Sosyal Medya

Güncel

Osmanlıların ilk şeyhülislamı: Molla Fenari

Molla Fenari Hazretleri, şer'i imlerle sufiliği birleştirebilmiş bir gönül sultanıdır. Devletine müderris olarak, kadı olarak, şeyhülislam olarak büyük hizmetlerde bulunmuştur. Metin Uygun yazdı.



Osmanlı medeniyetinin inÅŸa edilmesinde ve yüksek seviyelere ulaÅŸmasında, Osmanlı padiÅŸahları ile, onların himaye ettiÄŸi âlimlerin, evliyaullahın, devlet adamlarının rolü büyüktür. Osmanlı medeniyetinin teÅŸekkülünde önemli katkıları olanlardan birisi de Molla Fenari Hazretleridir. Molla Fenari çok yönlü bir âlimdir. Akli ve nakli ilimlerde en yüksek mertebededir. Tasavvufi yönü de bulunan Fenari, ÅŸer'i ilimlerle sufiliÄŸi birleÅŸtirebilmiÅŸ bir gönül sultanıdır. Devletine müderris olarak, kadı olarak, ÅŸeyhülislam olarak büyük hizmetlerde bulunmuÅŸtur. Çok talebe yetiÅŸtirmiÅŸ, Osmanlı medrese sistemini yeniden düzenlemiÅŸtir. Umumiyetle Osmanlı devletinin ilk ÅŸeyhülislamı olarak kabul edilir.

Fenari Hazretlerinin asıl ismi Muhammed olup (bazı kaynaklarda Åžemseddin Mehmed olduÄŸu da yazılıdır) babası Hamza Efendi'dir. Molla Fenari hazretlerinin Fenari nisbesiyle ilgili farklı görüÅŸler vardır. Bir görüÅŸe göre Fener köyünde doÄŸduÄŸundan, diÄŸer bir görüÅŸe göre ise babası fenercilik yaptığından Fenari nisbesiyle ÅŸöhret olduÄŸu belirtilir kaynaklarda. 1350 yılında doÄŸan Fenari Hazretlerinin babası da âlim, mutasavvıf bir zat olup, hatta evliyaullahtan olduÄŸu bazı kaynaklarda geçmektedir. Ä°smail Hakkı Uzunçarşılı, babası içinSadrettin Konevi Hazretlerinin halifesi olduÄŸunu söyler.

Bursa’yı ilim merkezi haline getirmiÅŸtir

Molla Fenari Hazretleri, devrinin büyük âlimlerinden ilim tahsil etmiÅŸ, tasavvuf ehlinden feyz almıştır. Kara Hoca denilen Mevlana Alaüddin EsvedÅžeyh Cemaleddin AkasarayiÅžeyh Hamidüddin Kayseriders gördüÄŸü devrinin büyük âlimlerinden bazılarıdır. Büyük evliya Hamidüddin-i Kayseri’den ayrıca tasavvufa dair marifeti öÄŸrenmiÅŸtir. Molla Fenari 1376 yılında Mısır’a gitmiÅŸ ve burada fıkıh, hadis, lugat, sahiv, nahiv ve beyan ilim sahalarında eÅŸsiz bir âlim ve pek çok deÄŸerli âlimin de hocası olan Ekmeleddin Muhammed el Baberti’den ilim tahsil etmiÅŸ. Din ilimlerinin yanında, fizik, matematik, astronomi ve diÄŸer fen ilimlerinde de yüksek dereceye ulaÅŸmıştır.

Ä°lim tahsilini tamamladıktan sonra Bursa’ya yerleÅŸen Fenari Hazretleri, burada müderrislik ve kadılık görevlerinde bulundu. Yıldırım Beyazıt Han, Çelebi Sultan Mehmet ve Sultan Ä°kinci Murat Handevirlerinde yaÅŸayan Fenari Hazretleri, Bursa’yı ilim merkezi haline getirir. Ömrü öÄŸrenmek ve öÄŸretmekle geçer. Osmanlı medrese sistemini yeniden düzenler ve kendinden sonra gelenlere büyük tesiri olur. MüderrisliÄŸi ve kadılığı esnasında adı ve ÅŸöhreti iyice yayılır. Ä°lim tahsil etmek isteyen, onun derslerine katılır. Çok talebe yetiÅŸtirir. Devlet adamları ve halk tarafından büyük itibar ve iltifat görür. Zahiri ilimlerin yanında babasının mesleÄŸi olan tasavvufa da ehemmiyet vermiÅŸ. Uzunçarşılı, Molla Fenari’nin, Muhyiddin Ä°bn Arabifelsefesini neÅŸrettiÄŸini bildirir.

Bir dönem Konya’da bulunmuÅŸ ve ders okutmuÅŸ

Molla Fenari bir dönem Bursa’dan Konya’ya gitmiÅŸtir. Konya’da KaramanoÄŸlu Mehmed Bey tarafından çok iyi karşılanır. KaramanoÄŸlu Mehmed Bey, Fenari Hazretlerine büyük ihsanlarda bulunur. Kendisine fevkalade cömert davranır. Büyük hürmet gösterir. Fenari Hazretlerine ve talebelerine hatırı sayılır meblaÄŸda günlük tahsisat baÄŸlar. Bu da zamanın Türk devletlerinin, beyliklerinin ilme ve ilim adamına ne kadar deÄŸer verdiklerini gösterir. Molla Fenari’den talebe okutması için ricada bulunur. Konya’da da ders okutan Fenari Hazretleri, ilimde yüksek derecelere ulaÅŸan talebeler yetiÅŸtirir. Molla Fenari, Karaman Bey’in kızı Gül Hatunile evlenir. Ä°ki oÄŸlu ve iki kızı olur. Ä°ki oÄŸlu da kendisi gibi âlim olarak yetiÅŸmiÅŸler ve onlar da Bursa’da kadılık yapmışlardır. Fenari Hazretlerinin torunları da ilimde iyi yetiÅŸmiÅŸ, irfan sahibi olmuÅŸlar, Osmanlı devletine kadı olarak, ÅŸeyhülislam olarak hizmet etmiÅŸler, kurdukları vakıflarla baÅŸta cami yapımı olmak üzere, nice hayır ve hasenatta bulunmuÅŸlardır.

Sultan Çelebi Mehmet, KaramanoÄŸlu Mehmet Bey'e galip gelince, Molla Fenari Hazretlerini tekrar Bursa’ya davet eder. Bu daveti kırmayan Fenari Hazretlerine tekrar eski müderrislik ve kadılık görevleri verilir. Hatta Sultan Çelebi Mehmet, Fenari Hazretlerini her iÅŸte merci yapmış. Bu durum Fenari Hazretlerine karşı devletin yüksek kademesinde kıskançlığa bile yol açmış. Daha sonra Sultan Ä°kinci Murat Han’ın iltifat ve teveccühlerine de mazhar olan Fenari Hazretleri, bu sultan tarafından müftîlik ve kadılık makamının en yüksek derecesi olan ÅŸeyhülislamlık vazifesine tayin edilerek, Osmanlı Devleti’nin ilk ÅŸeyhülislamı olur.

Elimin kazancı daha fazlasına müsaade etmiyor”

Hayatında birçok defa Mısır’a giden Faneri Hazretleri, 1419 yılında Hicaz’a giderek hac farizasını yerine getirir. Memluk Sultanı Melik Mümeyyid’in daveti üzerine Hac dönüÅŸü tekrar Mısır’a uÄŸrar. Bir müddet burada kalır, âlimlerle, evliya ile sohbet eder, ilmi müzakerelerde bulunur. Kaldığı müddet zarfında talebe de okutur. Sultan Çelebi Mehmed’in çağırması üzerine Bursa’ya döner.

Ä°lmi faaliyetleri, kadılık, müderrislik ve ÅŸeyhülislamlığının yanında ipekçilikle de uÄŸraÅŸan Fenari hazretlerinin bu yüzden maddi durumu iyidir, hali vakti yerindedir. Çok cömert olan Fenari hazretleri, kazancıyla çok hayır ve hasenatta bulunur. Hac dönüÅŸü Kudüs’e de uÄŸrar. Burada bir medreseyi satın alarak, masraflarını Anadolu’daki vakıflarından karşılar. Bursa’da mescitler ve medreseler yaptırır. Her yönden hali vakti yerinde olmasına raÄŸmen, hususi hayatında mütevazılığı elden bırakmaz. Ä°pekçilikten iyi anladığı için, nafakasını bu iÅŸten temin ederdi. Süslü elbiseler giymez, gösteriÅŸten uzak durur, mütevazılığın sebebini soranlara da, “Elimin kazancı daha fazlasına müsaade etmiyor” diye cevap verirmiÅŸ.

Yıldırım Beyazıt’ın mahkemede ÅŸahitliÄŸini kabul etmez

Sultan Yıldırım Beyazıt ve Somuncu Baba ile menkıbeleri vardır. Bursa’da kadı iken bir mahkemede Sultan Yıldırım Beyazıt’ın ÅŸahitliÄŸine müracaat edilmesi gerekir. Kadı Fenari Hazretleri, Sultan’ın ÅŸahitliÄŸini, cemaatle namaz kılmadığı için kabul etmez. Zira Ä°slam’da cemaatle namaz kılmak ÅŸahitlik ÅŸartlarındandır. Bunun üzerine Yıldırım Beyazıt oturduÄŸu sarayın yanına bir cami yaptırır ve namazlarını cemaatle kılmaya baÅŸlar.

Somuncu Baba’yla olan menkıbesi de hayli meÅŸhurdur. Bursa Ulu Camii’nin açılışında Cuma hutbesini okuması için Yıldırım Beyazıt Han, damadı olan büyük âlim, veli Seyyid Emir Sultan Hazretlerini görevlendirir. O da bir emrivaki ile, “Sultanım, zamanımızın büyüÄŸü burada bulunurken bizim hutbe okumamız edebe uygun deÄŸildir” diyerek, o zamana kadar kendisini gizleyen Somuncu Baba’yı iÅŸaret eder. Ulu Cami’nin açılışında büyük bir âlim topluluÄŸunun yanında Molla Fenari Hazretleri de vardır. Somuncu Baba, hutbede, “Ulemadan bazısının, Fatiha-i ÅŸerifenin tefsirinde müÅŸkilatı bulunmaktadır. Onun için bu hutbede bu surenin tefsirini yapalım” buyurur ve Fatiha suresinin yedi türlü tefsirini yapar. Herkes bu hutbeye hayran kalır, ÅŸöhretten son derece sakınan Somuncu Baba’nın büyüklüÄŸü ortaya çıkar. Bu hadiseden sonra, sırrının ifÅŸa olmasını öne sürerek Bursa’dan ayrılır.

Hutbeyi dinleyenler arasında bulunan kadı Molla Fenari Hazretleri, o sırada Fatiha suresini tefsiriyle ilgili çalışmaktadır ve bu çalışmayla ilgili olarak müÅŸkilatı vardır. Fenari, “Somuncu Baba önce bizim bu surenin tefsirindeki müÅŸkilimizi halletti. O, bunun büyük bir kerametiydi. Çünkü Fatiha’nın birinci tefsirini herkes anladı. Ä°kinci tefsirini bir kısım cemaat anlamıştı. Üçüncüsünü anlayanlar çok azdı. Dördüncü ve sonraki tefsirleri içimizde anlayan yok gibiydi” sözleriyle Somuncu Baba’nın büyüklüÄŸünü ve kerametini ortaya koyar.

Tefsir, tasavvuf, fıkıh, usul-i fıkıh, kelam, mantık ve belagat dallarında çok kıymetli eserler yazmış

Kendisinin de kerametlik hallerinin bulunduÄŸu belirtilir kaynaklarda. Fenari, 1431 yılında Recep ayında Bursa’da vefat etti. Kabri kendi yaptırdığı caminin yanındadır. Memlekette Ä°mam-ı Azam diye anılan Fenari, kütüphanesinde binlerce cilt kitap bırakır. Tefsir, tasavvuf, fıkıh, usul-i fıkıh, kelam, mantık ve belagat dallarında çok kıymetli eserler yazmış. Bunlardan birisi yüz kadar ilim ve fenden bahsettiÄŸi Enmûzecül-ulûm olup, telifini oÄŸlu Mehmed Çelebi yapmıştır. Bu çalışması, Fahreddin Razi’nin Hadikatül-envareserinden toplanmış. Bir diÄŸer önemli eseri, KaramanoÄŸlu Mehmed Bey adına yazdığı Ayn-ül ayan isimli Fatiha suresi tefsiridir. Bu tefsirinde tasavvuf, kelam, usul, meani, belagat ve diÄŸer ilimlerden de bahsetmesinden dolayı, tefsirin çok deÄŸerli olduÄŸu ifade edilir. Usul-i fıkh’a dair yazdığı ve birçok önemli eseri tetkik ederek kaleme aldığı Fusulül-bedayi li usulüÅŸ-ÅŸerayi isimli eserini otuz senede tamamlamış. Mantıkla ilgili olarak yazdığı Ä°sagoci ÅŸerhi de çok önemli bir eseri olup, Osmanlı medreselerinde uzun zaman ders kitabı olarak okutulmuÅŸ. Bu eserini bir günde yazmış.

Bursa’da medfun bulunan Molla Fenari Hazretleri, ilmiyle, maneviyatıyla bugün de bizlere hizmet etmektedir. Allah, onların ruhaniyetinden, feyzinden ve ilminden bizlere istifade etmeyi nasip etsin.

 

Metin Uygun yazdı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.