Sosyal Medya

Güncel

2. Dünya Savaşı'nda Kırım'ın romanı: Korkunç Yıllar

Cengiz Dağcı, 'Korkunç Yıllar' romanında savaşın acımasızlığını, ikilemini, insanlar üzerinde bıraktığı olumsuz psikolojik durumu, Rusya egemenliğinde yaşamaya çalışmış Müslümanların içinde kaldığı zor durumu başarıyla anlatmış. Sedat Palut yazdı.



Osmanlı Devleti, 1768-1774 yılları arasında Rusya ile yapmış olduÄŸu savaşı kaybetmiÅŸ ve savaşın sonuna imzaladığı Küçük Kaynarca AntlaÅŸması ile Kırım’ın özerkliÄŸini tanıdığını açıklamıştı. Bu, Osmanlı tarihinde bir ilktir. Osmanlı Devleti, sınırları içindeki bir toprağına özerklik vermiÅŸti. Bu özerkliÄŸin devamında da Kırım, Rusya’nın egemenliÄŸine girmiÅŸtir. Bu coÄŸrafyada 1854’de yine Rusya ile büyük bir savaÅŸ olmuÅŸ, binlerce insan hayatını kaybetmiÅŸtir.
 
Kısacası Kırım, bir savaÅŸ coÄŸrafyasıdır. Bölgenin kısa zaman önce Ukrayna’dan Rusya’ya geçtiÄŸini hatırlatmakta fayda var.
 
SavaÅŸ bölgelerinin acıları çok olur. Bu bölgelerde yaÅŸam mücadelesi verilir, dinlerini yaÅŸamakta zorlanır insanlar, hicret etmek isterler, lakin ata toprağını terk etmek de zordur. Bu savaÅŸ coÄŸrafyasının önemli bir anlatıcısı var: Cengiz DaÄŸcı. DaÄŸcı, 1919’da Kırım’da doÄŸmuÅŸ, çocukluÄŸunun ilk yılları Sovyet Rusya’nın sosyalist ideolojisini hayata geçirmeye çalıştığı zulüm dönemlerine denk gelmiÅŸtir. Ä°kinci Dünya Savaşı’nda Ruslar için- mecburen- savaşırken Almanların eline esir düÅŸer, esir kampından kurtularak Ä°ngiltere’ye, Londra’ya yerleÅŸir. Lakin burada çok ağır ÅŸartlarda yaÅŸamaya çalışır. Yazar, 2011’de vefat etmiÅŸtir.
 
Edebiyat dili olarak Türkçeyi seçen yazar, bu durumu “Türkçe bana anamın konuÅŸtuÄŸu dil” diyerek açıklar.
 
“Deniz parçalanamaz”
 
Kırım’ın ve kendisinin yaÅŸadığı sıkıntıları mülteci olduÄŸu yıllarda sayısız eserle dile getirmeye çalışan Cengiz DaÄŸcı, hatıralarında bu durumu, “Ben yalnızca Kırım’ın yazarı deÄŸilim ama Kırım’ın faciasını bütün gerçeÄŸi ve içtenliÄŸi ile yalnız ben yazabilirdim” diye iddialı bir cümle ile açıklar. 
 
Yazarın bir anlamda hayat hikayesini anlattığı “Korkunç Yıllar” adlı bir romanı bulunmaktadır. Ötüken Yayınları’ndan çıkan kitap, II. Dünya savaşı öncesi ve sırasında Kırım’da geçer. Kahramanımız Sadık Turan. Kırım’ın köylerinden… Bir gün gözlerinin önünde babasını alıp götürüyorlar. Baskılar artınca köylerini terk etmek zorunda kalıyorlar, yerlerine Ruslar gelip yerleÅŸiyor. KardeÅŸlerinin ikisi de hastalıktan, doktorsuzluktan ölüyor, eve maddi katkı saÄŸlamaya çalıştığı ilk zamanlarda babası, daha gitmemiÅŸken, Sadık Turan’a izin vermez, onun okumasını ister. “Başımızdan geçenler, baÅŸkalarının da başına geldi; felakete milletçe uÄŸradık Sadık. Bu milleti sizin gibi gençler kurtarmazsa kim kurtaracak” (S.23) diye açıklıyor babası durumu.
 
Sadık’ın içinde bulunduÄŸu durumu etkileyen önemli olaylar da oluyor köyünde. Ruslar, köydeki camilerini yıkıyor. Hatırlatmakta fayda var. Sovyet Rusya’da, Stalin döneminde, sosyalist rejime uygun insan yetiÅŸtirmek için, 1925 ve 1945 yılları arasında tüm ibadethaneler - sinagoglar, kiliseler ve camiler- kapatılmıştır. Caminin yıkılması haliyle kahramanımızın öfkesini artırmıştır. Dolayısıyla bu dönemde kullandıkları dil de deÄŸiÅŸiyor. Ardından kahramanımız, toplumun bölündüÄŸünü ÅŸöyle ifade ediyor: “Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, BaÅŸkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanamaz.” (S.27)
 
2. Dünya Savaşı sürecinde Kırım
 
Sadık Turan, belirli makamlara gelmek ve biraz da baskıyla, 2. Dünya Savaşı’nda Rus üniforması giyer. Rus askerlerin yaÅŸantısına alışamaz, zorla rakı tavsiyelerine… Fakat kaçamaz da. Alman cephesine gönderilir, burada Almanlarla savaşır. Savaşın bir bölümünde esir düÅŸüyor, dayak yiyor, kampta Yahudilerin öldürüldüÄŸünü görüyor, sonra da Almanların yanında yer alıyor.
 
Cengiz DaÄŸcı, Sadık Turan üzerinden savaşın acımasızlığını, ikilemini, insanlar üzerinde bıraktığı olumsuz psikolojik durumu, Rusya egemenliÄŸinde yaÅŸamaya çalışmış Müslümanların içinde kaldığı zor durumu baÅŸarıyla anlatmış. Korkunç Yıllar, 2. Dünya Savaşı sürecinde Kırım ve buradaki Müslümanların hayat hikâyelerini okumak isteyenlere tavsiye edebileceÄŸim bir kitap. Son sözü savaşın kahramanı Sadık Turan’a vereyim: “Ana yurdum Kırım. Orada doÄŸdum, orada büyüdüm. Asker oldum. Almanya’ya karşı harp ettim. Günün birinde esir düÅŸtüm. Bir yıl esir kaldım. Esirlikte hayat zordu. Hayat bize orada iÅŸkence oldu. Dayandım gene de. Hayata kırılmadım bile! Sonra harp ettiÄŸimiz Almanlar tarafından serbest bırakıldık. Müttefik olduk onlarla. Alman üniforması giydik. Her ÅŸeyden önce, Alman hesabına Ruslara karşı savaÅŸmaya yemin ettik. DoÄŸru muydu? Bilmiyorum. DoÄŸru, yanlış; kalbimin bana emrettiÄŸini yaptım. Belki o günler hayatı olduÄŸu gibi gördüm. Ama hayatın baÅŸka yolları varmış, ben ne bileyim.” (S.250)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.