlarıma göre çok daha “imtiyazlı” kılıyordu.

Mustafa Kutlu, bir editör olarak eleştirisini asla gizlemeyen dobra bir eleştirmendi. Sözünü sakınmadan söylerdi. Hadi bu da yayınlasın, dediğini hiç zannetmiyorum. Yirmi beş senelik bir Dergâh okuru olarak bu kalitenin şahidiyim en azından. Ancak Mustafa ağabey insanları kırmamaya azami dikkat gösterirdi. Tek tek kendisine yönelmiş her genç imzaya değer verirdi. Zor beğenirdi. Bu özelliklere sahip olan bir editör kısa zamanda dergisine müthiş bir prestij kazandırdı. Dergi belki edebiyat tarihimizde örneği görülmemiş bir biçimde bereket yuvasına döndü. Burada adlarını anamayacağım kadar çok şair ve öykücü edebiyat kervanına Dergâh’tan katıldı. Mustafa abi 90’lı senelerde çok az öykü yazdı. Sebebi işte bu editörlük mesaisi idi.

Bugünü ömrümüz oldukça hatırlayacağız

Sakarya Büyükşehir Belediyesi 24 Kasım 2018 tarihini birçoğumuz için “özel” kıldı. Artık bugünü ömrümüz oldukça hatırlayacak, bugünü hatırladığımızda yüzümüzde bir muhabbet halkası oluşmasına engel olamayacağız. Her şeyden önce “Mustafa Kutlu Hikâyeciliği Çalıştayı”nın yapıldığı salona girdiğimizde salonun hıncahınç dolu olduğunu gördük ve elbette ki hayret ettik. Kültür sanat faaliyetlerine zaman zaman dinleyici veya konuşmacı olarak katılmış olan bendeniz hiç böylesi bir alakaya şahit olmadım. Konferans salonunun merdivenleri bile dolmuştu.

Çalıştay üç oturumdan oluştu. Ali Ayçil, Mukadder Gemici ve Zeynep Arkan; Mustafa Kutlu’nun daha çok dergi editörlüğü üzerinde durdular. Abdullah Harmancı, Mehmet Kahraman ve Alpay Doğan Yıldız ise hikâyeciliğinden bahsettiler. Günün sonunda yapılan üçüncü oturumda Emin Gürdamur, Handan Acar Yıldız ve Hasan Harmancı da Mustafa Kutlu hikâyeciliğinin farklı özelliklerine değindiler. Programı güzelleştiren bir şey de, her konuşmacıdan sonra, Mustafa Kutlu tarafından seçilen bir türkünün salonda dinlenmesi oldu.

Mustafa Kutlu’yu neden severiz?

Çalıştay sırasında, şair Ali Ayçil, mealen aktarıyorum, “Mustafa Kutlu hep çok sevilir, acaba neden bu kadar çok sevilir?” gibi bir soru sorarak zihnimin kumbarasını birden bire açıverdi. Bende bu soruyu duyduğum andan itibaren kendime bu suali yönelttim… Gerçekten de Mustafa Kutlu hep çok sevildi. Seviliyor da. Neden bu kadar çok sevildi, zira tek tek karşısındaki insanlara değer verdi. Kalp kırmamaya özen gösterdi. Ve 1970’ten 2018’e kadar, içeriğini ve değerini konuşmaya devam ettiğimiz birbirinden değerli edebi eserler verdi. Batılı bir yazardan belli bir anlatım üslubunu alıp onu yerli özlerle doldurmak –ki modern edebiyatımızın genel ahvali budur- yoluna gitmedi. Kendimize mahsus bir anlatım aradı. Üstelik buldu da…

Burada, şair Ali Ayçil’in sorusunu biraz olsun cevaplandırmaya çalıştım. Sakarya’daki çalıştay, dinleyicisinden konuşmacısına, öyküsünden türküsüne kadar… Güzel duygularla başlayıp güzel duygularla biten hoş bir çalıştay oldu. Mustafa Kutlu coğrafyasının küçük bir kısmını da olsa, okumaya, anlamaya, yorumlamaya çalıştık. Vesselam!

Abdullah Harmancı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.